Avrupa Birliği'nin, Rojava'daki cihadcı unsurlara ve Suriye Ulusal Koalisyonu'na "petrol ihracat" sözü verdiği, Kürtleri de Rojava petrollerini SUK ve ÖSO'ya devretmelerini istediği ancak Kürtlerin bu talebi reddettiği belirtiliyor. Rojava'daki Kürt katliamında AB'nin rolü olduğu iddia ediliyor.
(soL - Dış Haberler) Es-Safir yazarı Muhammed Ballout, Rojava'da (Suriye Kürdistanı) cihadcı çeteler ve ÖSO ile PKK'ye yakınlığı ile bilinen Demokratik Birlik Partisi'ne (PYD) bağlı YPG arasında yaşanan çatışmaların petrol paylaşımına ilişkin boyutunu yazdı.
Ballout, Nusra Cephesi ile Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) Serekaniye'ye (Raselayn) yaptıkları saldırıların, ekonomik savaşın başlangıcını temsil ettiğini düşünüyor. Son üç gün boyunca, Serekaniye'den sonra petrol üretimi ile bilinen Rimelan'a sızmaya çalışan cihadcı unsurlar, YPG'nin direnişiyle karşılaştı. Savaşın iki tarafı haricinde, üçüncü taraf olarak Suriye ordusu da çatışmalara dahil olarak, Nusra Cephesi ve IŞİD'in Tel Abyad'daki mevzilerini savaş uçaklarıyla bombaladı. Bu unsurlara ek olarak, Arap Şummar aşireti de, Cezire Özgür Tugayı adı altında Suveydiye, Rimelan ve Tel Kucar-Rabiha kesişimindeki bölgelerde operasyonlara katıldı. Bu bölge, Qamışlo'nun (Kamışlı) güneydoğusunda ve Irak Kürdistanı sınırına yakın bölgeler. Bölgede ayrıca Ahrar üş-Şam, Ahrar Ğoveriyan, Özgür Suriye Tugayları ve Ümmet Tugayları yer alıyor.
PYD, Arap aşiretlerini Nusra Cephesi'nin yanında savaşmakla suçluyor. Kürt yetkililer, bu aşiretlerin Haseke'de köyleri yaktığını iddia ediyor.
Petrol savaşları
Bölgedeki Arap aşiretlerinin, bazı Kürt aşiretlerini bölgeden göçe zorladığı belirtiliyor. Bu göçün son durağı genellikle Qamışlo oluyor. Bu sırada, Nusra Cephesi de Rojava'nın en önemli petrol havzaları olan Rimelan ve Suveydiye'yi ele geçirme operasyonuna başladı.
Bölgeye PYD ve Suriye ordu birliklerinin anlaşarak girmesi, petrol tesislerini koruma altına almayı ve Tartus limanına petrol sevkiyatını devam ettirmeyi kararlaştırmalarının ardından, cihadcı unsurlar kendi kontrollerindeki bölgeden geçen petrol boru hatlarına yönelik sabotajları artırdılar. Tam bu sıralarda, Avrupa Birliği, Suriye muhalefetine Rimelan ve Deyrezzor petrollerini uluslararası pazarda satma garantisi verdi. Bunun yanı sıra, Nusra ve İslam Emirliği'nin yanı sıra Ukeyde ve Bou Hassan aşiretleri Vard ve Tim'deki petrol bölgelerini yağmaladı, bölgedeki 9 petrol tesisini ateşe verdi.
Tel Abyad'da yoğun çatışmaların yaşanmasının nedenlerinden en önemlisi, cihadcıların Deyrezzor'dan çıkartılan ve Rakka üzerinden Türkiye'ye gönderilen petrollerin bu bölgeden transfer edilmesi. AB'nin "uluslararası satışa garanti" vermesinden sonra, cihadcıların Rimelan ve Suveydiye'ye saldırıları yoğunlaştı. Bu iki bölgeden günde 130 bin varil petrol elde ediliyor.
AB Kürtleri ikna edemeyince...
Birkaç ay önce ise, AB Kürtleri Rimelan petrollerini Suriye Ulusal Koalisyonu'na (SUK) devretmesi için ikna çabalarına başladı. O dönem Es-Safir'e konuşan üst düzey bir PYD yetkilisi, bir İngiliz diplomatın kendisine, PYD'nin Rimelan petrollerini, geçici hükümetin kendisini finanse edebilmesi için, SUK ve ÖSO'ya devretmesi gerektiğini söylediğini aktarmıştı.
PYD yetkilisi ise İngiliz diplomata, Kürtlern petrol bölgelerini son adamına kadar savunacağını, ancak gelecekte Şam ile Kürt bölgesi arasında yapılacak müzakerelerle petrolün paylaşımının karar altına alınabileceğini söyledi.
Rojava'ya yönelik saldırıların, AB'nin petrol garantisi vermesinden ve Kürtleri ikna edememesinden sonra gelmesi dikkat çekiyor.
Daha yeni Daha eski