Şimdiye kadar 11 kişinin zorla kaybettirildiği Ankara’da
aynı yöntem ve araçla bir kişi daha kaçırıldı...
Gülen Cemaati’yle ilişkisi olduğu iddiasıyla
1.5 yıldır aranan Ümit Horzum’un 6 Aralık’ta aracı durdurularak kaçırıldığını
savunan eşi Aynur Horzum, İHD’ye başvurdu.
Ankara’da yaşayan Aynur Horzum, eşi Ümit Horzum’un
kaçırıldığı iddiasıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’ne başvurdu.
Horzum’un ulaştığı bilgilere göre, Ümit Horzum İstanbul Yolu üzerinde bulunan
Acity adlı AVM yakınlarında siyah bir minibüsle (transporter) 6 Aralık saat
18.00 civarlarında kaçırıldı. Horzum ailesinin iddiasıyla birlikte başkentte
benzer yöntem ve araçla yaşanan zorla kaybetme vakalarının sayısı 12’ye çıktı.
İHD, daha önce çoğunluğu Gülen cemaatiyle ilişikli olmakla suçlanan 11
kaçırılma/ kaybetme olayını Birleşmiş Milletler (BM) Zorla veya İrade Dışı Kaybetmeler
Çalışma Grubu’na bildirmişti. Bu kişilerden 7’sinin akıbeti halen bilinmiyor.
İŞKENCE KORKUSU
Aynur Horzum Türk Patent Enstitüsü’nde, eşi Ümit Horzum ise
Türkiye Akreditasyon Kurumu’nda yönetici pozisyonundaki işlerinden 15 Temmuz
darbe girişimi sonrası ihraç edildi. Aynur Horzum, 17 Ağustos 2016 günü
komşusunun ihbarı üzerine eşi hakkında gözaltı kararı çıktığını söyledi ve
şöyle anlattı: “İhraçlardan sonra eşim
korkuyordu, acaba bizim de başımıza bir şey gelir mi, diye. Çünkü
televizyonlarda gözaltındaki işkence görüntülerini izliyorduk. Daha sonra
korktuğumuz başımıza geldi. Eve gelen polislere eşimin memlekette olduğunu
söyledim. Eşim zaten evden ayrılmıştı. Bir hafta sonra da iş yerindeki
dosyasından polisler yine eşim için geldi. Ama eşim ev de olmadığı için
gözaltına alınmadı. Ben eşime ulaştım ve ifade vermesinin doğru olacağını
söyledim. Ama o korkmuştu ve ‘OHAL bitene kadar’ teslim olmam diyordu.”
Horzum o tarihten itibaren bir daha eşiyle hiç yüz yüze
gelmediğini ifade etti.
‘BİR KİŞİ EVE GELDİ VE ‘EŞİN KAÇIRILDI’ DEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberini daha önce hiç görmediği
bir kişiden aldığını belirtti. Horzum, şunları söyledi: “7 Aralık Perşembe günü
bir kişi evime geldi. Ümit’i sordu. Yavaş yavaş konuya girdi. Eşimin Acity
civarında kaçırıldığını söyledi ama çok fazla bilgi vermedi. Ben bu kişi daha
önce hiç görmemiştim. Kendisine kim olduğunu, nereden öğrendiğini sordum. Bu
kişinin eşimin 1.5 yıldır ev arkadaşı olduğunu öğrendim. Eşimin aracının önünün
siyah bir minibüs tarafından kesildiğini, akşam eve gelmediğini ve
kaçırıldığını söyledi. ‘Biliyorsunuz bu hayatta sizden başka kimsesi yok’ dedi
ve gitti.”
BENZER VAKANIN SAVCISI BAŞVURUYU KABUL ETTİ
Horzum, eşinin kaçırılma haberini aldıktan hemen sonra
iddiaların araştırılması için adli mercilere başvuru yaptığını söyledi. Horzum,
jandarma ve emniyet yetkililerinin “Eşin kaçmıştır, sen de peşini bırak”
şeklinde karşılık verdiğini, birçok savcının “Aranan kişinin nesini arayayım”
diyerek başvuruyu kabul etmediğini söyledi ve ekledi: “Eşimin arandığı dosyaya
bakan savcıya gittim o da, hali hazırdaki dosyaya iliştireceğini evrak numarası
vermeyeceğini söyledi. En sonunda başka bir savcı bulduk ve ‘kaçırılma’
başvurumuzu kabul etti.”
Horzum ailesinin başvurunu kabul eden savcı ise 9 Mayıs 2017
tarihinde Ankara’nın Şentepe Mahallesi’nde kaçırılan ve halen akıbeti
açıklanmayan Mustafa Özben dosyasına bakan savcı olduğu öğrenildi. Horzum,
savcının başvuruyu kabul ederek Acity etrafındaki görüntüleri istediğini
aktardı.
‘KAÇIRILDIĞINI SÖYLEYEN ŞAHIS İFADE VERMEDİ’
Horzum, eşinin kaçırılma haberi veren kişinin olayı görüp
görmediğinden ve bilgiyi nereden aldığından tam emin değil. Horzum, “Olayı
gören bir başkasından, üçüncü bir şahıstan haberi bana getirmiş olabilir”
düşüncesinde.
Kendisine haber getiren kişiye tanıklık teklif ettiğini de
sözlerine ekleyen Horzum, “Bana haber verdikten sonra beraber polise gitmeyi
teklif ettim. Ama o kabul etmedi, ‘Ben gidemem’ dedi. Bu kişinin de polis
tarafından arandığını düşünüyorum” diye belirtti.
‘ÇOCUKLARIMIN PSİKOLOJİSİ BOZULDU’
Horzum ailesinin biri 6,5 diğeri 10 yaşında iki çocuğu var.
Çocuklarının psikolojisinin bozulmaya başladığını belirten Horzum, “Çocuklarıma
babalarının uzun bir süre kendilerini aramayacağını söyledim” dedi. “Adil
yargılanma istiyorum” diyen Horzum, “Eşim suçluysa da cezasını çeksin. Ama ben
eşimin çocuklarımın babalarının nerede olduğunu bilsin” talebinde bulundu.
ARAÇ NEREDE?
Horzum ailesinin savcılık başvurusunda Ümit Horzum’un
kaçırıldığı iddia edilen gün bir araç kullandığı yer aldı. Söz konusu araç olay
yerinde bulunmadı. Aynur Horzum, eşinin kullandığı aracın 2004 model “Scoda”
marka “Fabia” model, 20 H 1931 plakalı olduğu bilgisini paylaştı.
Elinde bir tanık beyanı dışında fazla bir bilgi ya da delille
sahip olmadığını belirten Horzum, eşinden bir ipucu bulabilmek için kayıp olan
aracı olayın yaşandığı bütün çevrede aradığını söyledi. Horzum, eşiyle birlikte
aracın da götürülmüş olabileceğini düşünüyor.
TANRIKULU: İDDİALAR ARAŞTIRILMALI
Ümit Horzum için Meclis’e yazılı soru önergesi veren CHP
İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Zorla kaybetme iddialarında delil
olmaması ya da bilgilerin yetersiz olması bir şey değiştirmez. Zorla kaybetme,
en ağır insan hakları ihlalidir, yaşam hakkından daha ağırdır. Kuşkusuz ki bu
iddianın da soruşturulması gerekiyor” diye belirtti.
‘ANKARA’DA ÖZEL EKİP VAR’
Tanrıkulu, zorla kaybetme vakalarının neredeyse hepsinin
Ankara’da yaşanması için de “Bu durum da Ankara’da özel bir ekip olduğunu
düşünüyoruz” dedi. OHAL sonrası başlayan kaçırılma olaylarına dair Meclis’e
verilen soru önergelerine cevap verilmedi ve kaçırılma olaylarının failleri
soruşturma makamlarınca henüz ortaya çıkartılmadı.
Tanrıkulu, şunları ekledi: “Zorla kaybetme 80 ve 90’lı yılların
yöntemiydi. Ne sonuçlara yol açtığını Cumartesi Anneleri’nden biliyoruz.
Devletin başka güçlerinin yargının yerine geçerek ceza vermesi kabul edilemez.”
(MA / Deniz Nazlım – Selman Güzelyüz – ARTI GERÇEK)