“Bedava yaşıyoruz, bedava” diyor ya Orhan Veli, yaşasa “Zaman gazetesi bedava” der miydi? Hayır, Fethullahçı şakirtlere ücretsiz dağıtılmasından söz etmiyorum. Gazete hisselerini kastediyorum.
Yazmıştım, hatırlatayım. Zaman’ın ortaklarından Fettah Tamince’nin yargıda aklanmasında en büyük pay Cumhurbaşkanı’nın avukatlarınındı. Erdoğan’ın avukatları 3 ayrı dosyada Tamince’yi kurtarmakla kalmamışlar, üniversitesinin mütevelli heyetine de girmişlerdi.

Gelelim konumuza…

İstanbul Savcılığı, Tamince’nin “Zaman’ı yayın çizgisini değiştirmek için aldım” savunmasına ikna olmuş görünüyordu. Savcılığın aktardığıyla yetinmeyerek, Tamince’nin ifadesine ulaştım. Darbeden bir hafta sonrasının yani 23 Temmuz 2016 tarihini taşıyordu.

Herkes gibi önce Zaman’ın satış hikâyesini merak ettim.

Tamince anlatıyor:

“Ekrem Dumanlı beni bir gün arayarak, gazetelerinde bir kısım hisseyi bana satmak istediğini söyledi. ‘Neden’ diye sorduğumda ‘Biz seni aramızda da görmek istiyoruz, senin de çevren var’ dedi.” 

Yani, teklif Tamince’den değil FETÖ’den geliyor.

Fethullahçılar neden ani satış yaptı? Bir açıklaması var. O dönem Feza Gazeteciliğin yüzde 25 ortağı Ali Akbulut, aynı zamanda Bank Asya’nın ortağıydı. Akbulut, kavga başlayınca Zaman’daki hisselerini devretti. FETÖ’nün farklı şirketlerinin ortaklarını ayırması, sermayesini başka kişilere yayması bir tür korunma yöntemi sayılabilir.

Zaman’ı ne kadara aldı

Peki, Tamince, Zaman için ne kadar harcadı? Bakın yanıtını nasıl vermiş: “Uygun fiyatla sattılar, ancak kaç para olduğunu hatırlamıyorum”. En çok satılan değil, ama basılan gazeteyi satın alıp karşılığını “hatırlamamak” biraz şaşırtıcı!

Tamince, ifadesinde kendisini FETÖ’yü içerden durdurmaya çalışan kişi olarak tanıtıyor. Örneğin, çözüm sürecine karşı Zaman’da yayınlar çoğalınca ne yaptığını şöyle tarif ediyor:

“Grubun imamlarından olan Barbaros isimli kişiyle görüştüm. ‘Fethullah Gülen’e söyleyin, bu kadar eleştirel yayınlar yapmayın’ dedim”

“Barbaros”un kim olduğunu da Tamince “hatırlamıyor”:

“FETÖ’nün en önemli adamlarından biridir. Açık kimliğini bilmiyorum. İzmir’de oturuyordu. Telefon numarasını birinden alıp aramıştım. Telefonumda da kayıtlı değildir.” 
Satın aldığı gazetenin yayıncılığını, yayın yönetmeniyle değil, FETÖ imamıyla konuşan Tamince, görüştüğü imamın telefonunu bile “kaydetmemiş”!

Gülen’e uçağa binme teklifi 

Tamince, Pensilvanya ziyaretlerini 17-25 Aralık’tan sonra da sürdürüyor:

“Tehlikeyi görmem nedeniyle Pensilvanya’ya gittim. Gülen ile görüştüm. Ona endişelerimi anlattım.” 

İfadesine göre Gülen’in yanıtı şöyle:

“‘Hükümet bizim adamlarımıza dokunmasın. Bunu da iletebiliyorsan git Başbakan’a (Erdoğan) ilet’ dedi. Ben de devletin ilgili hususlarına, FETÖ’nün devlet ile pazarlık yapmak istediğini söyledim.”

Doğruysa, Tamince’nin Pensilvanya- Ankara trafiğinde arabuluculuk girişiminde bulunduğunu öğrenmiş oluyoruz. Kendisini aklamak için mi bilinmez, Gülen’e yaptığı tekliften de söz ediyor:

“‘Sizi kendi uçağım ile Türkiye’ye ben götüreyim. Ülke özlemi çektiğiniz anlaşılıyor. Hükümetin de dindar olduğunu anlatıyorsunuz’ dediğimde, ‘şimdi değil, zamanı geldiğinde geliriz’ dedi.”

Gülen, Tamince hakkında ne düşünüyor? 

Tamince, Hidayet Karaca’nın Gülen’in sözlerini “bu Fettah saftır, onu kullanıyorlar” şeklinde aktardığını söylüyor.

İfadede dikkat çeken bir ayrıntı daha var.

Balyoz kumpasında 1. Ordu’dan kaçırılan ses kasetlerini, FETÖ’cülerin seminer kayıtlarını manipüle etmesini konuştuk. Sızıntılar, askeri cezaevlerinden bile sürdü. Tamince, FETÖ’nün Antalya imamı Hasan Tarık Şen ile görüşmesini şöyle aktarıyor:

“Balyoz soruşturmaları yapılırken ben bunlara ‘çok ileri gidiyorsunuz’ dedim. Hasan Tarık Şen bana ‘Bu çok büyük bir mesele, sen bunu algılayamazsın. Bizim bazı arkadaşlarımız da bunlarla birlikte cezaevinde yatıyor. Sen bunları anlayamazsın. Bunlar büyük fedakârlık gerektiren şeyler’ dedi.”

Zengine Bank Asya suç değil 

Savcılık, soruşturmayı derinleştirmek yerine takipsizlik ile dosyayı kapatmayı seçti. Hatta “fazla ikna” olmuş olacak ki belki de binlerce kişinin Bank Asya hesaplarının delil durumunu değiştirecek bir yorumu da karara geçirdi.

Savcılık, Fettah Tamince’nin eşi olan şüpheli Duygu Tamince’nin “Bank Asya’daki hesabına 31 Ocak 2014 tarihinde 179.14 gr. karşılığı (162.059,78 TL değerinde) hurda yatırdığı” tespitinin neden örgüt suçu sayılamayacağını şöyle açıklıyor: “(17-25 Aralık) Bu tarihten sonra tespit edilen hesap açtırma eyleminin ise şüphelinin sosyo-ekonomik durumuna göre küçük meblağlı olması nedeniyle örgüt liderinin talimatı, örgütün genel stratejisi doğrultusunda yapılmış bir eylem olarak değerlendirilmesi için yeterli delil bulunmadığı…”

17 Aralık’tan sonra da olsa “makul miktarda” Bank Asya’ya yatırım yapmak, şüpheli eğer zengin ise aleyhe delil sayılmıyor!

Sonunda Tamince, birçok şeyi “hatırlayamadan” savcılıktan çıkıyor. Tamince’nin kurumlarına ise Erdoğan’ın avukatlarının yanı sıra Menderes Türel’den Sadık Badak’a AKP’li politikacılar yönetici olarak doluşuyor.

Neydi o türkü?
“Zenginimiz bedel verir” miydi? (BARIŞ TERKOĞLU - CUMHURİYET)
Daha yeni Daha eski