İzmir'de yaşayan Çağdaş ve Eylem Şen Yazıcı çiftinin, ilik nakli olmayı bekleyen kızları Öykü Arin için başlatılan kök hücre kampanyaları sürüyor. Bir çağrıda bulunan anne Eylem Yazıcı, "Birinin hayatını kurtarma şansı size geldiğinde, iki eliniz kanda olsa bile o işi bırakıp o hayatı kurtarmanızı bir anne olarak istiyorum ve bekliyorum" dedi. Yazıcı Ailesi, yurt dışında da kampanya başlattıklarını, buradan gelecek desteğe de ihtiyaç duyduklarını belirtti...


İzmir'de, nadir görülen Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) hastalığı tanısı konulan ve ilik nakli olmayı bekleyen 3,5 yaşındaki Öykü Arin Yazıcı'nın annesi Eylem Şen Yazıcı, ilk kez konuştu. Minik Öykü'nün geçen mart ayında sık sık grip rahatsızlığı veya boğaz enfeksiyonu gibi hastalıklara yakalandığını, aynı zamanda vücudunda kırmızı döküntüler olduğunu, sonra bunların morararak kaybolduğunu anlatan Eylem Şen Yazıcı, tanı konulamadığı için sürekli farklı doktorlara gittiklerini, kızlarına bakıldığında tipik bir lösemi hastası gibi görünmediği için tanı konulmasının zaman aldığını kaydetti. Zaman zaman ağır antibiyotik tedavisi gören minik kızın kan değerlerinin normal olmadığını fark eden Yazıcı Ailesi, gittikleri Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hematoloji Ana Bilim Dalı'nda, Öykü Arin'in lösemi hastası olduğunu öğrendi.

'HASTANEDE TEDAVİ GÖRECEK'

Şu anda evinde anne ve babası ile zaman geçiren Öykü Arin'in, gelecek günlerde hastanede tedavi altına alınacağını açıklayan Eylem Yazıcı, şöyle konuştu:

"Evde, hijyenik bir ortamda kızımıza bakıyoruz. Bu süreçte hijyen ve moral çok önemli. Bu nedenle eve çok fazla insan kabul etmiyoruz. Bir ara kızımızın ağzının içinde yaralar çıktı. Bu yaralar yemek yemesine ve konuşmasına engel olacak düzeydeydi ama şimdi toparladı. Bir takım tedaviler görecek, daha sonra donör bulunduğunda ilik nakli olacak. Biz kampanya başlatmadan önce sevgili dostlarımız bir kampanya başlattılar. Onlara çok teşekkür ediyorum. Yine organize olup donör olmak isteyenlere de teşekkür ediyorum. İlk bu tanı konulduğunda kötü bir şey hissetmedim. Bütün kalbimle hiç bir şüphe duymadım. Kaderci de değilim ama 'yaşadıklarımızın başka bir anlamı vardır, bize bir şey düşündürüyor' diye anlıyorum. İnsanlar birbirinin hayatlarını kurtarmak, çocukların hayatlarını kurtarmak için donör oluyorlar. Yaşatmak için kan vermek isteyen binlerce insan var. Bu sadece Öykü Arin'e değil, bütün çocuklara umut olacak."

'DURUMU CİDDİYE ALIN VE DONÖR OLUN'

Türkiye'nin dört bir yanından çok güzel haberler geldiğini ve umut veren bu kampanyaların çoğalmasını istediklerini aktaran Eylem Şen Yazıcı, herkesin kan bağışı kampanyalarına katılmasını ve donör olması için çağrıda bulundu. Donör olan 10 milyon kişiden birinin bile iliğinin uymama durumunun bulunduğunu fakat 10 milyon artı birinci kişi ile uyumlu olabileceğine dikkat çeken Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O artı birinci kişi siz olabilirsiniz ve gerçekten birinin hayatını değiştirebilirsiniz, kurtarabilirsiniz. Umut olabilirsiniz. Sadece o çocuğa değil herkese, hepimize  umut olabilirsiniz. Biliyoruz ki sosyal medya ve medyada insanlar bu durumu görünce 'Ah canım' diyorlar veya paylaşıyorlar. Ama sonra hayatlarına eskisi gibi devam ediyorlar veya gördüğünde üzülüyor ama 5 saniye sonra unutuyor. Çünkü insanlar böyle bir alışkanlık geliştirmeye başladı. Siz üzüldüğünüzde veya sosyal medyada görüp beğendiğinizde bir sorunu çözmüş olmuyorsunuz. Yerinizden kalkmanız, harekete geçmeniz, hatta başkalarını harekete geçirmeniz, en yakın kök hücre verilecek noktaya giderek donör olmanız gerekiyor. Başka lösemi hastalarının annelerinden de  telefonlar aldık ve bize teşekkür ettiler. 'Bizim yapamadığımızı siz yaptınız' dediler. Belki bu vesile ile başkalarına da umut olacaklar. Bu nedenle durumu ciddiye almalarını ve insanların gerçekten harekete geçmesini istiyoruz."

'ÇOCUKLARIN YAŞAMA ŞANSINI ARTTIRIN'

Eylem Yazıcı kan verenlerin kendilerine "Bize, 'Binlerce insan donör olmak için kan veriyor. Bunlar ne zaman işlenecek, veri tabanına girecek. Bizim verdiğimiz kanlar Öykü Arin için yapılan taramaya yetişecek mi" diye sorduklarını belirterek, "İstanbul'dan bir arkadaşım, bir hafta önce donör olmak için kan verdi. Bir hafta sonra ona Kızılay'dan 'Artık birisine umut olabilirsiniz, veri tabanına kaydedildiniz' gibi bir mesaj geldi. Birileri kan veriyor, donör oluyor diye düşünmemek lazım. Bu ülkede 81 milyon insanın yaşadığını düşünelim. 81 milyonun sonuncu kişisi bile olabilir. Bu bir şans ve o şansı güçlendirmek için ne kadar çok insan donör olursa sadece benim kızım için değil bütün çocukların şansını arttırmış olur" dedi. Öykü Arin için sadece Türkiye'de değil, yurt dışındaki bir çok ülkede de kampanya başlattıklarını, buradan gelecek desteğe de ihtiyaç duyduklarını belirten Yazıcı, "Almanya'da, Almanya Kızılayı üzerinden bir kampanya örgütlenmiş durumda. Almanya'nın neresinde olursa olsun gidip tükürük vererek bu kampanyaya katılabilirsiniz ve Öykü Arin için umut olabilirsiniz" dedi.

'LÜTFEN DONÖR OLUN SİZİ ÇAĞIRDIKLARINDA VAZGEÇMEYİN'

Sosyal medyayı açtıklarında sürekli kızları Öykü'nün  fotoğraflarını gördüklerini ve bu durumun çok zor olduğunu söyleyen Eylem Yazıcı, yaşadıklarıyla baş etmenin kolay olmadığını vurgulayarak, "Geçenlerde Altay Spor Kulübü'nün videosunu izlediğimde çok etkilendim. Ummadığım yerlerden mesajlar geldi, bunlar beni çok etkiledi. Umutlanıyorum ama umudun kendisi bile içinde bir gerçeklik barındırıyor. Bu da kolay değil" diye konuştu. Eylem Yazıcı, sadece donör olmak için başvuru yapmanın yeterli olmadığını ifade ederek, "Örneğin 3 yıl önce başvuru yaptınız ve 3 yıl sonra bir kişiye umut olacağınız zaman sizi ilik nakli olmak için çağıracaklar. O zaman vazgeçenler olabiliyor. Lütfen vazgeçmeyin, donör olun ve birinin hayatını kurtarma ihtimaliniz gerçek olduğunda onu gerçekleştirin. Birinin hayatını kurtarma şansı size geldiğinde, iki eliniz kanda olsa bile, o işi bırakıp o hayatı kurtarmanızı bir anne olarak istiyorum" dedi.
Daha yeni Daha eski