Önce kelimenin anlamına bir göz atalım.
Mele "doluluk" demek.
Kuran'da 30 ayrı yerde, "toplumun ileri gelenleri" olarak geçiyor.
Mele'nin en temel özelliği medrese eğitimi almış olması.
Kelime, bazı tefsir kaynaklarında "cemaat" olarak da anılıyor.
Mele'lik, İslam'ın ilk yıllarından günümüze kadar uzanan bir geçmişe sahip.
Mele'lerin Türkiye ölçeğinde bölgesel olarak özellikle güneydoğudaki toplumsal yaşam üzerinde çok büyük bir ağırlıkları var.
Kız kaçırma olaylarından namus cinayetlerine, arazi anlaşmazlıklarından gündelik kavgalara kadar birçok olayda birer "arabuluculuk" görevi yapıyorlar.
Biz buna, Osmanlı'daki kadılık kurumunun bölgedeki devamı da diyebiliyoruz.
Erdoğan şimdi bu kurumu, 23 Haziran'da İstanbul'da tekrarlanacak seçimi kazanmak adına, 31 Mart'ta sandığa gitmeyen Akp'li Kürtleri ikna için İstanbul'a yığdı ve yığıyor.
Bir başka deyişle, dini her şekilde kullanmayı mübah gören bir zihniyet, dinin bütün argümanları gibi Mele'liği de devreye sokuyor.
31 Mart'ta çeşitli nedenlerle sandığa gitmeyen ve Akp adayına oy vermeyen yaklaşık 300 bin Kürt seçmen için Erdoğan böyle bir yola başvuruyor.
Ülke genelinde yaklaşık 1000 Mele'nin varlığı biliniyorken Erdoğan'ın denediği bu yöntem hiç kuşkusuz akıllıca.
23 Haziran'da sandıkları her yönden kuşatmayı kafasına koymuş bir Erdoğan'dan söz ediyoruz.
Bizim tam da bu noktadaki önerimiz, "Artık 'Feodalizm' mi kaldı" diyen herkesin bu savlarını yeniden gözden geçirmeleri olacaktır.
Çünkü Mele'lik, feodalizmdir.
Çünkü Mele'lik, gericiliktir.
Çünkü Mele'lik, dinci gericiliktir.
Çünkü Mele'lik, ağalık, şeyh, şıh ve aşiret düzeninin kıçının dibinden asla ayrılmaz.
Çünkü Mele'lik, etki alanını, dibinden asla ayrılmadığı bu düzenin çarklarının istenildiği gibi dönmesini sağlamak adına biçimlendirir.
Madalyonun bir de diğer yüzü var.
Mele'lik yüzlerce yıl önceki varlığını ve etkisini bugün de aynen devam ettirebiliyorsa,
bu feodal ve gerici yapının tasfiyesi yönünde bir arpa boyu yol bile alamamış bütün ama bütün Kürtler, Mele'liğin hala ve çok güçlü bir biçimde devam ediyor olmasında çok büyük pay sahibidirler.
Erdoğan belki de siyaset yaptığı ilk günden beri Mele'liği tıpkı tarikatlar ve cemaatler gibi hep cebinde tuttu.
İşte bu noktada, 31 Mart'ta sadığa gitmeyen Akp'li Kürtler başta olmak üzere, aklı başında her Kürt, ama her Kürt, Erdoğan'ın kendilerine "Mele" demesine karşılık, "Kürtler koyun mu ki Melesinler" diyebilmelidir.
Bunu yapıp yapamayacaklarını 23 Haziran'da hep birlikte göreceğiz. (HAYRİ GÜNEL)