Hiç kuşkusuz tarih yazmak, geçmişi olduğu gibi anlatmak anlamına gelmiyor.

Tarih yazmak, yazan için bugünden bir söylem kurmak demek aslında.

Kaldı ki, geçmişi olduğu gibi anlatmak da pek mümkün gibi görünmüyor zaten.

Söylem kurmak noktasındaysa, bugünün akla gelebilecek bütün politik ve toplumsal değerleri, bakış açıları beklentileri ve koşulları belirleyici oluyor.

Bunlardan bağımsız ya da bunlardan arındırılmış bir yazıcılığın ve tanıklığın gerçekçi olacağını öne sürmek hiç de kolay değil.

Buraya kadar söylediklerimiz sadece tarih yazmakla değil, tarihe tanıklık etmekle de yakından ilintili.

Ve elbette bu dediğimize bağlı olarak solun tarihiyle de.

TEFERRUAT bu anlamda bir hayli zor bir iş için kolları sıvıyor. Hem de, bugüne kadar yapılmış bütün çalışmalar, özellikle ülkemiz solunun teorisizliğinin de bir sonucu olarak bölük pörçük ve güdük çabalar olarak önümüzde duruyorken...

TEFERRUAT solun tarihine tanıklık etmek istiyor.

Bu tanıklık elbette ki solun değerlerinden ve içinde bulunduğu koşullardan, hatta beklentilerinden bağımsız bir tanıklık olmayacak.

TEFERRUAT buradan hareketle bir söylem kurmaya çalışacak. Böylelikle de, dünya solunu olduğu gibi, Türkiye solunu da "ele geçirmiş" olan teorisizliği aşma çabalarına katkı vermeye çabalayacak.

Az önce de belirttiğimiz gibi epey zor bir iş bu. TEFERRUAT bu "zor" için yola çıkıyor.

Okur yeter ki TEFERRUAT'ın yanından ayrılmasın... Sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın!

(TEFERRUAT / "Tarihe Tanıklık")
Daha yeni Daha eski