Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye gazetesi Fuat Uğur’un iki yazısının ardından kaleme alınan tekzip metninde, yazara oldukça sert ifadelerle yüklendi...


Uğur, 10 Eylül’de ‘Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ne yapmak istiyor?’, 12 Eylül’de de ‘Bakan Varank cevaplamadı ama bu toplantının sebebi belli’ başlıklı iki yazı kaleme aldı.

Yazılarda özetle Varank’ın bakanlıkta traktör üreticileriyle bir araya geldiği ancak toplantıya elektrikli traktör üreten Türk markası Derindere’nin davet edilmediği belirtildi. Yazılarda “Anlaşılıyor ki birileri YERLİ VE MİLLÎ yüzde 100 elektrikli traktör için çabalarken arka odalarda başka şeyler olmakta” ifadelerine yer verildi.

Bakanlıktan sert yanıt: Tetikçilik

Bakanlığın 17 Eylül’de gazete gönderdiği ve üç gün içinde tam haliyle yayınlanmasını istediği tekzip metni, Uğur’un 21 Eylül tarihli köşesinde özet halinde yer buldu. Bunun üzerine bakanlık da tekzibin tam halini bugün Twitter hesabından paylaştı.

Türkiye Gazetesi Yazarı Fuat Uğur’un yalan ve iftiralarına yönelik 5187 sayılı Basın Kanunu uyarınca gazeteye gönderilen, 3 gün içinde tam ve eksiksiz yayımlanması gerekirken yayımlanmayan tekzip metni ve ihtarnameyi kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.

📎https://www.sanayi.gov.tr/Handlers/DokumanGetHandler.ashx?dokumanId=afaf0f69-f676-4334-9e16-5359cf2941ec 

Tekzip metninde, söz konusu toplantıyı bakanlığın organize etmediği ve davetli listesini belirlemediği belirtilirken Uğur’un traktör piyasası ve firmalarına dair somut ifadeleri de yalanlandı.

Tekzipte şu bölüm de yer aldı: “Durum böyleyken, Sayın Bakanımızı elektrikli araç projelerini engelliyormuş gibi göstermeye çalışmak sadece Sayın Bakanımıza değil Türkiye Cumhuriyet Devletine ve hükümetin başı olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a almış bir iftiradır. Tüm bu bilgiler ışığında eser sahibinin ilgili yazılarının bir hezeyanlar manzumesi olduğu ortadadır. Müfteri olarak tekzibimize özne olan kişinin bilgisizliği maalesef tekzibimizle giderilebilecek durumda da değildir. İzansız ve kesin bir dille kaleme aldığı konu hakkında, ne bakanlıktan bilgi edinme ne de sektör hakkında araştırma yapma zahmetinde bulunmayan yazarın amacının açık bir tetikçilik faaliyeti olduğu aşikârdır.”

İŞTE FUAT UĞUR'UN TÜRKİYE GAZETESİ'NDEKİ KÖŞESİNDE YAYINLANAN O 2 YAZININ TAM METİNLERİ

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ne yapmak istiyor? (10 EYLÜL 2019)

Elektrikli traktör ve elektrikli otomobil üzerine çıkan haberlerimizi biliyorsunuz. Büyük ilgi topladı ve Başkan Tayyip Erdoğan konuya bizzat el attı. Zaten yüzde 100 elektrikli traktörü Temmuz ayında test etmiş, geçtiğimiz hafta da Tarım İşleri Genel Müdürü Özkan Kayacan Trakya’da bir tarlada ikinci test sürüşünü yapmıştı.

Başkan Erdoğan geçen cuma günü cami açılışı için gittiği  İTÜ’de elektrikli traktör ve otomobili yapan Önder Yol ve ekibiyle de bir araya geldi. Başkan’ın ardından Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Meclis Başkanı Mustafa Şentop, İTÜ Rektörü Mehmet Karaca ve üretim ekibiyle uzun bir toplantı yaptı ve çok önemli kararlar alındı. Zaten Pakdemirli basına yaptığı açıklamada işin test kısmının bittiğini ve uygulamaya geçileceğini belirtti. Bu arada hem Pakdemirli hem de Şentop, elektrikli traktör, otomobil, cip ve kamyonla yeniden sürüş yaptılar.

Evet, kendisini ispat etmiş bir prototip var ortada. Yapan da belli; Önder Yol ve şirketi Derindere Motorlu Araçlar ve Enerji Saklama Sistemleri A.Ş. Tamamen yerli yazılımı, yerli motoru olan, batarya sistemi ile dünyada fark oluşturan bir traktörden söz ediyoruz. Üstelik ÜRETİM BANDINA ÇIKMAYA HAZIRLAR.

Haberlerimizin büyük ilgi görmesinin ardından Başkan Tayyip Erdoğan yeniden devreye girip üretim sürecinin hızlandırılmasını istedi. Cuma günü İTÜ’de de bu konunun üzerinde olduğunu ifade etti.

Başkan Tayyip Erdoğan hassasiyetle bu işin üstünde ama o arkasını döndüğü sırada neler olup bittiğini pek bilmiyoruz.


Bunları neden söylediğimi anlatayım. Başkan Erdoğan’ın İTÜ’ye gitmesinden bir gün önce sosyal medyada paylaşılan aşağıdaki haber yüzünden.

Habere göre geçen çarşamba günü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, çeşitli traktör firmalarını bakanlıkta bir toplantıya davet edip elektrikli traktörü, traktör mevzuatlarını, hurda traktör projesini konuşmuştu.

Yardımcısı Hasan Büyükdede ile Sanayi ve Verimlilik Genel Müdürlüğü’nden yetkililerin de hazır bulunduğu toplantıya çoğu YABANCI ORTAKLI traktör firmaları olan Agco, Anadolu Landini, Başak, Bozok, Erkunt, Hattat, John Deere, Karataş, Kubota, Same Deutz Fahr, Tafe, Tümosan, Türk Traktör ve Yanmar Turkey’den üst düzey yöneticiler katıldı.

Bu toplantıda HANGİ ŞİRKET YOKTU biliyor musunuz?

Başkan Erdoğan’ın test ettiği elektrikli traktörü yapan ÖNDER YOL ve şirketi DERİNDERE AŞ.
Çok tuhaf bir durum. Neden davet edilmemişlerdi?

Gazeteci ve bu projeyle müthiş heyecanlanan sıradan bir vatandaş olarak cevabını aradığım soru şu:
Neler oluyordu ve Sayın Bakan Mustafa Varank ne yapmak istiyordu?

Bakan Varank cevaplamadı ama bu toplantının sebebi belli (12.09.2019)

Haftalardır yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim.

Aldığım geri dönüşlerden çok iyi anlıyorum ki okuyan yüz binlerce insanı heyecanlandıran bir gelişme elektrikli otomobil ve elektrikli traktör.

Eğer bu işi Türkiye TEK BAŞINA, yüzde 100 yerli ve millî üretimle hayata geçirirse ÇAĞ ATLAYACAK ve pek çok ülkenin önüne geçecek.

Ama eğer yaptırırlarsa.

Kendisi hakkında kesin bir tittle yazamadığım Sunay Akın jargonuyla söyleyelim:
Bakın bakın neler oluyor?

Bakın bakın kimler neler yapıyor?

Evet, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bu yaz temmuz ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın test ettiği, Tarım ve Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli tarafından basına yapılan açıklamada “Artık test aşamasını geçtik, sıra uygulamada” dediği ELEKTRİKLİ TRAKTÖR için geçen hafta “Traktör üreticileri” ile bir toplantı yapmıştı. Katılan firmaların tamamına yakını yabancı ortaklıydı ve toplantıya YALNIZCA ELEKTRİKLİ TRAKTÖRÜ YAPAN Önder Yol ve şirketi Derindere AŞ davet edilmemişti.

Ben de bu tuhaflığa dikkat çekerek NEDEN diye sormuş ve Sayın Bakan’dan bir açıklama beklediğimi yazmıştım. Bu satırların ekrana döküldüğü dakikalara kadar böyle bir açıklama tarafıma gelmedi.

Hiç önemi yok, ben anlatayım NEDENİNİ ve NASILINI…

ALMANYA’DAN TÜRKİYE’YE BAKIŞ

Geçen ağustos ayında DW Türkçe sitesinde bir haber(*) yayınlandı ve “Alman otomotiv yan sanayiinde kriz hazırlığı” başlığını taşıyordu.

Dünya çapında beş otomotiv yan sanayi kuruluşundan üçünün Almanya’da olduğu hatırlatılan haberde konvansiyonel, içten yanmalı otomobil motorlarından elektrikli motorlara geçiş sürecinin, firmaları büyük bir krizin içine sokacağı, yüz binlerce işçinin işten çıkarılmak zorunda kalınacağı, on milyarlarca avroluk zararların söz konusu olduğu belirtiliyordu.

Şimdi Türkiye’ye dönelim. Sonuçta Almanlar YERLİ VE MİLLÎ ÜRETİCİ. Kendi motorlarını üretiyorlar. Elektrikli motoru da pekâlâ üretebilirler ama krizden korkuyorlar. Yoksa sektör tamamen batacak ve ekonomi bunu kaldıracak gibi görünmüyor. Yine DW’nin verdiği son habere göre Alman ekonomisindeki küçülme beklentisi yüzde 0,3 iken yüzde 0,6 çıkınca RESESYON lafları dolaşıma girdi bile.

Şimdi Wolksvagen’in Manisa’da yatırım yapıp elektrikli otomobil üretmeye karar vermesini hâlâ Türkiye Almanya ilişkilerinin şahane olmasına bağlayanlar varsa onlara hep birlikte gülelim. Tek cümleyle; Almanya bu süreci sancısız, işçi çıkarmadan ve yumuşak bir şekilde atlatmaya çalışıyor. Hem de bizim ülkemizde ürettiği elektrikli otomobilleri bize satarak. Biz ELEKTRİKLİ OTOMOBİL üretmişiz filan hikâye, destekleyen devlet yoksa atı alan Üsküdar’ı geçiyor böylece.

AMAÇ YERLİ VE MİLLÎ TRAKTÖR ÜRETMEK Mİ YOKSA…

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın gerçek elektrikli traktör üreticisi dışındaki herkesi çağırdığı bu toplantıya katılanların kullandığı motordan en küçük parçaya kadar hepsi ithal. Onların yüzde 100 yerli ve millî elektrikli traktör üretmek gibi dertleri var mı?

Bu konuda bir emare görmüş değiliz.

Türkiye içten yanmalı motorların kullanıldığı traktör cenneti. İki milyona yakın traktör var köylü ve çiftçimizde. Türkiye’de aslında “tarım ve iş makinesi” olarak kullanılması gereken traktör için devlet bankalarından on yıllardan beri çiftçiye ucuz krediler verildi, ama satın alınan ithal traktörler Demokrat Parti döneminde tarım üretiminde sıçramaya sebep olduysa da sonraki yıllarda yılın 11 ayı ulaşım aracı olarak kullanıldı.

Şimdi bu iki milyon traktör yabancıların ve onların bizdeki yerli ortaklarının iştahını kabartıyor.
Meseleyi SETA Uzmanı Yusuf Alabarda(**) ile konuşuyorum. TSK’da 23 yıl başarıyla çalıştıktan sonra ayrılan bir bilim insanı. Fikir açıcı bilgiler verdi.

Anlaşılıyor ki birileri YERLİ VE MİLLÎ yüzde 100 elektrikli traktör için çabalarken arka odalarda başka şeyler olmakta:

1-Hurda traktörleri toplayıp, devlet desteğiyle bu firmalara tekrardan pazar oluşturulacak. Dediğim gibi o toplantıdaki firmaların hepsinin motoru ithaldir.

2-Çiftçinin elindeki traktörler yabancı ithal elektrikli motorlarla dönüştürülecek ve bu da bir başka pazarın yolunu açacak. Çünkü bu motorların tüm parçaları dışarıdan ithal edilecek. Misal, Almanya’dan, Alman otomotiv sektöründen.

Şimdi tabii Türkiye’de üretilen yüzde 100 yerli ve millî elektrikli traktör birilerinin pişmiş aşına su katıyor.

Söyledik Hürkuş olmasın diye, İnönü döneminde Nuri Demirağ’lara, Vecihi Hürkuş’lara yapılanları eleştirirken aynını biz yapmayalım diye.

Elektrikli traktörü biz üretirsek ne olacak?

1-Tarımsal gelirimiz artacak.

2-Tarımsal ürünlerimiz daha ucuza mal olacak.

3-Cari açık dostu petrol ve doğalgaz bağımlılığı bitecek.

4-Tarımda iş gücü verimliliği artacak.

5-Çiftçinin geliri artacak.

6-Tüketici daha ucuza sebze meyve yiyecek.

7-Çiftçi ulaşım aracı olarak kullandığı traktörün mazot giderini üretim gideri olarak nitelendirmeyecek.

Eğer hedef güçlü Türkiye ise, elektrikli traktör, elektrikli otomobil.
Bu yazının son sözü.
Devam edeceğim.

(*) https://www.dw.com/tr/alman-otomotiv-yan-sanayisinde-kriz-haz%C4%B1rl%C4%B1%C4%9F%C4%B1/a-50051312
(**)https://www.setav.org/yazar/yusuf-alabarda/
Daha yeni Daha eski