Kaçak elektrik kullanan, komşunun bakkalı iş yapıyor diye hemen karşısına bakkal konduran, kul hakkı kavramına pek yabancı, işçisini zalimce ve dibine kadar sömüren, cami çıkışı attığı 5-10 lira ile hayırseverlik yaptığını zanneden dindarların çoğunlukta olduğu bir ülkemiz var...
Halka “bidon kafalı” aptallar muamelesi yapanları oldum olası hiç benimsemedim. Her gün evine o ya da bu şekilde ekmek götürmeyi başaran insanların aslında “aptal” olduğuna da kimse beni inandıramaz. AKP ve seçmeni, çok iyi bir anlayış ve iş birliği içinde.
Anadolu’nun tarihi ne kadarsa, o kadar bin yıldır, kavimler göçü ile buralardan başka yere de sürülmemiş oldukları için Urartu’sundan, Asurlu’suna, Lidyalı’sından Frigyalı’sına, Hitit’inden Sümer’ine, Romalı’sından Rum’una, Ermeni’sine Türk’üne kadar format değiştiren insanların aslında büyük oranda aynı insanlar olduklarını pek çoğumuz fark etmez. Sanki, bu ülkeye yeni birileri gelince eskiler bir anda yok olmuşlardır. Hayır, 2-3 kuşak sonra hakim güç neyse onun diline, kültürüne bürünmüşlerdir, gelen göç dalgaları ile de elbette karışmışlardır. Bu yüzden derslerimde öğrencilerime kendimi “Rum çocuğu” olarak tanıtırım.
Uzun lafın kısası, bu topraklarda yaşayanların sosyal, kültürel ve siyasal genlerinde, hakim güçlere adapte olma, oportünist bir şekilde varoluşsal içgüdülerle muktedirlere boyun eğme ve devlete itaat etme yerleşmiş durumdadır. Eleştirel düşüncenin de kökleşemediği memlekette, evine ekmek götürmek derdinde olan vatandaşın, iktidar ilişkilerini, elitleri, siyasal yapıları, devleti ve otoriteyi sorgulayacak ne donanımı ne de mecali vardır.
Bu pragmatiklikteki bir toplumun din anlayışı da böyledir. Gayet eklektiktir. Fala inanmaz ama falsız da kalmaz! Cuma gecesi asla içki içmediğini söyleyen kişi kendini dindar görür. Faiz yiyen ama camideki çocukları kovalamayı sevap zanneden pek çok hacı amca vardır. Bol bol abdest alan ama hijyenden habersiz ve terli dindarlar istisna değildir. Kızına ve karısına hayatları boyunca ikinci sınıf muamelesi yapıp sonra da hiç de öyle yapmamış Hz. Peygamber’in her şeyini taklit etmenin sevap olduğunu söyleyen pek çok ataerkil dindar doludur ülke.
Kaçak elektrik kullanan, komşunun bakkalı iş yapıyor diye hemen karşısına bakkal konduran, kul hakkı kavramına pek yabancı, işçisini zalimce ve dibine kadar sömüren, cami çıkışı attığı 5-10 lira ile hayırseverlik yaptığını zanneden dindarların çoğunlukta olduğu bir ülkemiz var. Kadının, bir erkekle konuşmasının bile onun erkek ve kadın yakınlarınca “o….pu” olarak ilan edilmesinin yaygın olduğu ama baldızını yoldan çıkaran erkeğin yaptığı bu iğrenç şeyin “elinin kiri” olarak görüldüğü bir dindarlık…
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” atasözünü icat edebilmiş ve binlerce yıldır muktedirlerin zulmettiklerine sessiz kalıp yardıma koşmamış bir dindarlık… Tanımadıkları insanlara, elinde hiç bir delil ve hatta emare olmadan, sırf birileri öyle diyor diye “mum söndürücü” vs. diyecek kadar zalim; Yahudilerin ille de kötü insanlar olduğuna inanmanın İslam’ın şartlarından biri olduğunu zannedecek kadar cahil, başka dinlerdeki insanları insan olarak görmeyen, onların malına mülküne devletin çökmesini ve sonra sevdikleri ile paylaşmasını normal karşılayacak kadar şeytani bir dindarlık… Bütün atalarının mükemmel olduğunu iddia eden, onların Hristiyan ailelerin çocuklarını küçücükken anne-babalarından ayırıp devletin devşirmesi yapmasını, hem aileye hem de çocuklara iyilik diye pazarlayan ecdad fetişisti bir dindarlık…
Daha evvel de defalarca yazmıştım. AKP bu toprakların kültürünün sonucudur, çocuğudur. Yapıp ettiklerinde bir liderlik yoktur. Sabah akşam anket yapmakta ve bu halkın %40-50’si neyi seviyorsa onu yapmaktadır. Sonuçları itibari ile ne bir orijinallik ne de sürpriz vardır. Belki tek fark, az zamanda çok iş yaparak, bu kadar net ve pervasızca Anadolu Tipi Müslümanlığı (çoğunluğuna bakarak söylüyorum) devlet eli ile ve çok büyük oranda dar bir mafyatik örgütlenme lehine uygulamaya geçirmiş olmasıdır! (İHSAN YILMAZ - İDEALHABER.NET)
Halka “bidon kafalı” aptallar muamelesi yapanları oldum olası hiç benimsemedim. Her gün evine o ya da bu şekilde ekmek götürmeyi başaran insanların aslında “aptal” olduğuna da kimse beni inandıramaz. AKP ve seçmeni, çok iyi bir anlayış ve iş birliği içinde.
Anadolu’nun tarihi ne kadarsa, o kadar bin yıldır, kavimler göçü ile buralardan başka yere de sürülmemiş oldukları için Urartu’sundan, Asurlu’suna, Lidyalı’sından Frigyalı’sına, Hitit’inden Sümer’ine, Romalı’sından Rum’una, Ermeni’sine Türk’üne kadar format değiştiren insanların aslında büyük oranda aynı insanlar olduklarını pek çoğumuz fark etmez. Sanki, bu ülkeye yeni birileri gelince eskiler bir anda yok olmuşlardır. Hayır, 2-3 kuşak sonra hakim güç neyse onun diline, kültürüne bürünmüşlerdir, gelen göç dalgaları ile de elbette karışmışlardır. Bu yüzden derslerimde öğrencilerime kendimi “Rum çocuğu” olarak tanıtırım.
Uzun lafın kısası, bu topraklarda yaşayanların sosyal, kültürel ve siyasal genlerinde, hakim güçlere adapte olma, oportünist bir şekilde varoluşsal içgüdülerle muktedirlere boyun eğme ve devlete itaat etme yerleşmiş durumdadır. Eleştirel düşüncenin de kökleşemediği memlekette, evine ekmek götürmek derdinde olan vatandaşın, iktidar ilişkilerini, elitleri, siyasal yapıları, devleti ve otoriteyi sorgulayacak ne donanımı ne de mecali vardır.
Bu pragmatiklikteki bir toplumun din anlayışı da böyledir. Gayet eklektiktir. Fala inanmaz ama falsız da kalmaz! Cuma gecesi asla içki içmediğini söyleyen kişi kendini dindar görür. Faiz yiyen ama camideki çocukları kovalamayı sevap zanneden pek çok hacı amca vardır. Bol bol abdest alan ama hijyenden habersiz ve terli dindarlar istisna değildir. Kızına ve karısına hayatları boyunca ikinci sınıf muamelesi yapıp sonra da hiç de öyle yapmamış Hz. Peygamber’in her şeyini taklit etmenin sevap olduğunu söyleyen pek çok ataerkil dindar doludur ülke.
Kaçak elektrik kullanan, komşunun bakkalı iş yapıyor diye hemen karşısına bakkal konduran, kul hakkı kavramına pek yabancı, işçisini zalimce ve dibine kadar sömüren, cami çıkışı attığı 5-10 lira ile hayırseverlik yaptığını zanneden dindarların çoğunlukta olduğu bir ülkemiz var. Kadının, bir erkekle konuşmasının bile onun erkek ve kadın yakınlarınca “o….pu” olarak ilan edilmesinin yaygın olduğu ama baldızını yoldan çıkaran erkeğin yaptığı bu iğrenç şeyin “elinin kiri” olarak görüldüğü bir dindarlık…
“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” atasözünü icat edebilmiş ve binlerce yıldır muktedirlerin zulmettiklerine sessiz kalıp yardıma koşmamış bir dindarlık… Tanımadıkları insanlara, elinde hiç bir delil ve hatta emare olmadan, sırf birileri öyle diyor diye “mum söndürücü” vs. diyecek kadar zalim; Yahudilerin ille de kötü insanlar olduğuna inanmanın İslam’ın şartlarından biri olduğunu zannedecek kadar cahil, başka dinlerdeki insanları insan olarak görmeyen, onların malına mülküne devletin çökmesini ve sonra sevdikleri ile paylaşmasını normal karşılayacak kadar şeytani bir dindarlık… Bütün atalarının mükemmel olduğunu iddia eden, onların Hristiyan ailelerin çocuklarını küçücükken anne-babalarından ayırıp devletin devşirmesi yapmasını, hem aileye hem de çocuklara iyilik diye pazarlayan ecdad fetişisti bir dindarlık…
Daha evvel de defalarca yazmıştım. AKP bu toprakların kültürünün sonucudur, çocuğudur. Yapıp ettiklerinde bir liderlik yoktur. Sabah akşam anket yapmakta ve bu halkın %40-50’si neyi seviyorsa onu yapmaktadır. Sonuçları itibari ile ne bir orijinallik ne de sürpriz vardır. Belki tek fark, az zamanda çok iş yaparak, bu kadar net ve pervasızca Anadolu Tipi Müslümanlığı (çoğunluğuna bakarak söylüyorum) devlet eli ile ve çok büyük oranda dar bir mafyatik örgütlenme lehine uygulamaya geçirmiş olmasıdır! (İHSAN YILMAZ - İDEALHABER.NET)