Bu yazıda ıspanağın yol açtığı zehirlenme olayını odağa koyarak benzeri başka bir olay bir kez daha yaşandığında ne yapmalıyız sorusuna bir yanıt vermeye çalışacağım...
Bir marketten alınan ıspanağın yenmesi sonucu bilindiği kadarıyla 44 kişi zehirlendi.
Yapılan açıklamalarda zehirlenen vatandaşların çeşitli sağlık kurumlarında tedavilerinin yapıldığı ve konunun incelendiği bilgisi aktarıldı.
Bu yazıyı yazarken İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden bir açıklama yapıldı ve zehirlenmelere ıspanakta bulunan bazı yabancı otların neden olduğu belirtildi. Hastanelere başvuran kişilerde tespit edilen zehirlenme belirtileri ile uyumlu bir açıklama olduğunu söyleyebilirim.
Ancak bu konuda bilinmesi gereken çok önemli başka hususlar var.
Bu yazıda ıspanağın yol açtığı zehirlenme olayını odağa koyarak benzeri başka bir olay bir kez daha yaşandığında ne yapmalıyız sorusuna bir yanıt vermeye çalışacağım.
Ancak çok sayıda okur sorduğu için öncelikle ıspanakla ilgili zehirlenme olayını ele alacağım.
Ispanak zehirlenme yapar mı?
Ispanak doğal olarak zehirlenmeye yol açan bir gıda değil. Doğaldan kastım içinde bir zehirli kimyasal madde kalıntısı ya da zehirlenmeye yol açacak bir bakteri içermeyen ıspanaktır.
Ispanağın içinde doğal olarak bulunan oksalat (ıspanak yediğimizde ağzımızda buruk bir tada yol açan madde) veya nitratların (azotlu bir kimyasal madde) bir zehirlenme tablosu oluşturması için kilolarca ıspanak yemek gerekir. Ancak bu kadar çok ıspanak yemek pek de mümkün değil. Bu konuda daha ayrıntılı bir bilgi için şu yazıya bakılabilir: Robin Williams, Ekşili Ispanak Başı Yemeği ve Nitratlar
Onlarca insanı etkileyen son olayda ıspanaktan zehirlenmenin doğal bir etkene dayanmadığı söylenebilir.
Ispanak veya benzeri başka bir bitki odağında zehirlenmelere yol açabilecek bazı faktörlere kısaca değinelim.
Yenilmemesi gereken bitkilerin gıdalara karışması
Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin açıkladığı gibi ıspanağa kazaen ya da kasıtlı olarak başka otların ya da bitkilerin karışmış olması bir zehirlenme olayına yol açar.
Peki nasıl?
Bitkiler kendilerini otçullardan, böceklerden ya da onları yiyen bir başka canlılardan korumak için çok sayıda kimyasal madde üretirler.
Üretilen kimyasal maddelerin bir kısmı insanlar ve diğer çok sayıda canlı için faydalıdır; birer besin öğesi olarak görülebilir. Ancak büyük bir kısmı da bir toksindir.
Bu toksinleri içeren bitkiler yenildiğinde ya da içildiğinde zehirli etkiler gösterecektir.
Tarımsal üretim ve toplayıcılık faaliyeti tabiatta hangi bitkilerin yenilip hangilerinin yenilmeyeceğini bilmeye derinden bağlıdır. Dolayısıyla üretilen tarımsal ürünlerle birlikte yenilmemesi gereken bitkilerin de hasat edilmesi ya da tabiattan toplanan bitkilerin içine toplanmaması gereken bitkilerin de karışması bu ürünleri tüketen kişilerde zehirlenmelere yol açabilir. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için Bitkisel Her Ürün Yararlı Değildir başlıklı yazıya bakılabilir.
Ancak burada mutlaka hatırlamamız gereken kritik bir nokta var.
Yenilen, yani bir gıda maddesi olarak tüketilen bitkisel gıda ürünleri de çok sayıda bitkisel toksin içerir. Ama onları yediğimiz zaman zehirlenmeyiz. Neden?
Çünkü yiyecek hazırlama ve pişirme teknikleri bu toksinleri zararsız bir forma dönüştürür.
Hangi gıdaları tabiattan toplamalıyız, hangilerinin tarımını yapmalıyız ve hangi gıdaları çiğ hangilerini çeşitli şekillerde işleyerek, pişirerek yemeliyiz gibi soruların yanıtı bin yıllar içinde oluşmuştur. Mutfak bir kültür ve zanaattır.
Meselenin yabancı ot karışması kısmı özetle böyle. Ama yine de bu kadar çok insanı etkileyen bir ot karışması nasıl meydana geldi ciddi bir soru işareti.
Zehirlenmeye yol açan mikroplar
Gıda maddelerinin yetiştirilmesi esnasında örneğin koli basili ya da salmonella gibi gıda zehirlenmesine yol açacak bir bakteri ya da yaygın tabirle bir mikrop ıspanağa bulaşmış olabilir.
Bu mikroplar uygun koşullarda çoğalır ve ıspanağın yenmesi ile bünyeye alınırsa zehirlenme söz konusu olabilir.
Ancak bu tip zehirlenme tablosunun ortaya çıkması için yan yana gelmesi gereken çok sayıda koşul var. Bu konuda daha ayrıntılı bilgiler için Manisa’daki Askerler Neden Zehirleniyor ve İklim Krizi, Gıda Güvenliği ve Yerel Yönetimler yazılarına bakılabilir.
Zehirlenmeye yol açan kimyasal maddeler
Zehirlenmeye yol açacak toksik kimyasal maddeler de var. Örneğin pestisitler gibi. Ancak son durumda olduğu gibi onlarca insanın etkilendiği bir zehirlenme olayı için üründeki pestisit miktarının çok yüksek olması gerekli.
Bu iki durumda mümkün görünüyor: Ya kazara çok yüksek miktarda pestisit kullanılmıştır veya kasıtlı olarak ürünlere pestisit katılmıştır.
Pestisitler dışında zehirlenmeye yol açacak sayısı binleri bulan başka kimyasal maddeler de var.
Özetle söylemek gerekirse, zehirlenmeye yol açan bir gıda ürünü ıspanak olayında olduğu gibi yenilmemesi gereken bir bitki, zehirli bir kimyasal madde ya da zehirlenmeye yol açabilecek bir mikrop içeriyor olabilir.
Akla ilk gelen şeyler bunlardır.
Benzeri bir başka durumla karşılaştığımızda ne yapabiliriz?
Bu sorunun yanıtı bilgi edinme hakkımızı nasıl kullanacağız bağlamında çok önem taşıyor.
Çok sayıda insanı etkileyen ya da bir salgın şeklinde gözlenen bir zehirlenme olayı yaşandığında durum netlik kazanana değin eğer biliniyorsa zehirlenmeye yol açan gıda maddesini tüketmemek gerekli.
Peki doğru bilgiyi nasıl alacağız? Doğru bilgi vermekten sorumlu kamu kurumları hangileri?
Bu konuda birer yurttaş olarak yapmamız gereken ve yapabileceğimiz başka şeyler de var.
Gıdalar ve sular söz konusu olduğunda ıspanak zehirlenmesi olayında olduğu gibi durumu soruşturmak ve gereken önlemleri almakla mükellef kamu kurumları Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı.
Bu kurumlar olay yeri incelemesi yapmak, analiz için örnek almak, alınan örnekleri analiz etmek, analiz sonuçlarını değerlendirmek ve gereken önlemleri almak ve sonuçları kamuoyuna açıklamaktan sorumlu.
Kimyasal ya da mikrobiyolojik analizleri yapmak çok zor ve çok zaman alan işler değil. Çoğu kimyasal ya da mikrobiyolojik zehirlenme etkenini bir gün içinde tespit etmek olanaklı.
Dolayısıyla ıspanak zehirlenmesi olayında olduğu gibi gıdalar veya sularla ilgili bir başka toplu zehirlenme olayı daha yaşandığında aşağıda iletişim bilgileri yer alan kurumları aramak ve ne gibi işlemler yapıldığı konusunda bilgi almak çok önemli.
Birbirimizle konuştuğumuz kadar meseleleri çözmekle mükellef kurumlardaki yetkili kişilerle de konuşmalıyız. İşe yarar ya da yaramaz o bambaşka bir tartışma konusu. Kamu kurumlarına sorumluluklarını hatırlatmak, ilgili kurum ve kişilere ulaşmak önemli.
Bir örnek olması açısından, bir gıda maddesi ya da sularla ilgili bir zehirlenme ya da başka bir olay yaşandığında aranması gereken sorumlu kurumların İstanbul’daki iletişim bilgileri aşağıda.
Buna ek olarak, zehirlenme nedenini araştırmak için alınan gıda ya da su örneklerinin gönderilmiş olabileceğini laboratuvarların iletişim bilgileri de aşağıda. Zehirlenmelere hangi etkenin yol açtığı bu laboratuvarların yapacağı analizlerle belirleniyor.
Sular, plastik ambalaj materyalleri, eşya ve levazım numunelerinin kontrol ve denetimleri ile kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerinden sorumlu kurum T.C. Sağlık Bakanlığı, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’dür.
İletişim: 0212 638 30 00, sosyal medya hesap: İstanbul Sağlık Müdürlüğü @ismgovtr
Laboratuvar analizleri ise aşağıdaki kurumlarda gerçekleştirilir.
İstanbul 1 Nolu Halk Sağlığı Laboratuvarı: 0 (212) 409 20 00 (Zeytinburnu)
İstanbul 2 Nolu Halk Sağlığı Laboratuvarı: 0 (212) 409 20 00 Dâhili: 7950 (Beylikdüzü)
İstanbul 3 Nolu Halk Sağlığı Laboratuvarı: 0 (216) 317 8962 (Maltepe)
Her türlü gıda maddesi kontrol, denetim ve izleme faaliyeti için yetkili kurum T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’dür.
Piyasadan ya da sahadan gıda örneği toplayan, kontrol ve denetim hizmeti yapan kurum ise Gıda ve Yem Şube Müdürlüğüdür. Piyasadan ya da sahadan toplanan gıda örnekleri İstanbul Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğünde analiz edilir. Analiz sonuçları Gıda ve Yem Şube Müdürlüğüne gönderilir. Analiz sonuçlarına göre gereken önlemleri almak zorunda olan kurum Gıda ve Yem Şube Müdürlüğüdür.
İletişim: İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü: Tel: 0 (212) 663 39 61-62-63
E-Posta: İstanbul.gidalab@tarimorman.gov.tr
İstanbul Gıda ve Yem Şube Müdürlüğü: Tel: 0 216 468 21 00 Dâhili: 1308, 2117
İstanbul Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü Tel: 0 (212) 663 39 61-62-63
Dâhili 720 (Analiz Ücreti için bilgi alma), Dâhili 743 ve 754
Ispanakların yol açtığı zehirlenmelere neyin yol açtığını belirlemek için kimyasal ve mikrobiyolojik olarak çeşitli analizler yapılmış olması gerekiyor.
Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre, bakanlığın elinde bir kütle spektrometri cihazı ile yapılmış bir analiz sonucu olmalı. Eğer öyle bir analiz yapıldıysa aynı raporda pestisit veya başka kimyasallara ilişkin tespit de vardır. Eğer öyle bir analiz yapılmadıysa, o zaman da ortada çok eksik bir değerlendirme var demektir. Öyleyse yukarıdaki telefon numaralarını arayarak yapılan analizlerin neler olduğu, ürünlerde kimyasal bir madde kalıntısına rastlanıp rastlanmadığı örneğin pestisit analizleri yapıldıysa ne gibi sonuçlar alındığı sorulabilir.
Kamu kurumlarının yurttaşların bilgi edinme hakkını gözetmesi bağlamında yapacakları en doğru şey yürüttükleri analitik çalışmaların bütününe ilişkin sonuçları açıklamalarıdır. Ama birer yurttaş olarak bizler de bu açıklamaları talep etmeliyiz.
Gıda güvenliği konusunda son yıllarda artış gösteren kaygıları dikkate alarak bağımsız ve güvenilir bilgi üretecek bir kuruma çok ihtiyaç vardır. Bu konuda ayrıntılı bilgi için Sivil Toplum Örgütleri Bir Araştırma Laboratuvarı Kurabilir mi yazısı okunabilir. Bu tip bir kurum bütçesi elverişli büyükşehir belediyeleri tarafından da oluşturulabilir. Bu konuyu ayrı bir yazıda ele almak gerekiyor. (BÜLENT ŞIK - BİANET)
Bülent Şık
Gıda Mühendisi. Doktora konusu çevre dostu analiz yöntemleri geliştirilmesi üzerine. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren çeşitli laboratuvarlarda çalıştı. 2009 Yılında öğretim üyesi olarak Akdeniz Üniversitesine geçti. Üniversitede Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nin kurulumu ve faaliyete geçmesi çalışmalarını yürüttü. 2010-2015 yılları arasında aynı merkezde Teknik Müdür Yardımcılığı yaptı. Gıdalarda ve sularda katkı maddelerinin ve çeşitli toksik kimyasal maddelerin kalıntılarının belirlenmesi üzerine çalışmalar yaptı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünde öğretim üyeliği yaparken 22 Kasım 2016’da çıkarılan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarıldı.Türk Toraks Derneği 2019- Çevre ve İklim Sorunları Savunuculuk Ödülü ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) 2019- Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü sahibi.
Bir marketten alınan ıspanağın yenmesi sonucu bilindiği kadarıyla 44 kişi zehirlendi.
Yapılan açıklamalarda zehirlenen vatandaşların çeşitli sağlık kurumlarında tedavilerinin yapıldığı ve konunun incelendiği bilgisi aktarıldı.
Bu yazıyı yazarken İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden bir açıklama yapıldı ve zehirlenmelere ıspanakta bulunan bazı yabancı otların neden olduğu belirtildi. Hastanelere başvuran kişilerde tespit edilen zehirlenme belirtileri ile uyumlu bir açıklama olduğunu söyleyebilirim.
Ancak bu konuda bilinmesi gereken çok önemli başka hususlar var.
Bu yazıda ıspanağın yol açtığı zehirlenme olayını odağa koyarak benzeri başka bir olay bir kez daha yaşandığında ne yapmalıyız sorusuna bir yanıt vermeye çalışacağım.
Ancak çok sayıda okur sorduğu için öncelikle ıspanakla ilgili zehirlenme olayını ele alacağım.
Ispanak zehirlenme yapar mı?
Ispanak doğal olarak zehirlenmeye yol açan bir gıda değil. Doğaldan kastım içinde bir zehirli kimyasal madde kalıntısı ya da zehirlenmeye yol açacak bir bakteri içermeyen ıspanaktır.
Ispanağın içinde doğal olarak bulunan oksalat (ıspanak yediğimizde ağzımızda buruk bir tada yol açan madde) veya nitratların (azotlu bir kimyasal madde) bir zehirlenme tablosu oluşturması için kilolarca ıspanak yemek gerekir. Ancak bu kadar çok ıspanak yemek pek de mümkün değil. Bu konuda daha ayrıntılı bir bilgi için şu yazıya bakılabilir: Robin Williams, Ekşili Ispanak Başı Yemeği ve Nitratlar
Onlarca insanı etkileyen son olayda ıspanaktan zehirlenmenin doğal bir etkene dayanmadığı söylenebilir.
Ispanak veya benzeri başka bir bitki odağında zehirlenmelere yol açabilecek bazı faktörlere kısaca değinelim.
Yenilmemesi gereken bitkilerin gıdalara karışması
Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin açıkladığı gibi ıspanağa kazaen ya da kasıtlı olarak başka otların ya da bitkilerin karışmış olması bir zehirlenme olayına yol açar.
Peki nasıl?
Bitkiler kendilerini otçullardan, böceklerden ya da onları yiyen bir başka canlılardan korumak için çok sayıda kimyasal madde üretirler.
Üretilen kimyasal maddelerin bir kısmı insanlar ve diğer çok sayıda canlı için faydalıdır; birer besin öğesi olarak görülebilir. Ancak büyük bir kısmı da bir toksindir.
Bu toksinleri içeren bitkiler yenildiğinde ya da içildiğinde zehirli etkiler gösterecektir.
Tarımsal üretim ve toplayıcılık faaliyeti tabiatta hangi bitkilerin yenilip hangilerinin yenilmeyeceğini bilmeye derinden bağlıdır. Dolayısıyla üretilen tarımsal ürünlerle birlikte yenilmemesi gereken bitkilerin de hasat edilmesi ya da tabiattan toplanan bitkilerin içine toplanmaması gereken bitkilerin de karışması bu ürünleri tüketen kişilerde zehirlenmelere yol açabilir. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için Bitkisel Her Ürün Yararlı Değildir başlıklı yazıya bakılabilir.
Ancak burada mutlaka hatırlamamız gereken kritik bir nokta var.
Yenilen, yani bir gıda maddesi olarak tüketilen bitkisel gıda ürünleri de çok sayıda bitkisel toksin içerir. Ama onları yediğimiz zaman zehirlenmeyiz. Neden?
Çünkü yiyecek hazırlama ve pişirme teknikleri bu toksinleri zararsız bir forma dönüştürür.
Hangi gıdaları tabiattan toplamalıyız, hangilerinin tarımını yapmalıyız ve hangi gıdaları çiğ hangilerini çeşitli şekillerde işleyerek, pişirerek yemeliyiz gibi soruların yanıtı bin yıllar içinde oluşmuştur. Mutfak bir kültür ve zanaattır.
Meselenin yabancı ot karışması kısmı özetle böyle. Ama yine de bu kadar çok insanı etkileyen bir ot karışması nasıl meydana geldi ciddi bir soru işareti.
Zehirlenmeye yol açan mikroplar
Gıda maddelerinin yetiştirilmesi esnasında örneğin koli basili ya da salmonella gibi gıda zehirlenmesine yol açacak bir bakteri ya da yaygın tabirle bir mikrop ıspanağa bulaşmış olabilir.
Bu mikroplar uygun koşullarda çoğalır ve ıspanağın yenmesi ile bünyeye alınırsa zehirlenme söz konusu olabilir.
Ancak bu tip zehirlenme tablosunun ortaya çıkması için yan yana gelmesi gereken çok sayıda koşul var. Bu konuda daha ayrıntılı bilgiler için Manisa’daki Askerler Neden Zehirleniyor ve İklim Krizi, Gıda Güvenliği ve Yerel Yönetimler yazılarına bakılabilir.
Zehirlenmeye yol açan kimyasal maddeler
Zehirlenmeye yol açacak toksik kimyasal maddeler de var. Örneğin pestisitler gibi. Ancak son durumda olduğu gibi onlarca insanın etkilendiği bir zehirlenme olayı için üründeki pestisit miktarının çok yüksek olması gerekli.
Bu iki durumda mümkün görünüyor: Ya kazara çok yüksek miktarda pestisit kullanılmıştır veya kasıtlı olarak ürünlere pestisit katılmıştır.
Pestisitler dışında zehirlenmeye yol açacak sayısı binleri bulan başka kimyasal maddeler de var.
Özetle söylemek gerekirse, zehirlenmeye yol açan bir gıda ürünü ıspanak olayında olduğu gibi yenilmemesi gereken bir bitki, zehirli bir kimyasal madde ya da zehirlenmeye yol açabilecek bir mikrop içeriyor olabilir.
Akla ilk gelen şeyler bunlardır.
Benzeri bir başka durumla karşılaştığımızda ne yapabiliriz?
Bu sorunun yanıtı bilgi edinme hakkımızı nasıl kullanacağız bağlamında çok önem taşıyor.
Çok sayıda insanı etkileyen ya da bir salgın şeklinde gözlenen bir zehirlenme olayı yaşandığında durum netlik kazanana değin eğer biliniyorsa zehirlenmeye yol açan gıda maddesini tüketmemek gerekli.
Peki doğru bilgiyi nasıl alacağız? Doğru bilgi vermekten sorumlu kamu kurumları hangileri?
Bu konuda birer yurttaş olarak yapmamız gereken ve yapabileceğimiz başka şeyler de var.
Gıdalar ve sular söz konusu olduğunda ıspanak zehirlenmesi olayında olduğu gibi durumu soruşturmak ve gereken önlemleri almakla mükellef kamu kurumları Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı.
Bu kurumlar olay yeri incelemesi yapmak, analiz için örnek almak, alınan örnekleri analiz etmek, analiz sonuçlarını değerlendirmek ve gereken önlemleri almak ve sonuçları kamuoyuna açıklamaktan sorumlu.
Kimyasal ya da mikrobiyolojik analizleri yapmak çok zor ve çok zaman alan işler değil. Çoğu kimyasal ya da mikrobiyolojik zehirlenme etkenini bir gün içinde tespit etmek olanaklı.
Dolayısıyla ıspanak zehirlenmesi olayında olduğu gibi gıdalar veya sularla ilgili bir başka toplu zehirlenme olayı daha yaşandığında aşağıda iletişim bilgileri yer alan kurumları aramak ve ne gibi işlemler yapıldığı konusunda bilgi almak çok önemli.
Birbirimizle konuştuğumuz kadar meseleleri çözmekle mükellef kurumlardaki yetkili kişilerle de konuşmalıyız. İşe yarar ya da yaramaz o bambaşka bir tartışma konusu. Kamu kurumlarına sorumluluklarını hatırlatmak, ilgili kurum ve kişilere ulaşmak önemli.
Bir örnek olması açısından, bir gıda maddesi ya da sularla ilgili bir zehirlenme ya da başka bir olay yaşandığında aranması gereken sorumlu kurumların İstanbul’daki iletişim bilgileri aşağıda.
Buna ek olarak, zehirlenme nedenini araştırmak için alınan gıda ya da su örneklerinin gönderilmiş olabileceğini laboratuvarların iletişim bilgileri de aşağıda. Zehirlenmelere hangi etkenin yol açtığı bu laboratuvarların yapacağı analizlerle belirleniyor.
Sular, plastik ambalaj materyalleri, eşya ve levazım numunelerinin kontrol ve denetimleri ile kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerinden sorumlu kurum T.C. Sağlık Bakanlığı, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’dür.
İletişim: 0212 638 30 00, sosyal medya hesap: İstanbul Sağlık Müdürlüğü @ismgovtr
Laboratuvar analizleri ise aşağıdaki kurumlarda gerçekleştirilir.
İstanbul 1 Nolu Halk Sağlığı Laboratuvarı: 0 (212) 409 20 00 (Zeytinburnu)
İstanbul 2 Nolu Halk Sağlığı Laboratuvarı: 0 (212) 409 20 00 Dâhili: 7950 (Beylikdüzü)
İstanbul 3 Nolu Halk Sağlığı Laboratuvarı: 0 (216) 317 8962 (Maltepe)
Her türlü gıda maddesi kontrol, denetim ve izleme faaliyeti için yetkili kurum T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’dür.
Piyasadan ya da sahadan gıda örneği toplayan, kontrol ve denetim hizmeti yapan kurum ise Gıda ve Yem Şube Müdürlüğüdür. Piyasadan ya da sahadan toplanan gıda örnekleri İstanbul Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğünde analiz edilir. Analiz sonuçları Gıda ve Yem Şube Müdürlüğüne gönderilir. Analiz sonuçlarına göre gereken önlemleri almak zorunda olan kurum Gıda ve Yem Şube Müdürlüğüdür.
İletişim: İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü: Tel: 0 (212) 663 39 61-62-63
E-Posta: İstanbul.gidalab@tarimorman.gov.tr
İstanbul Gıda ve Yem Şube Müdürlüğü: Tel: 0 216 468 21 00 Dâhili: 1308, 2117
İstanbul Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü Tel: 0 (212) 663 39 61-62-63
Dâhili 720 (Analiz Ücreti için bilgi alma), Dâhili 743 ve 754
Ispanakların yol açtığı zehirlenmelere neyin yol açtığını belirlemek için kimyasal ve mikrobiyolojik olarak çeşitli analizler yapılmış olması gerekiyor.
Bakanlığın yaptığı açıklamaya göre, bakanlığın elinde bir kütle spektrometri cihazı ile yapılmış bir analiz sonucu olmalı. Eğer öyle bir analiz yapıldıysa aynı raporda pestisit veya başka kimyasallara ilişkin tespit de vardır. Eğer öyle bir analiz yapılmadıysa, o zaman da ortada çok eksik bir değerlendirme var demektir. Öyleyse yukarıdaki telefon numaralarını arayarak yapılan analizlerin neler olduğu, ürünlerde kimyasal bir madde kalıntısına rastlanıp rastlanmadığı örneğin pestisit analizleri yapıldıysa ne gibi sonuçlar alındığı sorulabilir.
Kamu kurumlarının yurttaşların bilgi edinme hakkını gözetmesi bağlamında yapacakları en doğru şey yürüttükleri analitik çalışmaların bütününe ilişkin sonuçları açıklamalarıdır. Ama birer yurttaş olarak bizler de bu açıklamaları talep etmeliyiz.
Gıda güvenliği konusunda son yıllarda artış gösteren kaygıları dikkate alarak bağımsız ve güvenilir bilgi üretecek bir kuruma çok ihtiyaç vardır. Bu konuda ayrıntılı bilgi için Sivil Toplum Örgütleri Bir Araştırma Laboratuvarı Kurabilir mi yazısı okunabilir. Bu tip bir kurum bütçesi elverişli büyükşehir belediyeleri tarafından da oluşturulabilir. Bu konuyu ayrı bir yazıda ele almak gerekiyor. (BÜLENT ŞIK - BİANET)
Bülent Şık
Gıda Mühendisi. Doktora konusu çevre dostu analiz yöntemleri geliştirilmesi üzerine. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren çeşitli laboratuvarlarda çalıştı. 2009 Yılında öğretim üyesi olarak Akdeniz Üniversitesine geçti. Üniversitede Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nin kurulumu ve faaliyete geçmesi çalışmalarını yürüttü. 2010-2015 yılları arasında aynı merkezde Teknik Müdür Yardımcılığı yaptı. Gıdalarda ve sularda katkı maddelerinin ve çeşitli toksik kimyasal maddelerin kalıntılarının belirlenmesi üzerine çalışmalar yaptı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünde öğretim üyeliği yaparken 22 Kasım 2016’da çıkarılan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden çıkarıldı.Türk Toraks Derneği 2019- Çevre ve İklim Sorunları Savunuculuk Ödülü ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) 2019- Nusret Fişek Halk Sağlığı Hizmet Ödülü sahibi.