Corona virüs salgınından en fazla etkilenen Lombardiya bölgesindeki bir anesteziyoloji uzmanı doktoru tüm dünyayı uyardı...
İtalya'da COVID-19 salgınından en fazla etkilenen Lombardiya bölgesindeki bir anesteziyoloji uzmanı olan Dr. Maurizio Cecconi, bugün tüm dünyayı şu sözlerle uyardı:
"İlk yoğun bakım vakamız 20 Şubat'da atipik zatürre ile başvuran 30 yaşlarında herhangi bir seyahat hikayesi olmayan bir erkekti. Bunun ardından sadece 24 saat içinde test edilen 36 kişi daha pozitif sonuç aldı. İlerleyen günlerde yoğun bakım ihtiyacı olan vaka sayısı birden katlanarak ilerledi.
Şu an bölgede 4 bini aşkın yoğun bakım ihtiyacı olan vaka varken bizim yatak kapasitemiz sadece 700-800 civarında. Üstelik bu yataklar normal zamanda neredeyse dolu. Şu anda ihtiyacı olan herkese yoğun bakım yatağı vermeye çalışıyoruz ancak ek yardım olmazsa, gelecek hastalarla birlikte yakın zamanda dizlerimizin üstüne çökeceğiz. Sakın bu salgını küçümsemeyin. Bu grip değil. Bu ciddi. Hazır olun!"
Çin'in Vuhan kentinde Ocak ayında başlayan yeni koronavirüs (SARS-CoV-2) kaynaklı salgın, 13 Mart tarihi itibariyle Türkiye'nin de içinde bulunduğu 123 ülkeye yayılmış durumda. Çin'den sonra en sert bicimde etkilenen İtalya'da 13 Mart itibari ile toplamda 17 bin 660 COVID-19 hastası bulunurken, 1.266 kişi hayatını kaybetmiş bulunuyor.
Türkiye şu an tespit edilen beş vaka ile nadir (sporadik) vakaların olduğu ülkeler kategorisinde. Bu aşamada tanı konulan kişilerin çoğunun yurtdışı seyahat öyküsü veya tanı almış kişiyle teması bulunuyor ve virüsü nereden edindikleri kolay tespit edilebiliyor.
HIZLI YAYILMASININ EN BÜYÜK NEDENİ: HAFİF BELİRTİLER
Koronavirüsün bu kadar efektif ve hızlı yayılmasının en önemli sebeplerinden birisi çoğu bulaşıcı hastanın bu enfeksiyonu hafif geçirmesi. Başta öksürük, yüksek ateş olmak üzere gribe benzer belirti gösteren bireyler, hastalığı zatürre olmadan ayakta atlatabiliyor.
Geniş bir salgına karşı hazırlıklı olma gerekliliğinin en büyük sebeplerinden birisi ise hastalığın seyrinin genç hastalarda dahi çok ciddi seyredebilmesi.
Hastaların 5'te 1inin hastanede tedavi görmeye ve 10'da 1inin de yoğun bakıma ihtiyaç duyması. Mesela İtalya'da şu anda 13 bin yoğun bakıma ihtiyaç duyan hasta olmasına rağmen yoğun bakım kapasitesi bunu kaldıracak durumda değil. İtalya'nın en zengin bölgelerinden biri olan Lombardiya'da yaşananları göz önüne alırsak, bu durum iyi bir ekonomisi ve sağlık sistemi olan ülkelerin dahi salgının hızla yayılması ve yoğun bakım ihtiyacının bir anda artması durumunda ayni zorluklarla karşılaşabileceğini gösteriyor.
13 Mart'ta, Dünya Sağlık Örgütü pandeminin yeni merkezinin Avrupa olduğunu duyurdu. Şu an Avrupa'da dünyanın geri kalanından (Çin hariç) daha fazla vaka ve ölüm bildirilmiş durumda. Çoğu Avrupa ülkesi artık toplum içerisinde salgın olduğunu kabul ederek, seyahat hikayesi olmaksızın, gribal enfeksiyon ve zatürre ile hastaneye gelen hastaların hepsini test etmeye başladı.
TEST SAYISI ARTARSA ENGELLEME İHTİMALİ DE ARTAR
Tanı alan vaka sayısı ise belli bir ölçüde, ülkelerin ne kadar test yaptığı ile doğru orantılı. Mesela milyonda 4 bin 99 kişiyi test eden Güney Kore ve milyonda 1.005 kişiyi test eden İtalya birçok vakayı bulmayı başarmış durumda.
Bu da alınabilecek en önemli halk sağlığı tedbirlerinden birisi çünkü ne kadar çok test yapılır ve ne kadar çok vaka tespit edilirse, vakaların temaslarına karantina uygulanarak, salgının yayılımını önlemek de o ölçüde mümkün olur.
13 Mart tarihli Dünya Sağlık Örgütü basın açıklamasında Genel Direktör Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus şu ifadeleri kullandı: "Nerede olduğunu bilmediğiniz bir virüsle savaşamazsınız. COVID-19 yayılım zincirini kırmak için tespit edin, izole edin, test edin ve tedavi edin. Bulduğumuz ve tedavi ettiğimiz her vaka hastalığın yayılımını kısıtlayacak."
Aktif test, tanı ve temas izleme dışında, Çin'de ve İtalya'da şehirleri kapatmaya kadar giden önlemler alınırken, Güney Kore gibi ülkeler bu riski çok fazla test yaparak, vaka teması ve belirtileri olan insanları izole ederek ve sosyal mesafe koyma önlemlerini halka açıkça anlatarak önlemiş oldu. Güney Kore'nin demokratik ve katılımcı yanıtı çok kısa süre içerisinde yeni vaka sayılarının düşüşe geçmesini sağladı.
İtalya'da COVID-19 salgınından en fazla etkilenen Lombardiya bölgesindeki bir anesteziyoloji uzmanı olan Dr. Maurizio Cecconi, bugün tüm dünyayı şu sözlerle uyardı:
"İlk yoğun bakım vakamız 20 Şubat'da atipik zatürre ile başvuran 30 yaşlarında herhangi bir seyahat hikayesi olmayan bir erkekti. Bunun ardından sadece 24 saat içinde test edilen 36 kişi daha pozitif sonuç aldı. İlerleyen günlerde yoğun bakım ihtiyacı olan vaka sayısı birden katlanarak ilerledi.
Şu an bölgede 4 bini aşkın yoğun bakım ihtiyacı olan vaka varken bizim yatak kapasitemiz sadece 700-800 civarında. Üstelik bu yataklar normal zamanda neredeyse dolu. Şu anda ihtiyacı olan herkese yoğun bakım yatağı vermeye çalışıyoruz ancak ek yardım olmazsa, gelecek hastalarla birlikte yakın zamanda dizlerimizin üstüne çökeceğiz. Sakın bu salgını küçümsemeyin. Bu grip değil. Bu ciddi. Hazır olun!"
Çin'in Vuhan kentinde Ocak ayında başlayan yeni koronavirüs (SARS-CoV-2) kaynaklı salgın, 13 Mart tarihi itibariyle Türkiye'nin de içinde bulunduğu 123 ülkeye yayılmış durumda. Çin'den sonra en sert bicimde etkilenen İtalya'da 13 Mart itibari ile toplamda 17 bin 660 COVID-19 hastası bulunurken, 1.266 kişi hayatını kaybetmiş bulunuyor.
Türkiye şu an tespit edilen beş vaka ile nadir (sporadik) vakaların olduğu ülkeler kategorisinde. Bu aşamada tanı konulan kişilerin çoğunun yurtdışı seyahat öyküsü veya tanı almış kişiyle teması bulunuyor ve virüsü nereden edindikleri kolay tespit edilebiliyor.
HIZLI YAYILMASININ EN BÜYÜK NEDENİ: HAFİF BELİRTİLER
Koronavirüsün bu kadar efektif ve hızlı yayılmasının en önemli sebeplerinden birisi çoğu bulaşıcı hastanın bu enfeksiyonu hafif geçirmesi. Başta öksürük, yüksek ateş olmak üzere gribe benzer belirti gösteren bireyler, hastalığı zatürre olmadan ayakta atlatabiliyor.
Geniş bir salgına karşı hazırlıklı olma gerekliliğinin en büyük sebeplerinden birisi ise hastalığın seyrinin genç hastalarda dahi çok ciddi seyredebilmesi.
Hastaların 5'te 1inin hastanede tedavi görmeye ve 10'da 1inin de yoğun bakıma ihtiyaç duyması. Mesela İtalya'da şu anda 13 bin yoğun bakıma ihtiyaç duyan hasta olmasına rağmen yoğun bakım kapasitesi bunu kaldıracak durumda değil. İtalya'nın en zengin bölgelerinden biri olan Lombardiya'da yaşananları göz önüne alırsak, bu durum iyi bir ekonomisi ve sağlık sistemi olan ülkelerin dahi salgının hızla yayılması ve yoğun bakım ihtiyacının bir anda artması durumunda ayni zorluklarla karşılaşabileceğini gösteriyor.
13 Mart'ta, Dünya Sağlık Örgütü pandeminin yeni merkezinin Avrupa olduğunu duyurdu. Şu an Avrupa'da dünyanın geri kalanından (Çin hariç) daha fazla vaka ve ölüm bildirilmiş durumda. Çoğu Avrupa ülkesi artık toplum içerisinde salgın olduğunu kabul ederek, seyahat hikayesi olmaksızın, gribal enfeksiyon ve zatürre ile hastaneye gelen hastaların hepsini test etmeye başladı.
TEST SAYISI ARTARSA ENGELLEME İHTİMALİ DE ARTAR
Tanı alan vaka sayısı ise belli bir ölçüde, ülkelerin ne kadar test yaptığı ile doğru orantılı. Mesela milyonda 4 bin 99 kişiyi test eden Güney Kore ve milyonda 1.005 kişiyi test eden İtalya birçok vakayı bulmayı başarmış durumda.
Bu da alınabilecek en önemli halk sağlığı tedbirlerinden birisi çünkü ne kadar çok test yapılır ve ne kadar çok vaka tespit edilirse, vakaların temaslarına karantina uygulanarak, salgının yayılımını önlemek de o ölçüde mümkün olur.
13 Mart tarihli Dünya Sağlık Örgütü basın açıklamasında Genel Direktör Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus şu ifadeleri kullandı: "Nerede olduğunu bilmediğiniz bir virüsle savaşamazsınız. COVID-19 yayılım zincirini kırmak için tespit edin, izole edin, test edin ve tedavi edin. Bulduğumuz ve tedavi ettiğimiz her vaka hastalığın yayılımını kısıtlayacak."
Aktif test, tanı ve temas izleme dışında, Çin'de ve İtalya'da şehirleri kapatmaya kadar giden önlemler alınırken, Güney Kore gibi ülkeler bu riski çok fazla test yaparak, vaka teması ve belirtileri olan insanları izole ederek ve sosyal mesafe koyma önlemlerini halka açıkça anlatarak önlemiş oldu. Güney Kore'nin demokratik ve katılımcı yanıtı çok kısa süre içerisinde yeni vaka sayılarının düşüşe geçmesini sağladı.