İBB’nin Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan: Koronavirüs kaynaklı çok sayıda ölüm, kayıtlara ‘bulaşıcı hastalık’ olarak geçti. İstanbul’da 60 bin civarında Covid-19 hastası var!
Mezopotamya Ajansı’na konuşan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi ve İBB Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, kentteki tabloyu, hükûmetin ve yerel yönetimlerin aldığı önlemleri, sokağa çıkma yasağı ve salgına karşı verilen mücadeleyi anlattı.
İstanbul’daki Covid-19 kaynaklı birçok ölümün kayıtlara ‘bulaşıcı hastalık’ olarak geçtiğini söyleyen Prof. Kılıçaslan, “İstanbul’da 60 bin civarında hasta var” ifadesini kullandı.
“Görüşlerimizi hem İl Pandemi Kurulu’na hem hükûmete iletiyoruz”
İBB’nın kurduğu Bilim Kurulu’na ilişkin bilgin Prof. Kılıçaslan, “Haftada en az iki kere internet üzerinden toplantı yapılmakta ve önceden belirlenen gündemler tartışılmaktadır. Salgın döneminde hayati değer taşımakta olan su, temizlik, ulaşım gibi rutin belediye hizmetlerin aksamaksızın sürdürülmesi ve çalışanların sağlığının korunması esastır” dedi.
Kurulun salgınla mücadeledeki genel önlemlerle ilgili görüşlerini hem İl Pandemi Kurulu’na hem de hükûmete ilettiğini belirten Prof. Dr. Kılıçaslan, İstanbul’daki durumu ile ilgili bir rapor hazırladıklarını söyledi.
Koronavirüs salgınının Türkiye’deki merkezinin İstanbul olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kılıçaslan, “İstanbul veya diğer bazı kentlerde alınabilecek radikal kapanma kararları çok daha etkili olabilirdi. Hâlâ radikal bir kararın alınmamış olması salgının yavaşlamasına, ama daha uzun sürmesine yol açabilir” dedi.
“Olası Covid -19 hastalarının ölmesi durumunda defin kağıtlarına ‘bulaşıcı hastalık’ yazılmakta”
Sağlık Bakanlığı’nın verilerinde sadece Covid-19 testi pozitif hastalarını bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Kılıçaslan, “Klinik ve radyolojik olarak Covid-19 denip hastanede veya evde tedaviye alınan çok sayıda hasta bu kapsama girmemektedir. Bakanlık, hekimlerin tanılarına dayanarak tüm ilaçları bu hastalara da sağlamaktadır” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘Olası Covid-19’ tanısı ile bulunanların da verilere eklenmesini istediğini belirten Prof. Dr. Kılıçaslan, “Olası hastaların ölmesi durumunda defin kağıtlarına ‘bulaşıcı hastalık’ yazılmaktadır. Bu nedenle veriler tartışmalı hale gelmektedir” diye konuştu.
İstanbul’daki defin kayıtlarında 2018, 2019 yılları ile 2020 Mart ortasına kadar ölüm belgelerinde ‘bulaşıcı hastalık’ yazılmadığını kaydeden Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan; “Mart ortasından bu yana bini aşkın belgede ölüm şekli ‘bulaşıcı hastalık’ kaydına rastlanılmıştır. Kaba bir hesapla nisan ortasından önce İstanbul’da testi negatif veya pozitif olan 60 bin civarında Covid-19 hastası olduğu tahmin ediliyor” dedi.
“İstanbul’da 2020 yılı önceki yıllarla karşılaştırıldığında, ölümlerde anlamlı bir artış olduğu görmekteyiz” diyen Prof. Dr. Kılıçaslan, bu ölümlerin büyük bir kısmının Covid – 19 salgınıyla ilişkili olduğunu belirtti.
Hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasaklarının fayda sağlayabileceğini ancak yeterli olmadığını belirten Prof. Dr. Kılıçaslan, salgının yarattığı sorunların bazı bilim insanları tarafından 2024’e kadar sürebileceğini kaydetti.
“İBB’nin hükûmet tarafından sürecin dışına itiliyor”
İBB’nin hükûmet tarafından sürecin dışına itildiğini söyleyen Prof. Dr. Kılıçaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Belediye sürecin dışına itilmek istenmesine rağmen Yenikapı’da Koordinasyon ve Yardımlaşma Merkezi kurdu. İBB Covid-19 Bilimsel Kurulu’nu oluşturdu. Sağlık çalışanları için, ücretsiz toplu taşıma ve otopark hizmeti, ücretsiz İBB wifi, 2 bin kişilik konaklama imkanı sağladı.
“65 yaş üstü evde kalanlar için 153 destek hattı aracılığı ekonomik ve sosyal yardımlar başlattı. İSMEK eğitmenleri tarafından ücretsiz dağıtılmak üzere günde 10 bin maske üretimi planlanıyor. Metro istasyonlarında termal kamera kullanımına geçildi. Yurttaşların katkıları ile hazırlanan yardım paketleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaya başlandı. Tüm İstanbul’un gıda ve hijyen malzemesi karşılanması için dijital dağıtım ağı oluşturuldu.
Mezopotamya Ajansı’na konuşan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi ve İBB Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, kentteki tabloyu, hükûmetin ve yerel yönetimlerin aldığı önlemleri, sokağa çıkma yasağı ve salgına karşı verilen mücadeleyi anlattı.
İstanbul’daki Covid-19 kaynaklı birçok ölümün kayıtlara ‘bulaşıcı hastalık’ olarak geçtiğini söyleyen Prof. Kılıçaslan, “İstanbul’da 60 bin civarında hasta var” ifadesini kullandı.
“Görüşlerimizi hem İl Pandemi Kurulu’na hem hükûmete iletiyoruz”
İBB’nın kurduğu Bilim Kurulu’na ilişkin bilgin Prof. Kılıçaslan, “Haftada en az iki kere internet üzerinden toplantı yapılmakta ve önceden belirlenen gündemler tartışılmaktadır. Salgın döneminde hayati değer taşımakta olan su, temizlik, ulaşım gibi rutin belediye hizmetlerin aksamaksızın sürdürülmesi ve çalışanların sağlığının korunması esastır” dedi.
Kurulun salgınla mücadeledeki genel önlemlerle ilgili görüşlerini hem İl Pandemi Kurulu’na hem de hükûmete ilettiğini belirten Prof. Dr. Kılıçaslan, İstanbul’daki durumu ile ilgili bir rapor hazırladıklarını söyledi.
Koronavirüs salgınının Türkiye’deki merkezinin İstanbul olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kılıçaslan, “İstanbul veya diğer bazı kentlerde alınabilecek radikal kapanma kararları çok daha etkili olabilirdi. Hâlâ radikal bir kararın alınmamış olması salgının yavaşlamasına, ama daha uzun sürmesine yol açabilir” dedi.
“Olası Covid -19 hastalarının ölmesi durumunda defin kağıtlarına ‘bulaşıcı hastalık’ yazılmakta”
Sağlık Bakanlığı’nın verilerinde sadece Covid-19 testi pozitif hastalarını bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Kılıçaslan, “Klinik ve radyolojik olarak Covid-19 denip hastanede veya evde tedaviye alınan çok sayıda hasta bu kapsama girmemektedir. Bakanlık, hekimlerin tanılarına dayanarak tüm ilaçları bu hastalara da sağlamaktadır” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘Olası Covid-19’ tanısı ile bulunanların da verilere eklenmesini istediğini belirten Prof. Dr. Kılıçaslan, “Olası hastaların ölmesi durumunda defin kağıtlarına ‘bulaşıcı hastalık’ yazılmaktadır. Bu nedenle veriler tartışmalı hale gelmektedir” diye konuştu.
İstanbul’daki defin kayıtlarında 2018, 2019 yılları ile 2020 Mart ortasına kadar ölüm belgelerinde ‘bulaşıcı hastalık’ yazılmadığını kaydeden Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan; “Mart ortasından bu yana bini aşkın belgede ölüm şekli ‘bulaşıcı hastalık’ kaydına rastlanılmıştır. Kaba bir hesapla nisan ortasından önce İstanbul’da testi negatif veya pozitif olan 60 bin civarında Covid-19 hastası olduğu tahmin ediliyor” dedi.
“İstanbul’da 2020 yılı önceki yıllarla karşılaştırıldığında, ölümlerde anlamlı bir artış olduğu görmekteyiz” diyen Prof. Dr. Kılıçaslan, bu ölümlerin büyük bir kısmının Covid – 19 salgınıyla ilişkili olduğunu belirtti.
Hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasaklarının fayda sağlayabileceğini ancak yeterli olmadığını belirten Prof. Dr. Kılıçaslan, salgının yarattığı sorunların bazı bilim insanları tarafından 2024’e kadar sürebileceğini kaydetti.
“İBB’nin hükûmet tarafından sürecin dışına itiliyor”
İBB’nin hükûmet tarafından sürecin dışına itildiğini söyleyen Prof. Dr. Kılıçaslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Belediye sürecin dışına itilmek istenmesine rağmen Yenikapı’da Koordinasyon ve Yardımlaşma Merkezi kurdu. İBB Covid-19 Bilimsel Kurulu’nu oluşturdu. Sağlık çalışanları için, ücretsiz toplu taşıma ve otopark hizmeti, ücretsiz İBB wifi, 2 bin kişilik konaklama imkanı sağladı.
“65 yaş üstü evde kalanlar için 153 destek hattı aracılığı ekonomik ve sosyal yardımlar başlattı. İSMEK eğitmenleri tarafından ücretsiz dağıtılmak üzere günde 10 bin maske üretimi planlanıyor. Metro istasyonlarında termal kamera kullanımına geçildi. Yurttaşların katkıları ile hazırlanan yardım paketleri ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmaya başlandı. Tüm İstanbul’un gıda ve hijyen malzemesi karşılanması için dijital dağıtım ağı oluşturuldu.