Bir tartışmadır sürüyor...
Kemal Kılıçdaroğlu şehir hastanelerinin yapımına karşı çıktı mı, çıkmadı mı?
Yandaş kalemler yine meseleyi özünden ayırıyorlar.
Kimsenin hastane yapımına karşı çıktığı yok!
Şehir hastanelerinin ihale ediliş şeklini, maliyetini, ihale kanunları dışında gelişen iş ve ilişki biçimlerini eleştiriyoruz...
Şehir hastaneleri projesi, yandaşları zengin etme projesinin örtüsü olarak mı kullanılıyor? Bu sorunun peşindeyiz..
***
Prof. Dr. Duran Bülbül... TELE 1’de “Anında Manşet” adı ile yayımlanan son programımda şehir hastanelerinin maliyeti ile ilgili müthiş bilgiler açıkladı!
Sayıştay raporları ve bütçe bilgileri üzerinden ödeme ve anlaşmaların izini süren Bülbül, şehir hastanelerinin Türkiye’nin geleceğinde “iflasa neden olacak” büyüklükte bir kara delik açacağını söyledi.
***
Planlanan 25 şehir hastanesinin 10’u tam kapasite ile, ikisi ise ilk kısımları bitirilerek hizmete açıldı. Önümüzdeki üç yılda bu hastanelere yapılması planlanan yani bütçeye ve orta vadeli programa konulan ödemeler, 2020 için 10 milyar 500 milyon TL, 2021’de 16 milyar 700 milyon TL ve 2022’de 22 milyar TL!
Yani bir şehir hastanesinin 1 yıllık ortalama kirası 1 milyar TL’ye geliyor!
Şehir hastaneleri kamu-özel işbirliği ile yapılıyor. Devlet arsayı müteahhide veriyor, müteahhit ise Hazine garantisi ile krediyi bulup hastaneyi yapıyor. Ardından devlete kiralıyor.
Peki, devlet bu hastaneleri kendisi yapamaz mı? Yaparsa maliyeti ne olur?
İşte gündemi sarsacak başlıklardan biri de bu... Çünkü bizzat devletin yaptığı hesaplamalara göre bir şehir hastanesinin yapım maliyeti 1 milyar TL.
Oysa hükümetin yandaş şirketlerle yaptığı anlaşmalara göre devlet bu parayı hastanelere bir yıllık kira karşılığı ödüyor!
Yani bir yıllık kira parası ile devlet zaten bir şehir hastanesi kurabiliyor!
***
Bitti mi?.. Hayır...
Müteahhitler görüntüleme, yemek ve güvenlik hizmetleri ile benzer hizmetleri de devlete ayrıca fatura ediyor...
Düşünün, 25 yıl boyunca devletten ayrıcalıklı özel şirketlere milyarlarca dolar akacak... Bu paralar, başı kabak ayağı çıplak Türk milletinin alın teri vergilerinden ödenecek...
Hükümete soruyorum:
Şehir hastaneleri ile ilgili özel şirketlerle yaptığınız sözleşmeleri neden açıklamıyorsunuz?
Vatandaşın vergisi ile ödenecek yatırım ve kiralama işinde “sır” kavramı olamaz... Şeffaflık yasası, sözleşmelerin açıklanmasını gerektirir.
Şehir hastanelerinin müteahhitlik işi neden kamu ihale kanunu dışına çıkarıldı? Neden rekabete açık ihale yapılmadı?
Müteahhitlerin fatura ettiği hizmet vb. harcamalar nasıl denetleniyor? Kim denetliyor? Raporlar nerede?
Yasa gereği iç denetim raporları tutulması gerekiyor. Rapor tutuldu mu? Meclis’e neden sunulmadı?
Bu sözleşmeler, devletin aleyhine şirketlerin lehine değiştirildi mi?
Bitti mi? Hayır...
Yukarıda belirttiğimiz 3 yıllık kira karşılığı müteahhitlere ödenecek 50 milyar TL ile 50 devlet hastanesi kurulabiliyor!
Maliye ve iktisat profesörü Duran Bülbül, yatak başı maliyet üzerinden yaptığı hesaba göre, 25 yılda bu hastanelere 5 trilyon TL’nin üzerinde bir ödeme yapılacağını, yani aslında bu ödemelerin yapılamayacağını, devletin iflas tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını belirtiyor.
“Şehir hastaneleri bir an önce devletleştirilmeli” diyor...
***
Peki, Duran Hoca bütçeyi titizlikle analiz ederek, raporları inceleyerek bu büyük skandalı ortaya koyarken muhalefet ne yapıyor?
Toplum, olgular, rakamlar üzerinden siyasi muhalefet ve çözüm duymak istiyor.
Yolsuzluklar “önem sırasında” geride görünse de vatandaşın kutsal vergi gelirinin nasıl harcandığı, hâlâ ve her zaman en duyarlı olduğu konular arasında.
TBMM’de KİT komisyonları var... Bu komisyonlarda görev yapan muhalefet partilerinin temsilcilerinden bir yurttaş olarak daha fazlasını bekliyorum. (TUNCAY MOLLAVEİSOĞLU - CUMHURİYET)