Turgut Özal ile çağ atlatıcı, Tansu Çiller ile özelleştirmeci, Recep Tayyip Erdoğan ile Avrupa Birlikçi, Fethullah ile de “yetmez ama evetçi” oldular. Gün geldi “aldatılmış”tan sayıldılar, gün geldi fır döndüler...
Bunlar daha çok 1970 sonrası türediler. Daha doğrusu türetildiler.
1968 kuşağının 1923 devrimine saygılı, bağımsızlıkçı yönü, iç ve dış egemenler için büyük tehlikeydi. Sol; kırk ambarda, kırk sirkeye dönüştürüldü.
Ayağı bu ülkenin toprağına basmaz, tarihsel ve toplumsal hiçbir derinliği olmayan, kopyacı, hatta güdümlü, kıt akıllı çok bilmiş, kimi şiddete eğilimli, kimi kullanılmaya açık, kimi kokmaz bulaşmaz, çoğunlukla kendisi dışında herkesle kavgalı, grupçu, klikçi, çeşit çeşit keskin sirke markaları çıktı ortaya...
Sol desen, sol değillerdi. Liberal desen, özgürlükten ne anladıkları belirsizdi. Bağımsızlık desen, yanından yöresinden geçmezlerdi.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı “iki kişi öldü, onlardan birisi de attan düştü” diye küçültmeye kalkacak kadar kendini bilmez; tam bağımsız, uygar bir ülke yaratan halk önderini “Mustafa Kemal başka” ve “Atatürk başka” diyerek ikiye ayırmaya kalkan, ona sinsice diktatör demeye dili varan bilgisiz ve art niyetli bir ekşimiş aydıncık sürüsüydü...
Bunlar, zamanla çıkara bağlı olarak mutasyona uğradılar.
Turgut Özal ile çağ atlatıcı, Tansu Çiller ile özelleştirmeci, Recep Tayyip Erdoğan ile Avrupa Birlikçi, Fethullah ile de “yetmez ama evetçi” oldular. Gün geldi “aldatılmış”tan sayıldılar, gün geldi fır döndüler.
CHP, DSP, sağ, sol fark etmezdi; koltuk verilse kaptılar, iktidar neredeyse kapılandılar.
Süpürge örneği, çat burada, çat kapı arkasındaydılar.
“Sol” adına atıldığı ileri sürülen her bildirinin altında mutlaka imzaları vardı. Sol, yalnızca onların tekelindeydi!
İşlerine gelmeyince halkı aşağılamakta, işlerine geldiğinde de halkın zorbalığa başkaldırışını kendi başarı hanelerine yazmakta pek hünerliydiler.
Kazak Abdal’ın deyişindeki gibi, “Âlemi tâneder yanına varsan/Seni yanıltır bir mesele sorsan/Bir cim çıkmaz eğer karnını yarsan/Camiye gelir de erkân beğenmez” bu ekşimişler.
Kategorize edersek: Ekşimiş sirkeden şarap da olmaz, şerbet de.
Öyleyse, dökün gitsin. (IŞIK KANSU - CUMHURİYET)