Bir jenerasyon gitti teknik adamlıkta diyebilirim. Doğan Andaç, Metin Türel, Gündüz Tekin Onay, Ahmet Suat Özyazıcı, Tamer Güney ve Sahir Gürkan, Coşkun Özarı ve Candan Tarhan, Metin Kurt, Turgay Şeren yok artık! Genç nesil bugünkü yozlaşmış futbol dünyasında kısmetine düşen yabancı borsa ya teslim olunca gelinen sıkıntılı süreci ve başarısızlığı nasıl aşarız diye düşünmüyor sanki. Biz biraz da bu yüzden acı çekerek gidiyoruz!
GÜLE GÜLE HOCAM!
Öncelikle bir “Karadeniz efsanesi” olup Türk futboluna imzasını koymuş bir futbol aşığını kaybettik. Trabzon İdman Ocağı’nda başlayan futbolculuk yaşamını çağdaş, kavga vererek son ana kadar sürdüren bir eğitimciyi kaybetti Türk futbolu. Futbolun her kademesinde görev aldı. Futbolculuk, teknik adamlık, yöneticilik, Ulusal Takım çalıştırıcılığı olarak üç büyüklerden Galatasaray’da görev alan değerli arkadaşımdı. Antrenörler derneği yönetiminde görev yapan arkadaşım sahada rakibim, dışarıda daima bilgi alış verişi yapan dostumdu! Bir döneme imza atan futbolun kavgasını zor şartlarda saha içinde ve dışında veren özel tarzı olan bir karakterdi Özkan Sümer!
Trabzon’un yetiştirdiği ender karakterdi. Bir dönem alt ve üst yapıda birçok gence eğitim verirken Avrupa’ya taşınan Bordo-Mavililerin lig şampiyonluğunda Ahmet Suat Özyazcı ile değişik yapı ve karakterle ülkemiz ve Trabzon’a Siyah-Beyaz bir heyecan yaşatan kişilikti hocamız. Saha içinde Beşiktaş, Bakırköyspor adına Trabzonspor ve Konyaspor’da karşılıklı çekişmelerimiz oldu saha da ve dışında! Galatasaray’da teknik adam olarak kadro yaparken bazı futbolcuları transferde benim fikrimi sorar ve gerçekleştirirdi. Bana inanırken ve bir keresinde de açıklama yapma gereği duymadığım nedenle "çok kızmış ve sonunda gerçeği görünce" özür dilemişti!
Sahaya çıkarken özel yapısı vardı. Örneğin rakip teknik adamlara başarılar dilemeyi sevmezdi. Sorduğumda "Şansımı niye karşımdakine vereyim?" derdi. Antrenmanda sert, katı, uyarıcı ama esprili ikazları olurdu... Milli Takımda dahil uzun fikir alış verişi ötesinde Köln Akademisi’nde de de arkadaşımdı. Aramızda oynadığımız maçlarda "tekaütler" maçlarında aksiydi. Aldığı gol pasını gol yapsa da eleştirirdi. Oyunda çok konuşan, kolay beğenmeyen bir futbolcu olurdu! Güzel olmasa da aranan özelliğiydi bu. Denizlispor’dayken anlaşamadığı bir futbolcuyu bana almam için tavsiyede bulunurken o futbolcuyu nasıl başarıyla oynattığımı da sorardı! Ara sıra İstanbul'a gelir ve yemeklerde buluşurduk. Konuşulan her şeyi gizli tutardı. Samimi idi ama lafını esirgemezdi!
Sonuçta o da benim gibi çok üzgün şekilde emeklerimiz ve beklentilerimizin sömürülmesini kenara çekilerek izlemek zorunda kaldı!
Bir değer gitti. Futbol dünyası yerini dolduramaz. Bilimsel verileri cesaretle uygular ve riske girerdi. Çok iyi bir Trabzonspor’luydu. Zor ve ekonomik krizde kulübüne başkan olan "Cesur Yürek"ti.
Bir jenerasyon gitti teknik adamlıkta diyebilirim. Doğan Andaç, Metin Türel, Gündüz Tekin Onay, Ahmet Suat Özyazıcı, Tamer Güney ve Sahir Gürkan, Coşkun Özarı ve Candan Tarhan, Metin Kurt, Turgay Şeren yok artık! Genç nesil bugünkü yozlaşmış futbol dünyasında kısmetine düşen yabancı borsa ya teslim olunca gelinen sıkıntılı süreci ve başarısızlığı nasıl aşarız diye düşünmüyor sanki. Biz biraz da bu yüzden acı çekerek gidiyoruz!
Özkan Sümer devrin adamı olup karşıtlarının dahi saygı duyduğu kişi olarak aramızdan sessizce ayrıldı. Nur içinde yatsın. (ADNAN DİNÇER - CUMHURİYET)