İsmail Beşikçi, "Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde PKK-Haşdi Şabi İşbirliği" başlıklı yazısında PKK'nın Şengal'i, IKB'den uzaklaştırdığını ileri sürdü. Beşikçi'nin yazısı Kürt kamuoyunu ikiye böldü...


"Sarı Hoca" olarak bilinen sosyolog-yazar İsmail Beşikçi, Kürt sorunu üzerine araştırmaları ve yazılarıyla tanınıyor.

Onlarca kitap kaleme alan Beşikçi, sekiz kez cezaevine girdi, yaşamının 17 yılını cezaevinde geçirdi.

Beşikçi, 17 Aralık tarihinde "Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde PKK-Haşdi Şabi İşbirliği" başlıklı bir köşe yazısı kaleme aldı.

Özetle "PKK, Şengal'i Kürdistan'dan uzaklaştırmaya çalışıyor" diyen Beşikçi, köşesinde şu ifadelere yer verdi: 

"PKK, Haşdi Şabi ile ortaklık, işbirliği yaparak, Kürt kazanımlarını bozmaya, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin statüsünü aşındırmaya gayret etmektedir. 1970'lerin sonlarında, Birleşik, Bağımsız Kürdistan için yola çıkan örgütün bugün geldiği nokta budur. Kürt kazanımlarını bozmak, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin statüsünü aşındırmak, yok etmek… Bunun da, Türkiye'nin, İran'ın, Irak'ın, Suriye'nin istemi olduğu çok açıktır."

Ferda Çetin, yazdı tartışma başladı

Ardından PKK'ya yakın bir çizgide Avrupa'da yayın yapan Yeni Özgür Politika yazarlarından Ferda Çetin, "İsmail Beşikçi'nin KDP için yazdığı bildiri" başlıklı bir yazı kaleme alarak Beşikçi'ye tepki gösterdi.

Beşikçi'yi açık bir şekilde PKK düşmanlığı yapmakla suçlayan Çetin, yazısında şu ifadelere yer verdi:

"İsmail Beşikçi kimi kimin ülkesinden ve hangi sıfatla çıkarıyor? Bu hakkı ona kim veriyor? Kürdistan toprakları KDP ve Beşikçi'nin baba mülkü müdür? KDP ve Beşikçi Kürdistan'ın zabıta amiri midir?"

"Sarı Hoca'ya dil uzatan paralı devşirmelerin yüzlerine tükürün" 

Çetin'in yazısından sonra Kürt kamuoyu sosyal medya platformlarında ikiye bölündü.

Kimileri Beşikçi'ye "ajan", hain" ve "bunamış" suçlamasında bulunurken, kimileri de "yedirmeyiz" diyerek destek çıktı.

İsmail Beşikçi'ye Kürtlerin arasından hangi örgüte ve siyasi harekete yakın olanların saldırdığı sosyal medya kullanıcıları tarafından dile getirildi. 

Beşikçi'nin hayatını Kürt sorunun çözümü için mücadeleyle geçirdiğini ifade eden kimi hesaplar, "ajan", "hain" ve "bunamış" ifadelerini sert tepki gösterdi. 

Sarı Hoca'nın (İsmail Beşikçi) Kürtlerin kadim dostu olduğunu belirten kimi Kürtler, "Ona dil uzatan paralı devşirmelerdir ve Kürtlük ile ilgileri yoktur. Bunlar 40 yıldır, Kürt'e değerlerine saldırıyor. Bu Kemalist kırıntıların yüzlerine tükürün!" ifadelerine yer verdi. 

PAK: Beşikçi yalnız değildir

Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) Genel Başkanı Mustafa Özçelik, yaptığı açıklamada "Beşikçi yalnız değildir" dedi.

Beşikçi'ye yapılan saldırıyı kınayan Özçelik, "Bilinmelidir ki, Sayın Beşikçi'ye saldırı, O'nun ısrarla savunduğu Kürdistani değerlere saldırıdır. Tüm PAK yönetici ve üyeleri olarak, Kürdistani duygu ve düşüncelerimizle Dr. İsmail Beşikçi hocamızın yanındayız" ifadelerini kullandı.

HAK-PAR: Beşikçi Kürt halkının dostudur

Beşikçi için bir destek açıklaması da Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Latif Epözdemir'den geldi.

Son günlerde bazı çevrelerin Beşikçi'yi bilinçli olarak itibarsızlaştırmak için sosyal medyada paylaşımda bulunduğuna dikkat çeken Epözdemir, "İsmail Beşikçi Kürtlerin özgürlüğü için gece gündüz çaba gösteren çok değerli bir Kürt dostudur. Beşikçi hocanın itibarını korumak tüm onurlu Kürtlerin görevidir" değerlendirmesinde bulundu.

PSK: Beşikçi'nin yanındayız

Kürdistan Sosyalist Partisi de (PSK) Beşikçi için yazılı bir açıklama yaptı.

"Kürt dostu sosyolog ve yazar Dr. İsmail Beşikçi'nin yanındayız" başlıklı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"Beşikçi Hoca'nın tek ‘suçu' PKK'nin Kürtler için ulusal devleti reddeden anlayışına, Türkiyelileşme politikasına eleştirel yaklaşmasıdır. Oysa İsmail Hoca PKK'yı savunduğu dönemde el üstünde tutuluyor, örnek gösteriliyordu. PKK yönetimi nankörlüğü bir kenara bırakmalı, medyasında İsmail Hoca'ya yönelik saldırılara yol vermemeli, diğer ulusalcı aydınlara gösterdiği saygı ve toleransı İsmail Hoca'ya da göstermelidir."

Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve yöneticilerinden Beşikçi ile ilgili olumlu veya olumsuz hiçbir açıklamanın yapılmaması dikkat çekti.

Beşikçi: Neden Kürt çocuklarına ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun' diye bağırtılıyor

Öte yandan Beşikçi'ye destek veren bazı sosyal medya hesapları ilginç paylaşımlarda bulundu.

Paylaşılan bir videoda Beşikçi'nin mahkemede savunma yaparken Kürt çocuklarına Türküm diye bağırtmanın ırkçılık olduğunu söylüyor.

Beşikçi, savunmasında şu ifadelere yer veriyor:

"Bugün Kürdistan'da Kürt çocukları her sabah ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun' diye bağırtılıyor. Niye? Niye Kürt çocukların varlığı Türk varlığına armağan oluyor. Veya Kürt çocuklara her sabah ‘Türküm, doğruyum ve çalışkanım' diye bağırtılıyor. Neden Kürt çocuklarına Türküm diye bağırtılıyor? Bu ırkçılıktır. Ve böyle bir ırkçılığın dünyada daha bir eşi yoktur. Böylesine bir ırkçılık ne Afrika'da ne de dünyanın başka bir yerinde vardır. Dünyanın en gerici ırkçılığıdır. Bir ulusun dilini ve kültürünü öylesine yok edip, o ulusu yok etmeye çalışmak son derece yanlıştır ve bu Türkiye Cumhuriyeti devletine mahsustur. Dünyada başka böyle bir ırkçılık yoktur. Biz diyoruz ki; Kürdistan bölünmüş, parçalanmış ve paylaşılmış bir ülkedir. Bu çok açıktır. İşte İran Kürdistan'ı var, Irak Kürdistan'ı var, Suriye Kürdistan'ı var, Türkiye Kürdistan'ı var. Bu nasıl olmuştur? Kürdistan'ın bölünmesi, parçalanması ve paylaşılması bilerek olmuştur."

İsmail Beşikçi kimdir?

7 Ocak 1939'da Çorum'un İskilip ilçesinde doğan Beşikçi, İskilip'te ilkokulu okuduktan sonra Çorum Lisesi'ni bitirdi. 

1962 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.

1965-1971 yılları arasında Erzurum'daki Atatürk Üniversitesi'nde asistanlık yaptı.

Aynı bölümde sosyoloji doçenti olan Orhan Türkdoğan tarafından, Marksist propaganda ve bölgecilik yaptığı gerekçesiyle ihbar edildi. 

Bu nedenle 12 Mart 1971 döneminde sıkıyönetim mahkemelerinde yargılandı ve üniversite ile ilişiği kesildi. 

1974 affıyla cezaevinden çıktı, daha sonra Kürt sorununu işleyen düşüncelerinden ötürü defalarca yargılandı.

Kürt sorunu üzerine araştırmaları ve yazılarıyla tanındı. 8 kez cezaevine girip çıktı ve yaşamının 17 yılı hapiste geçti. 

12 Eylül askeri darbesinden önce 1979'da cezaevine girdi, 1987'de serbest bırakıldı ancak davalar bir türlü peşini bırakmadı.

Bu davalardan giydiği hükümlerle 1999'a kadar tutuklu kaldı. 

1999 yılında yapılan sınırlı yasal düzenleme sonucu tahliye olduğunda hakkında toplam 100 yıl hapis ve 10 milyar lira para cezası verildi.

Beşikçi'nin yayımladığı birçok kitap yasaklandı.

"Sarı Hoca" olarak tanınan İsmail Beşikçi'ye Boğaziçi Üniversitesi tarafından 2013 yılında fahri doktora verildi. (The Independentturkish)

Daha yeni Daha eski