AKP'li 'özel kalem' Kürşat Ayvatoğlu’nun kokain içtiği ve kumar oynadığı görüntüler, bir belediye başkan adayı için çalışan bir grafikerin nasıl bu kadar zengin olabildiği sorusunu gündeme getirdi. İşte ‘ihale-danışmanlık-rant’ üçgenindeki tipik bir AKP'li hikâyesi...
1993 doğumlu Kürşat Ayvatoğlu bir prototip aslında. Temsil ettiği zihniyeti çok açık gösteren biri. Belediyelerden, kamu kurumlarından aldığı avantalarla kısa sürede zenginleşen, nargile kafelerde vakit geçiren, olmazsa olmaz lüks araçlara binen, koca koca marka saatler takan, “kazandıklarını” yiyen bir genç… Bakan, milletvekili ve belediye başkanlarıyla çektirdiği fotoğraflarla etrafında büyük bir kale inşa eden bir “yeni nesil dava adamı” türü.
Kimin yönettiği bilinmeyen Twitter’daki “AKP Çocukları” hesabındaki “çocuk”lara bakmak bile, altlarındaki lüks araçları, kollarındaki marka saatleri, çoğu zaman silahlarıyla birlikte lüks otel ve mekânlarda su gibi para harcayan bu oldukça fanatik partizanları tanımak için yeterli aslında.
Genç yaşlarına rağmen aldıkları “işlerle” Türkiye ölçeğinde “ucu bucağı gözükmeyen” servetler elde eden bu gençlerin hikâyesi, inşaat-ihale temeli üzerine kurulu AKP’nin hikâyesi aynı zamanda. Kısa yoldan parayı bulmanın, nasıl harcayacağını bilmemenin verdiği şaşkınlıkla marka, lüks ve altın varak sevgisiyle gün yüzüne çıkan bir görgüsüzlük hikâyesi…
Görüntüleri ortalığa saçıldığı andan itibaren AKP’lilerde gizlenemeyen bir telaş göze çarpıyor: “Uyuşturucu batağına saplanmış genç” imajı etrafında oluşturulan bir anlatı, asıl konuşulması gerekeni gizleme üzerine kurulu zihnin de ifşası. Kürşat Ayvatoğlu’nun genç yaşına rağmen nasıl bu kadar lüks araçlara sahip olduğu, bu serveti nasıl elde ettiği konusu acemice “uyuşturucu belasına bulaşmış genç” imajıyla kamufle edilmeye çalışılıyor. Ancak hiçbir kamufle hamlesi gerçeği örtmeye yetmiyor. Kürşat Ayvatoğlu’nun lise terk, 2014 yılına kadar araba pazarında 5 liraya fotoğraf çeken kişiden milyonluk arabalara sahip birine dönüşmesi, kokain hikâyesinden çok daha öte anlamlar barındırıyor.
KÜRŞAT AYVATOĞLU NASIL ZENGİN OLDU?
Kürşat Ayvatoğlu’nun “eski arkadaşı” olduğunu açıklayan gazeteci Muhammed Vefa, onun “zenginleşme” hikâyesinin bir bölümünü Twitter hesabında açıkladı. Eldeki bilgilere göre Kürşat Ayvatoğlu 2014’ten önce araba pazarında 5 lira karşılığında otomobil fotoğrafları çeken bir gençti. Vefa’nın aktardığına göre, 2014’te ise AKP Kastamonu Belediye Başkan adayı olan Tahsin Babaş’ın seçim ofisinde grafiker olarak çalışıyordu. Photoshop’ta seçim çalışmaları yapan Ayvatoğlu, bir milletvekilinin önerisiyle Babaş’la çalışmaya başlamış. Bir eski ve bozuk arabası olan Ayvatoğlu’nun kaderi Tahsin Babaş’ın seçimi kazanmasının ardından belediyede işe girmesiyle değişti.
MÜDÜR OLUNCA MACERASI BAŞLADI…
Kastamonu Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü olarak görev yapan Ayvatoğlu sonunda istediği hayata kavuşmuştu. Hikâyesinin bundan sonraki “hızlı” yükseliş kısmında, iş bitiriciliği onu bir adım öne taşıyacaktı daima. Kastamonu’da belediyeyle işi olan esnaf, iş adamı kim varsa, yolu Ayvatoğlu’na düşüyordu. Ayvatoğlu’yla iletişime geçenin işi kısa sürede halloluyordu. Bunda seçim döneminde birlikte çalıştıkları ve güvenini kazandığı Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş’ın etkisi de büyüktü elbette. Kürşat Ayvatoğlu, artık işinde o kadar “başarılıydı” ki başkanın işlerini dahi “bağlayacak” konuma gelmişti.
ŞİRKET KURUP BELEDİYENİN PROMOSYON İŞLERİNİ ALDI, HER GÜN HELVA SATTI
Tam bu noktada Günboyu gazetesi yazarı Fatih Ergin bir başka iddiayı gündeme getiriyor. Ergin, Ayvatoğlu’nun müdür olduktan sonra bir şirket kurarak belediyeden takvim, ajanda, hediyelik anahtarlık gibi promosyon ihalelerini aldığını söylüyor. Ergin’in aktardığına göre Ayvatoğlu bu dönemde sıfır bir BMW marka araç satın aldı, ancak belediye başkanının önerisiyle Audi’ye geçerek model ve marka yükseltti. “İşlerini” giderek büyüten Kürşat Ayvatoğlu, yeme içme sektöründeki birçok firmaya “ortak” olmaya başlıyor. Ergin’e göre Ayvatoğlu’nun ortak olduğu bir çekme helva firması belediyeye her gün helva satıyor. “Ve buraya kadar olanlar, buzdağının görünen yüzünden küçük bir kesit…” diyen Fatih Ergin, Kürşat Ayvatoğlu’nun seçimin kaybedilmesinin ardından Ankara’ya taşınarak lüks bir rezidansa yerleştiğini, ardından “bağlantılarını” kullanarak AKP Genel Merkezi’ne girdiğini anlatıyor.
AVM’DE DÜKKÂN, LÜKS ARABA
İddiaya göre Ayvatoğlu, şehirdeki bir alışveriş merkezinde pizzacı dükkânı açtı. Ardından lüks bir araba aldı. Kimse kısa süreli “müdürlük” görevinde kazandığı paranın AVM’de dükkân açmaya ve lüks araç almaya nasıl yettiğini sormadı tabii. İş bitiriciliğiyle başkanın özel kalemi konumuna yükseldi. Özel kalem olunca artık Kastamonu’daki tüm işler ondan geçmeye başladı. Tüm ihalelerden haberdar olmaya, şehirdeki her işten “anlamaya” başladı. Özellikle ihalelerden büyük paralar kazandığı şehirde konuşulmaya başlandı. İhaleleri “bağlama” karşılığında aldığı komisyonlarla zenginleşen Kürşat Ayvatoğlu hakkında zaman zaman şikayetler olsa da koruması altında bulunduğu belediye başkanı sayesinde bu şikayetler de bertaraf ediliyordu.
BORÇSUZ ALINAN BELEDİYE, 78,5 MİLYON TL BORÇLA GERİ VERİLDİ
“Eski arkadaşı” gazeteci Muhammed Vefa’nın aktardığına göre, Kürşat Ayvatoğlu, Kastamonu Belediyesi sürecinde elde ettiği servetle artık lüks içinde yaşamaya başlamıştı. Çakarlı arabayla deniz kenarlarında, lüks otellerde, gazinolarda kazandıklarını harcıyordu. Sonraki yerel seçimde AKP, Kastamonu’yu MHP’ye kaptırınca işler değişti. Belediyeyi borçsuz alan AKP’li başkanı 78,5 milyonluk bir borçla belediyeyi MHP’ye geri verdi. Bu seçim sürecinde belediyeye 100 bin liralık pastırma aldığına dair haberler yerel ve ulusal medyada kendine yer buldu. Kürşat Ayvatoğlu’nun ismi bu ‘pastırma skandalı’nda sıklıkla anıldı. MHP’ye geçen belediyenin 35 milyon TL’lik bir zarara uğratıldığı iddiası üzerine İçişleri Bakanlığı’nın müfettiş görevlendirip soruşturma başlattığı, ancak bu soruşturmanın da “araya giren hatırlı kişiler” sayesinde sumen altı edildiği de iddialar arasında.
AYVATOĞLU AKP GENEL MERKEZİNDE
AKP belediyeyi kaptırınca, Kürşat Ayvatoğlu bu kez Ankara’ya geldi. Ankara’da bir kamu kurumunda çalıştığı iddia edilse de kısa süre sonra AKP Genel Merkezi’ne girdi. Bu genel merkeze giriş “hikâyesi” oldukça karmaşık. Zira olayın tarafı olan AKP’den net bir açıklama geldi ancak o da kimseyi tatmin etmedi. Buna göre Ayvatoğlu’nun bir yıla yakındır genel merkezde “büro personeli” olarak çalıştığı ve ortaya çıkan görüntülerin ardından iş akdinin feshedildiğini açıklandı.
HAMZA DAĞ “DANIŞMANIM” DEĞİLDİ DEDİ AMA TELEFONU AYVATOĞLU’NUN CEBİNDE…
Kürşat Ayvatoğlu’nun AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın danışmanı olduğu iddia edildi. Dağ, bu iddiayı yalanlarken Ayvatoğlu’nun yaklaşık bir yıldır genel merkezde büro personeli olarak çalıştığını açıkladı. Ancak “büro personeli” denilen Ayvatoğlu’nun Hamza Dağ’la ilişkisine dair bir görüntü durumu daha da karmaşık hale getirdi. O görüntüde Hamza Dağ’ın bir program sonrası telefonunu ararken, Kürşat Ayvatoğlu’nun Dağ’ın telefonunu cebinden çıkararak ona uzattığı görülüyor. Bu görüntü de Ayvatoğlu’nun Dağ’la ilişkisine dair kafalarda soru işaretleri doğurdu. Öyle ya düz büro personeli olsa Hamza Dağ, şahsi telefonunu ona verecek kadar neden güvenip yanında bulundursun ki! Açıklama, Ayvatoğlu’nun “büro personeli” olarak nasıl bu kadar büyük servet edindiği sorularının cevaplarını daha da önemli hale getirdi.
MODERN BİR “ZÜBÜK” HİKÂYESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla fotoğrafları da bulunan Kürşat Ayvatoğlu’nun “zenginleşme” hikâyesinin, şimdilik ortalığa saçılan bölümleri böyle.
Kim bilir bu iki günlük ifşaların ardından kaç “Kürşat Ayvatoğlu” sosyal medya hesaplarından lüks otomobiller, kocaman saatler, havuz partileri, son model silahlar ya da nargile içeren fotoğraflarını silip hesabını kilitledi ya da kapattı. Anadolu’dan modern bir “zübük” hikâyesi şimdilik böyle noktalanıyor. (KRONOSNEWS)