AKP hükümetinden aldığı sayısız ihale ile gündeme gelen Rönesans Holding'in, bir yandan kamunun parasıyla Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı inşa ederken diğer yandan vergi cennetine 210 milyon dolar aktardığı ortaya çıktı...
20 Temmuz 2020'de Onur Mennan Attar telefonunun sesiyle uyandı. Arayan bir Rus numarasıydı. "Gözümü açar açmaz kötü bir his geldi içime. Telefonu açtığımda karşımdaki kişi cümleleri tam kuramıyor, çekiniyordu."
Babası Ayhan Attar, Rusya'nın Çin sınırında bulunan Amur bölgesindeki Rönesans Holding şantiyesinde mekanik formen olarak çalışıyordu. Uzun yıllardır ailesini geçindirmek için yurtdışında şantiyelerde çalışan baba Ayhan Attar iki sene sonra emekli olmak ve artık çocuklarıyla vakit geçirmek istiyordu.
"Bir anda büyük bir boşluğa düştük. O zaman ablam da hamileydi. Onunla babam hayattaymış gibi konuşmak kaldırılamayacak bir acıydı. Vefat tabii ki çok kötü, ama hiç vakit geçiremediğiniz babanızı yurtdışında kaybetmek tarif edilemez bir şey."
Rönesans Holding'in temsilcileri Onur'a babasının kalp krizinden öldüğünü söylemişti. Fakat daha sonra eline geçen Rus otopsi raporunda ölüm sebebinin zatürre olduğu belirtiliyordu. O dönemde Rönesans'ın Amur şantiyesinde çalışan 20 bin işçiden altı bininin ihmal nedeniyle koronavirüse yakalandığına dair haberler medyada yer almıştı.
Rönesans Holding son yıllarda iktidardan aldığı adrese teslim ihalelerle adından sıkça söz ettiriyor. Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında tutulan ve devlet bütçesinde kara bir delik olduğu yönünde eleştirilen Şehir Hastaneleri'nin beşinin yapımını da Rönesans üstlendi. Şeffaflıktan uzak gerçekleştirilen pazarlık usulü ihalelerde adres yine Rönesans Holding oldu. Toplam değeri milyarlarca lirayı bulan çok sayıda proje, yap-işlet-devret modeliyle Holding'e verildi.
Babası Ayhan Attar, Rusya'daki Rönesans Holding şantiyesinde çalışırken ölen Onur Mennan Attar, "Babamın eşyalarını bile aylarca göndermediler. Tutunabileceğim tek şey belki onlardı." diyor.
DW Türkçe gizli belgelere ulaştı
Tüm dünyada eş zamanlı olarak yayınlanan ve Deutsche Welle'nin incelediği Pandora Papers belgeleri Rönesans Holding ile ilgili çarpıcı gerçekleri ortaya çıkardı.
Sadece kamuya açıklanan ihalelerin detaylarına göre son beş yılda yaklaşık 16 milyar liralık 10 ihale alan Rönesans Holding; Pandora Papers belgelerine göre vatandaşların vergileriyle ödenen kamu projelerinden elde ettiği kârların bir kısmını vergiden kaçınmak için Britanya Virjin Adaları'na aktarıyor.
Kâr amacı gütmeyen küresel araştırmacı gazetecilik ağı "Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu"nun (ICIJ) dünyanın farklı yerlerindeki 14 firmadan elde ettiği yaklaşık 12 milyon belgeyi inceleyen Deutsche Welle, Rönesans Holding'in kurucusu, Erman Ilıcak'ın annesi Ayşe Ilıcak'ın da isminin geçtiği belgelere ulaştı.
Halkın cebinden çıktı
Belgelerde Ayşe Ilıcak'ın, Alcogal firması aracılığıyla Dolmine International Ltd. ve Covar Trading Ltd. adlı iki şirket kurduğu görülüyor.
İki şirket de Rönesans Holding'in üstlendiği ve halkın ödediği vergilerle yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın inşaatı devam ederken 17 Mart 2014'te kuruluyor. İkisinin de İsviçre'de faaliyet göstereceği belirtiliyor. Şirketlerin sermaye kaynağı da Rönesans Holding'in çalışma alanları olan "inşaat, gayrimenkul ve enerji üretimi sektörlerinde faaliyet gösteren aile şirketi" olarak kayıtlara geçiyor.
105 milyon dolarlık "bağış"
Deutsche Welle Türkçe, Covar Trading Ltd.'nin hesaplarını yöneten İsviçreli Kendris Ltd. firmasının mali raporlarını inceledi. 30 Haziran 2017'de hazırlanan rapora göre Covar Trading Ltd.'nin hesaplarına 2015 yılında 105.524.132,32 ABD doları girdiği görülüyor.
Aynı yıl 105.484.952,46 doların "bağış" adı altında şirket hesabından çıktığı görülüyor. Bu bağışın nereye gittiği ise bilinmiyor.
Erman Ilıcak'ın annesi Ayşe Ilıcak'ın bir diğer firması Dolmine International Ltd.'nin mali raporunda ise yine 2015 yılında 105.212.000,00 doların şirketin İsviçre'deki Banque Pictet & Cie hesabına yattığı anlaşılıyor. Raporda sadece 2015 için nakit benzeri varlıkların faiz geliri olarak firmaya 491.616,16 ABD dolarının girdiği gözlemleniyor.
Her iki firmanın da 2016 ve 2017 yıllarında başka herhangi bir ekonomik aktivitesi yok.
Bu durumda Ayşe Ilıcak'ın sadece bir yılda vergi cennetlerine aktardığı paranın 210.736.132,32 ABD doları olduğu anlaşılıyor. Haberin yazıldığı gün (30.09.2021) bu miktarın TL olarak karşılığı 1.874.392.528,92 Türk Lirası. Yazıyla bir milyar sekiz yüz yetmiş dört milyon üç yüz doksan iki bin beş yüz yirmi sekiz lira doksan iki kuruş.
Ayşe Ilıcak'ın vergi cennetine aktardığı 210,7 milyon doların yüzde 40'lık gelir vergisi ödenmiş olsa, hazinenin kasasına yaklaşık 750 milyon Türk Lirası girecekti.
Bu para ile 25 adet 40 derslikli ilkokul veya 8 adet 150 yataklı hastane ya da 15 bin öğrenciye yurt yapılabilir veya 115 bin öğretmene bir aylık maaş ödenebilirdi.
Annesi varlığını vergi cennetlerine taşırken, Rönesans Holding'in sahibi Erman Ilıcak ise deklare ettiği şahsi servetini 2015'ten bu yana ikiye katlayıp 2,1 milyar dolardan 4,4 milyar dolara yükseltti.
Rusya'da vergi skandalı
Öte yandan Holding'in adı Rusya'da da vergi skandalıyla çalkalanıyor. Rönesans Holding'in Rusya'daki yöneticisi Alexander Tarasyuk en son geçen yıl yaklaşık 10 milyon dolarlık vergi kaçırmakla suçlandı fakat 11 milyon dolar ceza ödemesi sonucu dosya kapandı.
Kamu denetiminden sorumlu "Rus Araştırma Komitesi" 2017'de de Tarasyuk'un, şirketin yaklaşık 1,3 milyar dolarını ülke dışına usulsüz yöntemlerle kaçırdığını, firmanın günü birlik şirketler kurarak yalan beyanlarda bulunduğunu rapor etmişti. Açılan soruşturma sonunda Rus otoriteleri, 2019 yılında Holding'i rekor bir ceza ile 83,7 milyon dolar ödemeye mahkum etmişti.
Rönesans Holding bir yandan iktidardan aldığı ihalelerle Türkiye'nin dört bir yanında inşaat projelerine devam edip diğer yandan yüz milyonlarca doları vergi cennetlerine aktarırken şantiyelerinde çalışan işçilerin koşulları da tartışma konusu. Onur Mennan Attar'ın babasının yaşamını yitirdiği Amur'daki şantiye de dahil birçok projede işçilere kurtlanmış ya da patatesli makarna gibi besleyici olmayan yemekler verildiği iddia ediliyor.
Pandemi döneminde çalışmaya devam eden Amur'daki şantiyede koronavirüse ilişkin önlemlerin alınmadığı ve test sonucu pozitif olan işçilerle olmayanların aynı yerde yemek yiyip aynı yerlerde çalıştırılmaya devam ettikleri öne sürülüyor.
Maaşları düşük gösteriyor
Şirketin Türkiye'de sunduğu çalışma koşulları da Amur'dakinden pek farklı değil. Holding'in şantiyelerinde çalışıp da haklarını alamayan işçiler, son dönemde sık sık eylemlere başvuruyor.
Sadık Gergin, Rönesans Holding'in yüklenici firması olduğu TOKİ'nin Elazığ ve Malatya şantiyelerinde çalışan ve maaşını alamayan yüzlerce işçiden sadece biri. 2 Eylül'de birkaç işçi arkadaşı ile 1500 km yol katederek Diyarbakır Otogar'dan Kartal'daki Piazza Alışveriş Merkezi'nin önüne geldi. Amaçları yedi aydır alamadıkları hak edişlerini alana kadar direnmekti.
Haberleri olmadan kendi adlarına imza atılarak, yasadışı bir şekilde ücretsiz izne çıkarıldıklarını savunan Sadık Gergin, Rönesans Holding ve taşeron firmanın maaşlarının bir kısmını elden ödediklerini anlattı. Bu sayede sigortaları en düşük seviyeden yatan işçilerin gelecekteki emeklilik hakları gasp edilirken, firma daha az vergi ödemiş oluyor.
"İşçiden çalıyor, bu gökdelenleri kaldırıyorlar"
7 Eylül 2021'de DW Türkçe'ye konuşan Sadık Gergin, "Fakir fukaradan, işçiden, ezilenlerden mazlumlardan çalıyorlar. Ondan sonra bizim sayemizde bu gökdelenleri kaldırıyorlar. Eminim bunları toprak da kabul etmez" derken, Malatya şantiyesinde çalışıp iki aylık hak edişini yedi aydır alamayan Mehmet Çakar, "Belki onların bir masada oturup on dakikada yiyeceği bir para ama biz bununla aylarca ailemizi geçindiriyoruz" ifadelerini kullandı.
İşçiler, aylardır verilmeyen hak edişlerinin yanı sıra ihbar tazminatlarını ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ) haklarını da talep ettiler.
Tazminat ödemeyi sevmeyen milyarder
Onur Mennan Attar da babasının Rönesans Holding'deki önceki işlerinden kıdem ve ihbar tazminatlarını alamadığını belirtiyor: "Arabuluculuk görüşmesi yapıyoruz, 'Biz hiçbir şekilde anlaşmayacağız' diye cümleye başlıyorlar. Bu nasıl bir yaklaşımdır? Ortada bir vefat var."
Firmanın resmî belgelerde de birtakım oynamalar yaptığını iddia eden Attar, Rönesans Holding'in uzlaşmak için yolladığı bir belgede hiçbir zaman yapmadıkları ödemeleri yapmışlar gibi gösterdiğini savunuyor.
"Yaşananlardan dolayı çok kızgınım" diyen Onur Mennan Attar, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Neden işçilerin haklarını yiyorsunuz? Neden? Babamın eşyalarını bile aylarca göndermediler. Tutunabileceğim tek şey belki onlardı."
Konuyla ilgili ulaştığımız Rönesans Holding yetkilileri sorularımıza yanıt vermedi.
Kimler Alcogal ile çalışıyor?
Ayşe Ilıcak'ın offshore firmalarını açan Alcogal, Panama'da kurulu bir hukuk ve danışmanlık firması. Kurucularından Jaime Alemán, Panama'nın eski adalet bakanı ve ABD eski büyükelçisi. Şu anda HSBC Bank (Panama) dahil olmak üzere çeşitli şirketlerin yönetim kurulunda olan Alemán'ın aynı zamanda "La honestidad no tiene precio" (Dürüstlük paha biçilmezdir) adında bir de kitabı var.
Firmanın diğer ortakları da Panama'da geçmişte dışişleri, adalet, ve çalışma bakanlığı yapmış politikacılar.
Tröst adı verilen ve asıl sahiplerine ulaşmanın çok zor olduğu fonları yöneten Alcogal'ın müşterileri arasında yok yok.Rus mafya lideri Mogilevich'in eşinden Şilili diktatör Augusto Pinochet'e, Lübnan Hizbullahı ile bağları olan kişilerden Latin Amerika'daki uyuşturucu baronlarına, The Beatles grubunun müzisyeni Ringo Starr'dan dünyanın dört bir yanındaki milletvekilleri, bakanlar hatta devlet başkanlarına kadar birçok zengin Alcogal firması ile çalışıyor.
Ayşe Ilıcak'ın muhasebe şirketi olarak kullandığıİsviçreli Kendris firmasının müşterileri arasında da kirli isimler var. Bunlardan bir tanesi Putin'in okul arkadaşı ve 'karanlık işlerinin avukatı' Nikolay Egorov. Çeçenistan'ın lideri Zelimhan Yandarbiev'i 2004 yılında Katar'da arabasına bomba koyarak öldüren iki Rus istihbarat ajanının avukatlığını yapan Egorov katillerin serbest bırakılmasını sağlamıştı.
Grzegorz Szymanowski Rönesans Holding'in Rusya'daki faaliyetlerinin araştırılmasına katkı sağladı. (Pelin Ünker & Serdar Vardar - © Deutsche Welle Türkçe)
#PandoraPapers@ICIJorg'un paylaştığı ve 117 ülkeden 600'den fazla gazetecinin incelediği yaklaşık 12 milyon belge, vergi cennetleri sisteminin nasıl çalıştığını hiç olmadığı kadar açık bir şekilde gözler önüne seriyor
— DW Türkçe (@dw_turkce) October 3, 2021
Araştırmaya Türkçe basından sadece DW Türkçe katıldı pic.twitter.com/uXXR8mAMQG
"Çalışırken kafamızı kaldıracak halimiz yoktu, nasıl bir pandemi hastanesi?"
— DW Türkçe (@dw_turkce) June 17, 2020
"İş verenin tedbir almaması nedeniyle işçilerin yaşam hakkı risk altında"
İşçilerden Yeşilköy'deki hastanenin yapımını üstlenen Rönesans'a dava hazırlığı
DW Haber'de https://t.co/ePx9K1MgZf pic.twitter.com/xUIfAC8sPo