TKP adlı cemaatin şeyhi Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri, cemaatinin farazi ceridesinde, seçimle alakalı olarak son günlerin en çok mevzubahis edilen inkişaflarından "Üçüncü İttifak" meselesine dair sualleri cevaplamış. Arzu eden, 01.11.2021 tarihli neşriyatı bulup tetkik edebilir.
Biz bu neşriyatı bulduk, tetkik ettik ve bazı hususları
burada mevzubahis etmek arzusundayız.
Evvela şu kelamları etmeden geçmeyelim: Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri denilen bu şahıs, sanki dünyaya gelir gelmez şimdilerde şeyhi olduğu cemaatin
içerisine bırakılmış ve şahsı bir daha da oradan alan olmamış. Amma velakin aradan
geçen onca seneye rağmen cemaat, ve Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri herhangi bir inkişaf
kaydetmemişler, hep aynı kalmışlar. Her fırsatta sınıf ve ihtilal demelerine
rağmen mesela ameleler, mesela rençberler, mesela ırgatlar ve dahi mesela tazyik
altındaki herkes aradan geçen senelere rağmen şöyle göz ucuyla bile olsa
cemaate ve Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri'ne meyletmemişler. Zaten büyük bir kısmı da
cemaatten ve Hoca Efendi Hazretleri'nden haberdar değillermiş. Fakat buna rağmen cemaat ve Hoca Efendi Hazretleri kendilerine 'bu işler neden senelerdir böyle' diye bir sual sormadıkları için mütemadiyen
cemaat ve Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri olarak kalmışlar. Ne garip değil mi?
Şimdi gelelim Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri'nin seçimlerle alakalı olarak
cedit bir inkişaf olan “Cumhur İttifakı” ve “Millet İttifakı” haricindeki "Üçüncü
İttifak" meselesine dair kelamlarına. Ziyadesiyle sarih olacağı fikriyle cümle
cümle gideceğiz.
Yukarıda mevzubahis ettiğimiz neşriyatın daha hemen girizgahında Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri;
“Bugün üçüncü ittifak tartışmaları hâlâ solun düzen siyasetine nasıl eklemleneceği noktasında tartışılıyor” demiş.
Şahsi kanaatimizce bu ifadeye bir itiraf demek pek mümkün. Demek ki sol hala arzu
edilen seviyelerde değildir ki mevcudiyetine mevcudiyeti haricinden yamanacak veyahut da sığınacak limanlar
aramakta. Öyle ya…
Hoca Efendi Hazretleri şöyle devam ediyor;
"Üçüncü ittifak tartışmalarının merkezinde Millet İttifakı ile HDP arasındaki ilişki durdukça, bu gerçek anlamıyla bir üçüncü ittifak olmuyor".
İşte bu cümle, neşriyatın daha hemen girizgahında Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri'nin, 'bu cihanda matematik diye bir husus mevcut' rasyonalitesinden yine bihaber bir şekilde senelerdir gördüğü 'dışkı üstünde vezir rüyası'na yavaş yavaş dalmaya başladığı cümledir. Bu dediğimiz de şu kelamlarından belli;
“Türkiye’nin siyasal tablosunda gerçekten üçüncü bir ittifakın öznesi, sürükleyici gücü olabilecek partiler belli. Bu partilerin düzen siyasetinden kesin bir kopuş gerçekleştirmesi beklenir. Aslında mesele tam da budur. İdeolojik ve sınıfsal olarak düzen dışı, devrimci bir konumlanış içinde olanların düzen siyasetinden kopması”
Kelamlar epey karışık da olsa buradan çıkaracağımız hülasa, öyle derin derin "düzen içi / düzen dışı" tahlillerine hiç lüzum bile hissetmeden şu olabilir; "Kopuş" beklediği fırkalar EMEP ve SOL PARTİ gibi tıpkı kendisinin aynısı ve kerametleri kendilerinden menkul fırkalar. Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri mütemadiyen yaptığı gibi bir kerre daha "kopmuş". 'Bu cihanda matematik diye bir husus mevcut' rasyonalitesinden kopmuş, ahval-ü şeraitten kopmuş, kuvvetleri ve tesirleri tartacak terazilerden kopmuş... Kopmuş da kopmuş. Bir kerre kopmaya gör, gerisi de böyle geliyor herhalde. “Biz insanlara kolay olmayan bir yol öneriyoruz ama bu yol tek gerçekçi yol” demiş olması da Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri'ni ve cemaatini kurtaramıyor.
Ama Hoca Efendi Hazretleri yine de durmuyor ve farz-ı mahal bu yazıyı neşretmek maksadıyla kaleme alan şahsın neredeyse kırkbeş senedir duya okuya bir haller olduğu, içine fenalıklar getiren aşina bir güfteye başvururken şu kelamları ediyor:
“Bugün düzen dışında konumlanan siyasi partilerin toplam seçmen desteği düşük. Bu sorunu düzen siyasetine eklemlenerek çözemeyiz. Ayrıca sorunun merkezinde seçim sonuçları durmuyor. Bugün emekçi halk hâlâ, son dönemde aldığımız mesafeye rağmen, yaygın olarak örgütsüz. Halkın örgütlü gücünü artırmak için net, berrak, umut veren, heyecanlandıran bir program ile hareket etmek gerekiyor.”
İnsan bu beyanların neresinden başlayacağını inanın bilemiyor. Mesela 'seçmen desteği düşük' dedikten sonra 'düzen siyasetine eklemlenmenin sorunu çözmeyeceğini' söylemek... Mesela 'net, berrak, umut veren, heyecanlandıran bir program'dan söz etmek... Düşünsenize, hem 'seçmen desteği düşük' diyeceksiniz, hem de 'sorunun merkezinde seçim sonuçları durmuyor' diyeceksiniz... Akabinde mevzuyu tekrardan ve bilmem kaçıncı kerre "program"a bağlayıp kurtulduğunuzu zannedeceksiniz. İşte tam da burada adama sormazlar mı, bak kaç sene oldu, neden hala net, berrak, umut veren, heyecanlandıran bir program yok diye...
Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri bunca tuhaf lakırdıdan sonra nihayet bodoslama bir şekilde CHP'ye geliyor ve; "CHP düzenin meşruiyetini sarsıcı hiçbir şey yapmaz, yapamaz" diyor. Bu lakırdısının içini doldurmak maksadıyla da ve dahi herhalde cümle Millet İttifakı'nı kastederek; "Biraz cesaret bulsalar 'gerçek AKP biziz' diyecekler" şeklinde bir lakırdı ediyor. Biz de hemen şu soruyu soruyoruz: E hani aynı nehirde iki defa yıkanılmazdı, ne oldu? Bu iki cümlenin ikisi de aslında eleştirilmeye değecek cinsten değil. Her şey bir tarafa epey ahlaksızca ve terbiyesizce. Hele; "Biraz cesaret bulsalar 'gerçek AKP biziz' diyecekler" cümlesini ilk okuduğumuzda kendi hesabımıza koskocaman bir "YUH" çekmiştik...
Bu yazımızı neticelendirmeden evvel, TKP cemaatinin şeyhi Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri'nin bir hakkını da teslim etmemiz lazım. TKP cemaatinin farazi ceridesinde, seçimle alakalı olarak son günlerin en çok mevzubahis edilen inkişaflarından "Üçüncü İttifak" meselesine dair suallere verdiği ve artık her ne hikmetse sonlara doğru kaydırılmış gibi gözüken cevaplarının bir yerinde biraz da utangaç bir şekilde Hoca Efendi şunları söylüyor:
“CHP ile AKP’yi aynı kefeye koymak gibi bir niyetimiz yok. Millet İttifakı, büyük bir proje. Bu projenin oluşumunda Kemal Kılıçdaroğlu büyük bir görev üstlendi ve partisinin çıkarlarını da bir kenara koyarak bu görevi şu ana kadar büyük bir başarı ile yerine getirdi. Sol, bu proje açısından, bağımsız bir güç olarak etkisizleştirilmesi, bu projeye ne yapıp edip eklemlenmesi istenen bir unsur. Yani projenin mantığında bu var"
Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri bu lakırdıları sıralarken farkında mıydı bilmiyoruz ama hülasa şahsının, cemaatinin ve onlar gibi olanların da yapmaları lazım geleni söylüyor. Yani hakikati. Biz "etkisizleştirilme"den ve "eklemlenme"den bugünkü şartlarda yalnızca ve yalnızca "iştirak"i (katılmayı) anlıyoruz.
Biz de son lakırdılarımızı sıralayıp bu yazıyı neticelendirelim en iyisi. Şahsından yapacağımız son bir iktibasta bir önceki iktibasın devamı olarak şöyle diyor Hoca Efendi Hazretleri;
“Çünkü muhalefet blokunun merkezinde durduğu bir iktidar
projesinin solunda etkili bir siyasi güç istemiyorlar. Bu güç, yaşanacağı kesin
olan ve halkın sırtına vurulacak ekonomik zorluklarla beraber hızla etkisini
artırır. Bundan çekiniyorlar”
Gözlüklü Kemal Hoca Efendi Hazretleri projenin solundaki etkili güç olarak cemaatini ve onun muadillerini kastediyorsa acırız hallerine ki ne vakit baksak zaten hep acınacak haldedirler. (HAYRİ GÜNEL)
BU YAZININ 1. DİPNOTU: TKP, EMEP, SOL PARTİ vb yapılara neden sürekli "cemaat" deyip durduğumuz da bir başka yazımızın konusu olsun mu?
BU YAZININ 2. DİPNOTU: Bu metin, TKP öznelinde Kemal Okuyan'ın hiçbir ezberi bozamayan ve şimdiye kadar yüzlerce benzerini tekrarlayıp durdurduğu son açıklamalarına karşı evet bir öfke olarak da okunabilir. Bu anlamda herhangi bir sakınca yoktur. Hep aynı tekrarlarla farklı sonuçlar alınabileceğini zannetmek aptallıktan da öte bir şey olsa gerektir. Hayret demekten başka bir şey gelmiyor elimizden ne yazık ki.
BU YAZININ 3. DİPNOTU: Ufuk açıcı bir yazı önerisi: Direniş Fraksiyonu - ALİ ERGİN DEMİRHAN - Okumak için BURAYI tıklayın