Akaryakıt zammı, 30 yıldır hüküm süren Nazarbayev hanedanlığına karşı bardağı taşıran son damla oldu. İsraf, yolsuzluk, elitizm, lüks tüketim karşısında sokaklara dökülen Kazakistan halkı, sistemin kökten değişmesini talep ediyor.
30 yıllık kleptokrasi
İktidar varsa, direniş kaçınılmazdır. Direniş yoksa özgürlük de yoktur. Kazakistan’da gördüğümüz tablo bunun örneğidir. Akaryakıta yapılan zam, devenin belini kıran son “saman çöpü” oldu. Yoksullaştırılan kitleler, 30 yıllık kleptokrasiye (hırsızlar düzeni) daha fazla tahammül edemezdi. Gerilen yay, okunu fırlattı. Kendini “ilbaşı” ilan eden Nursultan Nazarbayev’in “yüceliği”, 30 yıllık büyük “aşırmaya” dikilmiş bir kılıftı. Kleptokrasiyi başarıyla yürüten otokratın artık “büyüsü” kalmadı. Kral çıplak. Asıl konuşulması gereken akaryakıta ne kadar zam yapıldığı değil, bu zammın kim tarafından yapıldığı. Kleptokrasinin başını çekenlerden biri Timur Kulibayev’dir. Kazakistan’da nerdeyse tüm üretim araçlarını (petrol, doğalgaz, madenler, emlak, otomotiv vb.) tekelinde tutan Kulibayev, “ALMEX” adlı holdingin sahibi. Forbes’e göre serveti yaklaşık 3 milyar dolar civarında. Kulibayev, aynı zamanda Nursultan Nazarbayev’in “damadı”. Eşi Dinara Kulibayeva da Forbes’in listesine girmiş durumda. Onun da serveti 3 milyar doları geçti. Timur Kulibayev, aynı zamanda Gazprom’un yönetim kurulu üyesidir. Dolayısıyla Putin yönetiminin halkın direnişi karşısındaki telaşının “sırrını” iyi bilmek gerekiyor.
Nazarbayev hanedanlığı
Marks ve Engels’e ilham olan Charles Fourier, “Uygarlıkta yoksulluk, bolluğun kendisinden doğar” diyor. Kazakistan’da ciddi bir “bolluk” var. Ancak bu bolluğun sahibi olan küçük bir oligarşik yapı var. Mevcut yapıya mensup şahıslardan biri de Nursultan Nazarbayev’in diğer kızı Dariga Nazarbayeva’dır. Londra’da Dariga ve oğlu Nurali Aliyev’e ait milyonlarca sterlin değerinde gayrimenkul olduğu tahmin ediliyor. En fantastik olanı ise ünlü kurgusal dedektif Sherlock Holmes’in evini satın almalarıdır. Dedektif maceraları serveti tatlandıran bir “sos” gibi. Rusya’dan Sol Cephe’nin (Leviy Front) verdiği bilgiye göre, Sherlock Holmes’in evi 140 milyon sterline satın alınmış. Garabetlerden biri de İngiltere’nin birçok otokratın “sığınağı” olmasıdır. Bu servet aynı zamanda Dariga’nın gizemli eşi Rahat Aliyev’den tevarüs etmişti. Çift, 2007 yılında boşanmıştı. 2015 yılında Avusturya’da “intihar” ettiği düşünülen Rahat Aliyev hakkında çok sayıda suçlama vardı. Kara para aklama, insan kaçırma, cinayet, yolsuzluk vs. “Mübarek” aile içerisinde aykırı tek bir ses vardı. O da uyuşturucu bağımlısı Aysultan Nazarbayev’di. Dariga-Rahat Aliyev çiftinden doğan Aysultan, ailenin sır perdesini aralayacak bazı hamlelerde bulunmuştu. Özellikle Moskova yönetimi ve Kazakistan hükümeti arasındaki yolsuzlukları açıklayacağı esnada baskılar uygulandı ve Londra’ya sığınmak zorunda kaldı. Burada 16 Ağustos 2020’de “kalp krizinden” öldüğü iddia ediliyor.
Nazarbayev’in ‘özel’ hayatı
Nazarbayev hanedanlığının sonu gelmez “iktidar fantezileri” bununla sınırlı değil. Bir de Nursultan Nazarbayev’in gayri meşru eşi Assel Kurmanbayeva vakası var. Bir zamanlar Miss Kazakistan’ın “en güzeli” seçilen Kurmanbayeva (40) ile Nursultan Nazarbayev (80) arasındaki ilişki Kazakistan halkının gündemini sık sık meşgul etti. Bu ilişki hakkında bazı paylaşımlarda bulunan Rahat Aliyev’in “intiharı” hala akıllarda soru işaretidir. En son Virgin Adaları’nda birkaç offshore şirket üzerinden Kurmanbayeva’ya 30 milyon dolarlık bir “ödeme (ne karşılığında olduğu hala belli değil)” yapıldığı ortaya çıkmıştı. Offshore şirketler ise Kazakistan’ın iki Kore kökenli oligarkı Vladimir Ni ve Vladimir Kim’e ait. Bunlardan Vladimir Ni, Sovyet döneminden itibaren Nursultan Nazarbayev’in “silahtarı” gibiydi. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) yıkılmasıyla birlikte özelleştirilen madencilik sektöründe bir anda “oligark” oluvermişti. Kendisi 2010 yılında çok sevdiği “şaşalı” hayata gözlerini yumdu. Diğer Koreli oligark Vladimir Kim’in serveti ise yine Forbes’e göre yaklaşık 5 milyar dolar civarında. Bütün bu entrikalar, desiseler, israflar, debdebeler, yolsuzlukların bir bedeli olacaktı. 21. yüzyılda bu kadar “cürmün” üstünü örterek yaşamaya çalışmak akla aykırıydı. Nursultan Nazarbayev’in Kazakistan’ı “cüze” dönüştürme ve onu bir “han” gibi yönetme ülküsü artık sona yaklaşmıştır.
Diktatör ambulansı: KGAÖ
Kitlelerin mukavemeti karşısında panikleyen Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in ilk işi hükümeti istifaya zorlamasıydı. Daha sonra bu da yetmedi, Nursultan Nazarbayev’in yerine güvenlik konseyi başkanlığına geçti. İlk refleksler, kitlelerin direnişinin haklılığını kabul eder nitelikteydi. Lakin Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) ülkeye davet edilmesiyle birlikte “taktik” değişikliğe gidildi. Son birkaç gündür “terörist”, “haydut” yaftaları sıklıkla dillendirilmeye başlandı. Tokayev’in ulusa seslenişinde “teröristlerle ve haydutlarla” savaş söylemi daha da belirginleşti. Belli ki kendisine “akıldanelik” yapanlar, sokağın daha fazla “terörize” edilmesini ve kitlelerin meşru taleplerinin “itibarsızlaştırılmasını” öneriyorlar. KGAÖ’nün gösterdiği reaksiyonun en ironik olanı ise Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’a aitti. Zira kendisi de “oligarklara” karşı gelişen bir halk hareketiyle iktidara gelmişti. Şimdi ise oligarkları temsil eden Tokayev iktidarına “müzaherette” bulunuyor. En dikkati çeken reaksiyonlar kuşkusuz Putin yönetimi ve Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko’ya aitti. Otokrasi kulübünün birer üyesi olarak kitlelerin “vaveylasından” en fazla korkan şahsiyetler onlar olmalı. KGAÖ’nün Kazakistan’a müdahalesi Tokayev yönetiminden ziyade Putin ve Lukaşenko’nun temel isteğiydi. Örgüt adeta diktatörleri koruyan bir “ambulans” gibi apar topar Kazakistan’a gitti.
Karıncalar birleşmelidir
Peki, bundan sonra ne olacak? Rusya’nın müdahalesiyle kitleler korkutulup “ricate” zorlanabilir. Lakin Post-Sovyet toplumda kuşlara konan kötü huylu bir kene gibi ortaya çıkan “otokratların” halk nezdindeki meşruiyeti tamamen sarsılacaktır. Nazarbayev, Putin, Lukaşenko, Aliyev gibi otokratların inşa ettiği “oligarşik düzen”, öyle veya böyle tarih sahnesinden silinecektir. Kitlelerin değişim ısrarı devam edecektir. “Karıncalar birleşirlerse yılanı alaşağı edebilirler”. (Kaynak: İSMET KONAK - Mezopotamya Ajansı)