Türkiye’yi bir basamak daha geriye atan 50 bin nüfuslu Norveç şehrinin kulübünün sırrı.
UEFA Avrupa Konferans Ligi’nde önceki akşam Bodo/Glimt, Roma’yı 2-1 yendi. Bu sonuç sadece Jose Mourinho’nun Roma’sını yakmakla kalmadı; Türkiye olarak bizim UEFA sıralamasında bir anda 20. sıraya gerilememize sebep oldu. Bu da şu anlama geliyor; Türkiye 2023-24 sezonunda Avrupa arenasına sadece 4 takım gönderebilecek.
Süper Lig’de gelecek sezon şampiyon olacak takım, 202324’te Şampiyonlar Ligi’nde tam 4 ön eleme turu oynayacak. Avrupa Ligi’ne hiç takım gönderemeyeceğiz; Süper Lig ikincisi, üçüncüsü ve Türkiye Kupası şampiyonu da Konferans Ligi’ne 2. ön eleme turundan başlayacak.
Şimdi gelelim Kuzey Norveç’in 50 bin nüfuslu en büyük ikinci şehri olan Bodo’nun hikayesine... Geçen sezon tarihinde ilk kez Norveç Ligi şampiyonluğunu kazanan Bodo/Glimt, karşılaşmalarını toplam 8 bin 500 kişilik Asmpyra Stadı’nda oynuyor.
CELTİC VE ALKMAAR’I DA MAĞLUP ETMEYİ BİLDİ
Başarıları sadece Roma’ya karşı oynadıkları 3 maçta elde ettikleri 2 galibiyet, 1 beraberlikten ibaret değil. Konferans Ligi’nde çeyrek finale gelene kadar Celtic ve AZ Alkmaar gibi takımlara da diz çöktürdüler.
Elbette bu tesadüfi bir başarı değil. Bodo, 2000’lerin başına kadar alt lig ve üst lig arasında gidip gelen bir takım hüviyetindeydi. Ancak 2012’de yapılan planlamayla bugünkü Bodo’nun temelleri atıldı. Gençliğe yatırım yaparak alttan gelen oyuncularla bir kültür yaratma vizyonu geride kalan 10 yılda kulübe yeni bir kimlik kazandırdı.
İNGİLTERE’DEN NORVEÇ’E UZANAN BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Bu gelişimin mimarlarından biri Akademi Direktörü Gregg Broughton. Altyapıda çok önemli işlere imza atan Broughton, gençlik stratejisinin öne çıkmasında büyük pay sahibi. Kadronun yüzde 40’ı akademiden yetişen gençlerden oluşuyor.
Broughton benzer düzenleri 2008’den 2012’ye kadar Luton Town’da ve 2014’ten 2017’ye kadar Norwich City’de kurdu. Ve hepsinde de alttan gelen oyuncular A takımının yüzde 50’sini oluşturdu. Bugün Premier League’de ses getiren Ben Chilwell, James Maddison, Max Aarons ve James Justin gibi oyuncuların gelişimine yardımcı oldu.
U15 YAŞ GRUBUNUN VERDİĞİ TAAHHÜT
Broughton’un tüm bu çalışma dönemlerinde neler yaptığını kendisinden dinleyelim: “2019’da sezon öncesi her oyuncu grubuyla oturduk ve onlarla sürdürülebilirlik hedefleri hakkında konuştuk ve önemli olduğunu düşündükleri bir hedefle ve bunu gösterecek bir eylemle geri dönmelerini istedik. U15’ler, yaşlıların yalnız bırakılmamasını sağlama taahhüdünde bulundu. Yaklaşık 10 hafta boyunca her hafta çocuklar ikişer ikişer şehirdeki çeşitli yaşlıların evlerini ziyaret ederek oturdular ve sohbet ettiler.
Bu, onların inisiyatifiydi ve bunu sahiplendiler. Başlangıçta ‘85 yaşındaki bir erkekle bir evde ortak neyim olabilir?’ diye düşündüler ama futbol en büyük dengeleyicidir. Bu insanların çoğunun futbol konuşmaktan gerçekten mutlu olduğunu öğrendiklerinde her şey çok kolay oldu. Aldığımız geri bildirimler burada yaptığımız işte kesinlikle etkili oldu.”
OYUNCULARI KEŞFETMEKLE KALMIYOR ONLARA FUTBOLU VE HAYATI ÖĞRETİYOR
Bodo/Glimt Akademi Direktörü Gregg Broughton’un kulübe kazandırdıkları sadece bunlarla sınırlı değil...
1- Genç oyunculara koçluk yapmak.
2- Yetenekli oyuncuları keşfetmek.
3- Oyuncuların eğitim ve refah seviyelerini sağlamak.
4- Oyuncuların spor bilimlerine bakış açılarını güçlendirmek.
5- Maç analizi ve bireysel analiz.
COĞRAFYA KADER DEĞİLDİR
Bodo’da futbolcular sadece sahada mücadele etmiyor ülkenin coğrafi zorluklarıyla da mücadele ediyor. Hani ‘coğrafya kaderdir’ diye klişe bir söz var ya. O söz Bodo’lu oyuncular için geçerli değil. Bulundukları Nordland’ı arabayla geçmek için bile 12 saat harcıyorlar. Ve buradaki tek profesyonel kulüp onlar. Kulübe, tekneyle, trenle, uçakla gelen oyuncular bile var. Bu şartlara adapte olmak hiç kolay değil. Kulüp bu anlamda oyunculara mental koçluk yapması içinde Norveç Hava Kuvvetleri’nde tam 20 yıl savaş pilotluğu
yapan Bjorn Mannsverk ile çalışıyor. Ve onun düzenlediği toplantılarla oyuncular zihinsel ve mental açıdan sürekli olarak iyileşme gösteriyorlar.
Bugün Bodo’nun başarısında teknik direktör Kjetil Knutsen ön planda görünüyor olsa da arka planındaki uzun bir planlama, vizyon ve alanında uzman isimlerin çalışması var.
Bu çalışma yeteneği bile bizi UEFA sıralamasında bir basamak daha geriye itmeye yetti. Bodo’nun yükselişi bizim Avrupa hayallerimize bir darbe daha vurmuş oldu. (KORAY DURKAL - HÜRRİYET)