Bu sene onuncusu düzenlenen geleneksel ODTÜ Onur Yürüyüşü, polis şiddetine sahne oldu. ODTÜ Rektörlüğü tarafından yasaklanan yürüyüş, yasaklara ve polis tehdidine rağmen yapılınca kampüse polis girdi. Polisin saldırılarına rağmen kampüsün her yerini eylem alanına çeviren ODTÜ'lüler "Kayyumlar gidecek lubunyalar kalacak" dedi.


Yürüyüş öncesinde kısıtlamalar

Yürüyüşün hemen öncesinde Rektörlük tarafından ziyaretçi sistemi kapatıldı. Akademisyenlerin, idari personellerin ve öğrencilerin kampüse ziyaretçi sokması yasaklandı. Mezunlar dahi kapılardan alınmadı.

Kampüs girişlerinde çevik kuvvet birlikleri ve TOMA’lar da gün içerisinde hazır bekletildi.


Yoğun polis şiddeti

Kafeterya önünde toplanan ODTÜ’lülerin yürüyüşe başlamasının ardından kapılarda bekleyen polis de içeri girdi. Mühendislik bölümlerine doğru yürünürken Makina Mühendisliği Bölümü önünde kitlenin önünü kesen polis biber gazı ve plastik mermilerle saldırdı. Bu sırada bazı üniversitelileri de gözaltına aldı.


Saldırının ardından dağılan ve kampüsün çeşitli yerlerinde toplanan üniversiteliler de polis şiddetine maruz kaldı. Polisin darp ederek yere yatırdıktan sonra ters kelepçeyle gözaltına alma görüntüleri sosyal medyada da oldukça tepki çekti.

Polis şiddeti gözaltı sonrasında kontrol amaçlı gidilen hastane önünde de devam etti. Polis darp ederek gözaltına aldığı LGBTİ+’ları hastane önünde de darp etti.


Her yer eylem alanı: “Kayyumlar gidecek lubunyalar kalacak”

Saldırının ardından dağılan ODTÜ’lüler, basın açıklamasını okumak için kampüsün çeşitli yerlerinde toplandı. Batı Yurtlar Bölgesi (Demiraylar), Doğu Yurtlar Bölgesi (Numaralı yurtlar) ve Makina Mühendisliği önünde basın açıklamaları yapıldı. Açıklamalarda ODTÜ’ye atanan Verşan Kök başta olmak üzere kayyum rektörlerin yasakçı zihniyetine dikkat çekilirken nefret cinayetlerinde yaşamını yitiren LGBTİ+’ların isimleri okunarak anıldı. “Kayyumlar gidecek lubunyalar kalacak” sloganıyla bitirlen açıklamanın sonunda şunlar söylendi:


"Kayyum baskısına karşın kampüslerde mücadele veren lubunyaları “Hatırla!”, LGBTİ+fobiyi “Hatırla!”; barınma, çalışma ve yaşama hakkı gözetilmeyen lubunyaları “Hatırla!”; trans cinayetlerini “Hatırla!”, trans intiharlarını “Hatırla!”; Hande Kader’i, Eylül Cansın’ı, Hande Buse Şeker’i, Ahmet Yıldız’ı, Okyanus Efe’yi, Zirve Soylu’yu, Didem Akay’ı “Hatırla!” demeye her anımızda olduğu gibi bugün, burada da devam ediyoruz. Hayatlarımızın, varlığımızın ve özgürlüğümüzün bu fobik, ötekileştiren ve hedef gösteren baskılarla kısıtlanmaya çalışılmasına karşın biz “Her yürüyüşümüz Onur Yürüyüşü”, “Alışın, her yerdeyiz, varız ve gitmiyoruz” diyerek direnmeye, boyun eğmemeye ve bu sözlerimizi her seferinde “Hatırlatmaya” devam ediyor; fobik kayyuma, baskıcı iktidara, faşist düzene karşı “Hatırla!” diyoruz." (SENDİKA.ORG)

Daha yeni Daha eski