Kız çocukları için adalet yok bu ülkede, kadınlar için yok. Yargıçlar o yüksek kürsülerinden baktıklarında kız çocuğunu, kadını görmüyor bile. Çünkü onlar ölü, konuşamıyorlar, katilin yalanlarını yüzüne vuramıyorlar. Ve yargıçların vicdanı da gözleri gibi sadece karşılarındaki erkek ile hemhal.


Pelda Karaduman cinayetinde Yargıtay'ın ağır tahrik onayı cinskırımdır

Bir Pelda geçti bu dünyadan. Anlaşılan o ki Pelda Karaduman’a bu dünyada sunulan bir cehennem hayatıymış. Ki o bile çok görülüp 19’unda kendisine koca diye zorla dayatılan tecavüz faili erkek tarafından öldürüldü. Öldürülmesiyle dahi bitmeyen bir çile Pelda’nın kısacık yaşam öyküsü. Kadın cinayetlerine bir sayı olarak 23 Temmuz 2019’a kaydı düşülmüş, sıra adalete gelmişti. Heyhat. Adaleti ara ki bulasın. Kız çocukları için adalet yok bu ülkede, kadınlar için yok. Yargıçlar o yüksek kürsülerinden baktıklarında kız çocuğunu, kadını görmüyor bile. Çünkü onlar ölü, konuşamıyorlar, katilin yalanlarını yüzüne vuramıyorlar. Ve yargıçların vicdanı da gözleri gibi sadece karşılarındaki erkek ile hemhal. Empatiyi katil ile kuran, kadınlar ve çocuklar için öldürüldükleri halde bile adaleti sağlama çabasına girmeyen yargı, kolayca kadını suçlu gösterme lüksüne de sahip.

KATİLE ERKEKLİK İNDİRİMİ

Evet Diyarbakır’daki yerel mahkeme gibi Yargıtay da Pelda’yı kusurlu bulup katile erkeklik indirimi veren kararı onadı. Pelda 19 yaşında öldürüldü, katil 18 yıl ceza aldı. İlgili haberden Yargıtay’ın erkeklik indirimi açıklamasını bir okuyalım ve sonra kısacık yaşam öyküsünü hatırlayalım Pelda’nın. “Yargıtay, aynı zamanda tecavüz mağduru olan Pelda'nın eşine karşı haksız tahrik oluşturacak hal ve davranışları bulunduğunu, sanık Hüseyin'in de duyduğu öfke, üzüntüyle cinayeti işlemek zorunda kaldığı için hakkında haksız tahrikin yarattığı öfke ve üzüntü de dikkate alındığında müebbet hapis cezası yerine 18 yıl hapisle cezalandırılmasında bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun olduğunu kaydetti.” 12 Yaşında ortaokul öğrencisiyken tecavüz etti kuzeni olan ve askerliğini tamamlamış, yani yaşı Pelda’dan hayli büyük olan Hüseyin Oruç. Sene 2012. Çocukluktan hoyratça koparıldı sonra ailesi tarafından tecavüz failiyle zorla evlendirilerek. 12’sinden 19’una kadar evlilik adı altında devam eden tecavüzlerle iki çocuk sahibi oldu Pelda. Ve yazık ki adı evlilik olduğu için mahkeme tecavüzden yargılamaya yer olmadığına hükmetmişti bile.

12 YAŞINDA TECAVÜZCÜSÜ İLE EVLENDİRİLDİ, 19'UNDA ÖLDÜRÜLDÜ

7 yıl boyunca devam eden ev içi erkek şiddeti karşısında susmadı Pelda ve karakolda, poliste defalarca şiddet kaydı oluşturdu. Mahkeme ve Yargıtay dosyada yer alan şiddet kayıtlarını da gördü. Fakat etkilenmedi, önemsemedi, çünkü Pelda kendisini savunabilecek durumda değildi. Çocukken direndi, babaya, aileye sözünü, sesini duyuramadı. Zorla evlendirdiler kendisine tecavüz eden erkekle. Yaşarken şiddetten kurtulmak için defalarca başvuru yaptı. Devlet korumadı. Ailesi destek olmadı. Herkesin gözü önünde, aileler, yakın çevre, toplum, devlet dahil herkesin bilgisi dahilinde işlenen bir cinayetle öldürüldükten sonra bir de yargı kusurlu buldu Pelda’yı. Tecavüzcü katilin “öfke ve üzüntüyle cinayeti işlemek zorunda kaldığı” hükmü kurulup onandı. Pelda’nın eşine karşı haksız tahrik oluşturacak hal ve davranışları bulunduğunu dikkate almışlar. O şiddet şikayetlerini dikkate almadıkları gibi o hal ve davranışların da katilin savunmasındaki ifadeler olduğu da önemsenmemiş.

Kadın, hakkında defalarca şiddet şikayetinde bulunduğu erkek geldiğinde kapıyı açmamış. Kapı açılmayınca kıskançlık krizine girmiş katil. Ama nasıl bir krizse bu pencereden girip Pelda’yı öldürdükten sonra telefonundan sim kartını alıp kardeşine incelemesi için verecek kadar da aklı başındaymış. Hatta kendi işlediği cinayete, cinayet süsü verecek kadar da kurnazmış. Sim karttan bilgileri aldıktan sonra ancak sağlık ekibini arayacak ve sağlıkçıların duyacağı şekilde cinayet silahını saklaması için kardeşine verecek kadar da pervasızmış. Tüm bunlar sağlık ekibinin mahkemedeki tanıklığı ve teşhisi ile sabit. Resmen örgütlü suç ama mahkeme tecavüz şiddetiyle ve zorla başlayıp, şiddetle süren evlilikte Pelda Karaduman’ın şiddet failine haksız tahrik oluşturduğuna hükmetmiş.

PELDA'NIN YARGI SÜRECİ CİNSKIRIMIN SOMUT KANITI

Pelda’nın yaşamı ve öldürülmesi gibi katil hakkında verilen yargı hükmü ve gerekçesi de cinskırım kavramının gerekçelendirilmesi için somut örnek niteliğinde. Cinsiyete dayalı şiddetin cinskırım halini aldığı, Pelda’nın yaşadıkları ve ona yaşatılanlar dikkate alındığında erkek şiddetinin, sistematik ve kolektif oluşunu net bir şekilde ortaya çıkarıyor. Erkek şiddetiyle mücadele ilkelerinin ve yasanın uygulanmayışını da, yargı erkinin kadın yaşamını önemsemeyen ve öldürülmesinden sonra bile adalete erişimini engelleyen erkek tarafı tutumunu da belirginleştiriyor Pelda’ya yapılanlar. En başta Pelda’ya yaşatılan cinsel şiddeti aile görünmez kılmış, çocuğu susturmuş. Erkek suç işler. Çocuk bedeninde ve ruhunda travma yaşadığı halde kusur, kirlenme çocuğa ait sayılır. Aile kızı kurban ederek arınır bu kirden. Failin ailesi adı evlilik olan o suç, şiddet tarihinde sessizlik ve hatta teşvikle katılır suça ama pir ü pak sayılır. Cinayete yardım ve belki azmettirme ya da kışkırtma ile rol oynar ama yargılamanın konusu olmaz. Suç tarihi sürerken şiddet şikayetini kayıtlara geçirip de kadını korumayan kamu görevlileri görev ihmalinden yargılanmaz. Kadınları erkek şiddetinden koruyacak yasaların uygulanmasına titizlik göstermeyen devlet, kamu görevlilerini koruyan yasaları uygulamaya özenlidir zira. Kadınları ve kız çocuklarını baba, koca, devlet cenderesinde yaşatma ve itaat etmezse öldürme kültürünü sürdürülebilir kılan anlı şanlı yargı kararıyla erkek adalet. Kadın cinayetlerine cinskırım demek için daha başka fail ve fiil gerekli mi sizce? (BERRİN SÖNMEZ - GAZETE DUVAR)

Daha yeni Daha eski