"'Yobazlı Bataklıkta Mafyalı Günler'e Dair Birkaç Kısa Not"
başlıklı yazımda (Okumak İçin Tıklayınız) Metin feyzioğlu ile ilgili bazı sorular sormuş ve Metin Feyzioğlu meselesinin aslında dışarıdan görüldüğü gibi olmadığına dikkat çekerek, kendisinin büyükelçi yapılmasının yandaşlığıyla pek bir ilgisinin bulunmadığını belirtip meseleyi başka bir yazıda ele alacağımı söylemiştim. Bu yazımda bu meseleye girmek istiyorum.

Sözünü ettiğim yazımda sorduğum kimi soruları, yenilerini de ekleyerek cevaplarıyla birlikte devam edelim.

SORU: Metin Feyzioğlu, Bekir Bozdağ ve Erdoğan 4 Ocak 2014 günü bir görüşme yaptılar mı? (Cevabını herkesin bildiği böyle bir soruya ne gerek var diye düşünenler çıkacaktır. Ama bu soru birçok gelişmenin başlangıcı olduğu için hem gerekli, hem de çok önemlidir) 

CEVAP: Evet, sözü edilen üç isim belirtilen tarihte görüştüler.

SORU: Feyzioğlu bu görüşmeden sonra medyaya neden "bir öneri sundum" dedi? Sözünü ettiği "öneri"/"öneriler" neydi? 

CEVAP: Erdoğan'ın hemen ertesi gün yani 5 Ocak 2014 tarihinde medyaya yaptığı; "Ergenekon ve Balyoz sanıklarının yeniden yargılanmaları bizim açımızdan bir sorun teşkil etmez, biz buna olumlu bakıyoruz" şeklindeki açıklaması o toplantıda konuşulanları ve Feyzioğlu'nun sunduğu önerinin içeriğini ele veriyor zaten. Şurası unutulmasın, bu açıklamayı, Ergenekon ve Balyoz davaları için "Ben bu davaların savcısıyım" diyen Erdoğan yapmıştı. Toplantı, Ergenekon ve Balyoz sanıklarının salıverilmelerine dönük pazarlığın ilk ayağıydı.

SORU: Feyzioğlu 6 Ocak 2014 tarihinde Silivri cezaevine giderek orada İlker Başbuğ, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek ve Bilgin Balanlı ile neler konuştu? 

CEVAP: Silivri cezaevindeki bu görüşmeler pazarlığın ikinci ayağıydı ve iktidarın düşünceleri bu görüşmelerde o dört kişiye aktarıldı.


SORU:
Roboski Katliamını soruşturan genelkurmay askeri mahkemesi 7 Ocak 2014 tarihinde soruşturmayı neden kapattı? Soruşturmadaki ana şüphelilerden Yaşar Güler ve Hulusi Akar'ın mesleki kariyerlerini mi düşündü? 

CEVAP: Evet düşündü. Ama daha da önemlisi, Erdoğan'ın kafasındaki plan ve girmek istediği ittifaklar için soruşturmanın mutlaka kapatılması gerekiyordu ve öyle de yapıldı. Hulusi Akar ve Yaşar Güler'in şu anki mevcut pozisyonları söylemek istediğimiz çok net açıklıyor.

SORU: 4, 5, 6 VE 7 Ocak 2014 sürecinin sonrasında neler yaşandı? Yaşananlar ne anlama geliyordu?

CEVAP: Daha sonraki süreç, Gezi Direnişi ve 17/25 Aralık ile büyük bir sıkışmışlık yaşayan Erdoğan'ın bu sıkışmışlıktan çıkabilmesi için zorunlu olarak gireceği ya da kuracağı ittifakların adım adım örülmeye devam edildiği süreçtir. İlker Başbuğ'un tahliyesiyle başlayan salıvermeler, Yaşar Güler ile Hulusi Akar'ın getirildikleri pozisyonlar, Metin Feyzioğlu'nun baro başkanı olması, tek hakimli sulh ceza hakimliklerinin kurulması, bu hakimliklere iktidar yanlısı hakimlerin getirilmesi, yargı ve ordunun ele geçirilme sürecinin büyük ölçüde tamamlanması ve bunlara benzer daha birçok irili ufaklı adım ve uygulamalar 2014'ten günümüze uzanan sekiz yıllık dönemin yapı taşları olarak anıldılar.

SORU: Tam da bu noktada Metin Feyzioğlu için neler söylenebilir?

CEVAP: Geçtiğimiz günlerde iktidar tarafından Lefkoşe'ye büyükelçi olarak atanan Feyzioğlu'nun büyükelçi yapılmasını, 10 Mayıs 2014 tarihindeki Danıştay’ın 146. Yıldönümü töreninde Erdoğan'la yaşadığı tartışmadan sonra yaptığı büyük "U Dönüşü"nün bir sonucu olarak görmek ve böyle değerlendirmek, ya da buraya bağlamak pek gerçekçi olmayacaktır. Ocak 2014 ile Mayıs 2014 arasında yaşananlar noktasından bakıldığında ne demek istediğimiz çok daha iyi anlaşılacaktır. Metin Feyzioğlu o büyük dönüşünü Erdoğan'la yaşadığı tartışmadan sonra değil, 2014 yılının başından itibaren gündemine almıştı. Yukarıdan beri yazdıklarımız böyle düşünmemize yol açıyor. Erdoğan'la yaşadığı tartışmanın, o ana kadar Erdoğan adına yaptıklarına bakarak bu şekilde düşünmemize bir "acaba" ekleyecek bir gücü olduğunu pek sanmıyoruz. Bir kez daha tekrarlamak gerekirse, Feyzioğlu'nun U dönüşü Erdoğan'la yaşadığı tartışmadan sonra değil, ondan çok daha önce başlamıştı.

SORU: Metin Feyzioğlu Erdoğan'ın Ergenekon'la kurduğu ittifakın neresindedir?

CEVAP: Metin Feyzioğlu'nun bu ittifakın herhangi bir yerinde olduğu pek söylenemez. İttifakın kurulmasının baş mimarlarından falan da zannedilmesin. Hatta taraflar arasında arabulucudur demeye bile dilimiz pek varmıyor. Feyzioğlu olsa olsa, bu ittifakın kurulmasında rol oynamış bir getir-götürcü olabilir. Ama biz dikkatimizi asıl şuraya vermeliyiz: İktidara yakın isimlerden ve bir dönemin "akil insan"larından, TRT2'nin kıdemlisi Deniz Ülke Arıboğan 6 Ekim 2022 günü paylaştığı bir twitter mesajında; "Metin Feyzioğlu’nun Kıbrıs’a büyükelçi atanması yerinde bir karar. Kıbrıs konusu önümüzdeki dönemde hararetlenecek ve orada bir hukukçunun bulunması iyidir" demişti. İktidara yakın bir ismin Kıbrıs'ın ısınacağını söylemesi hiç kuşkusuz boşuna değil. Erdoğan'ın KKTC yönetimini nasıl dizayn ettiğini hepimiz biliyoruz. Feyzioğlu'nun Lefkoşe büyükelçisi yapılmasıyla birlikte KKTC'deki söz konusu dizaynın tamamlandığı söylenebilir mi? Biraz erken olmakla birlikte, evet böyle bir durumdan söz edilebilir. Unutmayalım ki, Feyzioğlu'ndan önce de Alaattin Çakıcı gönderilmişti adaya. Bu koşullara ve genel görünüme bakıldığında insanın aklına ister istemez "İlhak" gelmiyor değil.

Sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın! (HAYRİ GÜNEL)

Daha yeni Daha eski