Ama herhangi biri değil, devletin kritik savcısı, en yukarıdan gelen talimatla, “hatırlı kişiler”in nasıl kurtarıldığına dair tanıklığını açıkça resmi kayıtlara geçiriyor. Eldeki belgeler de “dosyaları kapatma” işini doğruluyor. Gelgelelim ortalık yıkılmıyor! Hatta küçük bir adım bile atılmıyor
Daha önce bu köşede okudunuz. AKP’nin kurucusu Mehmet İhsan Arslan’ın kızı, aynı zamanda AKP milletvekili Ali İhsan (Mücahit) Arslan’ın kardeşi olan, Ayşe Arslan Çınar’ın FETÖ dosyasının kapatılış hikâyesini anlatmıştım. Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Niagara Vakfı’nın yöneticiliğini yapan Ayşe Çınar’ı ve eşini kurtarmak için, dosyanın savcısına baskı yapılmıştı. “Başsavcılığın tepesindeki bir yargı mensubu, savcı ile konuşup bu dosyayı kapatmasını istemişti” demiştim. Ret yanıtı alınca, hülle ile işin kapatıldığını detaylarıyla aktarmıştım.
‘DOSYAYI KAPAT’ BASKISI
TSK’de FETÖ’yü soruştururken kumpasla tutuklanan eski hâkim Ahmet Zeki Üçok, aynı savcının başına gelen yeni hikâyeyi şöyle anlattı:
“FETÖ’nün üst yöneticileri Mustafa Özcan, Reşit Haylamaz ve FETÖ’nün ABD’deki üst kuruluşu Herkul Foundation’a milyonlarca dolar gönderen işadamı M.A. isimli şahıs tespit ediliyor. 12 Ocak 2021 tarihli İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün yazısı ve 20 Ağustos 2020 tarihli Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı’nın raporlarına göre, bugüne kadar, FETÖ’ye yapılan en büyük para transferleri olduğu anlaşılıyor. Soruşturmayı yürüten savcı, şüpheliler hakkında yakalama ve mal varlıklarına el koyma kararları çıkarıyor. Soruşturma derinleşince, başsavcı vekili M.Y., şüpheli hakkında, tedbirlere başvurmamasını, aleyhine hiçbir işlem yapmamasını, bunu başsavcı Ş.Y’nin istediğini söylüyor ve haftada iki-üç defa arayarak baskı yapıyor. Savcı boyun eğmeyince, dosyadan alınıyor. Yeni savcı, M.A. ve diğer şüphelilerin mal varlıkları üzerindeki tedbirleri kaldırtıyor.”
Mesele bu kadar değilmiş...
Devamını da Üçok şöyle aktarıyor:
“Dosyanın baskıyı reddeden asıl savcısı ise önce İstanbul Anadolu Başsavcılığı’na gönderiliyor. Orada da aynı işadamının şirketlerinin dosyasının peşine düşünce, bu kez Anadolu Başsavcısı İ.U. ‘Dosyayı kapat’ diyor. Reddedince, anayasal suçlar savcılığı görevinden alınıyor. Yetmiyor, yıllardır sürekli terör soruşturmaları yürüttüğünden tehdit altında olan savcının koruması alınıyor.”
SAVCI RESMEN AÇIKLADI
Üçok anlattı da acaba söyledikleri doğru muydu? İşin peşine düşünce mesele belgeleniyordu. İşadamı M.A. hakkında, resmi kurumların yaptığı, para transferleri tespiti vardı. Savcının da, 29 Mart 2022’de, koruması alınmıştı. Hepsi belgeliydi. Derken...
HSK’nin bahsedilen savcı hakkında, bazı FETÖ dosyalarındaki işlemlerinin uygunsuzluğuna dair açtığı disiplin soruşturmasını gördüm. Savcı, bu soruşturmada, 15 Mart 2022’de ifade vermişti. Yaptığı işlemlerin hukuka uygun olduğunu anlatıyordu. Derken konuyu, bahsettiği M.A’nın dosyasına getirmiş ve ardından “asıl niyet” sorgulaması yapmıştı. Kendisine açılan soruşturmanın sebebi: “Başsavcı Ş.Y. ve vekili M.Y’nin göreve başladıktan çok kısa süre sonra bazı soruşturmalardaki hukuka aykırı, yasal olmayan taleplerin tarafımca reddedilmesidir.” Bu kadar değil... Savcı, “hatırlı isimlerin” dosyalarının, tepeden nasıl birer birer talimatla kapatıldığını, ifadesinde açıkça anlatıyordu. Kimi FETÖ’den, kimi casusluktan açılmıştı. Gelgelelim, bir çırpıda, hatta ifade bile alınmadan ortadan kalkıyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin en kritik dosyalarına bakan savcısının ifadelerinde, AKP’li ailenin FETÖ yöneticisi kızı ve damadını da gördüm:
“Başsavcı vekili M.Y., Başsavcı Ş.Y’nin talimatı ve isteği olduğunu söyleyerek makam odasında ve dahili hattan arayarak, telefon görüşmeleri ile hakkında MASAK raporu da bulunan şüpheli Ayşe Arslan Çınar hakkındaki tutuklamaya dönük yakalama kararının kaldırılmasını ve şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesini birden fazla kez istemiştir.”
Reina katliamından Hrant Dink cinayetine kadar kritik iddianameleri hazırlayan, FETÖ davalarındaki kritik rolü ile bilinen savcı, HSK soruşturmasında neden bunları anlattığını ise şöyle açıklıyordu:
“Bütün bunları kayda geçmesi için, bu kişilerin ve eylemlerinin soruşturulması için suç duyurusu mahiyetinde anlatıyorum.”
Evet, doğru mu değil mi bilmiyoruz. Ama herhangi biri değil, devletin kritik savcısı, en yukarıdan gelen talimatla, “hatırlı kişiler”in nasıl kurtarıldığına dair tanıklığını açıkça resmi kayıtlara geçiriyor. Eldeki belgeler de “dosyaları kapatma” işini doğruluyor. Gelgelelim ortalık yıkılmıyor! Hatta küçük bir adım bile atılmıyor. (BARIŞ TERKOĞLU - CUMHURİYET - 03.04.2023)