Yarın; 

çocuklar için, 

kadınlar için, 

gençler için, 

bütün bir halk için, 

laiklik için, 

adalet için, 

doğamız için,

memleket için

ve bağımsızlığımız için 

kalkacak ve sandığa gideceğiz.

"Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim" diyordu ya şair, hatırlıyorsun değil mi?

Sonra da ekliyordu ya hani;

"akar suyun,

meyve çağında ağacın,

serpilip gelişen hayatın düşmanı,

Bursa'da havlucu Receb’e,

Karabük fabrikasında tesviyeci Hasan’a düşman,

fakir köylü hatçe kadına,

ırgat süleymana düşman,

sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman,

vatan ki bu insanların evidir, sevgilim onlar vatana düşman.

Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına,

çürüyen diş, dökülen et,

bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,

Ve elbette ki sevgilim elbet

dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya

dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle, 

işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet!"

Unutmadın değil mi bu dizeleri.

"Emperyalizme ve onun içerideki işbirlikçilerine bu vatan teslim edilemez"*

dediğini duyar gibiyim.

Ve böyle diyorsa onbinler, 

yüzbinler 

ve milyonlar,

öyleyse HAYDİ!

(HAYRİ GÜNEL)

(*) BİRGÜN GAZETESİ, "Vazgeçmeyeceğiz" başlıklı yazıdan.

ŞİİR: Nazım Hikmet

Daha yeni Daha eski