Polisin 17 yaşındaki genci öldürdüğü mahallede yaşayanlar anlattı: 'Barışçıl yöntemler işe yaramıyor'
Fransa'da polis tarafından öldürülen Nael'in katledildiği Nanterre’da eylemlere katılan Abdul, “Barışçıl yöntemler burada işe yaramıyor, bu yüzden şiddete başvuruyoruz" dedi.
BBC Arapça servisinden Murad Shishani, Fransa’da eylemlerin devam ettiği Nanterre’da protestocularla konuştu. Paris’in batısında bulunan bu banliyöde geçen hafta 17 yaşındaki Naeel M. bir polis kurşunuyla öldürüldü.
Nanterre, yanmış arabalar, eğrilmiş metal borular, erimiş kapı kolları ve kırılmış camlarla dolu bir mahalleye dönüşmüş durumda. Paris’in batısında bulunan bu banliyöde geçen hafta 17 yaşındaki Nahel M. bir polis kurşunuyla öldürüldü. “Nael için Adalet” sözü kırmızı ve siyah sprey boyalarla duvarlara yazılmış.
Banliyöde yaşayanlar polise ya da medyaya güvenmediğini dile getiriyor. Medya mensuplarına ve kameralara gitmeleri gerektiğini söyleyen mahalleliler var.
Paris’in iş merkezlerinin bulunduğu zengin mahallesi La Defense bu mahallenin dibinde olsa da Nanterre şehrin sosyolojik açıdan başka bir yüzünü yansıtıyor.
Gerçek adını vermek istemeyen, 20’li yaşlarındaki Abdul, şiddet kullanmak istemediğini ancak yetkililerin tepkilerini görmesi için başka bir yöntem olmadığını anlatıyor.
Nael'in komşusu olan ve eylemlere katılan Abdul, “Barışçıl yöntemler burada işe yaramıyor, bu yüzden şiddete başvuruyoruz” diyor. Abdul, “Kızgın olduğumuzu bilmelerini istiyoruz, artık yetti. Masum insanları öldürmekten, siyahlara ve Araplara ırkçılıktan vazgeçmeleri gerek” sözlerini sarf ediyor ve ekliyor: “Artık bu kabul edilemez, biz de onlar gibi insanız.”
Nael ve ailesinin yaşadığı Pablo Picasso konutları çoğunluğu Arap ve Afrika kökenli olmak üzere 12 bin kişinin yaşadığı yüksek katlı binalardan oluşuyor. 1970’lerde Paris nüfusunun genişlemesi ve Fransa’nın göçmenlere daha fazla yere ihtiyaç duymasıyla inşa edildi. Bu binalardan birinde yaşayan sosyal aktivist Fatiha Abdouni, “Biz yakıp yıkmak istemiyoruz ancak büyük bir baskı altındayız. Ve çok kızgınız” diyor.
52 yaşındaki Abdouni, 20 yıl önce Cezayir’den Fransa’ya göç etmiş. Aktivist olmaya ise disleksik oğlu için öğretmenlerinin “daha fazla ilerleyemeyeceğini” söylemesinin ardından karar vermiş. Abdouni’ye göre kızgınlıklarının bu kadar büyümesinin sebebi yıllardır süren ırkçı ayrımcılık ve göçmenler için fırsatların yaratılmaması.
BBC’ye konuşan Pablo Picasso sakinleri dışlandıklarını, suça ve uyuşturucu satmaya teşvik edildiklerini söylüyor. Maskeli bir adam binalardan birinin girişi kontrol ederken motosiklet üzerindeki bir başkası ise polise karşı etrafı kolaçan ediyor. Mahallelerdeki kafelerde ise göçmen olmanın ne anlama geldiği tartışılıyor.
Protestoların gerçekleştiği bir başka banliyö olan Aubervilliers’te Abdlerazaq ve Fadi, Fransa’ya yasa dışı yollarla yeni geldiklerini anlatıyor: Abdlerazaq, “Arap olduğunuz için haklarınız bastırılmış durumda, ırkçılık her yerde. Fransızlar bizi kabul etmiyor, neden bilmiyoruz, biz buraya sadece çalışmaya geldik” diyerek bazen polisin kendilerine nedensiz yere saldırdığını anlatıyor.
Bu suçlamaların karşısında ise polis, “ırkçılık ve ayrımcılığın Fransız ulusal polis gücünün değerleri olmadığını” vurgulayarak yanıt verdi. Aynı zamanda bu iddiaları dile getirmenin olayları yatıştırmakta işe yaramadığını aktardı. Polis içinde yer alan “kötü niyetli çalışanların ise ciddi şekilde cezalandırıldığı” belirtildi. (BBC Türkçe)