Hukuk, en basit ifadeyle, toplumsal hayatı sürdürülebilir kılmak için var. İnsanların birbiriyle ve devletle olan ilişkilerini, hak temelinde düzenleyen bir araç. Herkesin hakkını arayıp bulacağına inandığı ölçüde güçlü ve kimsenin bir diğerinin sübjektif algı ve yargısına teslim edilmeyeceğini bildiği ölçüde güvenilir olmalı. Hukuk, herkes için ve herkes adına sosyal yaşamın ana düzenleyicisi. Kuralların, yasaların adil ve eşitçe uygulanması koşuluyla da güvende hissetmek gibi temel bir insan ihtiyacının sigortası.
***
Erdoğan’ın isimlendirmesiyle ‘Türkiye Yüzyılı”nda yeni adli yıl başladı. Halkın oylarıyla seçilmiş bir avukat, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hapiste. AİHM kararlarına rağmen Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hapiste. Gezi davası sanıkları hapiste. Gazeteciler yaptıkları haberler yüzünden hapiste. Dışarıda olanların da bir ayağı adliyede. Ekrem İmamoğlu’na siyasi yasak getirebilecek ve HDP’nin kapatılmasıyla sonuçlanabilecek dava dosyaları masa üstünde. Cumartesi Anneleri, Şenyaşar ailesi ve niceleri yıllardır adalet talebiyle nöbette.
***
Adliyeler, ellerinde suçsuzluklarının kanıtlarını taşıyan; cezaevleri, delilsiz iddianamelerle ömrü çürütülen fikir insanlarıyla dolu. Sokaklar, ceza almadan ya da kısacık bir ziyaret sonrası dışarı çıkacağını bildiğinden kadınlara, çocuklara, hayvanlara eziyet edip öldüren, uyuşturucu satan, “eğlencesine” kavga çıkaran, olur da biri trafikte kendisine korna çalarsa kafasını patlatırım diye arabasında demir çubuk taşıyan adamlarla dolu.
“Türkiye Yüzyılı”nda mağdurlar artık, nasıl olsa suçlunun yanına kar kalacağını düşünerek ve günün sonunda kendilerinin haksız duruma düşeceğine inanarak şikayetçi olmaktan bile kaçınıyor. Başına bir bela gelmesinden endişe etmek bir yana, durduk yere canından olmaktan korkuyor. Çünkü artık Türkiye’de savunma da kendisi için adalet arar hale getirildi. Halkın özgürlüğü, sağlığı ve can güvenliği için mücadele eden avukatlar da hapiste.
***
Adli yıl açılış töreninde konuşan TBB Başkanı Erinç Sağkan’ın yargının bağımsızlığının ve tarafsızlığının önemine vurgu yapan, AYM ve AİHM kararlarının mahkemeler tarafından göz ardı edilmesini eleştiren, ifade özgürlüğü ve adil yargılama gibi temel haklarda yargının hak ve özgürlüklerin teminatı olma işlevinden uzaklaştığını belirten ve vekil seçildiği halde hapiste tutulan meslektaşı Can Atalay’ın serbest bırakılması gerektiğine dair sözleri sansürlendi. Yeni adli yılını açan ‘Türkiye Yüzyılı”nda savunma yasak!
***
“Cumhuriyetimizin 100’üncü yıl dönümünü vesile kılmak suretiyle” diyor Erdoğan, “85 milyon olarak büyük bir kucaklaşmayı gerçekleştirelim istiyorum. Her konuda aynı düşünmesek dahi aynı yöne bakmayı başarabilmeyiz.” Ne hoş bir dilek, ama keşke kucaklaşacağımız kollarımız kesilmemiş olsaymış. Keşke o en gerekli, beraber yaşayabilmenin o tek koşulu olan hukukun bağımsız ve tarafsızlığı ilkesiyle ilgili aynı düşünebilseydik sadece. Keşke aynı yöne bakan gözlerimiz kutuplaştırma siyasetiyle kör edilmeseydi de toplumun yarısı kendini dışlanmış, aşağılanmış, suçlanmış ya da her an sebepsizce cezalandırılmanın eşiğinde güvensiz ve mutsuz hissetmeseymiş.
***
Ama öyle değil. Adaletsizlik öfke üretmeye devam ediyor. Hukuk, toplumsal hayatın güven içinde sürdürülebilmesi için gereken sigorta işlevini yerine getiremiyor. Devletleşen iktidar hukuka kendi şeklini verdi ve hukuk da bugün o resme uygun şekilde davranıyor. Herkes için ve herkes adına sosyal yaşamın düzenleyicisi olma gücü, en hafif tabirle ağır yaralı. Beraber ve solo şarkıların çalındığı pikap kırılalı çok oldu. ‘Türkiye Yüzyılı’nda yeni adli yıl böyle açıldı. (GÖZDE BEDELOĞLU - BİRGÜN)