Trabzonspor ile Gaziantepspor arasında 28 Ekim 2015'te oynanan ve 2-2 biten maçın ardından; “Ben oraya gelene kadar o hakemler stattan ç...
Trabzonspor ile Gaziantepspor arasında 28 Ekim 2015'te oynanan ve 2-2 biten maçın ardından; “Ben oraya gelene kadar o hakemler stattan çıkmayacak” diye talimat veren bir İbrahim Hacıosmanoğlu vardı hatırladınız mı? Bu talimatla beraber hakemlerin bir odaya kilitlenip, talimat veren Hacıosmanoğlu İstanbul'dan Trabzon'a, o stadyuma gelene kadar yaklaşık 5 saat odada rehin tutulmalarını da hatırladınız mı? Peki, Hacıosmanoğlu'nun; “Saygı duyduğum ve gönül bağım olan, onun için ölmeye hazır olduğum” dediği Erdoğan'ın telefonla arayarak bu "rehin alma"yı sonlandırmasını Hacıosmanoğlu'ndan "rica etme"sini de hatırladınız mı? Ne oldu sonra? Hiç bir şey tabii ki. İl valisine, emniyet müdürüne, savcılara ve diğer bütün mülki amirlere rağmen İbrahim Hacıosmanoğlu'na "dokunabilen" oldu mu? Çıkabildi mi öyle bir babayiğit? Hayır, çıkmadı.
23 Haziran 2020 tarihinde, Süper Lig'in 28. haftasında oynanan ve 2-2 biten Alanyaspor-Trabzonspor maçının bitiş düdüğüyle birlikte sahaya giren Ahmet Ağaoğlu vardı, onu hatırladınız mı peki? Alanyaspor'da Bakasetas'ın uzatma dakikalarında beraberliği getiren golünün ardından Alanyasporlular arasında yaşanan büyük sevinç üzerine protokol tribünündeki yöneticiler arasında başlayan arbedeyi sahaya taşıyan Ahmet Ağaoğlu'ndan söz ediyoruz. Hani, Alanyaspor'un başkanı Hasan Çavuşoğlu'nun; "Önüne gelen herkese tekme tokat giriyordu. Ağabeyime küfrü duyunca, kendisine; 'Küfretmeyin, büyük ağabeyim' dedim. Dinlemedi, bana küfretti, vurmaya kalktı. Küfrediyor, küfretme diyorum ben, ayıp oluyor diyorum hep. Sonra kendisinden şikayetçi oldum" dediği Ahmet Ağaoğlu'ndan.
Yani sahanın ortasında Alanyasporlu kovalayan Ahmet Ağaoğlu'ndan. Ne oldu sonra? Hiç bir şey tabii ki. İlçe kaymakamına, ilçe emniyet müdürüne, jandarmasına, savcılara ve diğer bütün mülki amirlere rağmen Ahmet Ağaoğlu'na "dokunabilen" oldu mu? Çıkabildi mi öyle bir babayiğit? Hayır, çıkmadı. Güya bir ceza verildi ve o ceza da ertelendi.
Peki, Fenerbahçe'nin son divan kurulu toplantısında Ali Koç'un hakemlerle ilgili olarak; "Bu adamlara nefes aldırmayın. Nerede görürseniz tepki gösterin. AVM'de görseniz tepki gösterin. Bilin. Ensenizdeyiz. Fenerbahçeliler böyle davranın, nefes aldırmayın bu adamlara.'' demesini hatırlıyor musunuz? Büyük ihtimalle hatırlarsınız, çünkü henüz çok yeni cümleler bunlar. Bu cümlelere rağmen Ali Koç'a "dokunabilen" oldu mu? Çıkabildi mi öyle bir babayiğit? Hayır, çıkmadı.
Fazla uzatmaya gerek yok diye düşündüğümüz için örneklendirmeleri bitiriyoruz. Bu 3 örneğe benzer daha onlarcası var. Bir Erden Timur var mesela anmadan geçemeyeceğimiz. Hani 24 Ekim 2022 tarihinde; "Bu iş böyle giderse biz devam ettirmeyiz. Bu ligi bitirtmeyiz. Böyle gidebilmesi mümkün değil. Bu gemi batmış. Bu ligi biz devam ettirmeyiz" diyebilen Erden Timur. Peki bu Erden Timur'a 'kimsin yahu sen, bu cüreti, bu cesareti nereden, kimden alıyorsun' deyip "dokunabilen" oldu mu? Çıkabildi mi öyle bir babayiğit? Hayır, çıkmadı.
Bu adamlara "dokunabilen" çıkmadığı için, öyle bir babayiğit olmadığı için Faruk Koca olayını yaşadık biz.
Hemen belirtelim, Faruk Koca hem tutuklandı, hem de tutuklanmadı, bunun ne anlama geldiğini yakın bir gelecekte göreceğiz. Bu kişi iktidar tarafından "unutturulma" sürecine alındı aslında... TFF de lig falan ertelemedi, olay soğusun, unutulsun ve böylece gündemden düşsün diye bir bekleme süreci başlatıldı... şu anda aslında kamuoyunun hani deyim yerindeyse gazı alınıyor...
Faruk Koca herhangi bir ceza almayacaktır diye düşünüyoruz... Umarız yanılıyoruzdur. Faruk Koca arkasındaki iktidar gücüne güvendi, bunu da daha önce buna benzer bir dizi vukuatından biliyoruz artık ama halkın tepkisinin bu denli büyük olacağını hesaba katamadı. İktidar da hesaba katamadı...
Faruk koca, mevcut iktidarın ve onun kurduğu düzenin bir yansıması, hatta ta kendisidir. Ve bu düzen daha önce İbrahim Hacıosmanoğlu, Ahmet Ağaoğlu, Ali Koç ve Erden Timur gibi duraklara uğrayarak bugünlere kadar gelmiştir. Bundan sonra da yoluna tıpış tıpış devam edecektir.
Edecektir, "yeter artık" diyen yoktur çünkü!
Bundan önceki yazımızda (BURADAN OKUYABİLİRSİNİZ) yaptığımız bir hatırlatmayı tekrarlayarak noktalayalım bu yazıyı da:
"Hatırlanacağı gibi, 8 Mart 2022 tarihinde Ferhat Gündoğdu başkanlığındaki MHK, başta Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus olmak üzere, Ali Palabıyık, Abdulkadir Bitigen, Bahattin Şimşek, Burak Şeker, Suat Arslanboğa, Hüseyin Göçek, Mert Güzenge, Tugay Kaan Numanoğlu, Alper Ulusoy, Halis Özkahya'nın klasmanlarını düşürmüş ve Süper Lig'de maç alamayacaklarına karar vermişti. Gelen yoğun tepki ve baskılar sonrasında Ferhat Gündoğdu ve ekibi "tasfiye" edilmiş ve bu 12 hakemden 9'u tekrar lige geri dönmüşlerdi. MHK başkanı Ferhat Gündoğdu 12 hakem konusunda uzun bir süre herhangi bir gerekçe açıklamamış ama sonunda bu hakemlerin "BAHİS"le ilişkilerinin tespit edildiğini belirtmişti."
Bu hatırlatmayı her yeri geldiğinde yapacağız. 152 milyar dolarlık cirosu olduğu söylenen "BAHİS" gerçeğini aklınızda tutarak okuyun diyerek...
Sevgiyle, dirençli ve uyanık kalın! (HAYRİ GÜNEL)
