"Çok iyi başkan olduğuna kuşku yok ama çok yaşlandı birader ya” diyenler adına sizden özür dileriz"
TEŞEKKÜRLER YILMAZ HOCAM
Anadolu’nun bozkırında Avrupai bir kent yarattığınız için teşekkürler.
Hiçbir turistik ve arkeolojik özelliği olmayan Eskişehir’i, görülmesi gereken şehirler listesinin ilk onuna soktuğunuz için teşekkürler.
Yönettiğiniz şehri rutin belediyecilik hizmetleri vermenin ötesinde müzeleriyle, tiyatrolarıyla, kültür ve sanat parkıyla, senfoni orkestrasıyla, kültür-sanat merkezlerindeki etkinliklerle Aydınlanmanın başkentine dönüştürdüğünüz için teşekkürler.
Seçildiğiniz günden beri belediye meclisinde çoğunluğu sağlayamadığınız halde bir gün bile yakınmadığınız, mazeret üretmediğiniz için teşekkürler.
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi basın merkezlerinin kapsama alanında olmayan bir ilde yapılanları basın desteği olmadan tüm Türkiye’ye tanıtmayı başardığınız için teşekkürler.
Belediye başkanlığında gösterdiğiniz yüksek başarı nedeniyle her dönem adınız cumhurbaşkanlığı için dillendirilmesine ve bu konuda ülke çapında kamuoyu desteği olmasına karşın bu konuda açık ya da örtülü bir kampanya yapmayıp işinize odaklandığınız için teşekkürler.
Başkan olduğunuzda sizinle ilgili olumlu işler yaptığınıza dair haberler bize de ulaştığında “Biraz abartılıyor mu acaba” diye düşünmedik değil. O günlerde Türkiye’nin en büyük halkbilimcisi olarak tanınan ve yurtdışında gönüllü sürgün hayatı sürdüren Prof. Dr. Pertev Naili Boratav’la bir söyleşi yapmıştım. Boratav, “Ölümüm yaklaştı. En büyük arzum bu topraklara ait olan arşivimin kopyalanarak Türkiye’ye getirilmesidir” demiş ve 750 bin dolarlık masrafı olan bu işin ya bakanlık ya da bir kurum tarafından üstlenilmesini istemişti. Söyleşinin yayımlandığı günün sabahında ilk arayan Eskişehir belediye başkanı olarak siz olmuştunuz. Telefonda, “Boratav Hoca’nın arşivini bütün masraflarını üstlenerek getirmeye hazırım” diyerek nasıl bir belediye başkanı profili ile karşı karşıya olduğumu anlamama vesile olduğunuz için teşekkürler.
ÖZÜRLERİMİZİ DE LÜTFEN KABUL EDİN
Sizinle ilk yüz yüze karşılaşmam, İlhan abinin (Selçuk) önerisi üzerine sizinle söyleşi yapmak için Eskişehir’e gelmemle oldu. Sabahtan akşama kadar Eskişehir’i turladık. Ramazan ayındaydık. Öğle yemeği için mola vermedik. Fabrikalar bölgesinde tren saatinin yaklaştığını anımsattığımda “Daha gösterecek çok şey vardı ama neyse” dediniz ve birden “Yahu ben bir düşüncesizlik yaptım galiba. Kendim oruçlu olunca sana ‘Yemek yer misin’ diye sormayı unuttum. Affedersin evlat ya” deyip hemen yolun karşısındaki bisküvi fabrikasının satış mağazasından bir poşet dolusu kraker, bisküvi, gofret ne varsa doldurdunuz. Parasını da öyle yanınızdaki koruma ve özel kalem görevlisine ödetmeyip kendi cebinizden verdiniz hem de.
Yola çıkmadan gazete arşivinden sizinle ilgili bir araştırma yapmıştım. Eskişehir Yüksek İktisat Ticaret Okulu Öğrenci Cemiyeti’nde genel sekreterlik görevini yürüttüğünüz dönemde Atatürk’e karşı yayın yapan Necip Fazıl’ı protesto ettiğiniz için gözaltına alındığınızı öğrenmiştim. Size takılarak “Hocam öğrencilik yıllarında Necip Fazıl’ı protesto ettiği için tutuklanan birinin oruç olacağını da ben düşünemedim” deyince kahkahayı basmıştınız. Siz de bana “Eh be kızım imanla paranın kimde olduğu bilinmez değil mi?” diyerek takılmıştınız.
Eskişehir’de bir kez daha karşılaştık sizinle. Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi’nde ben panelist siz de dinleyiciydiniz. Dernek başkanı merhum İrfan Çetinkaya, panel sonrası birlikte sohbet ederken sizin elinizi tutup “Başkanın destekleriyle bu kültür merkezini kurabildik” diye sizden övgüyle söz etmişti.
Demem o ki başkanlığınız döneminde inancı, etnik kimliği, partisine bakmaksızın size oy versin vermesin tüm Eskişehir halkını kucakladığınız için de teşekkürler.
Teşekkür borçlarımızı bu vesileyle iletmek istedim. Bir de özür borcumuzu ifa edelim bari.
Önümüzdeki seçimler için yeniden aday adayı olduğunuzda sizin yaşınızı öne sürerek “Çok iyi başkan olduğuna kuşku yok ama çok yaşlandı birader ya” diyenler adına sizden özür dileriz.
Liyakatin yaşla bir ilgisi olmadığını anlamayanlar adına çok ama çok özür dileriz. (MİYASE İLKNUR - CUMHURİYET)