HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

Sendikalar 29 işçinin yangında yaşamını yitirdiği bina önünde: “Kaza değil, bu bir cinayet”

Gayrettepe’de gece kulübünde yapılan tadilat sırasında çıkan yangında 29 işçinin hayatını kaybetmesine karşı sendikalar bina önünde eylem ya...


Gayrettepe’de gece kulübünde yapılan tadilat sırasında çıkan yangında 29 işçinin hayatını kaybetmesine karşı sendikalar bina önünde eylem yaptı.

İstanbul Gayrettepe’de bulunan 16 katlı binanın giriş katındaki Masquerade Club adlı gece kulübünde yapılan tadilat sırasında dün (2 Nisan) yangın çıktı. Yangında tadilatta çalışan 29 işçi hayatını kaybetti. “Çalışırken ölmek istemiyoruz” diyen sendikalar eylem çağrısı yapmıştı.

DİSK/Dev Yapı-iş, Limter-İş, İnşaat-İş, DİSK/Basın-İş, Dev-Tekstil, DGD-SEN, DİSK/Enerji-Sen, DİSK/Sosyal-İş, Özel Sektör Öğretmenler Sendikası, İşçi-Sen, İnşaat-Sen, Mağaza Market-Sen, TEHİS, TOMİS, DİSK/İletişim-İş, DİSK/Dev Turizm-İş, DİSK/Sine-Sen, DİSK/BTOSEN, Kataş-Sen çağrısıyla bugün (3 Nisan) saat 18.30’da bina önünde bir araya gelenler “Kaza kader değil, bu bir cinayet” yazılı pankart açtı.

Ortak açıklamayı Dev Yapı İş Sendikası’ndan Osman Üney okudu. Beşiktaş Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluluğu birbirine attığını ifade eden Üney, tüm sorumluların açığa çıkarılması, gerekli işçi sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin alınması için mücadele edeceklerini vurguladı.

Açıklamanın tamamı şöyle:

KAZA, KADER DEĞİL BU BİR CİNAYET!

Sermayedarların, patronların kâr hırsı daha kaç işçinin hayatına mâl olacak? Dün 29 işçi arkadaşımız burada hayatını kaybetti. Alınmayan önlemler, denetimsizlik, iş yetiştirme telaşı ve bunlara eklenen yasal olmayan tadilat süreci nedeniyle 29 işçi feci bir şekilde can verdi.

Belediye ve bakanlık topu birbirine atıyor

Dün burada gerçekleşen patlama ve işçi katliamı bir tesadüf değil. 1987’de alınan işletme ruhsatı ancak 2018 yılında yenilenmiş. O günden bugüne işletme ne denetlenmiş ne de tadilat başvurusu yapılmış. Yetkililer ‘tadilat başvurusu yok, işletme -1 ve -2 katlarında. Dolayısıyla tadilatı gören yok, şikayet eden, bildiren de olmadı’ diyerek kendilerini aklamaya çalışıyor. Tıpkı Soma’da, Ermenek’te, Bartın’da, İliç’te olduğu gibi. Oysa sosyal medyada işletmenin civarında yaşayan halk gazetecileri etiketleyerek hakikati duyurmaya çalışıyor, ‘defalarca şikayet ettik, bir gün bile kapatılmadı’ diyorlar. İşletmenin bu olay öncesinde de sorunlu bir yer olduğunu görüyoruz. Birbirine top atan Beşiktaş Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi kurumların her birinin bu katliama giden süreçteki rollerini ortaya çıkarmak, her birinden hesap sormak zorundayız.

Daha birkaç ay önce İliç’te siyanürle altın aranırken 9 işçi arkadaşımız toprak altında kaldı. Arkadaşlarımız halen toprak altından çıkartılmış değil. Marmara Denizi’nde fırtına koşullarında batan gemideki işçiler feci şekilde can verdi. Daha cenazelerine bile ulaşılamadı. Ama asıl sorumlular dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor.

Patronlar, güvenlik önlemlerini gereksiz maliyet olarak görüyor. Hayatlarımız yok sayılıyor. Sermaye düzeni işçi kanıyla besleniyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin rakamlarına göre her gün en az 6 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor. Her yıl alınmayan önlemler, denetimsizlik, performans baskısı nedeniyle onlarca işçi hayatını kaybediyor. Birçoğu sakatlanıyor.

AKP’li yıllarda bu sayılar daha da arttı. Çünkü kâr ve rant uğruna iş cinayetlerini bizlere “kader” olarak sunuyorlar. Bizler alın teri döküyoruz onlar zenginleşiyor. Bizler can veriyoruz, onlar mahkemelerde aklanıyor. Bizler sustukça bu düzen devam edecek. Bu düzenin ortağı kim olursa olsun susmamak katledilen işçi arkadaşlarımıza karşı sorumluluğumuzdur. Bunu bir an dahi unutmayacağız.

Burada yaşanan işçi katliamının sorumluları bir bir ortaya çıkartılmalı. Kimse sorumluluğunu üstünden atmaya kalkmaksın. 29 işçi arkadaşımızın vahşice katledilmesinin hesabını soracağız. Sorumluların yakasını bırakmayacağız.

Ölüm sırasının bize gelmesini mi bekliyoruz?

Buradan tüm işçi ve emekçilere sesleniyoruz. Daha ne bekliyoruz? Ölüm sırasının bize gelmesini mi? Bu ölüm ve sömürü düzenine dur diyecek olan bizleriz. Bizler bir araya geleceğiz, örgütleneceğiz, harekete geçeceğiz ki bu düzen son bulsun. İnsanca yaşam ve çalışma koşulları sağlansın. İş cinayetlerinde can vermek istemiyorsak mücadeleyi yükseltmekten başka çaremiz yok. Bir işçi arkadaşımızın daha sermayenin kârı uğruna aramızdan ayrılmasına tahammülümüz yok. Bizlere dayatılan kölelik koşullarına, güvencesiz çalışmaya karşı; iş cinayetlerinde ölmemek adına örgütlenmeliyiz. Emeğimize, geleceğimize sahip çıkmalıyız.

Sorumlular yargılansın, en ağır cezai yaptırımlar uygulansın!

İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınsın!

İşçi sağlığı ve iş güvenliği sermayenin denetiminden çıkartılsın!

Business News