İlahiyat fakültelerinde görev yapan profesörler, Hz. Muhammed’e yönelik kullandığı ifadelerden ötürü hakkında yakalama kararı çıkarılan Diamond Tema’nın sözlerini yorumladı. Prof. Dr. Mehmet Azimli “Çocuk doğru söylüyor. Çocuk zaten bir şey de demiyor, iftira da atmıyor. Hadis kitaplarındaki, sistem tarihi bilgisini tekrar ediyor. Diyanet’in görüşü de dokuz yaşında evlendiği şeklindedir” dedi.
YouTuber Diamond Tema, Yer6 isimli YouTube kanalında sosyal medya fenomeni Asrın Tok ile yaptığı tartışmada şeriata dair görüşlerini savundu. Tema, şeriata neden karşı çıktığından bahsetti ve Tok’a karşı kullandığı argümanlarda hadis derlemesi Sahih-i Buhârî’den örnekler verdi. Tema’nın “Şeriatın haricindeki hiçbir sistemde altı yaşındaki bir kızla evlenemezsin” yönündeki sözleri ve Hz. Muhammed ile ilgili yaptığı açıklamalar nedeniyle “halkın bir kesimini ve dini değerleri aşağılama” suçlarından hakkında soruşturma başlatıldı, yakalama kararı çıkarıldı.
Medyascope'tan Gülseven Özkan Diamond Tema’nın sözlerine yönelik tartışmalar devam ederken Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Maraş, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Azimli ve Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan’a görüşlerini sordu.
“9 YAŞINDA EVLENDİĞİ KESİN”
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Azimli, bazı bilginlerin değişik hesaplamalarla peygamberin evlilik yaşını 18’e çıkardığını, bunun doğru olmadığını ve bu konuda delil bulunmadığını savundu.
Prof. Dr. Azimli, “Peygamber, Hz. Ayşe altı yaşında iken sözlendi. Dokuz yaşında da zifafa girdi. Bu net. Yani cinsel ilişki anlamında, buna ‘zifaf’ denir. Altı yaşında sözlendi, dokuz yaşında evlendi. Niye arada üç yıl beklendi? Bunun nedeni muhtemelen Hz. Ayşe’nin adet görmesini beklemesi olabilir, bu bir ihtimal. Yani altı yaşında evlilik değil de dokuz yaşında evlilik diyebilirsiniz buna, dokuz yaşında evlendiği kesin” dedi.
Bu konuda tüm rivayetlerin Hz. Ayşe dokuz yaşında iken evlendiğini gösterdiğini vurgulayan Prof. Dr. Azimli, “Bütün hadis, tefsir kitapları, bütün İslam tarihi kaynakları, Hz. Ayşe’nin dokuz yaşında evlendiğini tasdik eder. Diyanet Ansiklopedisi maddesine bakın, bu yaşta evlendiğini söylüyor” dedi.
“BUNU SADECE PEYGAMBER YAPMAMIŞ”
Türkiye’de bu konudaki ilk makaleyi yazan isimlerden biri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Azimli, bilimsel verilerin bunu gösterdiğini belirterek Kur’an-ı Kerim’deki ayetlere değindi. Prof. Dr. Azimli, bu durumun sadece Hz. Peygamber için geçerli olmadığını anlatarak Talak Suresi’nin dördüncü ayetinden bahsetti. Araplarda usul olduğunu dile getiren Prof. Dr. Azimli, “Bunu sadece peygamber yapmamış. Hz. Ömer, Hz. Ali’nin adet görmemiş kızı Ümmü Gülsüm ile evleniyor. Peygamberin kızı Rukiye sekiz yaşında evlenmiştir. Bunun çok örnekleri var. Hatta erkekler de küçük yaşta evleniyorlar. Amr Bin As’ın oğlu Abdullah babasından 11 yaş küçüktür. Bu da babası 10 yaşında evlenmiş demektir” diye konuştu.
“ÇOCUK DOĞRU SÖYLÜYOR, İFTİRA ATMIYOR”
Diamond Tema’nın doğru söylediğini anlatan Prof. Dr. Azimli sözlerini özetle şöyle tamamladı:
“Çocuk doğru söylüyor. Çocuk zaten bir şey de demiyor, iftira da atmıyor. Hadis kitaplarındaki, sistem tarihi bilgisini tekrar ediyor. İslam’ın en sahih kitabı Buhari’den konuşuyor. Bu işe devletin karışmaması lazım. Mahkeme bu işlere karar veremez. Mahkeme bu işin sonunda çelişkiye düşer. Ya bu hadisleri reddedecekler, ki reddedemezler. Diyanet açıklama bile yapmıyor şu anda. Diyanet’in görüşü de dokuz yaşında evlendiği şeklindedir.”
“PEYGAMBER DÖNEMİNDE EVLİLİK YAŞI DÜŞÜK, KÜLTÜREL OLGU”
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Maraş, çocuk yaşta evliliğin bütün toplumlarda tarih boyu görülen bir olay olduğunu vurgulayarak, “İslam’da küçük yaşta evlilik var” diye bir cümle kurmanın da yanlış olduğunu belirtti.
“Çünkü bu kültürel bir olgu, kültürel bir olay “diyen Prof. Dr. Maraş, peygamber döneminde bütün Araplarda evlilik yaşının düşük olduğunu anlattı. “Dokuz da var, dokuzdan biraz daha küçük de, dokuzdan büyük de var” diyen Prof. Dr. Maraş, günümüzde anneanneler veya babaannelere sorulduğunda onların birçoğunun 13-14 yaşında evlendiğini belirteceklerini dile getirdi.
Ancak o dönemde toplumda normal karşılanan bu durumun bugün aynı anlama gelmeyeceğini söyledi. “Bugünden o dönemi yargılayamazsınız” diyen Prof. Dr. Maraş, Diamond Tema’nın “başka hiçbir dinde, şeriat dışında başka hiçbir yerde bunu göremezsiniz” demesinin ve ısrar etmesinin yanlış olduğunu dile getirdi.
“O DÖNEMLERİN GELİŞMİŞLİK DÜZEYİ BU”
Tarih boyu her kültürde kadının evlilikte söz hakkının olmadığını, özgürlüğünün kısıtlandığını vurgulayan Prof. Dr. Maraş, son birkaç yüzyıldır kadınlar lehine olan düzenlemelere değindi. “Ailesi, vekaleten kendisine sormadan hatta nikahta kızın kendisi bile bulunmadan evlendiriliyor. Elbette doğru değil ama o dönemlerde gelişmişlik düzeyi bu” diyen Prof. Dr. Maraş, dinle bu durumun doğrudan bir alakası bulunmadığını belirterek şöyle konuştu:
“Her kültürel olay aynı zamanda o kültürün içerisinde zamanla dinileştirilebiliyor. Bu durum Arap ve Yahudi kültüründe daha fazla görülür. Bizim de şeriat diye adlandırdığımız fıkıh geleneğimiz yani İslam hukuk geleneğinde bu tür evliliklere tarihsel süreçte izin verilmiş. Osmanlı’nın son döneminde, 1917 tarihinde, Osmanlı Aile Hukuku Kararnamesi ile kız çocuklarının en erken 17, erkek çocuklarının ise 18 yaşında evlenebileceğine karar verilmiş.”
“İLAHİYAT DİSİPLİNİNDE EĞİTİMLİ OLSA…”
Din sorununa vurgu yapan Prof. Dr. Maraş, bunun temelinde gerçek hayattaki problemlerin çözümünün tarihsel olaylarda ve her şeyin cevabının Kur’an ve Sünnet’te aranmaya kalkılmasından kaynaklandığını söyledi. “Oysa İslam dini, akıl dini” diyen Prof. Dr. Maraş, günümüzde adaleti nasıl sağlamak gerekiyorsa o şekilde davranılması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı:
“Bizde gelenek dinleştirilmiştir. Gelenek dinleştirilince peygamberimizin yaptığı insani bütün davranışlar o dönemde yatsınmayan, reddedilmeyen, sıradan günlük hayatına dair davranışlar sünnetmiş dinmiş gibi algılanarak bugüne kadar hukuk kitaplarımıza bile girmiştir. Diamond Tema cahil olmasa ve gerçekten biraz ilahiyat disiplinde eğitimli olsa kaynaklarımızda çok daha eleştirilebilecek şeyler bulabilir. Ama aynısını diğer dini kültürlerde de bulabilir. Üstelik bunu ilk söyleyen kişi Diamond Tema da değil. Onun eleştirilerinin benzerleri oryantalistlerin kitaplarında da var.”
“DİNİN DEĞİL, ARAP KÜLTÜRÜNÜN BİR SONUCU OLARAK GÖRÜLMELİ”
Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İşcan ise hadis kitaplarında Hz. Ayşe’nin altı yaşında nişanlandığı, dokuz yaşında ise evlendiği yönünde rivayetler olduğunu söyledi. Prof. Dr. İşcan bunun dışında örnekler vererek, “Hatice ile evlendiğinde Hz. Peygamber 25 yaşındaydı ve Hz. Hatice 40 yaşındaydı” dedi. Prof. Dr. İşcan modern dönemde bazı yazarların peygamberin bu tür bir anlayışla bir araya getirilmesine karşı çıktığını da dile getirdi.
Prof. Dr. İşcan, “Hadislerde, bütün hadis kitaplarımızda bu ve benzeri rivayetlere rastlarız. Ancak bu var diye bir dini başından sonuna kadar itham etmenin ne derece etik bir mesele olduğunu gündeme getirebiliriz” dedi. Prof. Dr. İşcan, bazı Müslüman aydınların hadislerin sonradan İslam’ı Arap kültürüne göre anlamanın araçları oldukları gerekçesiyle kabul etmediğini hatırlattı.
Bu görüşte olmadığını dile getiren Prof. Dr. İşcan, ”Benim kanaatim de hadisler özellikle İslam’ın Arap kültüründeki algılanış tarzıyla alakalı bir duruma işaret ederler. Yani bu bir din değil, Hz. Peygamber bir kültür içinde doğmuştur” dedi.
Bu duruma yönelik o dönem tenkit olup olmadığının sorgulanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. İşcan, “Tarihin hiçbir kesiminde Hz. Peygamber’in dokuz yaşında bir kız çocuğuyla evlenmesi tenkit edilmemiştir. Bu şunu gösteriyor, demek ki bu o gün olağan karşılanmıştır. Ama bu bir dinin değil, Arap kültürünün bir sonucu olarak görülmelidir” diye konuştu.
“BUNLARIN DA GÜNDEME GETİRİLMESİ GEREKLİ”
Prof. Dr. İşcan özetle şöyle devam etti:
“Rivayetleri esas olarak söylüyor ve herhangi bir hakaret bir amacı yoksa dediği doğrudur. Tabii rivayetlerimiz de var. Ama bu rivayetlerde vardır diye bir dine ve dinin temeline saldırmanın etik olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu sadece bizim kültürümüzde yok. Hz. Süleyman’la, Hz. Davut’la ilgili de birçok hikaye vardır. Onların da o zaman gündeme getirilmesi gerekmektedir.”