Ülkem, çok şeye maruz kalıyor…
Yalana, dolana…
Rüşvete, iltimasa…
Ahlak bekçilerine…
Namus cellatlarına…
Yüzsüz siyasetçilere…
Dinden zenginleşenlere…
Öfke ve nefretten beslenenlere…
Bu garip çürümeyi konuşalım bugün! Her gün olanda bitende, ama ardından susulanda… Tam temizleneceğiz derken, bizi daha da kirin içine batıranda…
İYİ Parti liderliğinin sert (!) muhalefetinden (!) sonra, Külliye’ye; gerisinde bıraktığı partisinin enkazı, sarı saçları ve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle çıkan Meral Akşener başlasın mı, bizi kire boğan o hallerimize?
Ne demişti?
“Otel işleten emniyet müdürleri var! O otellerde, fuhuşun ötesinde, yetiştirme yurdunda kalan kızlar çalıştırılıyor…”
Sahi, Meral Akşener, kaç emniyet müdürünün ismini verdi şu ana dek? 0! Yetiştirme yurtlarındaki kızları fuhuş için çalıştıran otellere dair ne dedi? 0! Söylediklerine dair, Adalet Bakanlığı’na ya da savcılara kaç dosya teslim etti? 0!
Sırada, AKP’nin önemli isimlerinden, Bülent Arınç var! Melih Gökçek ile olan kavgasının temelinde, dünün Hoca Efendisi, bugünün FETÖ’sü var!
Onun dediği mi?
“Belediye başkanlığı adaylığında ve seçimlerde oy isterken, bu yapının (FETÖ) kucağında oturmuştur ve bu yapıya, Ankara’yı parsel parsel satmıştır! Yurt yerleri vermiştir! İmar planlarında değişiklikler yaptırtmıştır…”
Bu ağır iddialara dair açılan soruşturma sayısı mı? 0! Ankara’da, bu yapıya satıldığı söylenen parsellerin yeri ve miktarına dair bilgi paylaşımı mı? 0! FETÖ denen Hoca Efendi için yapılan imar değişikliklerine dair detaylar mı? 0!
Sıradaki isim Erdoğan olsun, ki Kabataş/”türbanlı bacım” hikayesinin yalan olduğunun ortaya çıktığı, 27 Mayıs 2013 tarihli Gezi sürecinden gelsin onun da söyleyecekleri! Hani polisten kaçan eylemcilerin sığındığı bir camide yaşananlara dair demişti ya Erdoğan, “Camide içki içtiler! Görüntüler elimizde… Bu Cuma yayınlayacağız” diye!
Camide içki içenlere dair paylaşılan video sayısı mı? 0! Elde denen görüntü sayısı mı? 0! İddia ettiklerine dair gerçekleşen suç duyurusu mu? 0! Bahse konu Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Cami’nin görevlisi Müezzin Fuat Yıldırım’ın bu iddiaya desteği mi? 0!
AKP’nin, tek başına iktidar çoğunluğunu kaybettiği, 7 Haziran tarihinde seçimin tekrar edildiği 1 Kasım 2015 sürecinde başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun, “Terörle mücadele defterleri açılırsa, birçok kişi, insan yüzüne çıkamaz” sözlerindeyiz şimdi de!
Ahmet Davutoğlu’nun bahsettiği, açılsın diye beklenen defterlerin sayısı mı? 0! Kastedilen defterlere kiri bulaşanlar mı? 0! Bu karanlık sayfaların kanlı defterlerini sorgulayan soruşturma sayısı mı? 0! Devleti yönetenleri ağır töhmet altında bırakan bu hali mahkeme salonlarına taşıyanlar mı? 0!
Bu kadar konuşmuşken, Hatay’a uğramadan olmaz! AKP, o çok istediği Büyükşehir Belediyesi’ni bu kentte kazanmadan önce, en büyük tartışmayı, milletvekili Hüseyin Yayman üzerinden, EXPO’ya harcandığı söylenen 8 milyar TL ile yapmıştı, başkanlığı kaybeden Lütfü Savaş’ın “Sadece 750 Milyon TL harcadık” sözlerine rağmen…
Peki, o aradaki 7 milyar 250 milyon TL için bugüne kadar kaç arpa boyu yol alındı? 0! Bu konudaki tartışmaların ardından başlatılan yolsuzluk dosyası sayısı kaç oldu? 0! Hatay’ın parası/kaynakları için o hiç bitmeyen tartışmada, seçimden bu yana laf eden sayısı mı?
Haklısınız, o da koca bir 0!
Demem o ki; herkesin çok şey bildiği, çokça da sustuğu, “konuşursam kimse sokağa çıkamaz” efsanesiyle de bir diğerini tehdit ettiği bir ülkede, daha ne olacağını sanıyoruz ki? Bizi yönetenlerin hali buyken, nasıl bir hayat hayal ediyoruz ki? Birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökme konusunda bu kadar istekli, ama susanların da ülkesinde, daha NEYİ düşünüyoruz ki? Bizlere reva gördükleri hayatın düğümlerini açmaya çalışmaktan yorgun düşen gülümsemelerimiz bile siyah-beyaz fotoğraflara mahkum edilmişken, nasıl bir gelecek düşlüyoruz ki?
Düşünün! (TAMER YAZAR - SENDİKA.ORG)