Yeşil sahalardaki bilindik işler, AKP sıralarında hayat buluyor. Alpay’ın özgeçmişine bakınca hiç sırıtmıyor, AKP’li olduğu anlaşılıyor.
Yeşil sahadan Meclis sandalyelerine transfer olan, AKP’nin evetçisi Alpay Özalan, TBMM özgeçmişinde son derece makul bir kişi olarak lanse ediliyor.
Özgeçmişinde futbol mazisinden bahsedilen Alpay’ın Altay, Beşiktaş, Fenerbahçe, İngiliz Aston Villa, Güney Kore takımı Incheon United, Japon Urawa Red Diamonds ve Alman kulüp Köln’de top koşturduğu, Japonya ve Asya’nın en iyi defans oyuncuları arasında yer aldığı, 2002 Dünya Kupası’nda All Star Team (En iyi takım) içerisinde yer aldığı ve "Devlet Üstün Madalyası"na mazhar olduğu not ediliyor.
Alpay’ın Devlet Üstün Madalyası’na layık görüldüğü tarih ile AKP’nin iktidara geldiği tarih gerçekten de iyi örtüşüyor.
2018’de, AKP Milletvekili olduğunda hiç gecikmeden konuşmaya başlıyor:
“Biz dünya üçüncüsü olarak çıtayı çok yükselttik. Ama buna rağmen eğer 2002'deki şampiyonada ülkemizin başında Sayın Recep Tayyip Erdoğan olsaydı, biz final oynardık”.
Belki de AKP’li Alpay’ın tarihindeki en önemli çelişkilerden birisini, "1996 yılında Dünya Olimpiyat ‘Fair Play’ ödülünü alan ilk ve tek Türk futbolcu olması" oluşturuyor. Anımsayanlar olacaktır, Türkiye’nin en vukuatlı stoperi Alpay, Hırvat oyuncu Vlaoviç’i her ne hikmetse düşürmeyip, bu ödüle layık görülmüştü.
Pozisyon sonrasında Avrupa’nın ödül verdiği Alpay, Türkiye’de ise çürük yumurtalarla karşılanacaktı.
Alpay’ın resmi özgeçmişinde bunlar yer alırken, onu gerçekten ayırt eden bilgilere yer verilmemesi oldukça dikkat çekici.
Hem "Fair Play" ödüllü hem de sabıkalı oyuncu Alpay, yeşil sahalarda her zaman agresifliği ve saldırganlığıyla ön plana çıkmıştı. Aston Villa onu Türkiye ile İngiltere arasında İstanbul’da oynanan maç esnasında İngiliz David Beckham’a yaptığı hareket nedeniyle cezalandırıp, takımdan göndermişti örneğin.
Burun kıran, küfür eden, saldırgan AKP’li kahramanımızın elinden hakemler, futbolcular zor alınıyordu...
1998’de bir olaylı maçta kırmızı kart gören Alpay, hakeme saldırmış ve ardından 5 maç ceza almıştı.
AKP’li Alpay, 1999’da Jet Fadıl lakaplı, "nitelikli dolandırıcılık"tan yargılanan Fadıl Akgündüz’ün takımı Siirt Jet-Pa’ya transfer olmuş, Portekiz ile oynanan maçta Fernando Couto’ya yumruk atmış, İngiltere’de oynadığı takımın taraftarlarıyla kavga etmiş ve tüm bu eylemleriyle gerçek çizgisini konuşturmuştu.
Malum İsviçre maçında göklerden ve yedek kulübesinden gelen "vurun" emrinin en sıkı takipçisi yine Alpay Özalan olmuştu.
İsviçreli oyuncuyu tekmeleyerek soyunma odasına kadar kovalarken ya da kısa teknik direktörlük kariyerinde, kaybettikleri bir maç sonrasında rakip oyunculara ve hakemlere saldırdığı gerekçesiyle takımdan gönderilirken hep aynı ‘Alpay’ı gördük biz.
Zaman geçti ve Alpay Özalan, 2018 yılında çok yakıştığı AKP’den İzmir Milletvekili oldu.
Bu kez sırada olanın, yeşil sahada yapılanların Meclis'teki versiyonunu ortaya koymak olduğu şu zamana kadar yaptıklarından anlaşılıyor.
Meclise geldiği günden bu yana, siyasi olarak Erdoğan övgüsü dışında fonksiyonu olmadığı görülen Alpay’ın, ek özellikleri arasında saldırganlık, tehdit ve hakaret yer alıyor.
Yeri geldikçe videolar yayımlayan Alpay, müthiş bir özgüvenle Kızılderililer'le ilgili bir kitap bile çıkarıyor.
Kitabında, Kızılderililerin 1492 yılından önce hayatlarından bahseden, "tarih kitaplarında yanıltma mı var" diye soran TBMM İdare Amiri Alpay, kendisine bir de yazarlık unvanı ilave ediyor.
Peki, "millete hizmet" için Meclis'e geldiğini ifade eden AKP’li Alpay, Meclis'te ne yapıyor?
Yeşil sahalardaki bilindik işler, AKP sıralarında hayat buluyor.
Alpay, vekil olur olmaz savurduğu tehdidin ardından ilk saldırı girişimine 2018'de imza attı. Ahmet Şık'ın konuşması sırasında kürsüye saldırmaya çalışan AKP'liler arasında yer aldı.
Birçok AKP'li, o dönem Alpay'ın saldırı girişiminden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bu tablo da Alpay'ın neden vekil yapıldığını net şekilde gözler önüne serdi.
Bir yıl sonra AKP ile CHP milletvekilleri arasında çıkan tartışmada muhalefet sıralarında "Gel buradan bağır, gel! Arkaya kaçıyor, bağırıyor; gel, önden bağır" diye çıkıştı.
2020'de “Hadi lan, sen cumhurbaşkanımıza, genel başkanımıza laf ediyorsun, ayıp be, terbiyesiz" diyerek Engin Özkoç'un üzerine yürüdü. Ardından gelen AKP'li diğer vekillerle birlikte Özkoç'a saldırdı.
2021'de vekilliğinin düşürülmesini Meclis'te nöbete başlayarak protesto eden Ömer Faruk Gergerlioğlu'nu dışarı çıkarmaya çalışan isim yine Alpay oldu. Özalan'ın girişimi üzerine araya diğer milletvekilleri girdi.
Aynı yıl bütçe görüşmelerinde o zaman CHP Grup Başkanvekilliği görevinde bulunan Özgür Özel'in üzerine yürüdü, ayrıca CHP’li vekillere saldırdı.
Alpay Özalan bu sırada "dava adamlığını" da kelimenin gerçek anlamıyla gösterdi. İddiaya göre, sosyal medyadan kendisine kötü söz söyleyenler hakkında suç duyurusunda bulunarak, adliyede 3 binden fazla şikâyet dosyası biriktirdi ve ciddi bir kazanç kapısı yarattı.
Alpay, bugün Ahmet Şık'a ikinci defa saldırarak görevini bir kez daha yerine getirdi.
“Sayın Cumhurbaşkanımıza yapılacak en ufak bir hakarette karşılarına benim çıkacağımdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Fair Play alınması gerekiyorsa alırım, karşı koymak gerekiyorsa karşı da koyarım” diyen Özalan, Meclis'e hangi amaçla alındığını daha önceden dillendirmiş gibi duruyor.
Özetle, Alpay’ın özgeçmişine bakınca hiç sırıtmıyor, AKP’li olduğu anlaşılıyor. (SOL.ORG)