Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

Spor enkazın altında kaldı: Başarı inşaatın, hezimet federasyonların hanesine yazıldı

AKP'nin beton üzerine inşa ettiği spor, olimpiyat hezimetiyle birlikte enkaz altında kaldı. Üstelik bu başarısızlık, iktidarın güdümüne ...

AKP'nin beton üzerine inşa ettiği spor, olimpiyat hezimetiyle birlikte enkaz altında kaldı. Üstelik bu başarısızlık, iktidarın güdümüne alamadığı federasyonlara müdahalenin bir aracı olabilir.


Türkiye 40 yıl sonra bir olimpiyattan altın madalyasız döndü, başarı sıralaması 64'e geriledi. Hezimet, Yusuf Dikeç'in hızla popülerleşen duruşunun gölgesinde kaldı.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, branşlardaki başarılar yerine inşa ettikleri spor tesisleriyle övündü. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, başarısızlığı federasyonlara yıktı.

Olimpiyatlarla birlikte federasyonlar için seçim dönemi de açıldı. İktidarın kendi güdümündeki federasyonlarda gideceği değişim şüpheli. Hedefte voleybol ve cimnastiğin olması muhtemel.

Altınsız olimpiyat

Olimpiyatlar başlamadan skandallar baş gösterdi. AKP'li güreşçi Rıza Kayaalp, yasaklı madde kullandığı gerekçesiyle minderden geçici olarak men edildi ve Paris’e gidemedi. Açılış gününde boksör Tuğrulhan Erdemir, CAS’taki doping davasını kaybedince kuraya giremeden elendi.

Paris'e 18 dalda 101 sporcu gönderildi. Olimpiyatlardan 3 gümüş ve 5 bronz madalyayla dönen Türkiye, 206 ülke arasında 64'üncü oldu.

Genel klasmanda 40'ıncı olunan 1984 Los Angeles’tan sonra ilk kez bir olimpiyat altın madalya kazanamadan tamamlandı.

Türkiye'nin Paris Olimpiyatı karnesi 

- Kadınlar boksta 2 gümüş, 1 bronz madalya kazanıldı. Hatice Akbaş ve Buse Naz Çakıroğlu final maçlarında kaybederek gümüş madalya, Esra Yıldız Kahraman ise üçüncülük maçını kazanarak bronz madalya aldı.

- Atıcılık branşında Şevval İlayda Tarhan ve Yusuf Dikeç'ten oluşan karma 10 metre havalı tabanca takımı yarı finalde Sırbistan'a yenilerek gümüş madalya kazandı.

- Son Olimpiyat şampiyonu Mete Gazoz, Paris Olimpiyatları'nı bronz madalyayla tamamladı. Mete Gazoz, Ulaş Berkim Tümer ve Abdullah Yıldırmış'tan oluşan erkekler okçuluk takımı bronz madalya aldı.

- Güreşte bu sene iki bronz kazanıldı. Kadınlar 68 kilogramda Buse Naz Çavuşoğlu, erkekler 125 kilogramda Taha Akgül bronz madalya aldı.

- Taekwondo branşında Nafia Kuş Aydın kadınlar 67 kilogramda bronz madalya kazandı.

- A Milli Kadın Voleybol Takımı tarihinde ilk defa yarı finale kaldığı olimpiyatlarda yarı finalde İtalya'ya ve üçüncülük maçında Brezilya'ya yenilerek dördüncü oldu.

- Yüzme branşında Türkiye'yi ilk kez finalde temsil eden 16 yaşındaki atlet Kuzey Tunçelli, 14.41.22'lik derecesiyle 5'inci oldu ve "Dünya gençler rekoru"nu kırdı.

Hezimetin üstü Dikeç'in pozuyla kapatıldı

Bu başarılardan sadece biri, Türkiye'nin olimpiyatlardaki kötü performansını görünmez kılmanın aracı haline getirildi. Madalyalardan çok Yusuf Dikeç'in eli cebinde yaptığı atış konuşuldu.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın övünç kaynağı da bu poz oldu. İsveçli olimpiyat şampiyonu Armand Duplantis'in, Yusuf Dikeç'in duruşunu taklit ettiği anı sosyal medyada paylaşan Bakan Bak, "Olimpiyat rekoru da kırsan Yusuf abini örnek alırsın" mesajıyla tepki topladı.

AKP'nin sporda başarı kriteri: İnşaat

Geçtiğimiz gün Başakşehir Futbol Kulübü’nün gerçekleştiği bir etkinlikte konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise yaptırdıkları statlarla övündü.

Spor alanındaki binlerce inşaat faaliyetine dair istatistikleri sıralayan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Elini vicdanına koyan herkesin sporun tüm dallarına en büyük yatırımı yapan en güçlü desteği veren açık ara bizim iktidarımızdır. Meyvelerini de yavaş yavaş toplamaya başladık."

Cumhurbaşkanı sporda başarıyı inşaatla ölçerken, olimpiyat kafilesi 40 yıl sonra altın madalya kazanamadan geri döndü.

'Spor amacının dışına çıkarıldı'

Türkiye'nin olimpiyat performansını soL'a değerlendiren akademisyen ve spor yazarı Müslüm Gülhan'a göre tablo tesadüf değil.

AKP'nin sporu hem maddi hem siyasi rantın aracı olarak gördüğüne işaret eden Gülhan, son 20 yıldaki dönüşümü şu sözlerle özetliyor:

"Cumhuriyet devrimleriyle birlikte spor bir devlet politikası haline getirildi. Sağ iktidarlarla birlikte spor propaganda aracına dönüştürüldü. Kendi amacının dışına çıkarılarak tamamen araçsallaştırıldı. Araçsallaştırılan spor hizmet sektörünün bir parçası haline getirildi. Büyük statlar o yüzden yapılır ya da yenilenir. Buralarda kendi propagandalarını yapıp, taraftarı kitleleri haline getirdiler."

Müslüm Gülhan'a göre olimpiyatlardaki hezimetin izini federasyonların işleyişinde sürmek mümkün.

İktidarın Türkiye Voleybol Federasyonu ve Türkiye Cimnastik Federasyonu dışındaki tüm federasyonlara kontrolü altına aldığını kaydeden Gülhan, geçtiğimiz az düzenlenen Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerini örnek veriyor: 

"TFF'nin son seçimlerine iki aday girdi, ikisi de iktidarın taleplerini yerine getirecek kişilerdi. Başka biri çıkmaya çalıştığında hemen bertaraf ettiler. Ki Servet (Yardımcı) Bey de onlara çok uzak biri değil."

Federasyon seçimleri kritik

Müslüm Gülhan'ın dikkat çektiği federasyonlar için önümüzdeki aylar kritik önem taşıyor. Yasa gereği olimpiyatlardan sonraki 3 ay içerisinde federasyonların seçime gitmesi gerekiyor. Her bir branştaki performansın değerlendirildiği bu seçimler sonucu federasyon yönetimleri de değişebiliyor.

İktidarın güdümünde olmakla eleştirilen federasyonlardan yakınan son isim Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak oldu. Bakan, olimpiyatlardaki başarısızlığı federasyonlara yıktı:

"Biz, Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak spor federasyonlarımıza en üst düzey imkanları sunduk. Sağladığımız bu imkanlar, dünyanın pek çok ülkesinde yok. Bunu sadece biz değil uluslararası tüm spor kamuoyu söylüyor. Buna rağmen; bu imkanları doğru ve verimli kullanamayan federasyonlar bunun hesabını verecektir."

'Bakan voleybol ve cimnastiğe aba altından sopa göstermiş olabilir'

Bakan'ın "federasyon" çıkışını değerlendiren Müslüm Gülhan, bunun bir "savunma refleksi" olduğu görüşünde. Bir diğer yorumsa hedefin voleybol ve cimnastik federasyonları olduğu:

"Neticede o federasyon yönetimlerinin atanmasına Bakanlık veya Gençlik Spor Müdürlükleri içerisindeki kendi örgütlülükleri karar veriyor. Buna karar verdiğinizde sonuç size çıkar. A Milli Kadın Voleybol takımı üzerinden Türkiye Voleybol Federasyonu ile iktidar arasında bir sıkıntı var. Bir diğer sıkıntılı federasyon da cimnastik. Bakan'ın çıkışı aba altından sopa göstermek için de yapılmış olabilir."

'İmkan sağlamak inşaat yapmak değil'

Müslüm Gülhan'ın dikkat çektiği bir başka nokta federasyonlara sağlanan "imkanlar". Bakan ayrılan bütçenin "verimsiz" kullanıldığını savunuyor. Gülhan "imkanların" inşaattan ibaret görülmesine itiraz ediyor ve bütçe kullanımının Bakanlığın kontrolünde olduğuna işaret ediyor:

"Savunma için böyle söylüyor olabilirler ama iç işleyiş o kadar basit değil. Bugün bir tesis yapmanız için Bakanlığın olurunu almanız lazım.

Federasyonların aldıkları parayı kullanma şekline kadar her şey belirli.  Bütçelerin kullanımı dışarıya bir servet aktarımı haline geldi. TOKİ'nin yaptıklarına, deprem bölgesine, yap-işlet-devretle inşa edilen tesislere bakın, bir servet transferi var. 

Her türlü imkanı vermek -ki onu da vermiyorlar- inşaat yapmak değildir. Sporu belirli bir politika üzerine oturtmadığınızda karşılığı yoktur.

Bunları gözardı ederek olimpiyatlardaki başarısızlığı tartışmak mümkün değildir." (EMRE ALIM - SOL.ORG)

Hiç yorum yok

SON YAZIDAN