Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

6 Şubat’ın Hatay’ını unutmuş, Sakarya’da deprem uyarısı yapmış!

24 bine yakın insanını kaybetti, Hatay! Kadim toprakların Antakya’sı, Defne’si neredeyse tamamıyla yıkıldı! Tam tamına, 13 bin 883 bina yerl...


24 bine yakın insanını kaybetti, Hatay! Kadim toprakların Antakya’sı, Defne’si neredeyse tamamıyla yıkıldı! Tam tamına, 13 bin 883 bina yerle bir oldu! 6 Şubat öncesinde, olası bir depreme dayanıklılığı tartışma konusu olan hastaneler bile çok sayıda insana mezar oldu… Bununla ilgili yazışmaların, bakanlıklar ve Hatay Valiliği arasında yapıldığı sonradan ortaya çıksa da, hepsinden öte, tek bir şey çok konuşuldu!

Depremin ardından şehri terk eden iki kişi…

Biri Vali, diğeri İl Sağlık Müdürü…

Bugün, onlarca konteyner kentte yüz binlerce insan yaşıyor, Hatay’da… 21 metrekarelik bir konteynere sığdı tüm o yaşamlar… Kimi annesini, kimi babasını, kimi çocuklarını, kimi tüm ailesini kaybetmiş yaşamlar, onlar… Ne evi kalmış, ne işi kalmış, yorgun yaşamlar, onlar… Devletin onlar için inşa ettiği yeni evlerinin hayalinde, borç harç yaşayanlar, onlar… Kolunu kaybedenler, bacağı kesilenler, travması hiç bitmeyenler, onlar… Enkaz altından sevdiklerine dair hiç bir şeye ulaşamamış, kayıp yakınları, onlar… Tüm bunların yaşandığı bir kentte, koca devleti temsilen orada olması gereken valisini parti sevdasına kaybetmiş olanlar, onlar…

Ve bugün, aynı vali, Sakarya’da görev yapıyor! Yapmakla da kalmıyor, gerisinde ‘deprem yaşamış, binlerce insanını kaybetmiş, enkaza dönmüş bir şehir’ bırakmamış gibi konuşuyor!

Sakarya, birinci derecede deprem bölgesi! Önceliğimiz, depreme karşı tedbirlerin alınmasıdır! Deprem, önceliğimizdir…

Bitmiyor, devam ediyor, ama Hatay’ı da anlatıyor…

6 Şubat depreminde Hatay’daydım! Sakarya ve Hatay’ın zeminleri birbirine benziyor… Şehrimizde, depreme karşı dirençli yapılar yapmamız gerekiyor… Deprem zamanı en önemli olanlardan biri de iletişim! Bu nedenle, baz istasyonlarıyla ilgili arkadaşlarımıza gerekli talimatları verdik, bununla ilgili çalışmalar sürüyor… Depremden kaçamayız… Bu yüzden atacağımız her adımda depremi de göz önünde bulundurarak gerekli adımları atmamız gerekiyor.

Bu söylediklerini okurken, ağlamışım, farkında bile olmadan…

Öfkeliyim, aslında…

Haklısınız, sorularım da var!

6 Şubat’ta Hatay’da olduğunu söyleyen Rahmi Doğan’a, keşke şunu sorabilseymiş biri; o 6 Şubat’ın ardından neredeydiniz diye. Bunca insan, koca kent ona ihtiyaç duyarken, siz nereye gittiniz diye! AKP’den milletvekili olma sevdasına değdi mi diye. Devletin valisi olarak sorumluluğundan kaçtığı bir kent dururken, başka bir kentin sorumluluğunu nasıl alacaksınız diye! Hatay’daki herkes için kocaman bir hayal kırıklığı olan siz, o insanlardan ne zaman helallik isteyeceksiniz diye! Sahi, tek bir özür bile dilemediniz, aldığınız o kenti terk kararının ardından, hiç mi vicdanınız sizi rahatsız etmedi diye! Hani, Allah korusun da, Sakarya bir felaket yaşasa, onları da Hatay gibi terk etmeyeceğinizin bir garantisi var mı diye!

Ne istiyorum, biliyor musunuz sizden, Rahmi Doğan?

Hatay’ı ağzınıza almayın!

Bahsetmeyin bile!

Çünkü sizin her Hatay deyişiniz, yaralarımızı kanatıyor… Hatay’dan her bahsedişiniz, o terk ediliş hikayemizi, vicdanları yerle bir edercesine yeniden sahneye koyuyor… Sanki geride iyi anılar biriktirmişsiniz gibi de davranmayın! Biriktirdiklerinizi çoktan tükettiniz! Tükettikleriniz noktasında da hepimize borçlusunuz… Yok, bir Antakyalı olarak, sizden özür bile beklemiyorum artık! Hatta Ankara’da, evimin bulunduğu Çankaya/Balgat’ta sizle göz göze gelip, ardından kafa çevirdiğim o an bile yetmeli size! Fazlasını beklemeyin zaten! Yok artık bir krediniz, ne bende ne de hiç bir Hataylıda!

Yine de sorularım Sakarya’da biriksin…

Belki bir soran çıkar, şaşırtır sizi…

En çok da bizi… (TAMER YAZAR - SENDİKA.ORG)

Hiç yorum yok