"AK Parti'ymiş 1. parti. O zaman Erdoğan'ın kalmadı derdi, hodri meydan, 2 Kasım'da getir bakalım seçimi hodri meydan hodri meydan!" (VİDEO)

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Özel, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin “Özgür Özel duruşmaların TV’den canlı yayınlanmasını talep etmişti. O halde biz de bu beklentinin makul ve meşru değerlendirilmesini temenni ediyoruz. Türk milleti gerçekleri görsün” açıklamasına, "T demiştim görülüyor ki o 3T'ye geliyoruz. 3T birincisi terörsüz terörsüz ve demokratik Türkiye ikincisi tutuksuz yargılanma üçüncüsü TRT'den canlı yayın..." yanıtını verdi.


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantında açıklamalarda bulundu.

ÖZGÜR ÖZEL'İN AÇIKLAMALARINDAN SATIR BAŞLARI

Gelen haberler 60'ın üzerinde can kaybı olduğunu söylüyordu. Sabah 09.00'da 60'ın üzerinde can kaybı olduğunu ana muhalefet lideri biliyordu. Muhalefet partilerinin liderleri biliyor. Orada bulunan herkes biliyor. Ama Türkiye can kaybını öğlen 11.00'e kadar 4 sonra 6 ta ki AK Parti Ankara İl Kongresi yapılsın. Ta ki Recep Tayyip Erdoğan partisine başka partiden katılan birisine rozet taksın ta ki orada o tören bütün şaşasıyla yapılsın ondan sonra rakam 63, 65 derken 78'i buldu. 36'sı çocuk ve bebek 78 canımızı kaybetmiştik.

İlk gün oraya gittim. İçişleri Bakanı "10 gün içinde tüm sorumlular tüm sorumluluklar en şeffaf şekilde ortaya çıkacak" dedi. "Bu konuda bilgi vereceğiz" dedi. İçişleri Bakanlığı'nın bu konudaki kapasitesinden dem vurdu. Sonra bir daha bu konuda kendisinden bir şey duyan olmadı. Savcılık bir bilirkişi heyeti görevlendirdi. Heyete 3 gün süre verdiler. 7 kişilik heyet. Heyet 3 gün gece gündüz çalıştı. Bu kürsüden görevlendirme yazılarını gösterdim. Heyetin işe başlarken ki fotoğrafını, yangın sırasında, yangın sonrasında otelde yapmış olduğu çalışmalarda çektikleri, çektirdikleri fotoğrafları ve 3 günün sonunda yazdıkları bilirkişi raporu. 3 gün süre verdiler. 3 gün sonunda saat 17.00'de vermeye gittiler. 

Raporda bilirkişi heyeti Bolu İl Özel İdaresi Kültür ve Turizm Bakanlığını ve otel yönetimini sorumlu görüyor.  "Bu rapor olmaz" diyorlar. Niye? "Buradan Kültür Bakanlığı'nı çıkarın. Kültür Bakanlığı olmasın. Buraya onun yerine Bolu Belediyesi'ni ekleyin". Heyet diyor ki, "belediye sınırlarında değil bambaşka bir yerde buraya biz Bolu Belediyesi'ni ekleyemeyiz. Hele hele Kültür Bakanlığı denetlemeye tek yetkili kurum." Kapıdaki tabelası duruyor. 1 ay önce gelmiş denetlemiş. Hatta yangınla ilgili de birçok soruya denetleme kağıdında cevap vermiş yetkilileri. Onlar sorumlu.

Heyete "o zaman siz görevden el çekin" diyorlar. 7'sinin de istifa dilekçelerini buradan okudum. 3. gün akşam görevi yapmış bitirmişler, gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum. Sağlık sorunlarım yüzünden istifa ediyorum. Sonra o raporu biz kamuoyu ile paylaştık. "Rapor korsandır" dediler. Evet bir korsanlık faaliyeti oldu.

Korsanlık faaliyeti yetkisiz olan birinin meşru olan bir malı gayrimeşru yollarla elde etmesidir. Bir korsanlık faaliyeti varsa 3 gün gece gündüz görevlendirme kağıdı elimizde olan ve kendilerinin vicdanı çarpıtmaya, olmadık bir şeye imza atmamaya yönelik olan bilir kişilerin yazdığı rapor meşrudur. Ona korsan diyen Adalet Bakanlığı ve AK Parti'nin yaptığı iş adalete korsanlık faaliyetidir. Adaleti çalmışlardır.

Sonra yeni bir bilirkişi raporu... Kamuoyunun baskısı ve her hafta burada üzerinde durmamız sayesinde nihayet ikinci raporda da Turizm Bakanlığı yer aldı.

Ancak Bolu Belediyesi'nin de itfaiye müdürlüğü yer aldı. Dün de yargılama başladı. Hiçbir kurum hiçbir kişi yargılanmaktan muaf olamaz ama adil bir yargılamanın hızlı bir yargılamanın ve tüm delillerin hakkaniyetle sorgulandığı bir yargılamanın takipçisi olacağız. O gün oradayız. Dün oradaydık. Bugün oradayız.

Dava boyunca hem ilgili komisyondaki arkadaşlarımız hem Bolu Milletvekilimiz orada olacak. Ben de programım el verdiğince davanın kritik kavşaklarında gidip orada olmaya ve oradaki ailelerin adalet arayışını takip etmeye devam edeceğim. Taziyelerde orada olduk. 40'ında orada olduk. Farklı şehirlerde ziyaretlerde bulunduk. Dün kucaklaştığımız duygusal anlar yaşadığımız ailelerin en büyük şikayeti şu; "Burada yargılanması gerekenlerin bir kısmı yargılanıyor. Ama ilk raporda ikinci raporda yargılanması yargılansın denilen savcının yargılanmalıdır dedikleri yok"

Kim yok? Turizm ve Kültür Bakanlığı oradan oraya teftişe gidenler, onları görevlendirenler yok. Diğer taraftan denetim yapması gerekenler iş güvenliği açısından orada yoklar. Çünkü ilgili bakanlar Çalışma Bakanı ve Turizm Bakanı personellerinin yargılanmasına izin verecek imzayı atmadılar.

Esas sorumlu olan Turizm Bakanlığı personele dokunma diyor. Çünkü biliyor ki bu iş çorap söküğü gibidir ucunu verirsen çeke çeke tamamını sökerler ucu sana gelir. O Turizm Bakanı bu insanların yüreği yanıyorken 36 bebek ve çocuk kömür parçaları halinde ailelerine teslim edilmişken ilk elden sorumlu kendisi ve bakanlığıyken 50 metrelik yatıyla Ege adalarını geze geze gitti. Dün 50 metrelik yatını 5 yıldızlı otelinin önüne demirledi. Orada sefa sürüyor tatil yapıyor. Acılı analar, babalar, eşler, dedeler, 8 evladını elleriyle toprağa vermiş evladı, gelini torunları. 5 evladını elleriyle toprağa vermiş dedeler nineler orada gözyaşı döküyorlar.

Ağlamaktan konuşamıyorlar. Bu ülkeyi bu hale getirene o Turizm Bakanı'nı oraya atayana istifa etmediği halde orada tutana o Turizm Bakanı'na hala çanak tutanlara yazıklar olsun. Allahlarından bulsunlar.

Milletimize o Turizm Bakanı'nı atayan, o Turizm Bakanı'nı azletmeyen, bu pişkinliğe karşı halen daha sessiz kalan sonra da işine geldi mi sorumlusu benim ben diyene söylüyorum. Sorumlusu sensin Erdoğan. Sensin, sensin, sensin.

----------

Bugün Çorlu tren kazasının 7. yıl dönümü. Biraz önce Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Hanım'ı Mısra Öz'ü anladım aradım. Bütün aileleri bir araya getiren, davanın sembol ismidir. Zaten ailelerle toplanmak üzere yoldaymış. Kendisiyle konuştum. Partimizin bir kez daha dayanışma duygularını ilettim ve kendisine bir diyeceğiniz var mı diye söyledim. Söylediği şu. Süreçte gösterilen dayanışmaya, gösterilen ilgiye elbette müteşekkirler ama diyor ki esas sorumlular yargılanmadı. Hatta içeride attığı bir imza yüzünden bir başka sebepten işlediği suçun sorumluluğunun çok üstünde ceza alanlar var ama esas sorumlular yani aynı Turizm Bakanı'nın yaptığı gibi Ulaştırma Bakanlığı izin vermedi diye yargılanmayanlar var.

Evladımın ve evlatlarımızın, ailelerimizin katilleri Ulaştırma Bakanı'nın, AK Parti'nin sorgulatmadığı adalete teslim etmedikleridir. Onlar yargılanana kadar gözümüze uyku girmeyecektir diyor. Karşımızda yoksulu görmeyen garibanı sevmeyen zenginler için çalışan ve zengin seven bir iktidar var.

**********

Zenginlerin kesecekleri zeytinleri koordinatlarla belirlediler ve yasa bu hafta yine ertelendi ama Meclis kapanmadan bu yasayı çıkarıp gitmek istiyorlar. Sonra da yolunu bulmuşlar diyor ki "CHP bu yasaya karşıysa Anayasa Mahkemesi'ne gitsin". Gideceğiz elbet ne olacak biliyor musunuz? Biz Anayasa Mahkemesi'nde beklerken koordinatları belirtilen yerdeki binlerce on binlerce zeytin ağacı kesilecek.

Orada maden araması başlayacak. Anayasa Mahkemesi 9 ay sonra bunu anayasaya aykırı bulacak. Hükümete de bunu düzeltmesi için 9 ayda süre verecek ama iş işten geçmiş olacak. Bu mücadeleyi önümüzdeki haftaya ertelenen bu zeytin yasasına hep birlikte direnmek üzere hem Muğla'dan Ege'den tüm Türkiye'den geçtiğimiz haftalarda gelen herkesi yine meclise bekliyoruz. Tarihin önünde tarihi sorumluluğumuzu doğaya, çevreye karşı zeytin gibi bir ağaca karşı Ege'nin en önemli bitkisine bütün kutsal kitaplarda yer alan zeytine sahip çıkmak için bu büyük mücadeleyi meclis kapanmadan gerekirse meclisi kapatmamak bahasına vermek için herkesi mücadeleye çağırıyoruz.

**********

Diğer tarafta AK Parti Denizli Belediyesi'ni geçen yıl biz kazandık. Tabii şeyi hatırlayacaksınız. 2019-24 arası İstanbul Büyükşehir kendinden önceki döneme ait tam 37 büyük yolsuzluk dosyası. Burada anlattım. Yeşil alanı İBB'deki AK Partili Büyükşehir Belediye Meclis üyesi yeşil alan para etmez yok pahasına satın alıyor. O yeşil alana bilmem kaç kat ruhsat veriyorlar. 40 katına belediyeye geri satıyor. Böyle işler var. Süleyman Soylu gitti onlara el koydu. İçişleri Bakanlığı'nda halen duruyor. Ne Süleyman Soylu ne bu İçişleri Bakanı o konuda gereğini yapmadı. Ankara Büyükşehir 97 yolsuzluk dosyasını çıkardı.

Aldılar işlem yapmıyorlar. Melih Gökçek'e ait neler neler var hepinizin bildiği. Şimdi bugüne kadar bilinmeyen CHP'de bir kör kuruş bulamayanların aradığını bakın şimdi nereden çıkacak.

Denizli Büyükşehir'de Beltaş diye bir firma var AK Parti dönemi. Bağbaşı yaylasına teleferik işletiyor. Genel Müdür çalışanlara talimat veriyor. Bütün hepsinin tutanağı var. Genel Müdürün talimatıyla yaptık. Nakit ödeyenlerin nakit ödemelerin üçte birine fiş kesin üçte ikisine fiş kesmeyin kasaya değil kenara ayırın. O parayı bana teslim edeceksiniz. Denizli Büyükşehir'de her gün üçte biri fişli, üçte ikisi fişsiz teleferikten bir çuval dolunca çuvalla Genel Müdüre para gidiyor. Tahsilatı yapan, parayı taşıyan, teslim eden belli, alan belli. Bu konuda seçimi 31 Mart'ta CHP kazanınca 1 Nisan'da bilgisayarın hard diskini de görüntü kayıtlarını siliyorlar. Ama personel bunu itiraf ediyor. Diyor ki böyle böyle yaptılar başımız derde girer gelip hard diski de söktüler.

Her gün 3 günde bir bir çuval para alıyorlardı buradan. Bizimkiler hard diski kurtarmaya yolluyor geliyor ve hard diskten tam 25 milyon liralık paranın çuvalla Beltaş'ın genel müdürüne teslim edildiği döküm olarak var. Bu Beltaş ayrıca 30 tesiste restoran, kafe, büfe, kayak merkezi işletiyor. Orada çalışanlara yapılan sorguda da bazılarında benzer uygulananın paranın nakitin devir hızının yüksek olduğu yerlerde yapıldığı ortaya çıkıyor ve o kayıtlarla birlikte 95 milyon TL çuvallarla AK Parti'nin genel müdürüne Beltaş Genel Müdürüne teslim edilmiş.

Dosya hazırlanıyor, Denizli Başsavcılığı'na veriliyor. Bir yıldır tık yok arkadaşlar. Bir yıldır tık yok. Bir kör kuruş bir kuruş para bulsalar Ekrem Başkan'ın babasının yazlığının bahçesini kazıyor ya. Para bulacağım diye. Bir kuruş para yok. Bir tek ispat yok. Bütün arkadaşım Türkiye'de 25 milyon seçmenin oyu ya tutuklu ya kayyumda 95 milyon çuvalla parayı götürmüşler yapan AK Parti diye. Buradan Adalet Bakanı'na sesleniyorum. Buradan Erdoğan'a sesleniyorum. Denizli'de Beltaş dosyası orada dururken halen daha o koltuklarınızda pişkin pişkin oturmaya devam mı edeceksiniz?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç asker arkadaşım Yılmaz Tunç. Sana bu konuda hani biz savcılara bir şey söylediğimizde diyorsun ya "Türkiye hukuk devletidir". Bu konuda bir açıklama bekliyorum. Denizli'de bir yıldır bekleyen 95 milyon TL 30 şirketten 25 milyon TL sadece teleferikten, 120 milyon TL'lik dosya konusunda bilgi bekliyorum. Eğer bilgi yoksa çuvallar sarayda demektir.

**********

Erdoğan'ın şoförlüğünden milletvekilliğine kadar yükselen biri var. Yeliz. Bu Yeliz'i bilmeyen olur. Bu Ahmet Hamdi Çamlı diye bir organizma var. Böyle insana benziyor mu organizma? Bu bu organizma Meclis'te bu tek adam rejimi gelirken bunlar vura kıra rejimi değiştirmeye çalışırken muhalefet partileri direnirken o büyük mücadele günlerinde birisi abuk subuk bir yayın yapıyor. Kullanıcının adı Yeliz. Rezil rezil yorumlar muhalefet milletvekillerine bir sürü hakaretler, bir sürü rezillikler. Sonra bu beceriksiz ekrana bir basıyor. Kamera bir dönüyor.

O iğrenç bıyıklarıyla karşınızda Ahmet Hamdi Çamlı. Yeliz. Yeliz. Yeliz. Türkiye'deki bütün yelizlerden özür diliyorum. Türkiye'deki Yelizleri görünce Yeliz ama bunu görünce Yeliz diyor insan. 1923'e kanlı darbe demiş. Yeni bir devlet kurmaktan bahsediyor. Bu alçaklığı tabii cehaletle falan açıklayamayız.

Artık Atatürk'ün gençliğe hitabesinde dediği gibi gaflet ve delaletin ölçüsü ötesinde bir ihanet çizgisindedir kendisi. Sayın Erdoğan'ın bu hadsizliği kınamasını bekledik, kıramadı. Partisinin kınamasını bekledik. Kimi kafi görmüş bunu. CHP'de birinin dili sürse ya dili sürse. Sonrasında genel başkan ne derse desin. Grup başkan vekilleri ne derse desin. Hatta tank palet fabrikasını satmışlar. Katarlılara satmışlar.

Ali Mahir Başkan o dönem yeni milletvekili konuşma sırasında diyor ki "Ordu Katarlılara satılmış. Vay orduya satılmış." dedin. Türkiye'yi ayağa kaldıranlar bu alçak bu ifadeleri kullanıyor. Ömer Çelik sade suya trit bir tweet atmış. Şöyle diyor. Türkiye Cumhuriyeti göz bebeğimizdir. Biz cumhuriyetimizi seviyoruz ona gözümüz gibi bakıyoruz.

Güya bu bu Ahmet Hamdi'nin yaptığı rezilliği bununla onarıyor. Kimi de kimi de bunu almış diyor ki tamam Ömer Çelik'in dediği geçerlidir. Çok daha vahim olanı. Geçtim AK Parti Tayyip Erdoğan susuyorsa Ömer Çelik etrafından dolanıp adını vererek kınayamıyorsa AK Parti disiplin işlemi yapamıyorsa bakanlar her şeyde sıraya giren Fahrettin bunlara sıraya sokuyor. "İp gibi olun" diyor bakanlara. Bir tweet tas dağıtıyor.

Hadi bakayım bir buçuk saatiniz var ip gibi olun hepsi diziliyorlar. Fahrettin Altun'un gösterdiği istikamette Fahrettin Altun bu bakanları tespih gibi dizip bunu kınamıyorsa bu normal bir şeydir. Demek ki milletimiz bilsin. Bu ülkenin yüzde 90'ı, 95'i 97'si Atatürk'ü sevdiğinden bahseder.

Oy verilen AK Parti, oy verilen AK Parti Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyete düşmanlık eden Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyeti ilanına kanlı darbe diyen bir alçağı kınayamamaktadır, cezalandıramamaktadır, sahiplenmektedir.

Onun sözü AK Parti'nin sözüdür. Çok daha vahimi şu ana kadar herhangi bir savcının hani her şeyde resen soruşturma başlatıyorlar ya resen soruşturma başlatmamış olmasıdır. Bir iftiracının sözüne kapıya dayanıp şafak operasyonları yapanların bir kelime bir kelime bunun üzerinde söz kurmayıp gidip de bu kişiyi almayıp buna dava açmayıp adeta rejimin aparatı olduklarını ve ayıp tarafı şudur ki cumhuriyet bu devlet sizin makamınıza cumhuriyet başsavcısı unvanını vermiş.

Unvanınızda taşıdığınız cumhuriyetin kurulduğu 1923'e kanlı darbe diyen birine haddini bildirmeyen, hesabını sormayan, soruşturma açmayan o unvanı da hak etmiyor. Bu cumhuriyetin size verdikleri size verdiği unvanlar da ödediği her kuruş maaş da haram zıkkım olsun hepinize. Haram zıkkım olsun

Buradan bütün milletvekillerimiz Grup Başkan vekillerimiz zaten grubu bilgilendirecekti. Buradan canlı yayında söyleyeyim. Bütün milletvekillerimiz ve 81 il başkanımız kendi illerinde re'sen harekete geçmeyenlere suç duyurusunda bulunarak o 81 ilden birinden bir savcı çıkacak bu namussuzdan hesap soracak. Bir şey daha var. Hani diyoruz ya kazanmak için ne lazım? Ahlaki üstünlük psikolojik üstünlük çoğunluk enerjisi. Hani diyorlar ya nasıl oluyor ya? Amasya'da böyle miting. Amasya tarihinin en büyük mitingini yazın ortasında gece vakti yapıyor CHP. Bayburt'ta 800 oy aldığı Bayburt'ta 15.000 kişiyle miting yapıyor CHP. Nasıl oluyor ya? Konya'da Tayyip Bey'in kaçtığı meydanı dolduruyor CHP. Ahlaki üstünlük burada.

Bakın o Ahmet Hamdi Çamlı denen organizma iğrenç paylaşımının altına anket koymuş. Katılıyorum, katılmıyorum. Kendisine katılanların oranı yüzde 5 katılmıyorum diyenler yüzde 95. Savcılar re'sen harekete geçmediyse büyük ihtimalle bu paylaşımı görmemişlerdir ya. Paylaşımı görenlerin sayısı 4.4 milyon kişi bir gecede.

Bütün Türkiye'nin haberi olan ve yüzde 95'in katılmıyorum dediği aslında milletin vekiliyim diye gerçi öyle de demiyor da kendine milletin vekiliyim dersaadet vekili diyor kendine. Milletin vekiliyim diye yola çıkan utanmadan hepimizin, hepinizin vergileriyle bu meclisten emekli maaşı alan adamın düştüğü şu hale bakın. İşte bu AK Parti siyasetinin geldiği yerdir. 

Ahlaki üstünlük de burada psikolojik üstünlük de burada çoğunluk enerjisi de burada. Al sana al sana. Aslında konuşma bitti ama bugün Sayın Bahçeli hastalandığı gün geçmiş olsun dileklerimizi iletmiş o grubuna dönene kadar kendisine bir yanıt vermeyeceğimizi söylemiştik. Öyle de yaptık. Sonra meclise döndü memnuniyetimizi ifade ettik. Geçen hafta grup yaptı birazcık bizi güzel güzel andı. Nasılsa cevap vermiyoruz vermeyelim dedik. İyi ki de geçen hafta o kötü sözlere cevap vermemişiz.

**********

Son söz madem öyle bir daha bir daha oturtup kaldırmayalım. Teşekkür ediyorum. Son söz AK Parti'nin hepsi öyle mi olacak, böyle mi olacak, darbe mi olacak, Mısır dedi, bilmem ne dedi. Ya siz unuttunuz ama Esma'yı biz unutmadık. Mısır'da, Mısır'da seçilmiş cumhurbaşkanına darbe yapıldı diye televizyondan bakıp Rabia'lar yapıp sonra o günün Genelkurmay Başkanı, bugünkü devlet başkanına el sıkmaya koşanlar size söylüyorum. Biz Mısır'daki meydanlara bakınca darbeyi görmeyiz. Mısır'daki meydanlara bakınca zulme direnen baskıya direnen şiddete direnen Mısırlıları görürüz. Darbeden yana olanların değil demokrasiden yana olanların tarafıdır Cumhuriyet Halk Partisi. 

Ve Erdoğan denen tek kişisi %29.2 oyla seni orada oturtmam. Bütün anketlerde kurulduğu gün gibi 31 Mart Pazar gibi Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'nin 1. Partisi. Sadece Erdoğan'ın gördüğü bilinmez bir ankette AK Parti'ymiş 1. parti. O zaman Erdoğan'ın kalmadı derdi hodri meydan 2 Kasım'da getir bakalım seçimi hodri meydan hodri meydan! (CUMHURİYET)

Blogger tarafından desteklenmektedir.