“AKIN GÜRLEK’E SORUYORUM: Tuzla’da bir yazlık villa var mı? Aileden birinin kredi kartlarını Vanlı bir iş adamı ödüyor mu? Üsküdar’da büyük bir projeden bir daire alınıp da bir yakınının üzerine yapıldı mı?”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, sona eren MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Özel, MYK toplantısı sonrası çok sert konuştu, Erdoğan'a seçim çağrısı yaptı. Özel, "Kasımpaşa delikanlısıysan 2 Kasım’da seçime bekliyorum" dedi. CHP lideri, Aziz İhsan Aktaş'ın "asıl müşterilerini" de ifşa etti.


ÖZGÜR ÖZEL’DEN MYK TOPLANTISI SONRASI İLK AÇIKLAMA

CHP liderinin açıklamaları şu şekilde:

“Bu iktidarın içindeki bir avuç insan yanına üç savcı, üç hakim ve üç de gizli tanık alarak 19 Mart 2025 günü bu millete savaş açmıştı. ‘Bu savaş ilanı sadece bize değil, demokratik siyasete açılmıştır’ diye ilk günden bunu tanımlamıştık. Zaten siyasi yelpazede Cumhur ittifakının dışında kalan tüm partilerin; en sağdan, en sola kadar yelpazenin her yerindeki partilerin ortaya koydukları dayanışma ve ortaklaştıkları tespitler de bu yöndeydi. Artık bu ülkeyi milletin rızasıyla yönetmek istemedikleri çok açık. Milletin elinde kalan tek şeyi; sandığı ortadan kaldırmak istiyorlar ve bunun provalarını yapıyorlar. Sandığın olmadığı, otoriter bir yönetimi millete dayatıyorlar.

Biz bu kötülüğe karşı 108 gündür meydanlarda direniyoruz. 108 gündür hiçbir delil olmadan, 15,5 milyon insanın oy verdiği Cumhurbaşkanı adayımızı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızı, İstanbul’daki ve Adana’daki belediye başkanlarımızı, çok sayıda belediye meclis üyemizi ve bürokratlarımızı hapiste tutuyorlar. 108 günde toplam 150 milyar dolar harcadılar. Yani 6 trilyon liraya mal oldu bu yaptıkları. 108 gündür millet daha da fakirleşti.

AZİZ İHSAN AKTAŞ’IN AKP’Lİ BELEDİYELERLE İLİŞKİSİ!

“Yargıtay, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Devlet Hava Meydanları, Elektrik Üretim Anonim Şirketi, Türk Hava Yolları, bütün dünyaya hizmet eden Türk Hava Yolları. Pamukkale ve Uludağ Üniversiteleri rektörlükleri, 20 ilin kamu hastaneleri, AK Partili Trabzon Büyükşehir, Kocaeli Büyükşehir, Kahramanmaraş Büyükşehir, Ordu Büyükşehir, Elazığ ve Isparta il belediyeleri. Yine AK Parti Bahçelievler, Fatih, Zeytinburnu, Haliliye, Karaköprü, Eyyübiye, Ünye, Antakya, Nurdağı, Çayırova, Demirci, Adapazarı belediyelerinden yıllardır. Önceki yıllara yönelik de Balıkesir Büyükşehir, Şanlıurfa Büyükşehir, AK Parti’deyken Afyonkarahisar, Kilis, Yozgat, Uşak, yine AK Parti’deyken Çekmeköy, Seyhan, Sandıklı. Burada arkadaşlar size de verecek. Tam listesi var arkadaşlar. Aziz İhsan Aktaş’ın AK Partili belediyelerle ilişkisi.”

“ISPARTA BELEDİYE BAŞKANI AKP PARTİLİ OLDUĞU İÇİN DIŞARIDA”

“Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde söylediği rüşveti verdiğine dair bir kanıt var mı? ‘Para verdik’ diyorlar. O paranın konulduğu bir yer var mı? Bir kör kuruş bulundu mu? Yerde, gökte, yaylada, tarlada, kuyuda kasa arıyorlar. İki kasa buldular, birinden belediye mührü çıktı, birinden 48 tek beylik tabanca kurşunu. Utanmaz arlanmaz TRT, o görüntüler yerine stok görüntülerden dolar çıkarıyordu kasalardan. Böyle iftira, böyle kişilerin namusuna, haysiyetine dil uzatma, el uzatma olmaz. Bakın çok net. Bunu Isparta'da bilmeyen yok. İnkar eden de yok.

Bu Isparta Belediye Başkanı’nın AK Partili, A8 Long makam arabası. Audi A8 Long. Plakası Isparta, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ‘AK’ı ya da Ali İhsan Aktaş’ın ‘AK’ı, 111. Bu arabayı Aziz İhsan Aktaş ihale alma karşılığı belediye başkanına vermiş. Bunu kendi de söylüyor. Hatta söylediğinde Akın Gürlek ‘Geç onu, biliniyor o’ diyor. Kendi de söylüyor, inkar etmiyor. Isparta Belediye Başkanı da inkar etmiyor. Isparta Belediye Meclisi de adı gibi biliyor. Bu araba verilmiş, Isparta Belediye Başkanı AK Partili olduğu için dışarıda.”

ERDOĞAN’A O ARABAYI SORDU: ‘ŞU KADAR HAYSİYETİN VARSA CEVAP VER…’

“Örneğin Avcılar Belediye Başkanı’nın seçimi sırasında, kendisine de değil, kampanya sırasında şehirde sesli araç gezmiş, kiralık, 30 gün. Aziz ihsan Aktaş diyormuş ki ‘Avcılar’a o arabayı ben gezdirdim.’ Belediye Başkanının ne kendi, ne yakınını, ne kimsenin ilgisi yok. Bizim belediye başkanı içeride. Adam ‘Verdim’ dediği, ‘Aldım’ dediği Audi A8 Long ile fink atıyor Isparta'da. Tık yok. Buradan Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum: Şu kadar şerefin, namusun, ahlakın varsa cevap ver. Bir daha soruyorum. Recep Tayyip Erdoğan, aynı adam bu arabayı senin belediye başkanına almış. Şu kadar namus, şu kadar şeref, şu kadar ahlak varsa cevap ver. Bununla bugün gözaltına alınan arkadaşların arasında dağlar kadar fark var. Burada kanıt belli, ispat belli, itiraf belli.

Biz ispatlanamayan bir Peugeot Partner’den, elimizin değmediği seçim arabasından, 32 yaşında gencecik belediye başkanı içeride yatıyor. Senin bu belediye başkanı AK Parti’nin ‘AK’ı plakası ile geziyor. Bu mu sizin aklığınız, bu mu sizin akınız. Bu mu eşitlik? Bu belediye başkanına bu arabayı Ispartalı belediye meclis üyeleri, ‘Ne var ihaleyi aldı. Paramızla alacağımıza bedavadan makam arabası aldık’ diyor.”

ÖZEL TEK TEK İFŞA ETTİ: YARGITAY, THY, TBMM…

“Bizim belediye başkanları kreş yaptırmış, ‘İrtikâba girer’ diyorsunuz. Okul yaptırmış, ‘Rüşvete girer’ diyorsunuz. ‘Madem ihaleyi alıyorsun, git orada aşevine bağış yap’ demiş onu diyorsunuz. Cebine para koymamış. Sizin cebinizden, ayakkabı kutunuzdan, elbise torbanızdan paralar çıktı da ne dedin? Ne dedin utanmadan sen, sen? ‘Bir paranın rüşvet olması için devletin cebinden çıkması lazım. Bir yolsuzluk olması için devletin cebinden, devletin zarar görmesi lazım’ dedin. ‘Kişilerden alınan devleti zarara uğratmaz’ dedin. Burada devletten alınan ne var? Adıyaman’da depremzedeye park yaptırmak, oyun parkı yaptırmak, bilmem ne yapmak için 24 saatlik günde 30 saat koşturan adama sorduğunuz soruya bak? Birazcık vicdan, ahlak ve edebe davet ediyorum. Gel yarışalım. Gel siyasette yarışalım. A Haber’e çıkıp konuşalım.

Sen de al belgelerini, biz de alalım belgelerimizi. Sen bizi yenemeyince, Ekrem Başkan’ı yenemeyince niye Akın’ı yolluyorsun çelme çakmaya? Mertlik mi bu? Dürüstlük mü bu? Türkiye bir yol ayrımında artık arkadaşlar. Tüm muhalefet, AK Parti ve MHP’nin siyaseti dahil tehdit altında. Bir avuç insan bu ülkeyi vesayetle yönetmeyi kafaya takmış. Ve devletin bin yıllık geleneği tehdit altında. Artık bu mücadele ya demokrasi ya otokrasi mücadelesi. Sandığa sahip çıkma mücadelesi. Herkes tarihteki yerini alacak. Bir tarafta sandığı koruyanlar, bir tarafta Tayyip Bey’e ve onun korkularına teslim olanlar. Devletin şerefli yargı mensuplarını, bürokratlarını, vicdan sahibi siyasetçilerini bir kez daha uyarıyoruz. Yargıtay Başkanı’nın, Meclis Başkanı’nın, Türk Hava Yolları Genel Müdürü’nün, AK Partili belediye başkanlarının sorgulanmadığı sorularla, CHP’li belediye başkanlarına soru soramazsınız. Orada bin katı varken, burada ispatsız bir meseleden kimseyi tutuklu yargılayamazsınız.”


“AKIN GÜRLEK’E SORUYORUM…”

“Buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu operasyon kirli bir operasyondur ve bu operasyonun başına bir siyasetçi yollanmıştır. Akın Gürlek eskiden kararları çok tartışılan bir hakimken, ardından kendisi Ankara’ya Bakan Yardımcısı olmuştur. Buz gibi siyasi makamdır, Erdoğan’ın ifadesiyle. Anayasa siyasete atılanın kürsüye dönmesini yasaklar. Bu Bakan Yardımcılığı zırvasını Anayasa’nın bu yasağından sonra yazdınız diye boşluktan yararlanıp koyduğunuz adam, daha 35 yaşındayken kendinden kıdemli herkesin önüne geçip AK Parti kontrolündeki İBB’den lüks makam aracını 540 gün kullanıp yanındaki arkadaşı en mütevazi araca binerken HGS’sini, benzinini, şoförünü, bakımını AK Parti döneminde İBB’ye yaptıran adamdır. Hiçbir başsavcının talep etmediği, oturmadığı boğazda manzaralı villayı kendisine hazırlıyorsunuz.

Utanmadan ‘Tayini başlamadan tadilat başlamıştı’ diyorsunuz. Milyonluk tadilatlar yaptırıyor. Eve havuz yaptırıyor, kaçak müştemilat yaptırıyor. Devletin lojmana, tadilatına ayıracağı paranın 200 katı para ödeniyor. Teker teker o paraların nereden hareketlendiği belli. Bir savcı gelecek, bir gün bunlara bakacak. Lüks yat şirketleri ile ahbaplık yapıp alıcı gözüyle 87 yıllık maaşıyla alamayacağı yatı gezip, ‘Bu yat nasıl olur, kaça olur?’ yapan adamın bu milletin kör kuruşunu koruyacağını kimse sanmasın. Buradan kendisine soruyorum: Tuzla’da bir yazlık villa var mı? Soruyorum: Aileden herhangi birinin kredi kartlarını Vanlı bir iş adamı ödüyor mu? Vanlı bir iş adamı sizi bu borçlardan azade ediyor mu? Soruyorum: Üsküdar’da büyük bir projeden bir daire alınıp da bir yakına yapıldı mı?

“KIRMIZI BÜLTENİ ÇIKARACAK, TEKER TEKER HESAP SORACAĞIZ”

“Bir yandan millete ahlak dersi vereceksiniz, bir yandan paçanızdan pislik akacak. Kolay. ‘Yol belli. İş o raddeye gelince öncekinin kaçtığı delikten kaçarım yurtdışına.’ Öncekinin kaçtığı delikten kaçarsın. Onları getirmezler. Çünkü geldiğinde onlar suçu birlikte işlediler. Elbette Zekeriya Öz gelmez. Gelirse, bir konuşursa bugün Türkiye’de birçok görevde olan adamın ne pislikleri olduğu ortaya çıkar, eski yaptıkları ortaya çıkar. Biz iktidardayken yurt dışına kaçmış olanların buraya gelmesinden niye çekinelim? Kırmızı bülteni de çıkartacağız, getirteceğiz de. Teker teker hesap soracağız. Göreceğiz bakalım; kimin kredi kartı borçlarını kim azat ediyormuş, Kim gidip gişeden ödüyormuş. O gişeden yatırılan nakit kredi kartı ödemelerini bulunmayacağını mı sanıyorsun? Bir tek kendini mi akıllı sanıyorsun? Bu kadar pisliğin içinde bir de güya temiz eller operasyonu gibi operasyon yapıyor havası yaratıyor. Haydi, açık açık şimdi buradan bütün AK Partililere sesleniyorum. Soruyorum, soruyorum, var mısınız?

Bak 2019’dan beri Siyasi Ahlak Kanunu Teklifi veriyoruz. Son imza yine benim. ‘Bir önceki dönem verdiğimiz kanunları yenilerim’ demişim. Böyle bir usul var. İşte verdiğimiz kanun: ‘Siyasi Ahlaksızlıkla Mücadele ve Siyasi Etik Kanunu.’ Sayfalarca… Bu kanunu biz istedik, siz istemiyorsunuz. Avrupa birliği dedi ki ‘Vize, serbest dolaşımı istiyorsan siyasi ahlak kanunu geçir.’ Dönemin Başbakanı dedi ki, hatta bize çağrıda bulundu. Biz dedik ki hemen, ben o sırada derhal açıklamada bulundum. ‘İki elimizi birden kaldırırız’ dedim, siyasi etik kanununa destek vermek için. O gün Davutoğlu ‘Siyasi etik kanunu’ dedi. Ben ‘İki elle destek’ dedim, bütün Cumhuriyet Halk Partililer bu konuyu konuştular. Saraya çağrıldı. O zaman tarafsız Cumhurbaşkanı Erdoğan ne dedi Davutoğlu’na? İşte Davutoğlu yaşıyor, Erdoğan da yaşıyor. İnkar eden yok. ‘İl ve ilçe başkanı bulamazsın bu kanunu çıkarırsan’ dedi.”

“VAR MISINIZ? KİM NE KADAR ZENGİNLEŞMİŞ GÖRELİM”

“AK Parti il ve ilçe başkanı bulamıyor siyasi ahlak kanunu çıkarırsa. Siyasi ahlak kanunu çıkmış olsaydı eğer siyasetin finansmanı, seçimlerin finansmanı, siyasi partilerin alabileceği yardım, milletvekillerinin, kendi belediye başkanlarının şeffaf mal durumları… Artı bunlar yetmezmiş gibi önce Mahmut Tanal üç yıl önce… Bu sene Grup Başkanvekilimiz olarak grubumuz adına tek imza ile Gökhan Günaydın verdiği teklifte Cumhurbaşkanı, bakan, meclis başkanları, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakan yardımcıları, eşleri, belediye başkanları beş ve 10 yıl geriye dönük olarak… Tabii o zaman MASAK’ın böyle bir kurum olduğunu yeni öğreniyoruz. ‘MASAK eliyle’ diyor ve ‘Tüm kamu kayıtları açıklanarak son beş ve 10 yılda edindiğimiz mallar açıklansın.’

Var mısınız? Var mısınız? Gözünüzün içine baka baka soruyorum: AK Partililer var mısınız? Gelin beş ve 10 yıl geriye dönük olarak kim ne kadar zenginleşmiş hepsini görelim. Var mısınız belediye başkanlarınız için, birinci derece yakınları için. Ya utanmazlığın da bir haddi var. Kendi elindeki pisliği biz kir göstermiyoruz diye bembeyaz bir sayfa olan CHP belediyeciliğine karşıdan çamur atmaya çalışıyorsunuz. Bu kadarına gerçekten şapka çıkarılır. Hem bu kadar kirli bir işin içinde olacaksınız. Kendiniz biliyorsunuz. Eğer AK Parti’de bu belediyecilik meselesinde kir paçadan, çamur paçadan, pislik paçadan akmıyorsa namerdim, şerefsizim. Haydi çıksın biriniz ‘AK Parti’de bunlar varsa namerdim, şerefsizim’ deyin. Biriniz çıkın konuşun. Biriniz konuşun. Suçsuz günahsız insanları kötülemek kolay.”

Blogger tarafından desteklenmektedir.