Amedspor karşısında verilen asker selamı (VİDEO)

Ayrıca asker selamıyla ortaya koydukları militarizm güzellemesi, düşünmeyen, sorgulamayan ve hiyerarşik bir sistemin parçası olmaya gönüllü itaatkar kafa yapısına sahip olduklarını gösteriyor ki, böyle sığ bir zihne sahip kişilerin hangi mesleği yaparlarsa yapsınlar başarılı olma şansı yoktur. Karşılaşmayı Amedspor’un 8-1 kazanması da durumu net biçimde anlatıyor zaten…


Futbolun gündemi Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın yaptığı ya da yapmaya çalıştığı transferlere o denli kilitlendi ki, bunun dışındaki konulara dikkat ve ilgi neredeyse sıfırlandı. 

Mesela geçtiğimiz hafta sonunda Adana’da Adana Demirspor ile Amedspor arasında oynanan 1. Lig karşılaşmasında ev sahibi takım oyuncularının attıkları golden sonra asker selamı vererek ırkçı provokasyona girişmesini sorun olarak gören ve bu konuya değinen kimseleri duymadık.

Transfer gürültüsü arasında kaynadı gitti bu militarizm soslu nefret ve ayrımcılık gösterisi…

Zaten çoğunluk, “Ne var ki bunda, asker selamı vermek de bir sevinme biçimi” düşüncesiyle spor alanlarında sıkça rastladığımız bu eylemi masumiyet kılıfına sokup normalleştirmeye çalışıyor.

Ama işte iş öyle değil. Rakip Amedspor olunca, atılan golden sonra verilen asker selamı hiç kuşkusuz düşmanca ve ırkçı bakışın dışa vurumu olarak yansıyor sahaya.

Kültür seviyemiz, sporu insanların bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişimine katkı yapan bir oyun/etkinlik olarak görmemizi sağlayacak seviyede değil ne yazık ki. Dayatılan fanatizm, rekabet, kazanmak ve hedeflenen itibar elde etmek, görünürlük kazanmak, kompleksleri gidermek gibi olguların etkisiyle spor daha çok bir gerilim yaratma ve hesaplaşma alanı olarak görülüyor.


Bunun sonucunda da fanatizmden cinsiyetçiliğe, ırkçılıktan militarizme kadar nefret ve düşmanlık içeren her türlü arızalı duygu ve düşünce gerek tribünde gerekse de sahada pervasızca sergilenebiliyor.

Geçmiş sezonlarda yaşanan onca acı deneyime karşın Amedspor’u düşman olarak görmeyi sürdüren ve Amedspor ile oynadıkları maçları savaşla özdeşleştiren takımların olması ırkçılığın futbolda ne kadar sağlam yer tuttuğunun kanıtı...

Üstelik de bu ırkçı provokasyon ve militarizm güzellemesi, siyasi iktidarın Kürtlerle yaşanan soruna savaş dışı çözümler aramaya yöneldiği, her fırsatta toplumsal uzlaşmanın önemine vurgu yaptığı ve bölgede göreceli de olsa çatışmasızlığın ve yumuşamanın hüküm sürdüğü dönemde yaşandı. Görüldüğü gibi, zamanında ekilen nefret, ayrımcılık ve düşmanlık tohumlarının sonuçlarını ortadan kaldırmak hiç kolay değil.

Bu eylemin, Adana Demirspor gibi, ülkedeki çoğu kulüpten çok daha fazla duyarlı ve farkındalık seviyesi yüksek taraftara sahip olduğu bilinen bir kulübün oyuncuları tarafından gerçekleştirilmesi ise ayrı bir hayal kırıklığı.

Adana Demirsporlu oyunculara her şeyden önce futbolun savaş, rakiplerin düşman olmadığını, futbol aracılığıyla nefreti, ayrımcılığı körükleyip ırkçılık yapmanın insanlık suçu olduğunu öğretmek lazım…

Ayrıca asker selamıyla ortaya koydukları militarizm güzellemesi, düşünmeyen, sorgulamayan ve hiyerarşik bir sistemin parçası olmaya gönüllü itaatkar kafa yapısına sahip olduklarını gösteriyor ki, böyle sığ bir zihne sahip kişilerin hangi mesleği yaparlarsa yapsınlar başarılı olma şansı yoktur. Karşılaşmayı Amedspor’un 8-1 kazanması da durumu net biçimde anlatıyor zaten…

Asker selamı vermekten önce icra ettikleri mesleğin gereklerini yerine getirmeyi öğrenmeleri kendileri için çok daha hayırlı olur…

Federasyon ve kulüpler cinsiyetçilik konusunda olduğu gibi ırkçılık konusunda da sessizler, tepkisizler. Belli ki yeşil sahadaki asker selamını bir sorun olarak görmüyorlar.

Futbolu nefretin, ayrımcılığın, düşmanlığın, ırkçılığın, savaş ve ölüm güzellemesinin aracı kılmaya çalışanlara karşı elbette biz de bu oyunun insana yapabileceği katkılardan, insanlığı iyiye ve ileriye taşıma potansiyelinden söz etmeyi sürdüreceğiz… (Mehmet Özyazanlar - EVRENSEL)

Blogger tarafından desteklenmektedir.