Gazeteci Bahadır Özgür'den Can Holding operasyonu yorumu: Saray merkezli bir regülasyon
Gazeteci Bahadır Özgür, Can Holdinge yönelik operasyonun arka planını anlamak için son dönemde yaşanan üç kritik olaya dikkat çekti.
Gazeteci Bahadır Özgür, Can Holdinge yönelik operasyonun ardındaki dinamiklere ilişkin değerlendirmede bulundu. Özgür’e göre, operasyon ani değil; Saray mühürlü ve çok yönlü bir sürecin parçası olarak gerçekleşti.
Bahadır Özgür, operasyonun arka planını anlamak için Can Holdingin son dönemde yaşadığı üç kritik olaya dikkat çekti:
Can Holding, Kalamış Yat Limanı ihalesine girdi ancak alamadı. Bu ihale bir Koç Holding meselesiydi ve sonradan çözüldü.
Holdingin, Tekfen’i borsada ele geçirme operasyonu Rekabet Kuruluna takıldı. Kurul, holdinge 10 milyon TL para cezası kesmiş ve operasyona onay vermemişti.
F1 pisti ihalesini alan Holding, sahte teminat skandalı nedeniyle ihaleyi kaybetti. Özgür, buradaki asıl sorumlunun Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy olduğunu iddia etti.
Saray ile bağlantılı ortaklıklar ve değişen dengeler
Özgür’ün analizinde dikkat çeken bir diğer nokta, holdingin F1 projesindeki ortağı Lale Cander ile ilgili iddialar oldu. Cander’in, Emine Erdoğan’ın hemşehrisi ve arkadaşı olarak bilindiğini hatırlatan Özgür, sonradan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yönetimine giren Cander’in, İbrahim Hacıosmanoğlu tarafından hakkındaki ağır ithamlar nedeniyle yönetimden uzaklaştırıldığını aktardı. Kulislerde, Cander’in Emine Erdoğan’ı bir “Kartvizit gibi kullandığı” ve nihayetinde kendisiyle ilişkinin kesildiği iddia edildi.
Sermayenin kaynağı ve ‘Saray merkezli regülasyon’
Özgür, Can Holdingin eğitim ve medya gibi alanlara yeni girmiş olsa da asıl gücünü sigara/tütün pazarı ve akaryakıt sektöründen aldığını, milyar dolarlık kaçakçılık operasyonlarının konusu olduğunu vurguladı.
Tüm bu gelişmeleri bir arada değerlendiren Özgür, sonucu şu şekilde özetledi:
“Görünen o ki bir süredir ‘iç kavga’ biçiminde ortaya çıkan gelişmeler, Saray merkezli bir ‘regülasyona’ işaret ediyor. Bu ‘regülasyon’ güç matrisinde de bir yeniden dizilime tekabül edecek kuşkusuz.”
Savunma sanayisi, sağlık sektörü ve medyada devam eden operasyonların, ‘ana havuzlarda’ bir ‘temizlik’ sürecinin işareti olabileceğini belirten Özgür, kaba bir siyasi tahminini de şu sözlerle paylaşıyor:
“‘15 Temmuz rejimi’ restorasyona tabi tutulmak isteniyor. Fakat tepeden aşağıya simbiyotik çıkar ağlarıyla örgütlenmiş rejimin bu tehlikeli parendeyi zahmetsizce atması da kolay değil.”
Unutulmaması gereken temel prensip
Özgür, rejimin çıkar ilişkilerine bakarken unutulmaması gereken temel bir prensibi de şu sözlerle hatırlattı:
“Kara para eninde sonunda sermayeye dönüşür ama kara para sahibi nadiren sermayedar olur. Besin zincirinin tepesinde daima devlet gücünü elinde tutanlar ve patronlar kulübü vardır.”
