Muğla'da 7554 sayılı Torba Yasa'ya büyük tepki! (VİDEO)


Muğla'nın Menteşe ilçesinde “Toprağımızı vermiyoruz” şiarıyla miting düzenlendi. Yaşam savunucuları "Toprağımızı vermiyoruz" dedi.

Muğla’da, yaşam alanlarını tehdit eden ve zeytinlikleri madencilik faaliyetlerine açan 7554 sayılı Torba Yasa'ya tepki gösteriliyor.

Toprağımızı Vermiyoruz Platformunun çağrısıyla düzenlenen mitinge CHP, DEM Parti, Emek Partisi, SOL Parti başta olmak üzere siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, çevre örgütleri katıldı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de katıldığı mitingde, tutuklu İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu mitinge gönderdiği mektupta, “86 milyonun haklarını, bu ülkenin menfaatlerini korumakla yükümlü iktidar, bu kirli sürecin tam merkezindedir. Milletin haklarını hiçe sayan bu iktidar, Akbelen’de de anayasayı ve hukuku çiğneyerek, baskıyla, zulümle sonuç almaya çalışıyor” dedi.

İmamoğlu, “Zeytinliklerimizin, derelerimizin, yaylalarımızın yok olmasına sebep olanlar, bunun bedelini sandıkta ve yargı önünde ödeyecekler” ifadelerini kullandı.

Ahmet Aras: Muğlamızın her köşesi talan edilmek isteniyor

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Geçici heveslerle, bir anlık menfaatlerle, 3-5 yıllık rezerv uğruna Muğlamızın her köşesi talan edilmek isteniyor. Ormanlarımız, zeytinliklerimiz, koylarımız, kıyılarımız, kamu arazilerimiz, her yer bir avuç rantçının, bir avuç menfaatçinin gözlerini diktiği alanlar haline gelmiş” dedi. 

“Zeytine taşınabilir bir meta gözüyle bakamazsınız”

Aras, “Bugün Muğlamızda bu mücadeleyi veren; Akbelen'den, İkizköy'den, Turgut'a kadar; bugün Fethiye'den Seydikemer'e, Kavaklıdere'ye kadar milyonlarca insan var. Bizler bir avuç rantçıya karşı milyonlarız. Hep beraber direneceğiz. Siz zeytine taşınabilir bir meta gözüyle bakamazsınız. Zeytin, kamyon kasalarına kepçelerle sökülüp yüklenip götürülebilecek bir eşya değildir” ifadelerini kullandı.

Seyit Aslan: Yaşam alanlarımıza göz koydular

Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan yaptığı konuşmada “1150 odalı sarayda oturan zatın gözü doymuyor. Yaşam alanlarına göz koymuş durumda. Bir tek amacı var sermayeye hizmet etmek” diyen Aslan “Saray iktidarı yaşam alanlarını talan edenlere teşvikler veriyor” ifadesini kullandı.

Aslan, “Maden yasası iptal edilsin. Köylülerin, üreticilerin kendi topraklarında üretim yapabilmesinin önü açılsın. Zeytinlik alanların yağmalanmasına son verilsin” dedi.

Aslan “Hep birlikte bu saray düzenine son vereceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.

İlknur Başer: Tarihin çöplüğüne göndereceğiz

Sol Parti Parti Sözcüsü İlknur Başer, ABD ile imzalanan enerji anlaşmasına tepki göstererek, “Dünyada devletten en çok ihale alan 10 şirketten 5'i Türkiye’de. Bu 5 şirketin içinde maden yasasını uğurlarına çıkarttıkları LİMAK var. Topraklarımızı, doğamızı katlederek servet transferlerini bir avuç sermayeye ve sömürücüye akıtıyorlar. O yüzden mücadelemiz, birleşik mücadelesiyle tek adam rejimini tarihin çöplüğüne göndermek” dedi.

Mitingde konuşan KESK Eş Başkanı Ayfer Koçak, doğa talanının emekçiler için daha kötü yaşam ve çalışma koşulu anlamına geldiğini belirtti. Koçak , “Biz biliriz ki bir ülkede antidemokratik uygulamalar çoğalıyorsa, doğaya savaş açılıyorsa bilin ki o ülkede sömürü düzeni güçleniyor ve iktidarlar otoriterleşiyor. Buna izin vermeyeceğiz” dedi.

TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Arif Balkanay da konuşmasında doğanın sermaye için "rant" merkezi haline getirildiğini ifade etti. Balkanay, “Rant bağımlısı olmuş siyasi iktidar durmuyor. Doğal varlıklarımız, zenginliklerimiz hedef haline geldi. Onlar doğamıza verilecek zararı görmüyorlar. Onlar sadece madenleri, tesisleri ve elde edecekleri karı görüyorlar, nakde dönüştürmeye çalışıyorlar. O yüzden ülkemizin her yanı maden sahasına ve şantiye alanına dönüştü. Bugün yürütülen madencilik, sömürge madenciliğidir. Biz bu anlayışa isyan ediyoruz” ifadelerini kullandı.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof Dr. Alpay Azap da doğa sağlığının insan sağlığı anlamına geldiğinin altını çizerek, “Bu ülkenin yüzde 92'si kirli hava soluyor. Kirli hava her yıl 50 bin insanımızın erken ölmesine neden oluyor. ‘İnsanlar bu kadar açken doğayla uğraşıyorsunuz, biz bu madenleri çıkarmazsak insanlar nasıl geçinecek?​’ diyorlar. Biz de soruyoruz; bu madenleri çıkarırken insan hayatını tehdit etmek, doğayı katletmek mi gerekir. Sağlıklı bir toplum için sağlıklı bir çevre gerekir. Bizler her zaman halkımızın sağlığını savunduk ve savunmaya devam edeceğiz” dedi.

"Topraklarımızı, ağaçlarımızı, insanlarımızı katlettiler"

Mitinge katılan 77 yaşındaki bir vatandaş, “Ağaçlarımızı, zeytinlerimizi vermeyeceğiz. Torunlarımıza bırakacağız. Toraklarımızı vermeyeceğiz. Sonuna kadar koruyacağız. Ben 77 yaşındayım. Torunum için buradayım. Ağaçlarımızı asla vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Topraklarımızı vermiyoruz” diyen başka bir miting katılımcısı “Bu hükümetin istifa etmesini istiyorum. Çok acılar çektirdi. Onun için bu hükümetin gitmesini istiyoruz. Topraklarımızı, ağaçlarımızı, insanlarımızı hepsini katlediyorlar. Tutuklayıp cezaevlerine atıyorlar, işkence ediyorlar. Ben 72 yaşındayım. Toprağıma sahip çıkmak için Samsun’dan geldim” ifadelerini kullandı.

7574 Sayılı Kanun

7574 Sayılı Kanun, 24 Temmuz'da Resmi Gazete’de yayımlanarak yasalaştı. Kanunun 11. maddesine eklenen geçici bir maddeyle, Muğla'da İkizköy ve çevresindeki 50'den fazla mahalle kömür istimlak sahası olarak belirlendi.

Bu madde, ilgili sınırlar içinde maden faaliyetleri yürütülmesinin ve zeytin ağaçlarının bu alanlardan taşınmasının önünü açtı. Buna göre zeytinlerin taşınma ya da kesim işleminin nasıl uygulanacağına dair usul ve esaslar 4 Ağustos'ta yürürlüğe girdi.

Bölgedeki Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin sahibi YK Enerji, 15 Eylül'de basına gönderdiği bilgi notunda, öncelikle ruhsat sahasında bulunan 151 adet zeytin ağacının taşınacağını açıklamıştı.

Blogger tarafından desteklenmektedir.