Nepal’in Z kuşağı ayaklanması: Sosyal medya sansüründen demokrasi dalgasına... (VİDEO)
Gençlerin elinden sosyal medyayı almak en büyük hatadır. Yolsuzluk kültüründe komünistler de hırsızdır. Tüm hayvanlar aynı yöne doğru koşuyorsa orman yanıyordur. Siyasi ikbalin fıtratında helikopterin halatına tutunarak kaçmak vardır. Sosyal medya düdüklü tencerenin düdüğüdür. Onsuz tencerenin patlayacağını Nepalli gençler göstermiştir.
Nepal'de neler oluyor?
Nepal'de nelerin olup bittiğinin farkında mısınız? Sosyal medyaları ellerinden alınan gençler ve yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda kalan binlerce çaresiz Nepalli yolsuzluğa ve hükümetin yandaşlarını kayıran nepotizmine isyan etti. Hükümet sarayı, parlamento binası, hükümet üyelerinin rezidansları basıldı ve ateşe verildi. Bu arada 51 kişi hayatını kaybetti.
Bakanların kasalarındaki paralar havaya saçıldı, maliye bakanının dövülüp nehre atıldığı anları gösteren video ilişikte. Hükümet üyeleri ve yandaşları helikopterlerden sarkıtılan halatlara tutunarak Çin'e kaçtılar. Beni duygulandıran bir sahne kaçan bir bakanın ardında bıraktığı özürlü eşine isyancıların sahip çıkmaları oldu. Bir genç yerdeki paraları tekmeliyor, "Bu kan emici sülüklerden kurtulmak bana yeter. Artık ölsem de gam yemem" diyordu.
Nepal gibi bir zamanlar barışın ve kardeşliğin simgesi olan, hippilerin feyz almak için yollarını aşındırdığı bu uzak ve güzel ülkenin Çin taraftarı komünist bir hükümet tarafından yönetildiğini biliyor muydunuz? Eğer gençlerin ve halkın çoğu dış güçlerden yardım ya da cesaret almadan komünist bir rejime isyan ediyorsa orada yolsuzluk ve adam kayırmacılık en üst düzeye erişmiş demektir.
Benzetmek gibi olmasın, ama bir Afrika atasözü "Eğer tüm hayvanlar aynı yöne doğru koşuyorsa orman yanıyordur" der.
Tepkiler büyürken Başbakan Oli istifa etti. Ancak bu karar sokaklardaki öfkeyi dindirmedi. Hükümet sosyal medya yasağını geri çekti, ancak bu hamle protestoların hızını kesmedi.
Polis olayları kontrol altına almakta yetersiz kalınca askerler devreye girdi. Nepal ordusu başkent Katmandu’da süresiz sokağa çıkma yasağını uygulamak üzere sokaklara indi. Silahlı askerlerin Katmandu’nun kilit bölgelerinde nöbet tutmasıyla birlikte şehirde kısmi bir düzenin sağlandığı görüldü.
Ortalık biraz durulduktan sonra isyancılar aralarında sosyal medya aracılığıyla bir seçim yaptılar ve eski Yüksek Mahkeme başkanı Suşila Karki'yi başbakan adayı olarak gösterdiler. Cumhurbaşkanı Paudel de 73 yaşındaki ülkenin ilk kadın başbakanını göreve atadı.
Bu her tarafı yakıp yıkan korkunç ani isyanın ve umulan çözümün bir hafta içinde olup bitmesi bence çok ilginçtir. Bir diğer ilginç ve çok önemli bir yön de isyanın büyük ölçüde yerli ve milli oluşu ve dış güçlerin kanıtlanmış etkisinin ya da katkısının şimdilik görülmediğidir.
Bu geçici barışın kalıcı olup olmayacağı kafası çalışan herkesin ülkemizdeki gibi sözünü ettiği, ama bazı çıkarları engellediği için bir türlü hayata geçirilemeyen yapısal reformlara bağlıdır.
Sosyal medya yasağı fitili ateşledi
Gösteriler hükümetin yerel kayıt düzenlemelerine uymadıkları gerekçesiyle 26 popüler sosyal medya platformunu kapatma kararı almasıyla başladı. Özellikle Z kuşağı gençler arasında bu karar geniş çaplı bir öfkeye dönüştü.
Hükümetin dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle açıkladığı Facebook’tan YouTube’a kadar uzanan geniş yasak listesi dijital çağda büyüyen gençler için bir sansür hamlesinin ötesinde bizzat kimliklerine ve varoluşlarına yönelik bir tehdit olarak algılandı.
Nepal hükümetinin sosyal medyayı “Doğru şekilde yönetmek, sorumlu ve hesap verebilir kılmak” amacıyla hazırladığı tasarı muhalif sesleri bastırmaya ve ifade özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik bir sansür girişimi olarak eleştirildi.
Tasarı şirketlerin Nepal’de irtibat ofisleri açmasını veya temsilci atamasını şart koşuyordu. Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi popüler uygulamaları da kapsayan bu düzenlemeye uymayan platformlar kapatıldı. Çinli mega şirket TikTok ise kayıt yaptırdığı için hizmet vermeye devam etti.
Protestocular hükümeti yolsuzluk, otoriter kontrol ve yaygın işsizlikle suçladılar. Gençler siyasi liderlerin çocuklarının lüks yaşam tarzlarını sosyal medyada sergilerken kendilerinin iş bulmakta zorlanmasına tepki gösterdi.
Sosyal medyada son aylarda sıkça dolaşan Nepo kids diye bir kavram vardı. Politikacıların ayrıcalıklı çocukları, lüks hayatları, partilerdeki görüntüleri gençlerin gözünde birer öfke sembolüne dönüştü.
Dünya Bankası verilerine göre geçen yıl genç işsizlik oranı yüzde 20 düzeyindeydi. Her gün iki binden fazla gencin iş bulmak için Ortadoğu ve Güneydoğu Asya’ya göç ettiğini tahmin ediliyor.
Nepal'i tanıyalım
Nepal dünyanın en az gelişmiş ülkelerinden biridir. Nüfusun büyük bir çoğunluğu aşırı yoksulluk içinde yaşar. Özellikle genç nüfus arasında işsizlik çok yüksektir.
Kırsal alanlarda toprakların büyük bir kısmı birkaç toprak ağasının elinde toplanmıştır. Köylüler bu ağalara yüksek kiralar ödemek ve onlar için angarya usulü çalışmak zorundadır. Bu modern bir kölelik düzenidir.
Başkent Katmandu dışında kalan özellikle dağlık ve orta batı bölgeleri gibi uzak bölgeler ekonomik kalkınmadan ve devletin sağladığı yol, okul, hastane, temiz su gibi altyapı hizmetlerinden yoksundur.
Nepal'in toplumsal yapısına damgasını vuran Hindu kast hiyerarşisi en önemli eşitsizlik kaynağıdır.
Nepal 1990'a kadar partisiz, mutlak bir monarşi ile yönetildi. Bu sistem siyasi katılımı ve temsili büyük ölçüde kısıtlıyor, tüm gücü kral ve ona yakın seçkin bir azınlık elinde tutuyordu.
1990'da çeşitli siyasi partiler ve grupların oluşturduğu bir ittifak anayasal monarşiye geçilmesini sağladı. Çok partili demokrasi getirilen yeni anayasa büyük umutlar vaat etse de umutlar kısa sürede hayal kırıklığına dönüştü.
Dönem sık sık değişen, birbirleriyle kavga eden ve halkın sorunlarına çözüm üretmekte başarısız olan koalisyon hükümetleriyle bilindi. Siyaset aşırı derecede yozlaştı ve halk ile Katmandu'daki siyasi elit arasındaki uçurum giderek büyüdü.
1996-2006 Nepal İç Savaşı
Nepal'de bugünlerde olanları biraz daha iyi anlamak için 17 binden fazla kişinin öldüğü 1996-2006 arasındaki İç Savaşı ve onun nedenlerini incelemek gerekir. Bu savaşın nedenleri çok katmanlıdır ve tarihi, sosyal, ekonomik ve siyasi faktörlerin bir birikiminin sonucudur.
Nepal'in 1996-2006 yılları arasında yaşadığı ve on binlerce insanın hayatına mal olan silahlı ayaklanma ani bir patlama değildi ve on yıllar boyunca biriken derin yaraların kaçınılmaz sonucuydu. Maocu Nepal Komünist Partisi tarafından başlatılan bu ayaklanma ülkenin monarşik, feodal ve kast bazlı yapısına karşı bir başkaldırıydı.
Ayaklanmaya en fazla destek veren gruplar en fazla dışlananlar ve yüzyıllardır sosyal, ekonomik ve siyasi hayatta sistematik bir ayrımcılığa maruz kalan gruplardı. Maocular bu grupları "Yeni Nepal" vaadiyle ve kast sistemini ortadan kaldırma sözüyle kendi saflarına çekmeyi başardı.
Ayaklanmanın liderleri Mao'nun öğretilerinden ilham alarak "Kırdan şehirlere uzun süreli halk savaşı" stratejisini benimsediler. Mevcut sistemi silahlı devrimle yıkmayı ve yerine bir Halk Cumhuriyeti kurmayı hedeflediler.
Maocular 1996'da silahlı mücadeleyi başlattığı zaman hükümet önceleri onları ciddiye almadı, ardından aşırı ve orantısız güç kullanarak karşılık verdi. Polis ve ordu güçlerinin uyguladığı şiddet özellikle kırsal kesimde halkın Maoculara sempatisini ve desteğini artırdı.
Nepal'deki ayaklanma siyasi istikrarsızlığa, derin ekonomik eşitsizliğe, yapısal sosyal adaletsizliğe ve devletin halkın temel ihtiyaçlarını karşılamaktaki acizliğine karşı bir isyandı. Maocular bu kronik sorunları şiddetli bir şekilde ifade eden bir araç oldular.
Sonunda 2006'da Kral indirildi ve 2008'de cumhuriyet ilan edildi. Maocular silahlarını bırakarak siyasete girdiler. Bu süreç ayaklanmanın yoksulluk, etnik ve kast ayrımcılığı, bölgesel eşitsizlik gibi temel nedenlerini ortadan kaldırmamış olsa da Nepal'in siyasi haritasını kökten değiştiren bir dönüm noktası oldu.
Nepal'in ekonomi ve demokrasi karnesi
Gelir dağılımının oldukça adaletsiz olduğu Nepal'de geçtiğimiz yıl kişi başına düşen gelir yalnızca 1400 dolardı.
Geçen yıl Freedom House örgütü Nepal'i basın özgürlüğü açısından 185 ülke arasında 74'üncü olarak değerlendirdi. Aslında bu büyük bir sıçramaydı, çünkü ülke 2023'te 95'inci olmuştu.
Freedom House Nepal'e genel özgürlük notu olarak 100 üzerinden 62 verdi. Ülkeyi "Yarı Özgür" olarak nitelendirdi.
Gelir dağılımının çok sıkıntılı olduğu Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 2024'te 15 bin dolardı.
2025'te Freedom House'un Türkiye için değer biçtiği özgürlük notu yüz üzerinden 33'tür. Ülkemiz "Özgür Olmayan Ülkeler" kategorisindedir.
Gelir dağılımındaki eşitsizliği gösteren, 0'ın en adil dağılımı, 1'ın en adaletsiz dağılımı gösterdiği Gini katsayısı Nepal'de 0,30'dur. Türkiye'de ise 0,41 olarak ölçülmüştür.
Lafın kısası isyancı Nepal'de gelir dağılımı açısından eşitsizlik Türkiye'ye oranla daha düşüktür. Freedom House halk isyanının patladığı Nepal'deki özgürlükleri ülkemizin oldukça ilerisinde olarak değerlendirmiştir.
Günümüz Nepal'inde gençlerin gereksinmeleri
Nepal gibi gelişmekte olan ülkelerde eğitimli genç nüfusun iş bulma beklentileri çoğu zaman karşılanamamakta, gelir adaletsizliği, kırsal bölge-şehir farkları ve göç bu durumu pekiştirmektedir.
Siyasetçilerin, yüksek bürokratların ve arkası olan kişilerin devlet kaynakları üzerindeki kontrolü ve kamu projeleri üzerindeki ayrıcalıkları halk arasında yaygın bir hoşnutsuzluk kaynağıdır. Gençler lüks yaşam, nepotizm, şeffaf olmayan harcamalar gibi eşitsizlik sembollerini sosyal medya aracılığıyla daha görünür hale getirmektedir.
Mevcut siyasi sistemin kırılganlığı, hesap vermemesi, hükümet değişimleri, koalisyon krizleri, liderlerin yapısal reformlar yerine popülist kararlarla hareket etme eğilimleri gençler için güven eksikliği yaratmıştır. Ayrıca medya ve ifade özgürlüğüyle ilgili sınırlamalar, düzenleme ve sansür tartışmaları gençler arasında siyasete ve devlet kurumlarına yönelik güvensizliği artırmaktadır.
Dijital çağda bilgiye ve iletişime erişim özellikle Z kuşağı çok önemlidir. Devletin sosyal medya yasağı gibi tedbirlerle bilgi akışını kontrol etmeye yönelik çabaları bireysel özgürlük ihlali olarak algılanmakta ve tepkileri artırmaktadır.
Z kuşağı değerleri açısından önceki nesillere göre farklı beklentilere sahiptir. Yalnızca ekonomik refah değil, adalet, şeffaflık, çevresel farkındalık, eşit haklar, yönetime katılım gibi amaçları vardır. Siyasi vaatlerle günlük deneyim, yani teori ile pratik arasındaki kopukluk bu beklentiyi yerle bir etmektedir.
Hindistan ve Çin arasında sıkışmış ülke
Nepal iki dev güç arasında sıkışmış bir ülkedir. Hindistan için Nepal güvenlik ve enerji hatları açısından kritik öneme sahiptir. Çin için Kuşak-Yol Girişimi’nin Himalaya ayağıdır.
Gençliğin demokrasi ve ifade özgürlüğü talebi her iki ülkenin farklı şekilde yorumladığı bir gelişmedir. Modi yönetimi altında gittikçe otoriterleşen Hindistan demokratik imajına uygun olarak gençlerin hak taleplerini olumlu görebilir ama Nepal’in istikrarsızlığını istemez. Nepal'in istikrarı Hindistan'ın güvenliği için elzem görülür.
Çin sosyal medya özgürlüğü ve gençlerin sokak gücü gibi konuları sistem karşıtı tehditler olarak algılamaktadır. Bu yüzden Nepal hükümetine daha otoriter refleksler aşılamaya çalışabilir.
Nepal’in bu isyanı coğrafi olarak yalnızca Katmandu vadisine sıkışmış bir mesele değildir. Nepal gençliğinin mücadelesi Güney Asya’daki Sri Lanka ve Bangladeş’teki benzer gençlik ayaklanmalarına da ilham verebilir.
Türkiye için dersler
Nepal’in Z kuşağı ayaklanması bize uzak görünse de gençlik dinamiklerinin evrenselliğini hatırlatır. Adalet ve şeffaflık talebi, nepo kids eleştirisi, sosyal medyanın ifade özgürlüğü açısından oynadığı rol yalnızca Nepal’e özgü değildir. Türkiye’de de benzer sınıflar ve nesiller arası uçurumlar, ifade özgürlüğü tartışmaları ve adalet arayışları yaşanmaktadır.
Sosyal medya düdüklü tencerenin düdüğüdür
Nepal’in gençleri yalnızca internetleri için değil, gelecekleri için de sokağa çıkmışlardır. Onların mücadelesi Asya’da yeni bir demokrasi hikâyesi yazabilir. Bu hikâyenin sonunu belirleyecek olan ise yeni hükümetin vereceği yanıtın niteliğine bağlıdır. Bu da başlıca ya otoriterleşme ya da demokratik reformdur.
Maalesef tarihi, ekonomik, sosyal ve kültürel gerçekler bu coğrafyada demokrasiye fazla şans tanımamaktadır.
Bu coğrafyada siyasi ikbalin sonunda helikopterin halatına ya da uçağın tekerine sarılarak kaçmak siyasetin fıtratında vardır.
Durumdan alınacak önemli bir ders günümüzün baskı rejimlerinde sosyal medyanın sanki bir düdüklü tencerenin düdüğü işlevini gördüğüdür. Onu kapatırsak tencerenin patlayacağını Nepalli gençler tüm dünyaya göstermiştir.
Banksy'nin "Eylemci döven hakim" eserine sansür
Ünlü sokak ressamı Banksy'nin geçenlerde Londra'daki Yüksek Mahkeme binasının dış duvarına çizdiği resmi gördünüz mü? Resimde bir hakim elindeki tokmağıyla yerde elinde boş bir pankart tutan göstericiyi dövüyordu. Pankartın üzerine kan sıçramıştı.
Görevlilerin hemen önünü kapayıp duvardan kazıdığı sokak sanat eseri bir cep telefonu sayesinde sonsuzluğa kavuştu. (MEHMET ALİ ÇİÇEKDAĞ - T24)
Nepal in 18 seconds! pic.twitter.com/uotKC8Suds
— The Kenyan Vigilante (@KenyanSays) September 10, 2025
— Solcu Gazete (@stock9008) September 10, 2025
🇳🇵Nepal’de polisler göstericilere teslim oldu. pic.twitter.com/PanAezazKB
— Turhan Bozkurt (@TurhanBzkrt) September 10, 2025
The Hilton Hotel in Nepal was burnt down! pic.twitter.com/HO9CGrMYGW
— The Kenyan Vigilante (@KenyanSays) September 10, 2025
Money poured onto the streets in Nepal as the youths took back their country! pic.twitter.com/NWzU55wg6H
— The Kenyan Vigilante (@KenyanSays) September 10, 2025
Felicidades pueblo de Nepal 🇳🇵 se liberaron de su tiranía comunista, poniendo a los políticos zurdos corruptos en su lugar y con un palo sobre sus espaldas. Gracias por mostrarle al mundo cómo terminan los tiranos comunistas. pic.twitter.com/OzVRi7A5VB
— Eduardo Menoni (@eduardomenoni) September 10, 2025
WORLD NEWS:
— African Hub (@AfricanHub_) September 10, 2025
Politicians in Nepal had to hang onto ropes from helicopters to escape from the wrath of the protesters pic.twitter.com/ZSBRADfuio





