Spor futbol, futbol da Arda Güler değildir!


Yeni dünya düzeninde ‘futbol’ kapitalist sistem için bin derde deva! Dilediğin kadar ‘kara para’ aklayabilirsin, legal ya da illegal ‘bahis’ oyunlarıyla akıllara durgunluk verecek düzeyde para kazanabilirsin, televizyon yayın haklarıyla milyarlarına milyarlar katabilirsin. Şayet menajer ya da yöneticiysen de çok kısa sürede yabana atılmayacak bir servet edinebilirsin. Emek harcamadan kolay para kazanma tutkusu giderek coşan Türk insanının bu sistemin dışında kalması söz konusu olabilir mi? Tabii ki hayır…

Geride kalan günlerde Japonya’da Dünya Atletizm Şampiyonası’nın 20’ncisi yapıldı. Asırlar önce Antik Yunan’da başlayan ve ‘sporun atası’ dedikleri atletizm hani. Oldukça ilginç gelişmeler yaşandı Tokyo’da. Türk medyası bunlardan hangi birine yer verdi, Armand Duplantis’in sırıkla atlamada kırdığı 14’üncü dünya rekoru dışında? Ruanda’daki Dünya Yol Bisikleti Şampiyonası'nda Belçikalı Remco Evenepoel art arda üçüncü kez zamana karşı yarışta dünya şampiyonu oldu, bunun haberini yapan oldu mu? Örnekler çoğalır hem de çok fazla ancak gereksiz. Spor medyası, artık sporu sadece futbol olarak kabul ediyor ve okurla izleyiciye de bunu aşılıyor. Neden?

Futbol basit bir oyun ve futbol hakkında 7’den 70’e herkes sınırlı da olsa bilgi sahibi. Spor yazarı olmak için çabalamak öğrenmek gerekli ama futbol yazarıysanız böyle bir zorunluluk söz konusu değil. Çık ekrana at – tut, arada da ‘argo’ deyimler kullan! Olmadı aç bir YouTube kanalı, çıkar ekrana konuşma meraklısı birilerini sallasınlar sallayabildikleri kadar. Hatta çok ileri gidip, Ballon d'Or’ü kazanan Ousmane Dembele için “Dembele bana göre iyi futbolcu değil” ifadesini dahi kullansınlar. Bre ‘angut’ kardeşim sen kimsin? Futbol bilgin, birikimin nereden geliyor? Spor yorumcusunun görevi; uzmanı olduğu dalda olup-biteni-son gelişmeleri aktarıp okuyucuyu, izleyiciyi bilgilendirmektir. Bizdeyse durum farklı. “En iyisini ben bilirim” diyerek kendisini ön plana çıkaranlar mevcut sadece. Hepsi de teknik direktör hatta kulüp başkanı!

Türkiye’de sporla ilgisi olmayan ne kadar ‘şöhret budalası’ varsa futbol hakkında hiç durmadan atıp tutmakta uzun süredir ekranlarda. Tek amaçları var; o da ‘şöhret’ olup gündemde kalabilmek.

Spor salt futbol değildir, spor sayfalarını yöneten arkadaşlar. ‘Endüstriyel futbol’ dediğimiz şey de gelişmiş ‘pazarlama’ tekniğinden ibarettir. Lütfen yurttaşa ve özellikle de gençlere sporun diğer branşlarını izlettirin ve de öğretin. Eminim çoğu okuyucu-izleyici ‘şu futbolcunun kılı döndü’ haberi yerine farklı şeyler beklemekte sizlerden.

Arda Güler’e gelince

Çocuğun hiçbir suçu yok. Arda Güler’i yolun başında ‘kahraman’ ilan eden Türk spor basını genç adama ettiğinin bilincinde değil ne yazık ki. Çocuk kendini gerçekten ‘kahraman’ sanmaya başladı. Ballon d'Or’ün genç oyuncular listesinde adı yok ama Türk spor medyasına göre o bir ‘ilah.’ Tamam, Arda başarılı ve geleceği olan oyuncu ama bu kadarı yeter. Türk futbolunu Arda Güler’e endekslediniz ve büyük kötülük yaptınız. BBC, L’Equipe, Eurosport, Marca; Sizin yere göğü sığdıramadığınız Arda’nın başarısından neden söz etmiyor? 

Atletico Madrid, dünyanın en değerli kulübü (ama bizde esas olarak Arda’nın takımı diye anılır) Real Madrid’i kelimenin tam anlamıyla ‘topa tutup’ 5 - 2 yeniyor ülkemin medyası ise ilk kez gol pası verip bir de gol atan Arda’dan ‘Arda Güler'den inanılmaz performans’ başlığını kullanıyor. (Bu arada Atletico Madrid, 1950’nin ardından Real Madrid’e ilk kez 5 gol atıyor) Arda’nın aynı maçta beceriksizce bir penaltıya neden olduğunu ve bir süre sonra da hocası tarafından oyundan alındığına pek fazla değinmiyor milli ve yerli spor medyamız. Buna benzer daha niceleri; yaz yaz bitmez. Vinicius Junior sahada görevini yaptığında Brezilya basını; ‘Real Madrid yenildi ama Vinicius harikalar yarattı’, Fransız basını; ‘Real Madrid boş sen durma Mbappe haydi koş’, İngiliz basını; ‘Domatesin çekirdeği kırmızı Jude Bellingham sahanın yıldızı’, Uruguay medyası; ‘Madrid duy sesimizi bu gelen Federico Valvarde’nin ayak sesleri’ ya da Angola basını;‘İçimdeki Real aşkı bambaşka Eduardo Camavinga sen çok yaşa’ başlıklarını kullansa nerenizle gülerdiniz?

Vücut ve ruh sağlığı için yurttaşların alanlara, parklara, deniz kenarındaki kordonlara çıkıp spor yapmalarını teşvik etmek yerine, televizyonun karşısına geçip abur cubur atıştırırken futbol maçı izlemesini özendirirseniz, hele amigo - yöneticiler ve medya aracılığı ile kutuplaşmayı kışkırtırsanız, “Yahu bizim milli takım neden yenildi?” diye kara kara düşünürsünüz.

Uluslararası alanda herhangi bir başarı olmadığı için, Arda gibi bir delikanlıyı, olmadığı yere yükseltip, onun üzerinden Türklük, Müslümanlık, milliyetçilik taslamaya kalkarsanız hem bu projeniz başarıya ulaşmaz hem de Arda gaza gelir ve herkesi daha çok hayal kırıklığına uğratır… (ASENA ÖZKAN - T24)  

Blogger tarafından desteklenmektedir.