“Tek bir emirle bu iğrençliği engellemek mümkünken neden engellenmiyor?”. Hangi siyasiler, hangi bürokratlar ne kadar rüşvet alıyor"
Bahis rezaletinin ardından: Türkiye’de futbol ölmedi, futbol bu!
“Yasadışı bahis, şike ve hileli kumar işleri yaptığı öne sürülen 34 kişi gözaltına alındı.”
Yukarıdaki gözaltı listesine bir teknik direktör, bir de futbolcu ekleyelim.
Bayağı büyük olay, Türkiye’de spor medyası sınırının da ötesine geçen büyük bir deprem etkisi yaratacağı kesin.
Ancak yukarıdaki alıntı Türkiye’den değil, dünyanın en popüler basketbol ligi NBA’den, üstelik birkaç gün öncesinden.
Yasadışı bahis, şike ve hileli kumardan dolayı NBA’den Portland Trailblazers takımının koçu olan Chauncey Billups ve halen ligde Miami Heat takımında oynayan Terry Rozier’in de bulunduğu 34 kişi daha birkaç gün önce gözaltına alındı.
Türkiye’de ise ortaya çıkan onca habere ve bilgiye rağmen henüz atılmış tek bir adım yok.
Aylardır hakemlerin işin içinde olduğu bahis skandalının neredeyse tüm detayları medyaya yansıdı.
Ancak eksik parça operasyondu.
Belli ki bugün TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun açıklaması da bunun işareti.
AKP’nin futbolun başına atadığı bu yeni memur, gelecek dalganın etkisinden kendini korumak adına belli ki operasyon düğmesine basılmasına kısa süre kala bombayı patlattı.
Buna göre, profesyonel liglerde görev yapan 571 hakemden 371'inin bahis hesabı var ve bunların 152'si aktif şekilde bahis oynuyor.
Açıkça kurallara aykırı olmasına rağmen hakemlerin yarısından fazlasının bahis hesabı olduğunu, önemli bir bölümünün aktif şekilde bahis oynadığını biliyoruz artık, resmen…
Üstelik bir hakemin tam bahis bağımlısı olduğunu, tam 18 bin 227 kez bahis oynadığını da bu vesileyle öğrenmiş olduk.
Peki, bu ne anlama geliyor? Bazı popüler spor yorumcularının sıcağı sıcağına yaptığı açıklamalara yansıdığı üzere Türkiye’de futbol öldü mü?
Gelin bu soruların yanıtını arayalım…
Futbolun düzeni bu
NBA’deki bir bahis operasyondan alıntıyla başlamamız öylesine değildi elbette.
İçinde yaşadığımız düzen sporun her alanını üstelik her ülkede korkunç şekilde çürütmüş durumda.
Paranın her şeyin merkezine yerleştiği dipsiz bir karanlıkla karşı karşıyayız, tam da bu düzene yakışan şekilde.
Dünya bahis ekonomisinin büyüklüğü tam 702,5 milyar dolara ulaşmış durumda.
Üstelik bu veri eski, 2023 yılından.
Bu miktarın o günden bugüne arttığını biliyoruz.
Sadece Türkiye’ye bakıp büyümenin sağlamasını yapalım. Hazine ve Maliye Bakanlığı referanslı bir habere göre, Türkiye’de yasadışı bahis pazarının değeri yaklaşık 50 milyar doları buldu.
Yukarıda dünya verilerine yer vermiştik, o miktarın yüzde 72’sinin illegal bahis kanalıyla olduğunu ekleyelim.
Öte yandan bakmayın "illegal" denildiğinde. En az legal bahiste olduğu kadar devletler ve siyasi iktidarlar her şeye hakim, her şeyin parçası.
Hem yasal hem yasadışı bahis, giderek büyüyen bir pasta haline gelirken, düzenin tüm aktörleri bundan pay almak için sıraya girmiş durumda.
Bu payı alanların en başında hiç kuşkusuz iktidarlar geliyor. Göz yumdukları illegal bahis ağları, izin verdikleri legal bahis patronları onlar için cebe indirilen milyonlarca dolar anlamına geliyor.
Peki, Türkiye’de durum ne?
Önce birkaç veriyle başlayalım…
Türkiye’de tam 6,8 milyon kişi hayatlarında en az bir kez kumar oynamış durumda.
Eylül ayında Yeşilay tarafından yapılan ve tam 33 bin kişinin katıldığı araştırmaya göre, Türkiye’de en çok tercih edilen kumar başlıklarından birisi spor bahisleri.
Yasadışı bahis oynama yaşı da giderek düşüyor. Rapora göre bu 15 yaşa kadar inmiş durumda!
Yeşilay’ın bu raporu dışında İBB İstanbul Planlama Ajansı tarafından hazırlanan "Bağımlılığın Yeni Yüzü: İstanbul’da Ekran ve Sanal Kumar Bağımlılığı” raporunda da oldukça çarpıcı veriler yer alıyor.
Şubat 2025 verilerine göre Türkiye’de sanal kumar oynayanların oranı yüzde 10,4 ile dünya ortalamasının üzerinde.
Rapora göre İstanbul’da kumar bağımlılığı nedeniyle Sosyal Uyum Destek Merkezleri’nden (SUDEM) hizmet alanların oranı 2024’te yüzde 14,6 iken, 2025’in ilk yedi ayında iki kat artarak yüzde 30,4’e yükseldi. Merkezden hizmet alanların yüzde 94,9’unu erkekler oluştururken başvuruların yarısı (%50,5) 25–34 yaş grubunda kaydedildi.
Rapora göre, 2024’te yasadışı bahis ve kumar faaliyetleri, Türkiye’de en yaygın ikinci finansal suç oldu.
Yaşadıklarımız tesadüf mü?
Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Spor Toto teşkilatı, Türkiye’de “legal bahisin” patronu.
29 Nisan 1959 yılında, dönemin Futbol Federasyonu Başkanı Ulvi Yenal'ın girişimiyle “Futbolda Bahsi Müşterek Kanunu” çıkarılıyor ve Türkiye’de futbol legal bahisle tanışıyor.
Bu teşkilatın seviye atlaması, daha doğrusu bahisin seviye atlaması ise AKP iktidarı dönemine denk geliyor.
Yine bir nisan ayında, bu kez 17 Nisan 2004’te önce “İddaa” adımı geliyor, bu adım sonrasında online şekilde daha da büyüyordu.
Şimdilerde Bakanlığa bağlı teşkilatın oluruyla birçok şirket de “legal bahis” işine girmiş durumda.
Pasta arttıkça, aktörler de artıyor.
Bugünlerde ne yaşıyorsak, yıllardır adım adım siyasi iktidarlar ve bu düzen eliyle örüldüğünü anlatmak içindi bu giriş.
Kısacası bugün yaşadıklarımızın hiçbiri tesadüf değil.
Buzdağının görünen yüzü: Düşük parıltılı hakemler
Ayrıca Türkiye’de şu an tartıştığımız şey illegal değil, legal bahis skandalı.
Bunun illegal kısmına gelmeden, şu ana kadar ortaya çıkan tabloyu yeniden değerlendirelim.
Türkiye’deki aktif hakemlerin yarısından fazlası legal bahis sitelerine kendi kimlik bilgileriyle girip kaydolmuş durumda. Yine bunun önemli bir bölümü, yasak olduğunu bilmelerine rağmen bu bahis siteleri üzerinden bahis oynamış durumda.
Üstelik yine bugün öğreniyoruz ki bu işler en azından 5 yıldır kesintisiz devam ediyor.
O kadar rahat ki herkes, o kadar çürümüş durumdaki her şey, hakemler bahis oynadıklarını ne gizliyor ne de saklıyor, bunu açık açık kendi kimlik bilgileriyle yapıyor.
Türkiye’deki legal bahis sitelerine giriş yapıldığında, “hakemlik” mesleğini seçebiliyorsunuz, iş o noktaya gelmiş durumda.
Tablo bu. Yani hakemlerin tabiri caizse en düşük çaplılarının ve en rahat hareket edenlerinin rezaletini öğrenmiş durumdayız sadece.
Şu anda operasyona konu olacak hakemler, gerçekten buzdağının sadece görünen kısmı.
Açık bahis sitelerinden kupon yapan “saf” hakemlerin olduğu bu düzende, işini derinden ve kitabına uygun olarak “gizli saklı” yürüten hakemlerin olduğunu tahmin etmek için sanıyoruz dedektif olmaya gerek yok.
Tam burada yine ABD’ye, NBA’deki operasyona dönelim.
Oradaki illegal bahis operasyonunda, ABD’de faaliyet gösteren bir İtalyan mafyasının her şeyin merkezinde olduğunu görmüştük.
Türkiye’de giderek ağırlık kazanan mafyaların, çetelerin yasadışı bahisle ve siyasilerle bağlarına dair her gün yeni şeyler öğreniyoruz.
Bu mafyaların Türkiye’de hakemlerle bağı olmadığını düşünmek için fazlasıyla saf olmak gerekiyor.
Bunun yanı sıra Türkiye’de legal bahis sitelerine kendi kimlik numaralarıyla girip bahis oynayan hakemlerin operasyona konu olmasının Türkiye’de futbol ortamını temizleyeceğini, arındıracağını düşünmek için de yine fazlasıyla saf olmak gerekiyor.
İllegal bahis konusunda neler biliyoruz?
Türkiye’nin yasadışı bahis konusundaki “cennetlerden” biri olduğu kesin.
50 milyar dolarlık "pazar" bu, şaka değil.
Geçtiğimiz yıl Ekim ayında, Ekonomim gazetesinde yayımlanan bir habere gidelim önce:
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 50 milyar dolarlık bir büyüklüğü olduğu tahmin edilen yasa dışı bahis pazarına savaş açtı. Bakan Mehmet Şimşek, “MASAK, yakın zamanda, başta ödeme kuruluşları ve kripto varlık hizmet sağlayıcılar olmak üzere finansal kuruluşlara ilişkin yükümlülük düzenlemelerini sıklaştıracak ve denetimleri artıracak dedi.
Ortada açılan bir savaş olmadığını yazı boyunca aktarmaya çalıştık. Yaşadıklarımız pasta ve pay kavgasından ibaret.
Sözü edilen para 50 milyar dolar olunca, bu kavga da hayli normal.
Bazı haber notlarıyla devam edelim, o kavga sayesinde ortalığa saçılan bazı notlarla:
Ülkücü mafya Sedat Peker birçok ismin yer aldığı bir 'yasadışı bahis' listesi paylaştı. Twitter paylaşımları kaldırdı. Peker tarafından Hikmet Karaman, Yılmaz Vural, Cemal Enginyurt, Serdar Ortaç ve Ece Erken gibi tanınmış isimlerin de yer aldığı listeye ilişkin yapılan açıklamada, "Doğru soru şu: “Tek bir emirle bu iğrençliği engellemek mümkünken... neden engellenmiyor?”. Hangi siyasiler, hangi bürokratlar ne kadar rüşvet alıyor" denildi. Söz konusu listede binlerce dolarlık yasadışı bahis oynayan isimlerin yer aldığı iddia edildi.
Flash TV, Pozitif Bank sahibi Erkan Kork "yasadışı bahis" nedeniyle gözaltına alındı. Flash TV, Pozitif Bank ve Payfix'in aralarında bulunduğu şirketlere el konuldu. El konulan mal varlığı yaklaşık 6 milyar 900 milyon lira.
Papara üzerinden yürüyen yasadışı bahis ağı, Kuzey Kıbrıs’tan Avrupa’ya uzanan para trafiğini ortaya çıkardı. Ağın merkezinde, Kıbrıs’ta öldürülen yasadışı bahis baronu Halil Falyalı ile bağlantılı isimler bulunuyor.
İnternet üzerinden kredi kartıyla oynanan yasadışı bahis paralarının “mail order” yöntemiyle Engin Polat’ın paravan şirketlerinin hesabında toplandığı, daha sonra bu paraların Bakırköy’de bir döviz şirketine teslim edildiği iddia ediliyor. Yasadışı bahis paraları belli bir limite ulaştıktan sonra da Veysel Şahin’in kardeşi Murat Şahin’e ait Florya’daki mekana götürüldüğü belirtiliyor.
Yasadışı bahis baronu Veysel Şahin hakkında 2 Mart günü tahliye kararı verildi. Tahliye kararı veren heyetle ilgili soruşturma başlatıldı. Başsavcılık kaynakları mahkeme başkanının karar için “boşluğuma denk geldi” yönünde beyanda bulunduğunu belirttiler.
Gazeteci Murat Ağırel Halk TV’de “Kayda Geçsin” programında anlattığı “50 bin TL’lik biletler” dosyasında ayrıntıları ve gelişmeleri anlattı. Ağırel, Tuzlaspor maçlarının bilet fiyatlarının yüksek olmasının, kara para aklama olayıyla ilişkili olabileceğini iddia etmişti. Ağırel, fahiş bilet fiyatları belirleyen Tuzlaspor'un sahiplerinin yurtdışı bahis gelirini bu şekilde legalleştirdiği iddiasını ortaya attı.
Süper Lig takımlarından Gaziantep FK'da Günay Güvenç, Bilal Başacıkoğlu ve Enver Cenk Şahin'in illegal bahis sitesinden Gaziantep FK - Kasımpaşa maçı için yasadışı bahis oynadığı iddia edildi. Hürriyet'te yer alan habere göre, Gaziantep FK, bu iddialar üzerine BB Erzurumspor maçı kamp kadrosuna Günay Güvenç, Bilal Başacıkoğlu ve Enver Cenk Şahin'i almadı. Gaziantep FK Başkanı Mehmet Büyükekşi de üç futbolcunun kadro dışı bırakıldığını doğrularken ''Bize de birtakım duyumlar geldi, kadro dışı bırakıp savunma istedik. Savunmaları gelince karar vereceğiz'' dedi.
Futbolcular, mafyalar, çeteler, televizyon kanalları, siyasetçiler, kara para aklama iddiaları, bahis...
Türkiye'de futbol öldü mü tartışmaları alevlenirken verilecek yanıt giderek sadeleşmiyor mu? Ortada ölen bir şey yok, Türkiye'deki futbol bu...
Futbolcular ve yöneticilere de operasyon geliyor: Biz bu filmi görmüştük
Türkiye’de şu an için sadece hakemleri konuşuyoruz.
İddialara göre çok kısa süre sonra iddia oynayan kaleciler, futbolcular ve kulüp yöneticilerini de göreceğiz.
Yani Türkiye’de futbol üzerinden “her şeyin üzerini örtebilecek” büyük bir operasyon gelecek, iddialara göre bunun eli kulağında.
Tanınmış birkaç yönetici, birkaç futbolcu ve birkaç hakem bahis operasyonuna konu olacak, bu operasyonu yapacak İstanbul Başsavcılığı da belediyelere ve gazetecilere yönelik operasyonlarının yanına “şanındandır” diyerek bir futbol eki yapacak.
Çok bilindik bir öykü değil mi?
Gerçekten bu düzenin yukarıdaki büyük pastadan vazgeçip bir futbol temizliğine girişmesi mümkün mü?
Bu düzen sürdüğü sürece, hayır. Bu düzenin kendisine yakışan futbol ortamı tam da bu yaşadıklarımız değil mi zaten.
Efsane futbolcu, komünist Metin Kurt’a bırakalım son sözü, her şeyi özetleyen ve çıkışı gösteren o sözlere: “Futbol borsada değil, arsada güzel.” (SOL.ORG)

