Operasyonlar sürerken ligler nasıl devam edecek?

Futbol bahis operasyonlarıyla sarsılmaya devam ediyor. 1024 futbolcu bahis oynadığı iddiasıyla Profesyonel Futbol Disiplin Kuruluna (PFDK) sevk edildi. Süper Lig’den 27, 1. Lig’den 77, 2. Lig’den 282, 3. Lig’den 629 futbolcu ile 9 profesyonel oyuncunun adı listede. Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) paylaştığı listeye göre Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor gibi büyük kulüpler de bahis skandalının parçası.


Futbolcuların bazı online bahis platformlarında hesap açtıkları, kimi maçlara düşük miktarlarda bahis yaptıkları öne sürülüyor. TFF Futbol Disiplin Talimatı’nın 57. maddesi “Bahis oynayan futbolcu 3 aydan 1 yıla kadar men edilir” diyor. Kamuoyunun aklındaki en önemli soru operasyonlar sürerken liglerin durumunun ne olacağı…

Evrensel’e konuşan İstanbul Barosu Spor ve Spor Hukuku Komisyonu Genel Sekreteri Av. Uluç Ali Demir, futbolun bir endüstri haline geldiğini hatırlatarak “Kulüpler büyük holdingler gibi davranıyor. Paranın belirleyici olduğu bir düzende ‘temiz futbol’ ideali zorlaşıyor” dedi.

‘Spor yargısının kendine özgü yapısı zedelenmemeli’

Demir, bahis ve şike tartışmalarının TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun basın toplantısıyla gündeme geldiğini hatırlatarak, “Bu açıklamanın ertesinde, İstanbul Barosu Spor ve Spor Hukuku Komisyonu olarak yaptığımız açıklamada özetle futbol camiasının birçok paydaşının bulunduğunu ve paydaşlardan yalnızca biri olan hakemler ekseninde kalması halinde soruşturmanın eksik kalacağını düşündüğümüzü belirtmiştik. Ayrıca 6222 Sayılı Kanun kapsamında şike suçunun da oluşmuş olabileceğini ifade etmiştik. Nitekim savcılık soruşturma kapsamında, içerisinde kulüp başkanının da bulunduğu bir kısım şüpheli hakkında tutuklama talep etti ve dün sulh ceza hakimliğince yapılan sorgunun ardından tutuklama kararları verildi” dedi.

Futbolun temiz kalması yönünde samimi bir mücadele söz konusu ise, kitlesel etkisi ne olursa olsun her türlü tedbirin alınması gerektiğini vurgulayan Demir, “Ancak spor yargısının kendine özgü yapısı zedelenmemeli, hızlı ve sporun ruhuna aykırı olmayacak şekilde adaletin sağlanması gereklidir” diye konuştu.

‘Belirleyici parayken temiz futbol zor’

Futbolun artık bir endüstri haline geldiğini vurgulayan Demir, “Kulüpler büyük holdingler gibi davranıyor. Paranın bu kadar belirleyici olduğu bir düzende ‘temiz futbol’ idealini korumak giderek zorlaşıyor. Türkiye’de futbolun adil yönetilmediği birçok mahkeme kararıyla sabit” dedi.

Demir, TFF’nin AİHM’nin Ali Rıza kararı başta olmak üzere birçok ihlal kararını hâlâ yerine getirmediğini belirterek, “Nitekim anılan kararlar doğrultusunda Türkiye Futbol Federasyonu genel kurulu demokratik bir dağılıma sahip değildir ve temsiliyet hususunda kulüplerin diğer paydaşlara oranla ezici bir üstünlüğü bulunmaktadır. Aynı şekilde hukuk kurullarının verdiği kararlar, tarafsız ve bağımsız olmadıkları tespiti doğrultusunda hukuka aykırıdır. Federasyonun öncelikle uluslararası standartlarda statü ve talimatlar ile idari yapı ve hukuk kurulları oluşturmasına ihtiyaç vardır. Bu eksikliklerin tamamlanması, bugün yürütülen soruşturmalar kadar önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.

“Yargısız infaz tehlikesi var”

TFF’nin disipline sevk edilen sporcuların isimlerini kamuoyuyla paylaşmasını da eleştiren Demir, “Bahis hesaplarının gerçekten o sporculara ait olup olmadığı henüz belli değil. Kimileri hesapların kendilerine ait olmadığını delilleriyle ortaya koyuyor. Bu nedenle yargısız infaz yapılmamalı, lekelenmeme hakkına saygı gösterilmeli” dedi.

Demir sözlerini şöyle sürdürdü: “Futbolcular, Türkiye Futbol Federasyonu’nun dün web sitesinden PFDK sevkleriyle ilgili yaptığı açıklama doğrultusunda Futbol Disiplin Talimatının 57.maddesi gereği disipline sevk edildi. Ancak ismi kamuya açıklanan sporcuların; söz konusu bahis hesaplarında bahis oynayıp oynamadıkları, kendi takımlarının maçlarına bahis yapıp yapmadıkları gibi birçok önemli detay henüz bilinmemekte. Şayet bahis oynadıkları tespit edilirse yukarıdaki madde gereği bahis oynadığı tespit edilen futbolculara “üç aydan bir yıla kadar müsabakalardan men veya hak mahrumiyeti cezası” verilebilir.”

Türkiye hukukunda “bahis oynamak” şeklinde bir suç tanımı bulunmadığını dile getiren Demir, “Bahis konusundaki düzenleme 7258 Sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da bulunmakla birlikte; burada suç olarak tanımlanan fiil “yasa dışı bahis oynamak” şeklindedir. Kanunun 5.maddesinde farklı bentlerde farklı ceza aralıkları ve idari yaptırımlar belirlenmekle birlikte 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir” dedi.

‘Bahisle ilgili kanunda bir düzenleme bulunmamasının eksiklik’

Demir, 2011’de sporda şiddet ve düzensizliği önlemeyi amaçlayan 6222 Sayılı Kanun kapsamında bahis oynamanın suç olarak düzenlenmediğini belirtti. Sorumluluğun yalnızca şike suçunda doğabileceğini vurgulayan Demir, “Şike suçu işlenirse 1 ila 3 yıl hapis cezası verilebilir. Kanunda cezanın artırılacağı özel durumlar da belirtilmiş. Ancak bahisle ilgili herhangi bir düzenleme bulunmaması ciddi bir eksiklik” dedi.

Demir, kanunun yıllardır sporda şiddeti yalnızca taraftarlara mal eden bir bakış açısıyla hazırlandığını ve adeta “taraftarla mücadele kanunu” gibi dizayn edildiğini de eleştirdi.

Ceza hukuku anlamında sorumluluk doğurabilecek eylem “yasa dışı bahis oynamak” şeklinde düzenlendiğini dile getiren Demir, “Hangi bahis şirketinin yahut hangi bahis şeklinin yasal olduğu devletin politikası doğrultusunda belirlenmektedir. Sporun paydaşlarının bahis oynama eylemleriyle daha kararlı bir mücadele edilmesi yönünde bir irade olması halinde bu yönde ek yasal düzenlemeler yapılması yerinde olacaktır. 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da yapılabilecek değişikliklerle daha caydırıcı önlemler alınmalıdır.” dedi.

‘Liglerin sürdürülmesi zor olabilir’

Yürütülen soruşturmanın genişlemesi halinde liglerin sağlıklı biçimde sürdürülmesinin güçleşebileceğini söyleyen Demir, “Şimdilik bu yönde bir irade görünmüyor. Ancak çok sayıda paydaşın soruşturmaya dahil edilmesi halinde liglerin sanki bu soruşturma yaşanmıyormuş gibi devam etmesi mümkün olmayabilir. Zira sağlıklı bir rekabeti ve spora elverişli bir ortamı bu soruşturmanın gölgesinde sağlama fikri pek makul görünmeyebilir. Halihazırda süper ligde yarışan bir spor kulübünün başkanının da şike suçlamasıyla tutuklandığını unutmamak gerekli” dedi

‘Zorbay Küçük örneği hassasiyetin önemini gösterdi’

Demir, lekelenmeme hakkının önemine dikkat çekerek, “Hakem Zorbay Küçük, bahis oynadığı iddiasıyla tedbirli olarak PFDK’ya sevk edildi ancak hesabın kendisine ait olmadığını belgeledi. Tedbiri kaldırıldı. Benzer durumlar sporcular için de yaşanabilir. Bu nedenle yargısız infazdan kaçınılmalı” dedi. (EYLEM NAZLIER - EVRENSEL)

Blogger tarafından desteklenmektedir.