Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “kürtaj cinayettir” açıklamasının yankıları sürerken, Erdoğan’dan dün bir açıklama daha geldi. Başbakan Erdoğan, ...
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “kürtaj cinayettir” açıklamasının yankıları sürerken, Erdoğan’dan dün bir açıklama daha geldi. Başbakan Erdoğan, çoğu çocuk 34 yurttaşın devlet eliyle bombalanarak katledildiği Roboski katliamıyla, kadınların en doğal insan hakkı olan kürtajı bir tuttu.
Başbakan Erdoğan, önceki gün yaptığı açıklamada “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Buna kimsenin müsaade etmeye hakkı olmamalı, ha anne karnında bir çocuğu öldürmüşsünüz, ha doğduktan sonra…Hiçbir farkı yok” ifadelerini kullanmıştı. Kamuoyunda bu sözlerin yankıları sürerken, Başbakan Erdoğan’dan dün bir açıklama daha geldi. AKP Genel Merkez Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi’nde konuşan Erdoğan, “Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere’dir. Anne karnında bir yavruyu öldürmenin doğumdan sonra öldürmeden ne farkı var, soruyorum sizlere” diye konuştu.
KULUÇKA MAKİNESİ DEĞİLİZ!
Başbakan’ın “kürtaj cinayettir” savına kadın örgütleri sert tepki gösterdi. Sosyalist Feminist Kolektif’ten Filiz Karakuş, “AKP kadın düşmanı politikalarını sürdürüyor. Kadınlar doğurma makinesi değildir, kaç çocuk yapacağına kendileri karar verir” şeklinde konuşurken, ÖDP’li Kadınlar ise şu açıklamayı yaptı: “Her gün 5 kadın babası, kocası, erkek kardeşi veya sevgilisi tarafından öldürülürken, ülkemizde zaten 5,5 milyon çocuk gelin varken, sadece evli kadınlar şiddete karşı koruma altına alınırken, sadece eşi ölmüş kadınlara sembolik maaşlar bağlanırken,100 bin kadına eğitim, bakım, istihdam ve güvence sağlamak yerine devlet tarafından vesika verilirken, soruyoruz: Kim namuslu? Kim ahlaklı? Kim katil?”
KİM NE DEDİ?
Kadın örgütü temsilcilerinin görüşleri şöyle:
Filiz Karakuş (Sosyalist Feminist Kolektif): Erdoğan daha önce de ‘Evde çamaşır-bulaşık makineniz var, üç değil beş çocuk yapın’ demişti. Kürtaj korunma yöntemi değildir ancak bir haktır. Kadınlar doğurma makinesi değildir, kaç çocuk yapacaklarına kendileri karar verirler. Kadınların bedenine sahip çıkma hakkı engellenemez.
Özlem Özkan (Mor Çatı): Kadınların kürtaj hakkı tartışma konusu dahi olamaz. Tartışmaya açılmasını kabul etmiyoruz. Kadınlar yıllardır verdikleri mücadeleyle bu hakkı kazandılar. Biz yaşananlardan biliyoruz, buraya gelen kadınlar anlatıyor, kocaları zorla ilişkiye giriyor, bazıları tecavüze uğruyor, bazıları çocuk sahibi olmak istemedikleri halde eşlerinin zoruyla hamile kalıyor. “Kürtaj cinayettir” söylemi erkekleri cesaretlendirecek bir söylemdir, hele Roboski’yle ilişkilendirmek nasıl bir düşünce biçimidir anlamak mümkün değil!
Çiğdem Çidamlı (Halkevci Kadınlar): AKP iktidara geldiği günden bu yana kadın düşmanlığını teşvik ediyor. Türkiye’yi ucuz işgücü ve emek cenneti yapmaya çalışıyor ve bu doğrultuda kadınları kuluçka makinesi haline getiriyor. Artık yüzünü saklamaya gerek de duymuyor, bu çok tehlikeli. Kürtaj vazgeçilmez temel bir haktır. Başbakan’ın söylemi, kadınları ikinci sınıf yurttaş olarak gördüğünün bir göstergesidir ve bunu her yaptığında kadın cinayetlerini, tacizlerini, tecavüzlerini meşrulaştırıyor. Kadının annelik dışındaki kimliklerini elinden alıyor.
Zozan Özgökçe (Van Kadın Derneği): Bunca yıllık kadın çalışmalarımda şunu gördüm, kadınlar doğum kontrol yöntemlerini bilmediklerinden dolayı istemedikleri halde doğum yapmak zorunda kalıyor. Hele tecavüz sonucu hamile kalan kadının çocuğu 9 ay taşıması ve sonrasında bakmak durumunda kalması, kadını yaşayan bir ölü yapıyor. Bu duruma ne diyecek peki Başbakan? Kürtaj hakkı kadınların en doğal hakkıdır. Bu hakkı kullanıp kullanmayacağına kadınlar karar verir.
ÖDP’Lİ KADINLAR:
Başbakan elini dilini bedenimizden çek!
ÖDP’li Kadınlar, yazılı bir açıklama yaparak, Başbakan’ın “Kürtaj cinayettir” şeklindeki sözlerine tepki gösterdi. Açıklamada özetle şöyle denildi:
“İktidara geldikleri günden bugüne Başbakan ve AKP’li bürokratlar tarafından kadınlar üzerine sarf edilen namus ve ahlak içerikli ifadelerden sonra, kadınlar bir de katillikle suçlanıyor. Biz kadınlar soruyoruz ki;
Samsun’da daha geçen yıl işsiz bir ailenin 2,5 aylık bebeği Kübra bebek açlıktan ölürken,
Antalya’da bir baba 12 yaşındaki kızını borcuna karşılık 5 bin TL ye 54 yaşındaki bir adama satarken,
Siirt’te 4 kız çocuğu, aralarında yerel politikacıların ve devlet görevlilerinin de olduğu 35 kişinin tecavüzüne uğrarken,
Erzurum’un Tortum ilçesinde yapılmak istenen HES’lere karşı mücadele ettiği için hakkında 8 ayrı dava açılan 18 yaşındaki Leyla Yalçınkaya yargılanırken,
Öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümünü protesto ettiği için Dilşat Aktaş“kız mıdır kadın mıdır”diye hitap edilip, polisler tarafından kalçası kırılırken,
13 yaşındaki bir kız çocuğu N.Ç. aralarında devlet görevlilerinin de bulunduğu 26 kişinin tecavüzüne uğrayıp mahkeme tarafından hakkında rıza ile yaptığı kararı verilirken,
Polise ve savcılığa başvuru yaptığı halde hiçbir tedbir alınmadığı için öldürülen Ayşe Paşalı gibi her gün 5 kadın babası, kocası,erkek kardeşi veya sevgilisi tarafından öldürülürken,
Kim namuslu? Kim ahlaklı? Kim katil?”
Başbakan Erdoğan, önceki gün yaptığı açıklamada “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum. Buna kimsenin müsaade etmeye hakkı olmamalı, ha anne karnında bir çocuğu öldürmüşsünüz, ha doğduktan sonra…Hiçbir farkı yok” ifadelerini kullanmıştı. Kamuoyunda bu sözlerin yankıları sürerken, Başbakan Erdoğan’dan dün bir açıklama daha geldi. AKP Genel Merkez Kadın Kolları 3. Olağan Kongresi’nde konuşan Erdoğan, “Yatıyorsunuz kalkıyorsunuz Uludere diyorsunuz. Her kürtaj bir Uludere’dir. Anne karnında bir yavruyu öldürmenin doğumdan sonra öldürmeden ne farkı var, soruyorum sizlere” diye konuştu.
KULUÇKA MAKİNESİ DEĞİLİZ!
Başbakan’ın “kürtaj cinayettir” savına kadın örgütleri sert tepki gösterdi. Sosyalist Feminist Kolektif’ten Filiz Karakuş, “AKP kadın düşmanı politikalarını sürdürüyor. Kadınlar doğurma makinesi değildir, kaç çocuk yapacağına kendileri karar verir” şeklinde konuşurken, ÖDP’li Kadınlar ise şu açıklamayı yaptı: “Her gün 5 kadın babası, kocası, erkek kardeşi veya sevgilisi tarafından öldürülürken, ülkemizde zaten 5,5 milyon çocuk gelin varken, sadece evli kadınlar şiddete karşı koruma altına alınırken, sadece eşi ölmüş kadınlara sembolik maaşlar bağlanırken,100 bin kadına eğitim, bakım, istihdam ve güvence sağlamak yerine devlet tarafından vesika verilirken, soruyoruz: Kim namuslu? Kim ahlaklı? Kim katil?”
KİM NE DEDİ?
Kadın örgütü temsilcilerinin görüşleri şöyle:
Filiz Karakuş (Sosyalist Feminist Kolektif): Erdoğan daha önce de ‘Evde çamaşır-bulaşık makineniz var, üç değil beş çocuk yapın’ demişti. Kürtaj korunma yöntemi değildir ancak bir haktır. Kadınlar doğurma makinesi değildir, kaç çocuk yapacaklarına kendileri karar verirler. Kadınların bedenine sahip çıkma hakkı engellenemez.
Özlem Özkan (Mor Çatı): Kadınların kürtaj hakkı tartışma konusu dahi olamaz. Tartışmaya açılmasını kabul etmiyoruz. Kadınlar yıllardır verdikleri mücadeleyle bu hakkı kazandılar. Biz yaşananlardan biliyoruz, buraya gelen kadınlar anlatıyor, kocaları zorla ilişkiye giriyor, bazıları tecavüze uğruyor, bazıları çocuk sahibi olmak istemedikleri halde eşlerinin zoruyla hamile kalıyor. “Kürtaj cinayettir” söylemi erkekleri cesaretlendirecek bir söylemdir, hele Roboski’yle ilişkilendirmek nasıl bir düşünce biçimidir anlamak mümkün değil!
Çiğdem Çidamlı (Halkevci Kadınlar): AKP iktidara geldiği günden bu yana kadın düşmanlığını teşvik ediyor. Türkiye’yi ucuz işgücü ve emek cenneti yapmaya çalışıyor ve bu doğrultuda kadınları kuluçka makinesi haline getiriyor. Artık yüzünü saklamaya gerek de duymuyor, bu çok tehlikeli. Kürtaj vazgeçilmez temel bir haktır. Başbakan’ın söylemi, kadınları ikinci sınıf yurttaş olarak gördüğünün bir göstergesidir ve bunu her yaptığında kadın cinayetlerini, tacizlerini, tecavüzlerini meşrulaştırıyor. Kadının annelik dışındaki kimliklerini elinden alıyor.
Zozan Özgökçe (Van Kadın Derneği): Bunca yıllık kadın çalışmalarımda şunu gördüm, kadınlar doğum kontrol yöntemlerini bilmediklerinden dolayı istemedikleri halde doğum yapmak zorunda kalıyor. Hele tecavüz sonucu hamile kalan kadının çocuğu 9 ay taşıması ve sonrasında bakmak durumunda kalması, kadını yaşayan bir ölü yapıyor. Bu duruma ne diyecek peki Başbakan? Kürtaj hakkı kadınların en doğal hakkıdır. Bu hakkı kullanıp kullanmayacağına kadınlar karar verir.
ÖDP’Lİ KADINLAR:
Başbakan elini dilini bedenimizden çek!
ÖDP’li Kadınlar, yazılı bir açıklama yaparak, Başbakan’ın “Kürtaj cinayettir” şeklindeki sözlerine tepki gösterdi. Açıklamada özetle şöyle denildi:
“İktidara geldikleri günden bugüne Başbakan ve AKP’li bürokratlar tarafından kadınlar üzerine sarf edilen namus ve ahlak içerikli ifadelerden sonra, kadınlar bir de katillikle suçlanıyor. Biz kadınlar soruyoruz ki;
Samsun’da daha geçen yıl işsiz bir ailenin 2,5 aylık bebeği Kübra bebek açlıktan ölürken,
Antalya’da bir baba 12 yaşındaki kızını borcuna karşılık 5 bin TL ye 54 yaşındaki bir adama satarken,
Siirt’te 4 kız çocuğu, aralarında yerel politikacıların ve devlet görevlilerinin de olduğu 35 kişinin tecavüzüne uğrarken,
Erzurum’un Tortum ilçesinde yapılmak istenen HES’lere karşı mücadele ettiği için hakkında 8 ayrı dava açılan 18 yaşındaki Leyla Yalçınkaya yargılanırken,
Öğretmen Metin Lokumcu’nun ölümünü protesto ettiği için Dilşat Aktaş“kız mıdır kadın mıdır”diye hitap edilip, polisler tarafından kalçası kırılırken,
13 yaşındaki bir kız çocuğu N.Ç. aralarında devlet görevlilerinin de bulunduğu 26 kişinin tecavüzüne uğrayıp mahkeme tarafından hakkında rıza ile yaptığı kararı verilirken,
Polise ve savcılığa başvuru yaptığı halde hiçbir tedbir alınmadığı için öldürülen Ayşe Paşalı gibi her gün 5 kadın babası, kocası,erkek kardeşi veya sevgilisi tarafından öldürülürken,
Kim namuslu? Kim ahlaklı? Kim katil?”
Hiç yorum yok