AKP Hükümeti 2/B Yasası’nı çıkardı, 2/B arazileri üzerinde yıllar önce kurulmuş ilçe ve mahallelerde halkın endişeli bekleyişi başladı. Yasaya göre hak sahipleri, rayiç bedelin yüzde 70’ini 3 yılda 6 eşit taksitle ödeyerek 2/B’li arazilerini satın alabilecek ancak bu kapsamda bulunan onlarca emekçi mahallesinde bu yüksek bedellerin ödenmesi mümkün görünmüyor. İstanbul Ümraniye’de, AKP’nin seçimlerde en yüksek oyları aldığı Elmalıkent, Kazımkarabekir, Dumlupınar ve Topağacı Mahallelerinde de halkın gündemi 2/B yasası. Her seçim döneminde tapu sözü verilen halk, bir yandan vergisini; elektrik, su faturasını öderken diğer yandan 2/B ve Kentsel Dönüşüm Yasaları nedeniyle evsiz kalma korkusuyla yaşıyor.

‘ORMAN YAKIP VİLLA YAPANLARLA BİR TUTMASINLAR’

Elmalıkent Mahallesi Dernek Başkanı (EKE-DER) Hamza Yusufoğlu, “1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybetmiş, 6831 sayılı Kanunun 2/B Maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkartılmış arazilerin mülkiyeti 1981 tarihinden beri tartışmalıdır. Yanlış politikalar yüzünden köyden kente göç tetiklendi ve yoğun göç ihtiyacı da mülkiyeti tartışmalı arazilerde yapılaşmayı getirdi” diyerek özetliyor durumu.

2/B arazilerinin yasal olmayan bir şekilde yerleşime açıldığını ve bu araziler üzerinde mahalleler, ilçelerin kurulduğunu, şehirler oluştuğunu belirten Yusufoğlu, “Gerçekten orman vasfını kaybetmiş yerlerde ihtiyaçtan dolayı buralarda gecekondu yapmış, 20-30 yıl vergisini vermiş, zilyetlik hakkını kanunen elde etmiş vatandaşlar korunmalı idi. Oysa daha dün sahil kentlerde ormanları yakan, villa, malikâne, otel yapanlarla terazinin aynı kefesine nasıl koyuluyorlar. Hiç uzağa gitmeyelim! Beykoz Acarkent, Elmalı Barajı sırtlarında, orman arazisini yıkıp sonradan üzerine malikane, villa yapanlar. Çekmeköy ve civarındaki ormanları yok ederek villa kentler oluşturanlarla, Alemdağ’ın arka sırtlarında malikane ve site oluşturanlarla, Kazımkarabekir Mahallesi’nde hasbelkader 100 ve 200 metre kare arazi üzerinde ihtiyaçtan gecekondu yaparak barınanlar aynı kefeye konulamaz” diyor.

‘RAYİÇ DÜŞÜRÜLSÜN TAPULARIMIZ VERİLSİN’

Yusufoğlu, Elmalıkent Mahallesi’nde halk toplantısı yaptıklarını ve 10 kişilik bir komisyon oluşturduklarını kaydederek, bu komisyonun bilgi toplama konusunda çalıştığını, diğer mahallelerde de halkla, kanaat önderleri ve yöre dernekleriyle iletişim kurduklarını ifade ediyor. Sorunun çözümü için toplantılar yapmaya ve çözüm yolu aramaya devam edeceklerini vurgulayan Yusufoğlu, hukukçular ve meslek örgütlerinde de destek isteyeceklerini sözlerine ekliyor. Komisyon olarak taleplerini ise şöyle sıralıyor: “Barınma hakkı insan hakkıdır. Fakat uygulamada tam bir deli dumrul kanunları işlemektedir. Çünkü bu hak artık gökdelenleri ve villaları yapana verilmiş gözükmektedir. Biz işgalci değiliz evlerimizin tapularını istiyoruz, 30 yıldır vergisini ödeyerek, zilyetlik hakkını elde ederek, bedelini ödemişizdir. Rayiç bedellerin gücümüze uygun olarak belirlenmesini istiyoruz”

HALKIN MAĞDUR EDİLMEDİĞİ BİR KENTLEŞME

Ümraniyeliler Vartolular Dernek Başkanı Hüseyin Aslan, düzenli ve sosyal yaşam alanlarının olduğu bir şehirleşmeye karşı olmadıklarını belirterek, isteklerinin halkın mağdur edilmemesi olduğunu söylüyor. AKP Hükümetinin iktidar olduğundan bu yana İstanbul’u “Megakent” yapma hayali kurduğunu ancak halkın fikrini almaya dahi tenezzül etmediğini belirterek oturdukları alanların rantiyeye peşkeş çekilmeye çalışıldığını vurguluyor.

Aslan, ilk elden insanlardan 2 bin TL para istendiğini sonrasında rayiç bedellerinin belirleneceğinin söylendiğini fakat kendilerine ve halka gerekli bilgilerin verilmediğini de ekliyor. Aslan, “Önümüz yerel seçimler, AKP süreci uzatarak halkta oluşan tepkileri dindirmeye çalışıyor. Gazetelerde kentsel dönüşüm konusunda yapılan haberler, birkaç gazete dışında çarpıtılıyor. AKP Hükümetinin niyeti gizleniyor” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

--------------------------------------------------------------------------------

HALKIN BARINMA HAKKI VAR

EMEK Partisi Ümraniye İlçe Başkanı Hıdır Yavuz, 2B yasası geçer geçmez muhtarlıklardan bir yazı geldiğini, yazıda tapuların verilmesi için bir an önce müracatın yapılması gerektiğinin yazıldığını aktarıyor. Ancak yatırılan 2000 TL’nin dışında yeniden bir rayiç bedeli belirleneceğini hatırlatan Yavuz, bu miktarın hala ne olduğunun belli olmadığını ifade ediyor. Dört mahallede 2 bin kiracı aile ve 8 bin kişinin yardıma muhtaç olduğunu belirten Yavuz, bu koşullarda istenen miktarların verilmesinin mümkün olmadığının altını çiziyor.

Asıl amacın halkı evinden çıkarıp yüksek fiyatlarla borçlandırmak olduğunu belirten Yavuz, sorunun her geçen gün daha da derinleştiğini belirterek, “AKP Hükümetinin niyeti halkın barınacağı sağlıklı ve sosyal yaşam alanlarının olduğu konutlar yapmak değil, mevcut alanları başta kendi yandaşlarına ve sermayeye peşkeş çekmek” diyor. Yavuz, mahalle sakinleri olarak daha önce kurulan EKE-DER dernek yönetimi ile toplanarak bir komisyon kurduklarını, mücadelelerinin her geçen gün yayılarak devam edeceğini ifade ediyor. Emek Partisi olarak da bu mücadelenin içinde olduklarına değinen ve halkı bilgilendirmek için çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Yavuz, tek çözümün birleşik mücadele olduğuna vurgu yapıyor.

‘YÜKSEK RAYiÇi ÖDEYEMEYiZ’

NAZLI Baybars, Sosyal Haklar Derneği Başkanı: Evlerinin yıkılmaması ve ücretsiz barınma hakkı için kadınlar olarak çalışmalar sürdürdüklerini söyleyen Baybars, belirlenecek yüksek rayiç bedellerini ödememekte kararlı olduklarını vurguluyor. Mağdur edilmek istenmediklerini, evlerinin peşkeş çektirmeyeceklerini ve bütün bir halk olarak mücadelelerine devam edeceklerini söylüyor Baybars ve Ümraniye’nin mahallelerinde özellikle kadınlarla biraraya geldiklerini ekliyor.

28 yıldır Kazımkarabekir Mahallesinde oturan Feride Mulluoğlu, “Tırnaklarımızla kazıyarak yaptığımız evleri yıktırmayacağız. Çocuklarımızı sokakta mı büyüteceğiz?” diyor. Halbuki Mulluoğlu seçimlerde AKP’ye oy vermiş. Rayiç bedellerin halkın ekonomisine uygun olmasını istediklerini belirten Mulluoğlu, seçim zamanında tapu müjdesi verildiğini fakat 10 yıldır ortada birşeyin olmadığını belirtiyor ve “Elim Başbakanın iki yakasında olacak, ellerimizdeki evlerimizi TOKİ’ye verip bizlere nasıl olacağı belirsiz evleri yüksek paralarla satacaklar. Başbakan 3-5 çocuk yapın deyip duruyor, o zaman bu çocuklara da Başbakan baksın!” sözleriyle tepki gösteriyor.

‘DAYAK MI İSTİYORSUN’ DEYİP KOVDULAR

Asiye Göçmez, Trabzonlu. Evlerini çok zor koşullarda yaptıklarını, yıkılmasına ya da ellerinden alınmasına izin vermeyeceklerini söylüyor. Belediye Başkanı Hasan Can’la görüşmeye gittiğini belirten Göçmez, “İki çürük makarnayla bizi kandırıyorsunuz” dediğinde Can’ın kendisini odadan kovduğunu ve bir görevlinin kendisine “dayak mı istiyorsun” dediğini anlatıyor.

Ülkü Karagöl ise “Çocuklarımız sokakta kalmasın istiyoruz” diyerek, bu saatten sonra kimsenin kendisini evinden attıramayacağına dikkat çekiyor. Fahriye Baykal ise AKP’ye oy vermiş halkta ciddi tepkilerin olduğunu ve kimsenin yüksek rayiç bedellerini ödemeye niyetinin olmadığını aktarıyor

--------------------------------------------------------------------------------

Bu proje kapsamında İzmir’in Gaziemir Emrez ve Aktepe Mahallelerinde, AKP’nin İzmir Milletvekili Aydın Şengül’ün katıldığı bir toplantı yapıldı. Toplantıya katılanlar anlatılanları ikna edici bulmadıklarını belirttiler. Milletvekili Şengül’ün yer yer halka, “Susun konuşmayın, beni dinleyin sadece” tarzındaki çıkışları da mahalle sakinleri tarafından tepkiyle karşılandı. Halkın gösterdiği tepkilerin kaynağında ise, Kadifekale’de uygulanan benzer bir proje sonucu evlerinden çıkartılan insanların evsiz kalmaları ve evlerinin karşılığı olmayan konutlarda oturmaları yatıyor.

HER TUĞLADA ALIN TERİ VAR

Emrez ve Aktepe’de asgari ücretle geçinen yoksul emekçiler yaşıyor ve evlerini yapmak için yıllarca emek harcamış borç ödemiş bu insanlar hâlâ ödemelere devam ediyorlar. Toplantıya katılanlarla görüştüğümüzde evlerinin her tuğlasında alın terlerinin olduğunu ve evlerinin yok pahasına ellerinden alınmasına göz yummayacaklarına belirtiyorlar.

15 yıldır Emrez’de oturan Rukiye Aslan da bunlardan biri. “Milletvekilinin dediği gibi herkesin hakkı verilecek ise bizim açımızdan sorun yok. Ama borçlanarak olacaksa ya da evimizin değerini alamayacaksak evlerimizi yıktırmayacağız” diyor Aslan. AKP’li vekilin sadece tapu sahiplerinin evlerinin karşılığını alacağını belirttiğini dile getiren Aslan, tapusu olmayan ev sahiplerinin durumunun ne olacağını soruyor.

TAPUSU OLMAYAN NE YAPACAK?

35 yıldır Aktepe’de yaşayan Hatun Aytekin, evinin 3 katlı olduğunu, yıllarca borç ödediğini söylüyor. “Onca emeğimizi yok pahasına alacaklarsa evimi yıktırmam” diyen Aytekin, Kadifekale’deki durumu örnek gösteriyor. “Oradaki insanların hâlâ oturacak evleri yok. Olanlarınki ise dağ başında ve ulaşım araçları bile yarım yamalak” diyen Aytekin, mahalledeki herkesin asgari ücretle çalıştığını belirtiyor, bütün mahalle olarak birlikte hareket etmeleri gerektiklerinin de altını çiziyor.

Emrez Mahalle Muhtarı Hüseyin Dağdeviren de, projenin 122 hektarlık bir alanı kapsadığını, proje kapsamında Emrez’de yaklaşık 1800 evin olduğunu dile getiriyor.

Daha önceden Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan projenin Bakanlar Kurulunda onay beklediğini söyleyen Dağdeviren, vatandaşın istemediği hiçbir şeyin olmayacağını ileri sürerek, sürecin mahallelerde kurulacak bürolar aracılığıyla halkla birlikte yürüyeceğini vurguluyor. (İzmir/EVRENSEL)
Daha yeni Daha eski