Meclis Uludere Olaylarını İnceleme Komisyonu’nun BDP’li üyesi Kürkçü, MİT'in “Olaydan haberimiz yoktu, resmi kaynaklardan bize bildirild...
Meclis Uludere Olaylarını İnceleme Komisyonu’nun BDP’li üyesi Kürkçü, MİT'in “Olaydan haberimiz yoktu, resmi kaynaklardan bize bildirildi" açıklamasını çelişkili buldu. MİT’in katliamla ilgili bilgi sahibi olmamasının mümkün olmadığını ve katliamın tarihi bir sorgulamaya dönüşeceğini belirten Kürkçü, “Hükümet gerçekleri saklayarak kendi ayağına ateş etti” dedi.
Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski (Ortasu) Köyü’nde 28 Aralık 2011 tarihinde 19’u çocuk 34 Kürdün TSK’ya ait F-16 savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilmesinin üzerinden 170 gün geçmesine rağmen katliamın siyasi ve askeri sorumluları ortaya çıkarılmadı. AKP Hükümeti, katliamı “hata” olarak nitelendirip manipülatif tartışmalarla karartmaya çalışırken Roboskili ailelerin adalet arayışı sürüyor.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ise, Roboski katliamına ilişkin 12 Haziran günü TBMM’ye gönderdiği raporda "Olaydan haberimiz yoktu, resmi kaynaklardan bize bildirildi" dedi. MİT raporunda, "Somut bir hareket ve sızmadan söz etmedik. 28 Aralık'ta kimseyle bilgi paylaşmadık" ifadelerini kullandı.
TBMM Uludere Olaylarını İnceleme Komisyonu üyesi BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü MİT’in raporunu ANF’ye yorumladı. Katliamın üzerinden yaklaşık 6 ay geçtiğine dikkat çeken Kürkçü, bu süreçte daha fazla bilgi ve belgenin olması gerektiğini ifade ederek Diyarbakır Savcılığı’ndan eksik belge gönderildiğini söyledi.
Genelkurmay Başkanlığı ve MİT’ten gelen dosyayı tekrar incelediklerini belirten Kürkçü, raporda olaydan bir gün önce ve önceki bir ay boyunca kendilerine olaya ilişkin bir istihbaratın ulaşmadığını ve 28 Aralık’ta hiç kimseyle bir bilgi paylaşmadıklarını söyleyen MİT’in, olayla resmen 29 Aralık günü sabah saat 09.35’de bilgi sahibi olduklarını ve bu saatten itibaren bölgedeki birimler ve halkla irtibata geçerek bilgi topladıklarını ifade ettiklerini aktardı.
‘MİT’İN BİLGİ SAHİBİ OLMAMASI MÜMKÜN DEĞİL’
“MİT’in yaptığı açıklama bizim açımızdan tuhaf bir açıklamadır” diyen Kürkçü şöyle konuştu: ”Çünkü öbür yazı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılmış bir yazı ve biz bunu evrak içerisinde gördük. MİT’in, genel olarak bu olayla ilgili bilgi sahibi olmaması mümkün değildir. Fiilen bilgi sahibi olduklarını düşünüyorum. MİT bu açıklamalarıyla karar alma sürecine dahil edilmediklerini bir şekilde ima ediyor. Ben böyle anlıyorum. Bu da TSK, MİT ve İç İşleri Bakanlığı arasında Roboski katliamında bir koordinasyonsuzluk, bir birini öteleme diyebileceğimiz bir davranış bozukluğuna işaret ediyor. Fakat bu açık açık anlatılamadığından böyle çelişkili ifadeler ortaya çıkıyor.”
Katliamın üzerinden 170 gün geçmesine rağmen 'Vur emrini kim verdi', 'İstihbarat kimden' sorularının yanıtsız kaldığına dikkat çeken Kürkçü, sorumlu olan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın görevini layıkıyla yapmadıklarının altını çizdi.
Sorumlu olan iki kurumun görevlerini layıkıyla yapmadıklarını ifade eden Kürkçü, “Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı yazı yazıp cevap beklemek dışında daha çok yetki var. Mesela Bülent Arınç’a suikast iddiası söz konusu olduğunda savcılık, Genelkurmay’ın kozmik odasına kadar girmişti. Özel Yetkili Savcılıkların sınırsız yetkileri olduğunu biliyoruz. Ancak bu mahkemeler, yıkıcı olarak kullandıkları o yetkilerini bu konuda ise kullanmaktan kaçınıyorlar. Genelkurmay ise kendi komuta düzeyi bağlamında hiçbir bilgiyi ne yargıya ne Meclis Komisyonu’na ya da savcılığa aktarmıyor. Bu açıdan Genelkurmay hem uygulama hem de katliamın sonuçlarını saklamada artık kusur ve ihmalle açıklanamayacak bir tutum takınıyor. Gerçekleri gizlemekte ve suçluları saklamakta ısrarlı bir tavır sürdürmektedir” diye kaydetti.
‘ÖZEL YETKİLİ SAVCILIKLAR GÖREVİNİ YERİNE GETİRMİYOR’
Askeri sorumluluk açısından konunun Genelkurmay Başkanlığı’nda olduğunu ve bunun artık ortaya çıktığını vurgulayan Kürkçü sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kararın alınma süreci karanlıktadır. Siyasi sorumluluğun ise hükümette olduğunu zaten biliyoruz. Bu operasyon hükümetin Meclis’ten aldığı sınır dışı operasyona asker gönderme yetkisine dayanıyordu. Katliamın siyasi ve askeri sorumluları belli, hükümet ve Genel Kurmay Başkanlığı’dır.”
AKP Hükümeti ve Genelkurmay Başkanlığı’nın yetki devirleri ile birlikte başka kimlerin bu katliama ortak olduklarının ise ikinci bir sorun olduğunu belirten Kürkçü, bunu da ortaya çıkarmakla görevli olan savcılığın görevini yerine getirmediğini ifade etti.
İnceleme Komisyonu’nun yetkilerinin sınırlı olduğuna işaret eden Kürkçü, “Biz komisyon olarak Genel Kurmay Başkanlığı’na girerek bu belgeleri arayamayız” dedi.
‘İKTİDAR, KARTOPU GİBİ TEPEDEN AŞAĞIYA YUVARLANIYOR’
Roboski katliamının yaşandığı 28 Aralık’tan bu yana Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanlığı’nın, katliamın faillerini bildiğini ifade eden Kürkçü, “Katliamın sorumluları saklanarak halk yatıştırılmaya, uyutulmaya çalışıldı. Ancak bunu başaramayınca tehdit ederek katliamın araştırılmasını engellemeye çalıştılar. Ancak artık çok geç. Çünkü katliam uluslararası alana taşındı. Bu eninde sonunda hükümeti iktidardan götürecek bir kartopu gibi tepeden aşağıya yavaş yavaş yuvarlanıyor. Bu tarihi bir sorgulamaya dönüşecektir.”
Hükümetin ne yaparsa yapsın katliamın üzerini kapatamayacağına vurgu yapan Kürkçü, şimdi meselenin hükümetin, suçluları yani kendisini hangi sürede ve nasıl teslim edeceği olduğunu söyledi.
“Hükümet gerçekleri saklayarak kendi ayağına ateş etti” ifadesini kullanan Kürkçü sözlerini şöyle tamamladı: “Hükümet katliamın birinci günü konuyu kapatılamaz hale kendisi getirmiştir. Eğer hükümet katliamın birinci günü çıkıp ‘biz sorumluyuz’ , Genelkurmay Başkanlığı da ‘araştıracağız’ deseydi, o zaman kamuoyu yatışırdı. Soruşturmanın sonucunu beklemezdi. Oysa şimdi tam tersi, Türkiye’deki herkes bu konu ile birinci dereceden ilgilidir. Sorumlular daha fazla saklanamaz, ortaya çıkacaktır.”
Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski (Ortasu) Köyü’nde 28 Aralık 2011 tarihinde 19’u çocuk 34 Kürdün TSK’ya ait F-16 savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilmesinin üzerinden 170 gün geçmesine rağmen katliamın siyasi ve askeri sorumluları ortaya çıkarılmadı. AKP Hükümeti, katliamı “hata” olarak nitelendirip manipülatif tartışmalarla karartmaya çalışırken Roboskili ailelerin adalet arayışı sürüyor.
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ise, Roboski katliamına ilişkin 12 Haziran günü TBMM’ye gönderdiği raporda "Olaydan haberimiz yoktu, resmi kaynaklardan bize bildirildi" dedi. MİT raporunda, "Somut bir hareket ve sızmadan söz etmedik. 28 Aralık'ta kimseyle bilgi paylaşmadık" ifadelerini kullandı.
TBMM Uludere Olaylarını İnceleme Komisyonu üyesi BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü MİT’in raporunu ANF’ye yorumladı. Katliamın üzerinden yaklaşık 6 ay geçtiğine dikkat çeken Kürkçü, bu süreçte daha fazla bilgi ve belgenin olması gerektiğini ifade ederek Diyarbakır Savcılığı’ndan eksik belge gönderildiğini söyledi.
Genelkurmay Başkanlığı ve MİT’ten gelen dosyayı tekrar incelediklerini belirten Kürkçü, raporda olaydan bir gün önce ve önceki bir ay boyunca kendilerine olaya ilişkin bir istihbaratın ulaşmadığını ve 28 Aralık’ta hiç kimseyle bir bilgi paylaşmadıklarını söyleyen MİT’in, olayla resmen 29 Aralık günü sabah saat 09.35’de bilgi sahibi olduklarını ve bu saatten itibaren bölgedeki birimler ve halkla irtibata geçerek bilgi topladıklarını ifade ettiklerini aktardı.
‘MİT’İN BİLGİ SAHİBİ OLMAMASI MÜMKÜN DEĞİL’
“MİT’in yaptığı açıklama bizim açımızdan tuhaf bir açıklamadır” diyen Kürkçü şöyle konuştu: ”Çünkü öbür yazı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılmış bir yazı ve biz bunu evrak içerisinde gördük. MİT’in, genel olarak bu olayla ilgili bilgi sahibi olmaması mümkün değildir. Fiilen bilgi sahibi olduklarını düşünüyorum. MİT bu açıklamalarıyla karar alma sürecine dahil edilmediklerini bir şekilde ima ediyor. Ben böyle anlıyorum. Bu da TSK, MİT ve İç İşleri Bakanlığı arasında Roboski katliamında bir koordinasyonsuzluk, bir birini öteleme diyebileceğimiz bir davranış bozukluğuna işaret ediyor. Fakat bu açık açık anlatılamadığından böyle çelişkili ifadeler ortaya çıkıyor.”
Katliamın üzerinden 170 gün geçmesine rağmen 'Vur emrini kim verdi', 'İstihbarat kimden' sorularının yanıtsız kaldığına dikkat çeken Kürkçü, sorumlu olan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın görevini layıkıyla yapmadıklarının altını çizdi.
Sorumlu olan iki kurumun görevlerini layıkıyla yapmadıklarını ifade eden Kürkçü, “Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı yazı yazıp cevap beklemek dışında daha çok yetki var. Mesela Bülent Arınç’a suikast iddiası söz konusu olduğunda savcılık, Genelkurmay’ın kozmik odasına kadar girmişti. Özel Yetkili Savcılıkların sınırsız yetkileri olduğunu biliyoruz. Ancak bu mahkemeler, yıkıcı olarak kullandıkları o yetkilerini bu konuda ise kullanmaktan kaçınıyorlar. Genelkurmay ise kendi komuta düzeyi bağlamında hiçbir bilgiyi ne yargıya ne Meclis Komisyonu’na ya da savcılığa aktarmıyor. Bu açıdan Genelkurmay hem uygulama hem de katliamın sonuçlarını saklamada artık kusur ve ihmalle açıklanamayacak bir tutum takınıyor. Gerçekleri gizlemekte ve suçluları saklamakta ısrarlı bir tavır sürdürmektedir” diye kaydetti.
‘ÖZEL YETKİLİ SAVCILIKLAR GÖREVİNİ YERİNE GETİRMİYOR’
Askeri sorumluluk açısından konunun Genelkurmay Başkanlığı’nda olduğunu ve bunun artık ortaya çıktığını vurgulayan Kürkçü sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu kararın alınma süreci karanlıktadır. Siyasi sorumluluğun ise hükümette olduğunu zaten biliyoruz. Bu operasyon hükümetin Meclis’ten aldığı sınır dışı operasyona asker gönderme yetkisine dayanıyordu. Katliamın siyasi ve askeri sorumluları belli, hükümet ve Genel Kurmay Başkanlığı’dır.”
AKP Hükümeti ve Genelkurmay Başkanlığı’nın yetki devirleri ile birlikte başka kimlerin bu katliama ortak olduklarının ise ikinci bir sorun olduğunu belirten Kürkçü, bunu da ortaya çıkarmakla görevli olan savcılığın görevini yerine getirmediğini ifade etti.
İnceleme Komisyonu’nun yetkilerinin sınırlı olduğuna işaret eden Kürkçü, “Biz komisyon olarak Genel Kurmay Başkanlığı’na girerek bu belgeleri arayamayız” dedi.
‘İKTİDAR, KARTOPU GİBİ TEPEDEN AŞAĞIYA YUVARLANIYOR’
Roboski katliamının yaşandığı 28 Aralık’tan bu yana Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanlığı’nın, katliamın faillerini bildiğini ifade eden Kürkçü, “Katliamın sorumluları saklanarak halk yatıştırılmaya, uyutulmaya çalışıldı. Ancak bunu başaramayınca tehdit ederek katliamın araştırılmasını engellemeye çalıştılar. Ancak artık çok geç. Çünkü katliam uluslararası alana taşındı. Bu eninde sonunda hükümeti iktidardan götürecek bir kartopu gibi tepeden aşağıya yavaş yavaş yuvarlanıyor. Bu tarihi bir sorgulamaya dönüşecektir.”
Hükümetin ne yaparsa yapsın katliamın üzerini kapatamayacağına vurgu yapan Kürkçü, şimdi meselenin hükümetin, suçluları yani kendisini hangi sürede ve nasıl teslim edeceği olduğunu söyledi.
“Hükümet gerçekleri saklayarak kendi ayağına ateş etti” ifadesini kullanan Kürkçü sözlerini şöyle tamamladı: “Hükümet katliamın birinci günü konuyu kapatılamaz hale kendisi getirmiştir. Eğer hükümet katliamın birinci günü çıkıp ‘biz sorumluyuz’ , Genelkurmay Başkanlığı da ‘araştıracağız’ deseydi, o zaman kamuoyu yatışırdı. Soruşturmanın sonucunu beklemezdi. Oysa şimdi tam tersi, Türkiye’deki herkes bu konu ile birinci dereceden ilgilidir. Sorumlular daha fazla saklanamaz, ortaya çıkacaktır.”