Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğündeki Vatan-Cumhuriyet ve Emek Birlikteliği Ankara’da buluştu, Anayasa ve Türkiye gündemini konuştu.
Çok uzun zamandır Ankara’da ilk kez bir salon bu kadar doldu taştı. Yenimahalle Belediyesi Nazım Hikmet Kültür Merkezi salonu 1600 kişilikti, 5 bin kişi sığdı. Belki bir o kadarı da geri döndü.
Sadece salon değil, Türkiye’de yaşananlar karşısında dinleyicilerin de konuşmacıların da sabırları dolmuştu, taştı.
Sırasıyla ÇYYD Başkanı Prof. Aysel Çelikel, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Türk Hukuk Kurumu Başkanı Sabih Kanadoğlu, Eğitim-İş Sendikası Başkanı Veli Demir, Şair ve Gazeteci Ataol Behramoğlu, BMC İşçileri Temsilcisi Haluk Çetin, Engelliler Federasyonu Başkanı Turhan İçli, TGB eski Başkanı ve Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel, Gazeteci-Yazar Bekir Coşkun, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve ADD Başkanı Tansel Çölaşan Türkiye ve Türk Milleti üzerinde hangi oyunların oynandığını tüm çıplaklığıyla ortaya koydu.
Ama birisi vardı ki, sözleri önce salona, sonra Türkiye’ye balyoz gibiydi. O bir gaziydi. Gaziler adına konuştu Gürkut Acar. “Analar ağlamasın” söyleminin iğrenç amaçlar ve algı için kullanıldığını söyledi, “Başbakan Erdoğan’a hakkımı helâl etmiyorum” dedi. 2 kez yaralandığını, iç organlarının yarısını kaybettiğini, bin gün süren tedavisi sırasında anasının hergün başı ucunda ağladığını anlattı. Sonra da hesap sordu:
Annemin kutsal gözyaşlarının hesabını kim verecek? Madalyalarımızın anlamı yok artık. Belki bunları bizden alıp, Öcalan’a takacaklar. Bizim analarımız hâlâ ağlıyor. Bu durumu kabul edemiyoruz. Ülkemiz için vücudumuzun kalan parçalarını da feda etmeye hazırız. Ey vatan hainleri!.. Bizden ve Türk Milleti’nden korkun. Ne mutlu Türküm diyene.
Tekerlekli sandalyeye mahkum gazimiz Serdar Çelen, diğer kahramanlarımız Ertan Acır ve İzzet Ertunç da Gürkut Acar’la birlikte, “Bizi geçemezsiniz” mesajı verdiler.
Bu feryadın üzerine Bekir Coşkun’un siyasilere yönelik sözleri sanırım iyi gider. Dedi ki;
Canımız çok yanıyor. 10 yıldır evimizde dizimize vura vura ağlamaktan bir hâl olduk. Çözüm siyasilerin akıllarını başlarına toplamasıdır. Baktım muhalefet Meclis’te bayrak açmış. Bari orada da açamasaydınız!.. Yaramızın nerede olduğunu bilmezsek, sargıyı şaşırır, tedavi edemeyiz. Artık aklınızı başınıza toplamanız lazım. Akil adamlar topluyor. Siz sakil adam mısınız? Gerekirse çekilin parlamentodan. Bu kadar döneği olup da yıkılmayan bir rejim görmedim. Size ne lâzım? Yürekse, işte yürek. Gözyaşı mı, 10 senedir ağladık. Gözyaşı, yürek, yumruk var. Daha ne olsun?
Müyesser Yıldız
Odatv.com
Daha yeni Daha eski