En sevdiği renk mor olan kadın/ En sevdiği kelime "asi"/ En sevdiği oyun incitmek beni/ Hıncı, çocukluktan kalma bir yara i...
En
sevdiği renk mor olan kadın/ En sevdiği kelime "asi"/ En sevdiği oyun
incitmek beni/ Hıncı, çocukluktan kalma bir yara izi gibi İpleri
dolaşmış uçurtmalar misali/ Ne beraber uçabildik, boşverip şu dünyayı/
Ne gidebildik kendi yolumuza/ Rüzgarda savruk, başına buyruk/ Senle ben
Zamanı, yaralarla ölçen kadın/ Geçmişiyle kavgalı/ Gündüz isyankar/
Geceleri Tanrı’ya sığınan kız çocuğu/
Kırdığı kalpleri dizmiş ipe/ Gene en büyük zararı kendine En sevdiği
ses, çocuk sesi/ Güneşli, billur, neşeli/ Oysa, yıllar var ki kendi/
Anne olmayı istememiş/ Çekip gidebilmek için bir gün/ Geride ekmek
kırıntıları bırakarak/ Kuşlar yesin diye ayak izlerini/ Kalmasın ne bir
sızı ne kalp yarası Sevişirken taşkın bir nehir/ Öpüşürken kor bir alev/
Uykusunda melek gibi masum/ Bakmaya kıyamadığım/ Kaç gece göğsünde
uyuduğum/ Ama beraber uyanamadığım kadın İpleri dolaşmış uçurtmalar
misali/ Ne beraber uçabildik, boşverip şu dünyayı/ Ne gidebildik kendi
yolumuza/ Rüzgarda savruk, başına buyruk/ Senle ben Her hasretten sonra/
Başka başka sevdaların kollarında/ Yemin etmişken bir daha konuşmamaya/
Gene bulup birbirimizi/ Sabahı olmayan gecelerde/ Aldatma pahasına
sevdiklerimizi/ Ağlayarak seviştiğim kadın/ Senle ben ipleri dolaşmış
uçurtmalar misali İpleri dolaşmış uçurtmalar misali/ Ne beraber
uçabildik, boş verip şu dünyayı/ Ne gidebildik kendi yolumuza/ Rüzgarda
savruk, başına buyruk/ Senle ben..