Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

GAZETE DEMOKRAT / İKTİDAR DOSYASI

HIDE_BLOG

EMEK/SINIF/HALK

ÖDP, Kürt Sorununa Çözüm Önerilerini Trabzon'da Açıkladı

ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, partisinin Kürt Sorununa çözüm önerilerini bugün Trabzon Gazeteciler Cemiyet'inde yaptığı basın top...

ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, partisinin Kürt Sorununa çözüm önerilerini bugün Trabzon Gazeteciler Cemiyet'inde yaptığı basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Alper Taş, "Barışa Evet Sivil Diktatörlüğe Hayır" başlıklı açıklamada on üç maddelik çözüm önerilerini sıraladı.


ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, "Barışa Evet Sivil Diktatörlüğe Hayır" başlıklı açıklamada on üç maddelik çözüm önerilerini sıraladı.
Alper Taş, öğlen saatlerinde Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesinde yılbaşından bu yana direnen taşeron işçileri ziyaret ederek işçilerin direnişine destek verdi. Alper Taş daha sonra Trabzon Gazeteciler Cemiyetine geçerek burada bir basın toplantısı düzenledi.
ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş tarafından yapılan basın açıklamasının tam metni; 
Barışa Evet
Sivil Diktatörlüğe Hayır


Kürt sorununda önemli bir eşikteyiz.

Yıllardır süregelen savaş acı sonuçlar üretti. Ölmenin ve öldürmenin normalleştiği, acının sıradanlaştığı karabasan içinde tek umut ışığı insanlarımızın kalbinde sıcak kalan barış ve kardeşlik özlemi oldu. Bugün halen barıştan söz edebilmemizi mümkün kılan da budur.

Türk-Kürt insanımızın ortaya koyduğu barış iradesine sahip çıkmak ve güçlendirmek bugün hepimizin en temel sorumluluğu olmalıdır.

ÖDP, yıllardır bütün platformlarda Kürt sorununun çözümünün diyalogdan ve görüşmelerden geçtiğini dile getirdi. Hangi gerekçeyle olursa olsun bugün görüşmelere yeniden başlanmış olması önemlidir. 

Görüşmeler kesintiye uğramadan sürdürülmeli ve tüm açıklığıyla halkla paylaşılmalıdır.

ÖDP, kalıcı ve köklü bir çözüm içermese de, Kürt emekçilerinin ve yoksullarının sorunlarına gerçek çözüm sunmasa da sorunun bu aşamasında akan kanın durması, bir arada yaşamın zeminlerinin güçlendirilmesi, daha kalıcı ve köklü çözüm imkânlarının geliştirilebilmesine katkı sunacak adımları destekleyecek, barışa tereddütsüz evet diyecektir. Aynı zamanda Kürt sorununun da köklü çözüm yolu olarak Türkiye'yi tüm emekçiler ve ezilenlerle birlikte yeniden kurma mücadelesinde de kendi yol haritasından şaşmayacaktır.

Barış yalnızca yukarıdan sürdürülecek görüşmeler ve varılacak mutabakatla sağlanamaz. Türklerin ve Kürtlerin bir arada yaşam zeminlerini güçlendirecek adımlar atılmadan, yani toplumsal barış için mücadele edilmeden gerçek barış mümkün olmaz.

Bu yüzden, Trabzon'dan Diyarbakır'a, İzmir'den Mardin'e, Edirne'den Siirt'e halklar arasında barış köprüsünü kuracak bir barış dili ve siyasetine ihtiyaç var. Barış, ancak memleketimizin her yerinde elini kolunu sallayarak özgürce dolaşabildiği zaman gerçekleşecektir.

AKP bu süreci Başkanlık Sistemi'ne geçişin ya da “Türk Tipi Başkanlık Sistemi” adı altında “tek adam tek parti” çoğunluk diktasını anayasa ile kurumsallaştırmanın aracı haline getirmeye çalışmaktadır.  Barışın bedeli olarak dayatılmaya çalışılan bu sivil diktatörlük kurma çabasına karşı mücadele etmeden ülkemizin demokratikleşmesi ve halkların özgürleşmesi mümkün olmayacaktır.

ÖDP, fiilen uygulanan tek adam tek parti diktasının anayasa ile sivil diktatörlüğe dönüştürülerek kurumsallaştırılmasının karşısında olacaktır.

ÖDP aynı zamanda Kürtlerle barışın, “Türk-Kürt El Ele Bölgesel Seferberliğe” yaklaşımıyla Suriye, İran ve bölge halklarına karşı bir savaşa dönüştürülmesine de asla izin vermeyecektir.

Sorunun çözümü konusunda daha önce de defalarca dile getirdiğimiz önerilerimizi burada bir kez daha yineliyoruz,
  • Görüşmeler sürdürülmeli ve her aşaması kamuoyuyla paylaşılmalıdır,
  • Halkın tüm kesimlerinin sürece demokratik katılımı sağlanmalıdır,
  • Hem devlet her tür operasyonu durdurmalı hem de PKK silahlı eylemlere son vermeli ve silahlı güçlerini ülke dışına çıkarmalıdır,
  • Hem PKK’nin alıkoyduğu insanlar hem de KCK tutukları serbest bırakılmalıdır,
  • Siyasi partiler ve seçim yasası değiştirilmeli, demokratikleştirilmeli; seçim barajı kaldırılmalı, temsilde adalet ve eşitlik sağlanmalıdır,
  • Anadilde eğitim talebi karşılanmalı, düşünce, ifade özgürlükleri güvence altına alınmalı, siyasi yasaklar tümden kaldırılmalıdır,
  • Etnik kökeni, dini, dili, kültürü, mezhebi ne olursa olsun Türkiye’de yaşayan herkesin anayasal yurttaşlık temelinde eşit haklara sahip olması sağlanmalı, bu anlamda kendi kültürlerini yaşatmaları ve geliştirmeleri anayasal güvence altına alınmalıdır,
  • Köyünden göç ettirilmiş olanların köye dönüşünü sağlayacak şekilde yasal düzenlemeler gözden geçirilmeli, göç etmiş olanların yerleştikleri yerlerde insanî yaşam koşulları geliştirilmelidir,
  • Koruculuk sistemi kaldırılmalıdır,
  • Kim tarafından yapılmış olursa olsun insan hakları ihlallerinin, insanlık suçlarının açığa çıkartılması için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır,
  • Toprak reformuyla birlikte, kamu eliyle bölgesel kalkınma planları hazırlanmalı, bölgeye ekonomik, sosyal yatırımlarda öncelik verilmeli, eşitsizliği ortadan kaldıracak önlemler alınmalıdır,
  • Hem sorunun çözümü hem de Türkiye’nin demokratikleşmesine hizmet etmesi açısından yerinden yönetim ilkelerinin doğrudan demokrasi temelinde, kamucu bir anlayışla geliştirilmesini, yerel halk meclislerinin yönetsel yetkilerle donatılmasını amaçlayan ve merkezin yetkilerinin yerel yönetimlere devri kapsamında idari, siyasi düzenlemeler gerçekleştirilmelidir,
  • Dünya deneyimleri de dikkate alınarak bir silahsızlandırma programı belirlenmeli, herkesi kapsayacak bir genel af ilan edilmelidir.

SON YAZIDAN